20 Şubat 1961 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 5

20 Şubat 1961 tarihli Akis Dergisi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Haftanın İçinden Demokratlar Demokrat vatandaşlarla Türk siyaset hayatı içindeki yerlerini yeniden nasıl alacakları meselesi, memle- ketin bir büyük dâvası olarak karşımızda bulunuyor. Demokrat vatandaşlardan kasıt, şu veya bu seçimlerde oylarını D.P..ye vermiş olan vatandaşlar değildir. O seçimlerde nasıl C.H.P. nin aldığı bütün oyların sahip- leri Halkçı sayılamazsa D.P. ye giden oylar da tüm Demokratlardan gelmemiştir. Eğer Bayar ve Mende- res bir seçimi göze almış bulunsalardı, kendilerini ikt- dara getiren ve iktidarda tutan seçimlerde D.P. lehine kullanılmış oyların büyük kısmının D.P. aleyhine dön- mesiyle odüşeceklerdi. Demokrat vatandaşlar derken! kastedilenler son dakikaya kadar Menderesin teknesini terketmemiş, onun partisinde veya hizmetinde faal rol almış, bizzat belirli bir suç işlememek olmakla beraber arabasını düşük Başbakanın yıldızına bağlamış kimseler- dir. Kapatılan partinin ocak, bucak, ilçe ve İl teşkilâtında vazife görenler, 1957 seçimlerinde Menderesin adayları olarak millet karşısına çıktıkları halde hezimete uğra- dıklarından dolayı bugün Yassıadada bulunmayanlar bu kategorinin mensuplarım teşkil etmektedirler. Siyasi faaliyetin açılmak üzere bulunduğu şu sıralarda, bunların durumları çok çeşitli , yorumlara vesile ver- mektedir. Demokrat vatandaşları kendi etiketleri al- tında İkinci Cumhuriyetimizin siyaset hayatına sok- mak isteyen sayısız partinin birdenbire su üstüne çıkı- geçmesi, meseleyi haline getirmiştir. Teşebbüslerin gayesi, o vatandaşlar marifetiyle son seçimlerde D.P. ye gitmiş oyları kana- lize etmektir. Bunun, köyün çocuklarım bir kavalı ça- larak toplayıp götüren masallardaki kavalcının kudre- tine bir takım kimseleri sahip saymak demek olduğu ve bir yanlış hesap teşkil ettiği şüphesizdir. Mendere- sin peşinden gitmiş olan geniş bir kütlenin, hele düşük Başbakanın hangi kıratta adam olduğu Yas- sıadadakl halinden anlaşıldıktan sonra ayılmış bu- lunduğu da şüphesizdir. Ama bâzı spekülasyonlara ko- nu olsunlar veya olmasınlar Demokrat vatandaşları- mızı Türkiye hudutlarının ötesine götürüp bırakmaya- cağımıza göre bunların Türk siyaset hayatındaki yer- lerini memleket menfaatlerine en uygun şekilde sağla- mız şarttır. En uygun şekil ise, onları tutumlarında serbest kılmaktan ibarettir. mlekette kin ve düşmanlık tohumlarının ekilmesi, hiç bir topluluğa fayda vermemiştir. Demok- rat vatandaşlardan büyük bir kısmının, Menderesin ik- tidar yıllarındaki davranışları (o şüphesiz kütleler üze- rinde tatlı hatıralar bırakmamıştır. İdare adamlarına baskı yapanlar, Parti kanalıyla zengin olanlar, başka- larına hayat hakkı tanımayanlar hep bu kategoriden çıkmışlardır. Bu yüzden de geniş iğbirar toplamışlar- dır. Bugün, siyasi hayat açıldığında onları tekrar, san- ki hiç bir şey olmamışcasına ellerini kollarım sallaya- rak sahnede görmek pek çok kimsenin gücüne gidecek- tir. Hattâ bunların, menfaatleri ellerinden alındığı için intikam gayesi gütmeleri, o hızla çalışmaları, kütleleri gene yanlış istikamete şevke gayretleri de mümkündür. Ama eğer bir demokratik rejim kuracaksak ve onu in- atta haklarını kaale alarak işleteceksek prensiplerimi- AKİS, 20 ŞUBAT 1961 Metin TOKER ze zarar vermemeyi her şeyin üstünde tutmamız şart- tır. Üstelik, bâzı gözlerde büyütülen tehlikelerin de as- lında uğrunda yorgan yakılmaması gereken tehlikeler- den ibaret bulunduğu gözden uzak bulundurulmamalı- dır. Devlet D.P. nin elindeyken bölgesinde seçim ka- zanamamış bir adayın, bunca hâdiseden sonra aynı bölgede, aynı insanlar nezdinde itibar sağlayacağından çekiniliyorsa kendimize ve yaptığımız işin milli irade- ye uygunluğuna hiç ogüvenemiyoruz demektir. Böyle düşünmek, memleket realitelerinden habersiz olma ve milleti hiç tanımama mânasına gelir. Yeni partilerin kurucuları ve eski Ur partinin Demokrat avcıları bu yüzden hüsrana uğrayacaklardır. Ama onların, ha- yallerini hakikat sanarak kopardıkları gürültüler kar- şısında biz telâşa gelir de inandığımız güzel prensipleri" elimizin tersiyle itersek işte o zaman gaflet göstermiş luruz. Hep okuyoruz ve hep duyuyoruz. Bir kısım vatan- daşlar üzerine kanuni ambargo konulması veya siyasi partilerin bunlara kapılarını kapamaları tavsiye olu- nuyor. Bir süredir daima olduğu gibi, mucip sebep diye de "İhtilâlin emniyeti" klişesi ortaya atılıyor. İhtilâ- lin bir tek emniyeti vardır: Tamamile serbest seçimle kurulacak olan kuvvetli, kendinden emin, demokratik bir iktidar! Böyle bir iktidar memlekete kısa zamanda huzur getirecek, hiç sinirlenmeden, hiç kızmadan, ak- linin baştan gitmesine müsaade etmeden Türkiyenin meseleleri üzerine süratle ve bilgiyle eğilince bir ihti- lâlin vuku bulmuş olduğu dahi hatırlanmayacaktır. Partizan idareden yıllar yılı şikâyet etmiş olanlar va- tandaşları ikiye bölerlerse, geçici bir süre için dahi olsa bir parya sınıfı yaratırlarsa sâdece binilen dal kesilir. İkinci Cumhuriyetin ilk iktidarı her şeyden çok geniş bir prestije, münakaşasız itibara muhtaçtır. Bu, ancak umumi seçimlerde millet iradesinin tam tecellisiyle sağ- lanabilecek bir husustur. İnsanların siyasi haklarından ancak mahkemelerde hükme bağlanmış suçları mah- rum edebilir. Onun dışında, kanunla konulmuş bir tah- dit, karakuşi bir tefrik sâdece müstakbel iktidarın kuvvetini zedeler ve ihtilâl işte o zaman tehlikeye dü- şer. Zira Menderes, insanları her şeyden çok haksızlığa mâruz kaldığı hissini çileden çıkardığını unuttuğu için bir tekmede devrilecek hale düşmüştür Bırakalım Demokrat vatandaşları, nihayet vatanla- rı olan bu topraklarda Menderesin bize tattırmadığı, çok gördüğü hürriyeti tatsınlar. Aslına bakılırsa içle- rinden pek, ama pek çoğu bizlerden ne daha iyi, ne de daha kötüdürler ve kapıldıkları, cereyanda kaderin rolü büyük olmuştur. Madalyonun öteki yüzü su üstüne çı- kabilseydi acaba göreceğimiz manzara çok mu değişik olacakta? Geniş kalplilik, kendine güvenin verdiği mü- samaha hissi, kin ve nefretin yerini alan kardeşlik hissi şimdiye kadar hiç kimseye zarar vermemiştir Suçlular, aynı suçlan bir daha hi kimsenin işle- meye cüret edemeyeceği şekilde cezalandırılsınlar. Ama suçlanmalarına imkan mayanlar, arzuladığımız ce- miyette kanun önünde mutlaka masum muamelesi gör- meli, ancak milletin sağ duyusu tarafından gerekiyor- sa tasfiye edilmelidirler. Bu millet bunu Başaracak ol- gunhıktadır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: