21 Ekim 1960 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 17

21 Ekim 1960 tarihli Akis Dergisi Sayfa 17
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

bir şey becerememiş, yoksa üstad kendi hesabına daima bir şey becer- miştir- zamanları hatırlamıştı.An- cak, hemen ilk cümlelerinin birinde yaptığı bir hata bütün kurumunun adi gülünçlük haline gelmesine yol açtı. "Yüksek Savuşturma Kurula- ndan bahsedip duruyordu. Başkan, kürsünün üzerinden eğilerek tashih etti: "Soruşturma Kurulu". Tabii, bir kahkaha koptu. Zorlu Dışişleri Bakanı 6/7 Eylül meselesine el atılmasından his hoş- lanmamıştı. oPolitikaya atıldıktan sonra Meclis kürsüsünde tutturduğu o bağıra bağıra konuşma ir bir Türk Hükümetinin dünya önün- de rezil olmasının doğru sayılamıy cağını söyledi. Günahları, sevapları ne olursa olsun, Menderes Hükümet- leri nihayet Türkiye Cumhuriyeti Hü kümetleriydi. Tabii bu, zorlu Dışişleri Bakanının ustası olduğu âdi dema- gojinin bir başka örneğiydi. Suikast- lar tertiplemek, uydurma bombalar fırlatmak, bütün dünyayı millet aley- hinde tahrik etmek, her işten yüzde on komisyon almak, Avrupa ve Ame- rikada metres beslemek ayıp değildi de, bunların hesabını sormak haksız- lık oluyordu. Uzun Zorlunun sorgu- su kısa oldu. Zaten kendisine mete- lik veren de pek yoktu. Köprülü ve Gökayın sorguları İki ayrı sebepten alâka çekti. Köp- rülü hâdise sırasında Dışişleri Baka- nına kendisinin değil, Menderesin vekalet ettiğini açıklayınca akan su- lar durdu. F.K.G. kalktığında gözler bu göz boyama üstadına çevrilmişti. Herkes Gökayın bir gey söyliyeceği- ni sanıyordu. Hani, banda alınan ses- ler hikâyesi vardı ya... Gökay bir tek şey söyledi: Hiç bir şey bilmediğini! Soruşturma “Mürebbiye dâvası" Bia yaz ii orta boylu adam otur- ii e e doğruldu. si eli Mib tutt ajandayı gözlüklerinin rar ml EA süz- dü. Daha sonra öne doğru eğildi ve okumağa başladı. Okudukça yüzünde bir gülümseme beliriyordu. Beyaz saçlı adamın bir hayli eğlendiği an- laşılıyordu. Aslında bu, okuduğu ilk ajanda değildi. Ancak, böylesine ne- fis satırlara evvelkilerin hiç birinde rastlamamıştı. Küçük ajandanın mi- nik sayfalarına kırmızı tükenmez ka- lemle yazılmış satırlar cidden ente- resandı. Fakat ajandanın muhtevası kadar alâka çeken cihet bu satırları yazanın bir zamanlar T.B.M.M. ne başkanlık etmiş olmasıydı. Ajanda, YASSTADA DURUŞMALARI düşük Meclis Başkanı koca Koralta- na aitti ye bir takım hususi hâtıralar ihtiva etmekteydi. Beyaz saçlı adam ise Yeni Meclis binasının D blokunda çalışmağa devam eden bir Yüksek Soruşturma Kurulu üyesiydi. yüksek sesle okumağa başladı: yl dört lisan biliyor, fevkalâ- nazik. Mükemmel bir kadın. Al- lah bana hayırlı etsin... Âmin..." Orta boylu Soruşturma Kurulu üyesini gülmeğe sevkeden satırlar bu satır- lardı. Fakat ajandayla beraber orta- da bir de dosya vardı ve dosyada an- latılan hikâye o kadar komik değil- di. Çamaşırların kiri... çam: bu haftanın içinde su yü- züne çıkan v bir hayli alâ- ka çekici idi. Düşük Meclis Başkanı günlerden birgün genç bir mürebbiye tutmayı arzu etmiş.ancak bu arzusu- nu açıkça kuvveden fiile çıkarmak cesaretini bulamamıştı. Fakat bu gi- bi meselelere kafası yatkın dostları, ona bir formül bulmuşlar ve böylece koca Başkanın Allaha hamdüsena et- mesini sağlamışlardı. Koraltanın ilk teşebbüsü, bu nadide çiçeğe yol pa- rası tedarik etmek için olmuştu. İçi geçmiş düşük Başkan bu işi Maliye AKİS, 21 EKİM 1960 6-7 Eylül gönü İstanbul Baki kalan bu kubbede...

Bu sayıdan diğer sayfalar: