21 Ekim 1960 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 20

21 Ekim 1960 tarihli Akis Dergisi Sayfa 20
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA Millet Erken seçim hafta Ankarada "iyi haber alan çevre" mensuplarının ağızlarında dolaşan tek konu, seçimlere mümkün olduğu kadar erken gidileceğiydi. Hafta içinde hemen herkes başkentte bundan bahsediyordu. Gerçi söylenti bir müddetten beri duyuluyordu. Mil- li Birlik Komitesinin bâzı üyeleri si- vil idareyi en kısa zamanda kurmanın faydalarım ve lüzumunu dost toplan- tılarında ifade ediyorlar, hattâ bun- ların bir kısmı islerini bitirdikten sonra hayatlarını nasıl tanzim etme- yi düşündüklerini açıklamakta mah- zur görmüyorlardı. Üyelerin çoğu ve bilhassa genç kurmaylar orduda ka- lacaklarını söylüyorlardı. Bâzıları a- taşemiliter olarak vazife alacaklar ve gittikleri batı memleketlerinde si- yasi ilim tahsil edeceklerdi. Bir kısım üyelerin politikaya atılmayı tasarla- dıkları biliniyordu. Ayan üyeliği Ko- mite üyeleri arasında rağbet bulma- mıştı. Siyasi parti kurma heveslileri de 37'lerin peşini bırakmıyor, gözleri önüne parlak levhalar çizmeye çalı- şıyorlardı. Fakat haftanın başında Cemal mukabil asla parti kurmayacağını a- çıkladığında (o söylentiler (o "kesin"liği belirtilen havadis halini alıverdi. dirildiğine göre Anayasanın kış so- -unda referanduma arzından sonra İkinci oOCumhuriyet, müesseseleriyle ilk baharda kurulacak ve işlemeye başlayacaktı. Bu suretle 27 Mayıs OLUP 1961 tarihi tekrar dudakların ucuna geldi ve orada takıldı, kaldı. Anayasa Komisyonu tarafından haftanın ba- şında Milli Birlik Komitesine gönde- rilen metin incelenirken Yassıada du- ruşmalarının sona ereceği tahmin €- diliyordu. O dert ortadan kalktıktan sonra siyasi hayatın açılmaması için sebep kalmayacaktı. Zaten memleket duruşmaları büyük bir sükünet ve olgunluk teinde karşılamış, adalet Önünde hesap veren düşüklerin dü- şüklükleri her geçen gün biraz daha iyi ortaya çıkınca âkibetleri hakkın- da bir kayıtsızlık başgöstermişti. Şe- riatın keseceği parmağın acımayaca- ğı anlaşılıyordu. Bu, seçimlerin erke- ne alınması tezini savunanların başka bir mucip sebebini teşkil etti. Bundan başka, idarenin geçicilik vasfı kalkmadan bir takım sahalarda işlerin normale dönemeyeceği haki- kati de erken seçim söylentileri baş- ladığında anlaşılmış bulunuyordu. Sosyal hâdiselerin kendilerine mah- sus kuralları olduğu artık daha iyi görülüyordu. Hele terzilerin, mutla- ka kesip biçtikleri kumaşın vasıfları- na ve kusurlarına tâbi bulundukları ortaya çıkmıştı. Bu haftanın başın- daki gün Cemal Gürsel basın toplan- tısı saatinde Başbakanlığın önüne bir sessiz gösteri yapmak için toplanmış zümreyi hüzünle seyretti ve dudak- larını ısırarak "... iş çalışmaya gelin- ce ara ki bulasın" diye düşünmekten kendini alamadı. Beş aylık bir hayal devresinden sonra gerçeklere okonulan teşhisler bir an evvel seçimlerin yapılıp norma- le dönülmesi lüzumunu gözlerin önü- BİTENLER ne seriyordu ve haftanın ortasında bu, "İlkbaharda seçim" lâfının da- yandığı en esaslı temeli teskil ediyor- Devlet Başkanlığı Sansasyonel haber Fi Joe Alex Morris olmasaydı, bu hafta Türkiyede Yassıada hika- yeleriyle rekabet edebilen tek haber ortaya çıkmayacaktı. Joe A- lex Morris meşhur Nely York Herald Tribüne'un muhabiriydi. o Yassıada duruşmalarına iki gün ara verilince, Başkan Gürselin bir basın toplantısı yapacağını haber almış ve -kalkıp Ankaraya gelmişti., Kırmızı papyon kravatıyla pek şıktı ve basın toplan- tısından önce fiziğiyle göze çarpıyor- du. Ama Gürsele sualini sorup ta Devlet Başkanının gazetelere man- şet olan cevabını alınca bütün dik- katler bir başka sebepten daha Ame- rikalı gazetecinin üzerinde toplandı. Joe Alex Morris Cemal Gürselden evvelâ bir siyasi partiye girip girme- yeceğini veya yeni bir parti kurmayacağını öğrenmek istedi. Dev- let Başkanı ayakta duran kırmızı papyonlu gazeteciyi (dikkatle dinli- yordu. Sualin tercümesi Başbakanlık basın müşaviri Erdoğan Ulus tara- fından Gürselin kulağına yapıldığın- da Başkan, biraz evvel yakmış oldu- ğu Samsun sigarasından derin bir nefes çekti. Sonra, 27 Mayıstan bu yana defalarca tekrarladığı (halde kimseyi inandırmaya bir türlü mu- vaffak olamadığı kararını bir Okere Milli Birlik Komitesi faaliyet halinde "Her tedavinin ilk çaresi doğru teşhistir 20 AKİS, 21 EKİM 1960

Bu sayıdan diğer sayfalar: