19 Eylül 1960 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 26

19 Eylül 1960 tarihli Akis Dergisi Sayfa 26
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

GENÇLİK verdiği beş- görülmemişti. hükümlerini ve gereklerini de gözönünde tutunca Federasyonu hem hakiki ve hem de hukuki olarak temsile yetkili hir he- yetin mevcudiyetinden söz açılamaz- dı. 27 Mayıstan sonra işbaşına getiri- len ekip ise geçici bir ekipti. Tapıla- cak ilk iş Federasyonun, kanunun ve tüzüklerinin açık hükmüne rağ- men, iki yıldır yapmadığı kongresini yapması, geçen yönetim kurulunun hesabını vermesi ve kongre sonunda Federasyonu gerçekten temsile yet- kili bir kadronun iş başına geçmesi idi. M.T.T.B. ile T.M.T.F. nun birleş- mesi konusunda karar vermek yöne- tim kurullarının yetkisi dahilinde de- ğildi. Bu karan ancak bu teşekkülle- rin kongreleri verebilirdi. -M.T.T.B. prensiplere, yasalara ve nizamlara saygılı bir dernek olarak kongresin- den bu konuda yetki almadıkça bir- leşme kararı veremezdi. Bu sebeple dahi, talebe o teşekküllerinin süratle kongrelerini toplamaları gerekiyordu. Bütün şartlarıyla bir hukuk devleti- nin kurulması için çalışmalara giri- şildiği bu sıralarda, talebe teşekkül- lerinden hukuk dışı, kanun dışı ka- rarlar alınmasını istemek elbette ki beklenemezdi. Bu, 27 Mayıs Devrimi- nin ruhuna ve mânasına tamamen aykırı ve zıt bir tutum olurdu. Milli Birlik Komitesinin talebe teşekkülle- rinin birleşmesi konusunda gösterdi- ği ilgi ve hattâ titizliğe hak verme- mek mümkün değildi. Bu tutumun- dan dolayı, talebe teşekkülleri Milli Birlik Komitesine teşekkür borçluy- dular. Ancak, her işin bir yolu yor- damı vardı. Bu yol yordam da, teşek- küllerin kongrelerinden geçerdi. Bu düşünceye itiraz etmenin imkânı da yoktu. Çünkü, mevcut kanunların açık hükümleri esasen hareket hattı- nı böyle çiziyor, böyle gösteriyordu. Kanunlara rağmen bir takım karar- lar alıp uygulamağa geçmenin im- kânsızlığı ise aşikârdı. Yapılacakişler He üç teşekkülün kongrelerini top- layıp, hesaplarını vermeleri, bir- leşme ve kendi kendilerini fesih ko- nusunda karar almaları nasıl gerek- liyse, bir başka karara da varmaları iydi. Bu kongrelerde, yeni kurulacak teşekkülün ilk genel kurulunu teşkil edecek delegelerin de seçilmesi lâzımdı. Arada herhangi bir sızıltıya meydan vermemek, mesele- yi yeniden "sen-ben" kavgasına dökmemek için bu konuda yapılacak iş aslında basitti, önce yeni kurulan teşkilat için kaç kişilik bir, "ilk ge- nel kurul" üyesine ihtiyaç olduğu ta- raflarca tespit edilmeliydi. Tespit e- 26 dilecek delege sayısı, mevcut teşek- küller arasında eşit olarak paylaşıl- malıydı. Her teşekkül, kendi payına düşen sayıda delegeyi, yapacağı kon- grede seçmeliydi. Böylece, teşekkül- lerin hakiki sahipleri bulunan üyeler tarafından kendilerini temsil edecek kimseler tâyin ve tespit edilmiş olur- du. Bu degeler toplanırlar, eşit şart- lar altında hakiki temsil gücüne sa- hip olarak yeni kurulacak teşekkülün statüsünü hazırlarlardı. Bu yol her türlü tartışmanın çekişmenin önüne geçebilecek, demokratik haklara ve kanun hükümlerine saygı yönünden de örnek bir hareket olacaktı. Üste- lik yeni kurulacak teşekkülün sağ- lam, temellere ve prensiplere dayan- ması da sağlanmış bulunacaktı. M.T.T.B. nin genç 2. Başkanı Be- şir Hamidi, birleşme konusundaki düşüncelerini oOböylece (o özetliyordu. Ayrıca yeni kurulacak teşkilât için bir tüzük tasarısı da vardı. Bu tasarı- da, geçirilmiş tecrübelerden faydala- nılarak bâzı yeni hükümler yer alı- yordu. Bir kere, yeni kurulacak te- şekkülün, işbaşına gelecek iktidarla- rın elinde bir politika âleti hâline gel- mesi kesin surette önlenmeliydi. Bu- nun için de, teşekkülün gelir kaynak- ları açık surette tespit edilmeli ve bu kaynaklar, iktidarlar için gençlik teşekkülüne herhangi bir şekilde ta- sarruf ve baskı hakkı tanımayacak şekilde düzenlenmeliydi. Önemli olan Tasarıda yer alması gereken hü- kümlerden biri de, doğrudan doğ- ruya öğrenci teşekkülünde görev ala- caklarla ilgiliydi. Bir kere iki yıl üs- tüste sınıfta kalan öğrencinin, ida- reci olmaması gerekirdi. Dört yıllık bir tahsil devresini sekiz yılda güç tamamlıyan bir kişinin, yüksek tah- sil gençliğini temsil etmesi hem şekil ve hem de mâna bakımından doğru görülemezdi. Temsilciler her yönden örnek kişiler olmalıydılar. Bu itibar- la yeni kurulacak teşekkülün yönet- meliğine bu konuda açık hükümler konmalıydı. AKİS, 19 EYLÜL 1960

Bu sayıdan diğer sayfalar: