10 Temmuz 1961 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 20

10 Temmuz 1961 tarihli Akis Dergisi Sayfa 20
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Durruşmaların Anatomisi Serinkanlılık içinde... * Jptaz meselesi, bu hafta girdiği- miz Referandumla Seçim arasın- daki devrenin en önemli meselesi ve en çetin imtihanı olarak karşı- mıza çıkmış bulunuyor. Bu konu- da M.B.K. Başkanı Cemal Gürsel ile M.B.K. üyesi Sami Küçük birer fikir söylemişlerdir. (Bk. YURTTA OLUP BİTENLER - "Devlet Baş- kanlığı") Sami Küçükün demeci, Yassıadadan çıkacak bütün karar- ların M.B.K. tarafından aynen ka- bul olunacağı oyalandadır. Bunun mânası, son derece açıktır. Yassıa- dadaki Yüksek Adalet Divanı kim hakkında idam cezası verirse ver- sin ve bunların sayısı ne olursa ol- n M.B.K. hiç bir tasarrufta bu- lunmayacak, şeriatın kestiği par- mağın acımayacağı mucip sebebiy- le butları tasdik edecektir. Buna mukabil Cemal Gürsel, böyle bir kararın mevcut olmadığım belirt- mekte, yani eski vaziyetini muha- faza etmektedir. Bundan bir süre önce İhtilâlin basma, kendisinin infaz taraftarı olmadığı yolundaki söylentiler hatırlatıldığında Gürsel herkesin M.B.K. içinde bir tek oya sahip bulunduğunu, oylar verildik- ten sonra neticenin ortaya çıkaca- ğını bildirmiştir. Sami Küçükün Komitana bir prensip kararına va- rıldığını ima eden sözlerine karşı Gürselin takındığı sert tavır mese- la üzerinde ciddiyetle düşünüldüğü- nün delilidir. Mutlak olan, infaz konusunda bugünden bir peşin söz söylenemeyeceğidir. Muhtelif çev- rde konu tartışılmakta, lehte ve aleyhteki birbiri derecesinde kuvvetli mucip sebeple karşıkarşı- ya getirilmektedir. İnfaz meselesinin, toplum haya- tımızda, bilhassa uzun vadede te- sirler bırakmayacağım sanmak için pek basiretsin olmak lâzımdır. İn- celenmesi gereken husus bu tesirle- rin hangi yel seçildiği takdirde memleket menfaatine gelişeceğinin tesbitidir. Şüphesiz, yollar seçilir- ken Yüksek Divanın kararlarının münakaşası bahis konusu edilmeye- cektir. İdam kararları verildiği tak- dirde bunların infaz edilmesi veya edilmemesi hükümlerin doğruluğu, makbullüğü üzerinde tesir icra et- meyecektir. Gerek M.B.K. ve ge- rekse umumi efkâr, hattâ İfadele- riyle sabit olduğu (veçhile bizzat 20 sanıklar Başkan Başol ve arkadaş- larının ciddiyetle tevsi ettikleri a- dalete kati şekilde bel bağlamışlar- ır. İnfaz ile idam hükmünün huku- kiliği arasındaki fark, bir karar ve- rilirken mutlaka göz önünde tutul- malıdır. İnfaz, memleketteki şart- ların o takdiridir ve o mahiyetiyle bir politik tasarruftur. Bunun, idam hükmünün hukuki cephesini zedele- yecek tarafı olduğunu iddia etmek kolay değildir. Madem ki M.B.K. idam kararlarının infazını, diğer hükümlerin infazının aksine oto- matik halden çıkarmıştır, demek ki tasarrufun bir politik tasarruf olduğu hususundaki kanaate o da iştirak etmektedir. Müebbet hapis cezalarının dahi, memleketin siya- si şartları, kısa veya uzun vadede istikbali üzerinde ciddi tesir yap- mayacağı, ancak "geri dönülmez" vasfı itibariyle idamların dikkatle sâdece infaz edilip edilmemeleri gerektiği noktasından tahlile tâbi tutulması hukuk ile politikayı kesin çizgiyle birbirinden (ayırmaktadır. Bu bakımdan Komitenin, tarihi ka- rarım verirken memleketin şartla- Sami Küçük Bir tez rını çok iyi incelemesi ve milletin nabzını başarıyla yoklaması şarttır. te, Sami Küçükün be- lirttiği seklide "Yüksek Divanın her kararı aynen ve otomatik ola- rak infaz edilecektir" tarzında bir karar alarak bunu açıklasın.. Yeni hayat tarzımızın ciddi iki merhalesinden biri, Referandum, şu anda gerimizde kalmış bulunuyor, Önümüzde, tak dönemeç olarak Seçimler var. Yassıada, artık düz- leşmiş olan yolun tehlike taşıyan tek çukurudur. Bu çukura toplumu batırdığımız takdirde, Seçim mer- halesine varıp dönemeçi dönmemez- lik etmeyi». Artık bunu önleyecek bir ihtimal yoktur. Ama dönemeci döndükten sonra bizi bekleyen güç- lüklerin rahatlıkla veya zer çözü- mü hep Yassıadayla ilgili kararın mahiyetinin izini taşıyacaktır. İ- damlar infaz mı edilmeli, yoksa başka bir ceza haline mi getirilme- li? Toplumun rahat nefes alması birinci şıkla mı, yoksa ikinci şıkla mı sağlanabilir? Bunlar, Hamlet'in karşı karşıya kaldığı meşhur sual derecesinde ve gerçekten toplumu- veya yok olması ile alâ- kalı çetin suallerdir. Türk cemiyetli 27 Mayız hare- ketini nasıl uzun yıllar bir kuvvetli faktör olarak hayatının her anında hissedecekse Türk siyasi gelişmesi de Yassıada kararlan temdeki idam hükümlerinin infaz edilip edilme- mesine göre istikamet alacaktır". Bugünden bütün kudret ve söz sa- hiplerine tavsiye edilecek tek husus bunun son derece ciddi bir mesele olduğunu kabul etmeleridir. İşin hafife alınacak, oldu bittiye getiri- lecek, "Asarsın, biter" veya "Bırak, heriflerin yakasını" tarzında ala- turka bir (o kalenderlikle halledile- cek tarafı yoktur. Bizim, çocukları- mızın, kısacası milletimizin ve memleketimizin saadeti 23 aklı ba- şında insanın bir araya gelerek, ciddi müzakereler sonunda, inan- dıkları başka kimselerin gerçek fi- kirlerini öğrenerek varacakları ne- ticeye sıkı sıkıya bağlıdır, İki şık- kın milli menfaatlere uygunluk nis- beti arasında bir kıl payı kadar farkın ancak bulunması 23 aklı ba- şında İnsanın işlerini inanılmaz de- recede çetin hale sokmaktadır. Allah, yardımcıları olsun! AKİS, 10 TEMMUZ 1961

Bu sayıdan diğer sayfalar: