20 Mart 1961 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 30

20 Mart 1961 tarihli Akis Dergisi Sayfa 30
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

KADIN Çocuk Hayal ve gerçek Oyuncak sergilerinde bu yıl her za- mankinden bambaşka bir hava var. insanın bu minyatür elektronik hari- kalarını görünce yeniden çocuk olası geliyor. Yakında küçüklerimizin eli- ne, bizim onların yaşındayken sahici- lerini bile hayal edemediğimiz maki- nelerin, âletlerin miniminileri gstsoek. Çünkü oyuncaklarda feza çağı başla- dı. Kocaman bir kutunun içinden çıkan parçalan birleştirince küçüğünüz €- vin bir kö minyatür Ca- de bütün tesisleri, kontrol ve kuman- da kuleleri, radar kuleleri, radar an- tenleri, televizyon aletleriyle sahici bir füze üssü. Tabii artık minimini kı- talararası füzelerin evin içinde uçuş- malarına, küçük çapta infilaklere de alışacaksınız. Dünyanın en büyük oyuncak en- düstrisine sahip Almanya, İtalya, A- znerika ve Japonya, "ilim oyuncağı" yaratmak için yarışa çıkmış bulunu- yorlar. Mesele, atom çağı çocuğunu ilme, yarın içine açılacağı fezaya alış- tırmak, dünyanın yakında alacağı çehreyi ona mümkün olduğu kadar çabuk tanıtmaktır. Şimdiki oyuncak- ların çoğu, sahicilerinin mükemmel birer kopyasıdır, yalnız biraz daha küçük, o kadar. Zaten sevimlilikleri de buradan gelmektedir. Bu oyuncakları küçük müşterilere beğendirmek için ekseriya fabrika- larda veya çocuk bahçelerinde, park- larda sergiler açılmaktadır. Bu ter- temiz, bakımlı sergilere girince etraf- ta tıpkı bir eski zaman panayırında olduğu gibi bir kımıldama sezilmek- tedir. Sergilerin en çok seyirci topla- yan yeri radyo dalgalan ile idare edilen oyuncaklar kısmıdır. Kocaman bir yapma gölün üstü ve içi, kıyıdan görünmez ışınlar ve radyo dalgalarıy- la yönetilen, sanki sihirli ellerle sü- rüklsnirmiş gibi oradan oraya dola- şan minyatür transatlantiklerle, de- nizaltüarla dolu. Çocuklar bunları i- dare etmeyi kendileri için hazırlanmış küçük ilim mecmulanndan yahut o- yuncakla beraber Terilen eğlenceli, zengin broşürlerden öğrenmektedir- ler. Almanların hazırladığı bu broşür- lerden birinde, "Uzaktan elinizi sür- meden gemiler, uçaklar, füzeler idare edebilmek tuhafınıza mı gidiyor? Sizin oyunlarınız için, sevgili (O kü- çükler, en ufak bir kuvvet bile yeter. Ama düşünün ki binde üç watt'lık bir 30 minyatür vericiyle Avrupadan yayın- lanan radyo işaretleri Yeni Zelanda- dakl amatör radyocular tarafından alınmışlardır. Binde üç watt'ın da ne olduğunu değerlendirmek lazım. Nor- mal bir elektrik lâmbasını işletmek için bu minimini vericilerin aşağı yu- karı on bin tanesinin kuvveti lâzım- dır." denilmektedir. Minyatür "Cape-Caneveral"ı yara- tan Alman endüstrisinin çocuklara bir sürprizi daha var: Bir yaşında bir çocuk iriliğindeki bebek robot.. Bu, elektronik (o sergilerinde (o gösterilen, bildiğimiz alelade robotların küçük bir modelidir. Foto-elektrik hücreler- den yapılma elektrikli gözlerle bakı- yor, mikrofonlu okulaklarla işitiyor. Verici radyo ile uzaktan verilen ku- mandayı alınca "Emri aldım", ve "Dediğinizi yapıyorum" diye cevap veriyor, sonra artık küçük idarecisi- nin cam ne istemişse ona göre ağır ağır yalpalayarak yürüyor, sağa, so- la çarkediyor, geriye dönüyor, mer- divenleri inip çıkıyor, gelen misafir- leri karşılayıp hal hatır soruyor. Bu gidişle pek yakında evinizde bir ma- kine adamın ayak seslerini dinleme- ge alışacaksınız. Radyo dalgalarıyla yönetilen o- yuncaklarm birtek kusurları var. Bu, bugünkü büyük füzelerin de der- di. Güdümlü oyuncaklar bazen radyo dalgalanma karışması yüzünden sa- hiplerinin amirlerini unutuyor, ken- kaybediveriyorlar. Geçenler- de Pariste, Tuileries parkında bir çocuk minimini radyo vericisi ile kü- çük uçağım idare ederken oyuncak birdenbire kumandasından çıktı, bir iki yalpa vurduktan sonra bir bina- ya çarpıp paramparça oldu. Çocuk bu kazayı gören fabrika mühendisine koştu, beraber kabahatin kimde ol- duğunu araştırdılar. Emirler mun- tazamdı, yalnız civardaki bir amatör radyocunun tesadüfen tayyareninki- lerle aynı dalgadan yaptığı yayın ço- cuğun kumandasını karıştırmıştı, tayyarecik kendi başına kalınca dü- şüp paramparça olmuştu. Tuileries bahçesindeki bu küçük facia yalnız küçüklere değil, büyük teknisyenlere de bir ders oldu. Çün- kü bugün atılan füze hedefine bu yüzden varamamakta, fezada kaybol- maktadır. Çocuk oyuncaklarındaki en büyük yeniliklerden biri de "İlim Laboratu- arcıkları". Polisliğe özenen küçüğü- nüz "Detektifçilik" kutusunda par- mak izlerini meydana çıkarmaya ya- rayacak, bunun usüllerini öğretecek kitapçıklar bulacaktır. Bu kitaplar- dan dünyadaki bütün insanların par- mak izlerinin değişik olduğunu, Ta- biat Anama beş bin senede bile iki ayrı insana aynı parmak izini ver- mediğini öğrenecektir. Tabii küçük lik bunun için hususi mikroskoplar kullanacaktır. Eğer evdeki bu dağı- nıklığa tahammül edebilirseniz böy- lece pedagoglara göre çocuğunuzun istidatlarım o farkına bile varmadan keşfedeceksiniz. "Gizli Ajan" cep kitabı ise casus maceralarına merak saranlara gizli şifreler çözmeyi, bunlarla gizli ma- sajlar hazırlamayı öğretecektir. Bili- nen alfabenin harflerini (okullanılan- dan değişik şekillerde dizdikçe bam- başka alfabeler elde edilecek, ham de bunlar sayılamıyacak kadar çok ola- caklardır. Küçük cesusun elinde, şif- re bulmak için bir de ufak makinesi bulunacaktır! Onunla yazdığı omek- tuplardan hiç bir şey anlamaz ola- caksınız. Çünkü meselâ A harfinin ye- rinde K, N nin yerinde Y görecek- siniz. Peki ya küçük kızlar? İlim on- lara neler verecek? Onlar da, an- nelerinin verdiklerini. Gözlerini ka- payıp açan ananevi saçlı bebek, kız çocukları için yine oyuncak dünyası- nın krallçesidir. Fakat bebek evinde elektrikli ev filetleri, enfraruj ışınlı mutfacıklar, frijidercikler, çamaşır makineleri, modern banyolar, ne is- terseniz hepsi mevcuttur. Artık bu- günün de değil de, yarının evinin bü- tün konforu bulunacaktır. Bebeklerin saçları boyanacak, biçimden biçime girecekler. Gardroplar modaya uygun küçük elbiseler, şapkalar, ayakkabı- larla dolup taşacaktır. Oyuncak endüstrisinin en son sürp- rizi "Kimya Lâboratuvarcıklar'"dır. Kimya meraklısı çocukların en bü- yük eğlencesi bu lâboratuvaraklar olacaktır. Küçükler orada türlü mad- deleri süzmek için çeşitli (Oimbikler, karıştırmak için cam tüpler bulacak- lardır. Küçük boyda» akla hayale gel- mez âletlerle karşılaşacak, yanındaki broşürden hepsini kullanılışını öğre- nip, ortaya yığınla sıvı, katı, gaz ci- simler çıkaracaklardır. Pedagoglar oyuncak endüstrisinin yeni tutumunu beğenmektedirler. Bu- günün oyuncakları dününkilerden da- ha barışçı, daha çok kafa işleticidir- ler. Tabii bunun neticesi, eski usül topların tüfeklerin pabuçları dama atılacaktır. Roketlerle oynayan çocu- gunuzun kalası düşmanlıklar, harp- ler üstünde işlemeyecek, aksine, elin- de güdümlü füzesi, sizin onun yaşın- dayken aklınıza bile gelmeyen ha- yallere dalacakta”. AKİS, 20 MART 1961

Bu sayıdan diğer sayfalar: