2 Aralık 1960 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 31

2 Aralık 1960 tarihli Akis Dergisi Sayfa 31
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Tİ Y A İstanbul İnsanlığın dramı gite Tiyatrosu mevsimi "Evdeki ta- bancı" adlı güleryüzlü bir Fransız komedisiyle açtıktan Sonra, seyircisi- nin tiyatro zevkini ve tahammülünü çetin bir denemeye tabi tutan bir İn- giliz piyesini sahneye koydu. Bu pi- yes, şimdi hâlâ Londrada, Duchess Theatre'ı her akşam dolduran, bütün İngiliz tenkitçilerinin son yılların en başarılı tiyatro eseri saymakta söz- birliği etmelerine ve İngiliz sabrı dün yaca meşhur olmasına rağmen bâzı sıkıntılı seyircileri temsili yarıda bı- rakıp gitmekten de alıkoyamayan, Harold Pinter'in "Kapıci"sı -"The Caretaker"-ydı.. "Kapıcı"nın, büyük bir çoğunluk tarafından beğenilmesine karşılık bir kısım seyirciyi de sıkması şundan ile- ri geliyor: Eserde, normal piyeslerin ilgiyi uyanık tutan, merak uyandıran 'vaka" unsuru yok gibidir. "Vaka" olmayınca tabii kibuçuk saat boyunca incir çekirde- ğini doldurmayan şeyler Üzerinde u- 2un uzun duruluyor, konuşuluyor, da- ha doğrusu bakışılıyor ve susuluyor. Normal ve dinlediğini kolayca anla- mak isteyen seyirci için garip ve an- laşılmaz görünen bir muhakeme, üç kişiden ibaret olan kişilerden üçünün de davranışlarına hâkimdir. Ağabey, metruk bir evin tavanarasında, biri- biriyle hiç ilgisi olmıyan bir sürü 1- VİTZIVIK eya ile dolu olan odasına iş- sİZ, aç, , perişan kalmış bir ser- seriyi ip. getirir. Ona yiyecek, giye- cek, yatacak verir, ama gene de ya- ranamaz. Serseri kendine yer edinince ona neler etmeğe kalkmaz! Evin asıl sahibi olduğunu Öğrendiği küçük kar- deşiyle arasını bozmıya, onu evden uzaklaştırıp bu inlerin cinlerin top oynadığı evde kapıcı olarak tek başı- na kalmağa heveslenir. Bu sökmeyin- ce işi tehdide, kavgaya, gürültüye ka- dar götürür. O da sökmeyince niha- yet başını alıp gitmek sorunda kalır. İşte "Kapıcı"nın bütün vakası... Yazarın maksadı elbette bu pa- muk ipliğine bağlı vaka ile faizi meş- gul etmek değil. Yazar, ele aldığı bu üç kişi, akü dengesini çoktan oynat- mış bu üç garip kişi ile nadir rastla- nan tiplerin psikolojisini yapmak, in- sanlığın dramım duyurmak istemiş. Dell, kaçık, serseri deyip geçtiğimiz zavallıların dramını... Ağabey, bir a- meliyat sonunda zararsız hale getiril- miş bir akıl hastasıdır. Bu tavan ara- sına topladığı, yığdığı tahta, demir parçaları, eski püskü eşya, kullanıl- mış malzeme ile bir şantiye kurmak, AKİS, 2 ARALIK 1960 TR O kardeşinin evini tamir etmek, ona yepyeni bir soku vermek arzusunda- dır! Yıllardanberi bunun hazırlığıyla meşguldür ve bu hazırlık kimbilir da- ha kaç yıl sürecektir?.. Küçük kar- deş -evin sahibi- çalışmakta, kazan- makta ve başka bir yerde yatıp kalk- maktadır. Tavanarasına gelip gitmesi ağabeyisine gözkulak olmak içindir. Ama satın aldığı ve tamirim de, ida- resini de ağabeyisine bıraktığı bu ev hakkındaki fikirleri, serseri ile yal- ömür onu aklından Zoru olanlardan daha tehlikeli bir hale getirmiştir. Kendisine iyilik edenlere bıçak çeke- cek kadar... pislik içinde yüzen vücu- dundan yükselen kokuya kötülüklerle dolu olan ruhundan yükselen mânevi sefaletin kokusu karışmaktadır. Ha- rold Pinter, toplumun ve kaderin ese- ri olan bu üç kişinin basit karşılaşma- sında, çatışmasında insanlığın ezeli dramına, yem bir şekil içinde ışık tutmak istiyor. Sahnedeki oyun İngilizlerin, tiyatroda yeni değerler yaratmak ve son yıllarda dünya öl- çüsünde ,bir üstünlük kuran "Ameri- “Kapıcı"dan bir sahne Vaka yok, mükaleme çok... nız kaldıkları sahnelerdeki konuşma- ları onun da pek sağlam akıllı bir şey olmadığını belli etmektedir. Muhak- kak olan bir şey varsa o da, ağabeyi- sini sevdiği, onun her isteğim yerine getirmekten haz duyduğudur. Ağa- beyisi oserseriyi evden kovduğu za- man, ilk seferinde, onu sokaktan alıp geri getirmesi bundandır. Serseriye gelince: Onun, aklından zoru yoksa da sokaklarda, maddi mânevi yokluk yo sefalet içinde geçirdiği bütün bir kan piyesi"nln hegemonyasını sars- mak içki dört elle sarıldıkları genç yazarların, bu arada Harold Pinter'in de benimsedikleri, (paylaştıkları bir üslüp var: Beckett üslübu, "Godot ve "bekleyiş" havası. Eser, Londra- da gördüğü büyük ilgi ve rağbeti bi- raz da buna borçludur. Arts Theatre Club'de verilen ilk temsillerin kazan- dığı başarıdan sonra, 30 Mayıstan bu yana Duchess Theatre'da verilen 200 den fazla temsil de bu tarafı ile daha 31

Bu sayıdan diğer sayfalar: