19 Eylül 1960 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 9

19 Eylül 1960 tarihli Akis Dergisi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

meşhur Havadis şu sualle ortaya çık- "Geçen basın toplantınızda, parti liderlerinin konuşma ve hareketlerin- de daha titiz olmaları lüzumunu be- lirtmiştiniz. Buna rağmen Sayın İnö- nün Partisinin kuruluş yıldönümü vesilesiyle verdiği şümullü ve bilhas- sa P. mensuplarını topyekün suç- landıran o beyanatı, taNiye Ofamizliş kabili telif görüyor musunuz Gürselin cevabi kesindi: “Bu hu- susta takdir (o kullanılması icâp edi- yorsa, bunu lütfen kullanacak olana bırakınız". İhtimal ki toplantıyı ter- kederken D.P. kuyruklarının suratla - rının asık bulunmadı bu yüzdendi. İs- tediklerini elde oedememişler, fiskos rece dikkatli ve ihtiyatlıydı. devlet adamı cevaplarıydı. Hele kuyruklar o hepsi de yağlı kuyruklardır ya..- basın toplantısın- dan sonra cereyan eden bir hâdiseyi duymuş olsalardı itinayla besledikle- ri karakedinin başka diyarlara göç etmek üzere olduğunu daha iyi an- larlardı. Başkan Gürsel, C.H.P. nin Merkez Gençlik Kolu idare kurulunu kabul etti ve bu ateşli çocuklarla tam yetmiş dakika hasbıhal etti. Konuş- ma son derece samimi, sıcak geçti, Başkan Gürsel en iyi hisler ifade et- ti. Gençler salondan çıkarken yürek- ten memnundular. Bunlar, Evet, basın toplantısı omükem- mel hazırlanmıştı. Belki bir tek ku- suru vardı: Sual - Cevap broşürü im- lâ bilmeyen bir musahhihin eline bı- rakılmıştı. Ayrı yazıldığı ilkokulda öğretilen bütün sual ekleri, broşürde kelimelere bitiştirilmişti! Ama bu, kadı kızında bile mubah görülen bir kusurdu. Demokrasi Bir parti peşinde (Kapaktaki yelpaze) Geçen haftanın sonlarında bir gün, Milliyet gazetesinde "İnkilâp Par- tisi İstanbulda müteşebbis arıyor" başlığını görenler bunun, son zaman- larda moda haline gelen garip ilân- lardan biri olduğunu sandılar. Halbu- ki başlık birinci sayfanın birinci sü- tunundaydı ve altındaki metin, bir kaç satırlık da olsa, ilân değil haber- di. Gazete, kurulacağı Ankarada bir basın toplantısında açıklanan İnkılap Partisinin İstanbulda idareci bulmak- ta sıkıntı çektiğini, C.KM.P. ve C.H. P. teşkilâtında yapılan sondajların pek sonuç vermediğini, bu yüzden partinin resmen faaliyete geçme za- manının "bir müddet gecikecegi"ni bildiriyordu. Haber pek çok kimse AKİS, 19 EYLÜL 1960 Fuat Köprülü Benzini bitti nin dudaklarında tebessüm uyandır- dı. Ankaradaki basın toplantısına bundan bir hafta kadar evvel bir e- mekli subay yapmış ve son gençleş- tirme hareketi (dolayısıyla ordudan ayrılmış bulunanları bir parti kurma- ya davet etmişti, öyle ya, yağ vardı, şeker vardı, un vardı. Üstelik, herkes helva istiyordu. O halde, vakit geçir- menin mânası neydi? Emekli subay- lar mükemmel bir kadroydu. Ee, bun- ların eline toplu para da geçmişti. Derhal bir parti kurarlar, siyasete a- tılırlar ve memleketin hasretini çek- tiği olgun teşekkülü meydana geti- rirlerdi. Hareketin başındakiler, son günlerin modasına uyarak "tarafsız aydın"ları partilerine çağırıyorlardı. Böylece, aşınmamış bir zümre mem- leket hizmetinde vazife almış olacak- tu. Fakat, geçen haftanın sonlarında- ki o gün Milliyette çıkan havadis ev- karanın belirli oçevrelerinde destek- lenmiş olduğu halde fazla rağbet bul- madı. Kendilerine başvurulan emekli subaylardan çoğu mazeret beyan et- tiler. Bir kısmı politika hayatına ka- rışmak istemiyordu, — Politikayı se- YURTTA OLUP BİTENLER venler ise, arabalarını bu yıldız müstakbel İnkılâp Partisine bağ mak niyetinde görünmüyorlardı. Bil hassa genç kurmayların ve kendi sa halarındaiyiyetişmişolup bir dünya görüşüne sahip bulunan diğer sınıf lardan arkadaşlarının zaten belirli bir siyasi kanaatleri vardı. O kanaat lerini hangi partinin saflarında ger çekleştirebilecekleri hususunda rea list bir karara varmışlardı. Üstelik "Biz emekli olduk, ellinizde de para var, haydi parti kurup politikaya a tılalım"tarzında bir düşüncenin, ne kadar iyi niyetle dolu bulunursa bu lunsun fazla başarı vaat etmediğini seziyorlardı. İşte bu yüzdendir ki Ankarada basıntoplantısını yapan emekli subay Enver Tuncalp ve arkadaşları, da hailk adımda giriştikleri işin ko lay bir iş olmadığını anladılar. Bil medikleri, aynı anda kendileri gibi daha bir çok kimsenin bir siyasi par ti kurma gayreti içinde bulunduğu du. Fakat geçen haftanın sonlarında onların da teşebbüslerinin ilk netice si İnkılâp Partisi fikrinin şampiyon Idıkları neti faz la ümit verici değildi. Vasat, görü nüşte yeni partilere son derece mü sait bulunduğu halde fikirler fiili sahasına döküldüğünde ortada fazla şey kalmıyordu, Basübadelmevt Yeni bir parti fikri, denilebilir ki Mayıs sabahı İnkılâp harekat haberiyle birlikte bâzı kafalardaşim şek gibi çaktı. D.P.bitmişti. AmaC.H. P. bir miras bırakıyordu. Bu miras tan hisse edinmek pek âlâ kabul C.H.P. memleketteki siyasi kut lardan biriydi. Ona karşı terazi öteki kefesine şimdiye kadar D.P turmuştu ve 1957'e kadar ağır basmıştı. Tabii, birde C.K.M.P. var ama, onun müşterileri belirli çevrele reaittivebu parti hemlideri, hem yürütücüleri, hem iskeleti itibari ile "küçüküçüncü parti" hüviyetinden sıyrılıpbir"büyükparti"olmayıpeka la başaramayacaktı. O halde, parti nin manevi varisi, daha doğrusu ailesinin "iyi çocuk"u mevkii me haldi ve bunu talihsiz Hür. P. nin sübadelmevti mükemmelen doldurula bilirdi. Bu yüzdendir ki. belki de Mayıs hareketinden sonraki ilk te şebbüs bir eski Hür. P. liden, zantrik Zeyyat Ebüzziyadan geldi Zeyyat Ebüzziya politikaya ga zetecilikten geçmişti. Ailesi Tasvir Erkâra sahipti. 1946 senesi, genç ga zeteciyi Tasvir gazetesinin başında bulmuştu. Bir de ortağı vardı:C. Baban. İki gazeteci de hem ideal sa hibiydiler, hemihtiras. Bunlarınne sini de D.P. nin mânevi safları

Bu sayıdan diğer sayfalar: