28 Ekim 1960 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 28

28 Ekim 1960 tarihli Akis Dergisi Sayfa 28
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İKTİSADİ VE MALİSAHADA Şirketler İmtiyaz mı? eçen haftanın sonlarına doğru An- karada yayılan bir haber, küçük tasarrufları bir araya getirmek su- retiyle büyük teşebbüslere girişme- nin güzel ve faydalı bir örneğinin, bu gibi işlere hemen hiç alışmamış olan memleketimizde verileceğini müjdeli- yordu: Birkaç ay önce Silâhlı Kuv- vetlerimizin gençleştirilmesi hareke- ti dolayısıyla emekliye ayrılmış olan m lie aralarında bir şirket kuruyorlar Kurulacak olan şirketin adı "Ya- tırımlar Anomin Şirketi" alacaktı. Daha şimdiden Ankarada merkez bürosu kurulmuş ve izmir caddesin- de bir daireye yerleşmişti. Şirket bir nevi yatırım bankası, holding olacak- tı. Maksadı, emekli subayların eline geçmiş olan emeklilik tazminatlarıy- la emeklilik omaaşlarım faydalı bir şekilde işletmekti. Şirket 1000'er li- ralık hisse senetleri çıkartacak ve bu hisse senetlerinin büyük kısmı emek- li subaylara tahsis edilecekti. Şirke- tin sermayesi 75 milyon Türk Lirası olacaktı. Bu sermayenin 60 milyon liralık kısmini emekli subaylar te- min edeceklerdi. Geriye kalan 25 mil- yon liranın yansı sivil şahıslar tara- fından alınacak hisse senetleri yo- luyla, diğer yarısı ise -özel kaynak- lardan mı, yoksa yardımdan mı sağ- lanacağı bilinmeyen- yabancı serma- ye tarafından temin edilecekti. Şir- ket, bu sermayesini yatırımlar için kredi olarak verecek veya yatırım yapmak üzere kurulacak özel şirket- lere ve kısmen sermayesinden kıs- men özel sermayeden kurulu karma şirketlere kuruluş sermayesi olarak yatıracaktı. Şirket, açacağı kredile- rin faizinden Veya İştiraklerinin sağ- layacağı kâr tevziatından, hem his- sedarlarına yani bilhassa emekli su- baylara emin ve devamlı bir gelir Bağlıyacak, hem de imkân bulduğu DOKTOR MEMNUNE ABUR Dahiliye Mütehassısı Kızılay Sakarya Caddesi No. 6 Kat 1 deki muayenehanesinde her gün saat 13'ten İtibaren hastlarını kabul eder takdirde otofinansmana başvurarak operasyon imkânlarını arttırmak yo- luna gidecekti. Haberi duyan herkes bu teşebbü- sü prensip itibariyle tam bir tasvip- le karşılamıştı. Fakat, prensipi ta- mamen tasviple karşılanan ve karşı- lanması gereken bu Şirket konusun- da bâzı tereddütler de ileri sürülmü- yor değildi. Bir kere, şirketin hisse senetlerinin gelir vergisi dışında tu- tulacağı söyleniyordu. Eğer bu doğ- ru ise, bunu ne sosyal, ne de iktisadi bakımdan tasvip etmek mümkün o- lurdu, Sosyal bakımdan tasvip etmek mümkün olamazdı. Çünkü, emekli subayların sermayesinin 3/4 ünü sağladıkları böyle bir şirketin hisse senetlerinin gelirini vergiden muaf tutmak, Devlet personeli arasından emekliye ayrılan bir kısım şahısları sırf üniformalı oldukları için diğer- lerine tercih atmak mânasına gelir ve çok kötü tepkilere sebebiyet ve- rebilirdi. Verebilirdi değil, vereceği muhakkaktı. Nitekim, son defa emek liye sevkedilen subaylara diğer e- meklilere nisbetle bâzı imtiyazlar ta- mış olması, asker ve sivil diğer emekliler arasında olsun, Devlet personeli arasında olsun pek o ka- dar iyi karşılanmamıştı. Yapılan gençleştirme hareketinin olağanüstü vasfı tenkitleri frenleyen bir unsur oluyordu ama, mevcut imtiyazları büsbütün arttırmanın, sosyal ada- letten süt sık bahsedilen bu memle- kette hiç mi hiç ami olmıya- caktı. İktisadi bakımdan ise, memle- ketimizde bir para ve sermaye piya- sasının tesis edilmesi zaruri iken ve bu ip erişmek için Devlet tah- bütün aksiyon ve obli- asyonlaği kanun karşısında aynı şartları haiz olmaları gerekirken, ye- ni yeni imtiyazlar yaratmak, hiç şüphesiz, para ve sermaye piyasası- nın iyi işlemesini önleyecek, türlü aksaklıklar ve tıkanıklıklara sebep o- lacak bir yoldu. Üstelik, bir yandan, emekli subay gelirlerinin küçük ol- maları dolayısiyle dağınık kalmaları hâlinde bu gelirlerden istihlâke ay- rılacak payın büyük olması bu gelir- leri bir araya getirmek suretiyle ön- lenirken, öte yandan, şirketin dağı- tacağı kâr paylarının vergiden muaf tutulması suretiyle büyük bir payı- nın yine istihlâke gitmesi, birbiriyle çelişme hâlinde kalacak ve beklenen sonuç tam mânasiyle hasıl olamıya- eaktı Uyanan bir diğer tereddüt de, bu şirketin niçin geniş ölçüde emekli subaylara hasredileceği noktası üze- rindeydi. Türkiyede kamu sektörün- de askerden çok sivil emekli mevcut olduğu ve bütün bu emeklilerin kü- çük ve dağınık gelirlerini daha çok tasarrufa sevkederek yatırıma yö- neltmek konusu ortada açık durur- ken, bu meselenin niçin sâdece bir tarafından tutulduğunu anlamak kaa bil olamıyordu. Mesele sâdece emek- li subaylara yardım meselesi miydi, yoksa tasarruf kaynaklarını arttır- mak meselesi mi? Mesele, hiç şüp- hesiz, herşeyden önce tasarruf kay- naklarım arttırmak iheselesiydi ve dâva böylece ele alınınca yardıma muhtaç olanların da sâdece emekli subaylar değil, onlar kadar da emek- li memurlar olduğu derhal meydana çıkacaktı. Diğer bir tereddüt noktası da, şirketin hangi nevi yatırımları fi* nanse edeceği konusundaydı. | İlgi- lilere bakılırsa şirket, yol ve baraj inşaatı gibi enfrastrüktür inşaatına para yatırmağı düşünüyordu. Halbu- . ki, bu tarz enfrastrüktür inşaatı uzun vadeli finansmanı gerektiren yatı- rımlardı. Çünkü, bu yatırımların ne- masını ancak uzun vadede almak kaabil olabilecekti. Bu durumda, bir yandan hissedar emeklilere aylık ge- lir dağıtmak zorunda olan böyle bir şirketin, belki de hiç değilse ilk bir- kaç yıl, çabuk nema veren kolay ya- tırımlara teveccüh etmesi (o faydalı olurdu. Son olarak belirtilmesi gereken bir nokta da, bu şirketin Devlet eliy- le kurulması lüzumuydu. Gerçekten, bu gibi yatırım bankalarının lânlı bir ekonomide Devlet tarafından ida- re edilmesinde büyük fayda vardı Bu suretle koordinasyon imkânı s lanmış olacaktı. Kaldı ki, böyle bir bankada Devlet sermayesinin mevcu- diyeti ayrı bir teminat teşkil edecek- ti. JİNEKOLOG - OPERATÖR Dr.NİHALSİLİER Kadın Hastalıkları - Doğum Mütehassısı Muayenehane : Samanapazarı Billur Han. Kat 2, No. 32 Tel: 19031 AKİS, 28 EKİM 1960

Bu sayıdan diğer sayfalar: