6 Kasım 1961 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 31

6 Kasım 1961 tarihli Akis Dergisi Sayfa 31
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

F Atom Dev denemeler Geride bıraktığımız o hafta içinde Sovyetlerin yaptığı hidrojen bom- bası denemesinin 50 ilâ 60 megaton -milyon ton TNTye denk- güçte ol- duğu tahmin edilmektedir. Bu mu- azzam patlama gücü ısı, hava dalga- ları Ve sarsıntılar meydana getire- ceği gibi, etrafa yayınlanan radyo- aktif ısınlar ve nükleer reaksiyonun tesiriyle (oortaya çıkan radyoaktif izotoplar canlılar üzerinde kısa ve uzun sürede büyük ölçüde öldürücü tesirler oOyapmaktadır (Bak: AKİS, sayı: 376 ve 383) ün Amerikalıların 20 tonluk bombalara sahip bulundukla. rı bilinmektedir. 1958 yılında Neva- problem teşkil etmiş ve o tarihlerde bunların kullanılması oimkânlarının da mahdut- olduğu - sonucuna varıl- mıştır. .Gerçekten böyle bir bomba- dan bir tekinin dünyada mevcut en büyük şehirleri dahi tamamiyle yo- ketmeğe yeteceği anlaşılmıştır. Bu- na göre daha büyük bombalar üze- rinde çalışmak o yerine ayni güçte, fakat daha hafif ve ebatça ufak si- lâhlar geliştirmek peşinde koşulmuş- tur. Amerikalılar için bunun Önemi aşikârdır. Çünkü onlar hâlen ellerin- de bulunan roketlerin taşıma kapasi- tesini arttırmağa o çalışmakla bera- ber, mevcut imkânlarla kabil oldu- oketme gücünü ulaştırabilmek için bu yola başvurmuşlardır. Amerikalılar halen büyük sayıda imâl ettikleri, bilinen TİTAN roket» leriyle ancak 2 megatonluk hidrojen bombalarım ve o denizaltılardan atı- lan POLARİS roketleriyle megatonluk bombaları gönderebilmek imkânına mâliktirler. Bu iki roket'de orta menzilli olup. ancak 1500 3000 kilometreye ka- dar tesirlidirler. Mamafih Polaris ile donatılmış olan ve su yüzüne çıkma- dan binlerce kilometrelik yol alabi- len atom denizaltılarından atılacak başlıkların (o Sovyetlerin can damarlarını bir anda kesmesi mümkündür. Diğer taraftan NATO'- ya mensup memleketlere verilmesi kararlaştırılmış bulunan "Titan"lar sayesinde Norveçten Türkiyeye ka- dar uzanan bir yarım ay içersinde kalan en Önemli Sovyet hedefleri hidrojen bombalarının taarruzundan kurtulamıyacak durumdadır Buna ilâveten son yıllarda hızı, AKİS, 6 KASIM 1961 E N menzili ve taşıma kapasitesi gelişti- rilmiş bulunan B-52 ses - üstü ağır bomba uçakları sayesinde Amerika- lılar, hattâ Amerikadaki üslerinden kalkarak, istedikleri Sovyet hedefle- rini ellerindeki 20 megatonluk hidro- jen bombalarıyla oyokedebilecek im- kânlara sahip bulunmaktadır. Bu u- çaklar normal olarak bir çift 20 me- gatonluk bomba O taşıyabilmektedir. Yalnız bu takdirde Rusların son yıl- larda epeyce geliştirdikleri, (ogeçen yıl Amerikalıların yüksek irtifada uçan U-2 uçağını düşürmelerinden anlaşılan, uçak - savar roket batar- yalarının hücuma geçecek B-52 filo- larını durdurmak için kullanılacağını unutmamak gerektir. Amerikan Hava Kuvvetleri ayrı- ca,.Ssaatte 3600 kilometre hız yapa- bilecek B-70 ağır bomba uçaklarının gerçekleştirilebilmesi oOiçin o çalışma- larına devam etmektedir. Böylelikle k - savar roketlerinin tesirleri azaltılmış ve daha büyük sayıda üs- tün tahrip gücünü haiz bombalar he- deflerine ulaşmış (olacaktır. Bugün Amerikalıların çok geliştirdikleri ha- va savunma sistemlerinin en iyi bi şansla yüzde 90 başarı (o sağlıyacağı hesaplandığına göre, ayni durumda savunma sistemine malik olsa bile, Sovyetlerin o hedeflerine (gönderilen her 100 uçaklık filodan en az 10'unun görevini başarıyla yapabileceği sonu- cuna varılır ki bu, 400 megatonluk tahrip gücünün hedefte patlatılması demektir. Elde, ortalama bir rakam olarak, uçuş hâlinde 1000 uçağın bulunduğu kabul edilse, böylece 4 milyar ton TNT'ye denk tahrip gücü- nün Sovyetlerin ülkesini tam bir nükleer cehenneme çevireceği anla- şılır. 5 Gaye ve sonuç Sovyetlerin dünya halk oyunu hiçe sayarak, kendi milletlerinin sağ- lığını'da bütün insanlık alemiyle be- raber tehlikeye koyan bu denemele- re girişmesindeki gayeler acaba sâ- dece politik midir? Yukarıda anlatıl- dığı gibi, 20 megatondan daha büyük tahrip güçlerinin stratejik bakımdan bir değeri olmadığını bile bile bu de- nemeleri geliştirmelerinin acaba se- bebi ne olabilir? Bu sorulan kesin İMECE Kasım sayısı çıktı OKUYUNUZ P. K. 373 - Ankara AKİS - Reklâm — 238 şekilde cevaplandırmak güçtür. An- cak, söylenebilecek olan şey, insan- ların bazen psikolojik taktiklerde if- rata kaçabildikleri ve çok kere de aldandıklarıdır. Fakat ortada olan gerçek, bu de- neylerle atmosferdeki radyoaktivi- tenin devamlı olarak yükselmesi, havadaki radyoaktif izotop zerrele- rinin artması, bu gibi zerrelerin yağ- mur ve diğer yağışlar yoluyla yer- yüzüne inerek, bilhassa bitkileri "kirletmesi", neticede süt yoluyla insan vücüdüne giren bu izotopların da insanlığın türlü şekillerde haya- tını tehlikeye sokmasıdır. denemelere önce Ameri- Sovyetlerin nükleer tekrar başlamasından kanların, İngilizlerin, Sovyetlerin ve Fransızların attıkları oObombaların toptan tahrip gücü sâdece 170 mega- tondan ibaret olduğu halde, son Sov- yet denemeleriyle bu miktar en az birbuçuk katına çıkmıştır. tivite, bilhassa uzun süreler atmos- ferin yüksek o tabakalarında (o kalıp yağışlarla birlikte yavaş yavaş yer- yüzüne inen uzun ömürlü Stronsi- um 90 ve Sezyum 137 izotopları, böylelikle insan sağlığım tehdit eden bir durum alm başlıyacaktır. Tam patlamanın merkezinde ısı de- recesl pek büyük değerlere megatonluk hidrojen ateş şeklindeki sıcak nüve sıcaklığı- nı kaybetmeksizin oOpek yükseklere kadar çıktığından, bu çeşit bomba- ların, atmosferin üzerindeki Stra- tosfer tabakasına yerleşip yıllarca, hattâ bir asır süreyle, tehlike unsu- ru hâlinde dolaşan radyoaktif ar- tıkları da meydana gelmektedir. Bunlar yağmur veya kar bulutlarıy- la karşılaşmadıklarından, o Stratos- ferde'uzun zamanlar kararsız olarak gezindikten sonra, Kuzey kutbu üze- rine gelince atmosfere sizmekie ve bulutları da "kirleterek" o yağışlar vasıtasıyla toprağa inmektedirler. Son günlerde bilhassa kuzey ya- rım küresinde bulunan ülkelerde at- radyoaktif kalıntı- radyoaktif murlar yağmıştır. Bizzat Sovyetlerin ülkesine radyoaktif kalıntıların dö- külmekte Olduğu anlaşılmaktadır. Radyoaktif bulutların uğrak yeri ol maması bakımından ender bir şansa sahip bulunan memleketimizde bile radyoaktivitenin normal değerin 3-5 katına çıktığı belirtilmektedir. Bütün bu olaylar, "On the beaeh- Kumsalda" filmini seyreden veya a- cıklı hikâyesini bilen, 1961 insanları- nın üzerinde soğuk bir ranlara karşı an hissini bir kat daha arttırmaktadır. — 31.

Bu sayıdan diğer sayfalar: