19 Mart 1962 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 11

19 Mart 1962 tarihli Akis Dergisi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

şans yüzüne güldü. Siyasal Bilgiler Okulunun leyli meccani kısmına gire- bilme imkanını buldu ve tahsiline de- vam etti. Ancak yaz aylarında çalış- mağa mecburda. Biriktirdiği parayla öğrenim devresi sırasında idare edi- yor, kimseye yük olmuyordu. Çalış- mak genç adam için bilinmiyen bir şey değildi. Daha orta okul sıraların- dayken yaz aylarında seyyar mani- faturacılık yapar, köy köy dolaşır ha- yatım kazanırdı. Daha sonra toprak mahsullerinin vergi tahsil işinde de çalışmış, yaz aylarını değerlendirmiş- ti. Siyasal Bilgiler Okuluna devam e- derken kardeşi Fuat Torunun ticari işlerine yardım ediyordu. Böylelikle sıkıntılı bir tedris hayatı geçirdi. Fakültedeyken Türkiyenin Dış Borçları hakkında bir seminer yaptı. Seminerdeki muvaffakiyeti Profesör Fadıl Hakkı i Surun dikkatini çekti ve genç adama fakültede asistan olarak kalmasını teklif etti. Ne var ki, genç Torunun hayatını kazanmağa, daha doğrusu biraz faz- la para kazanmağa ihtiyacı vardı. Bu İktisadi Heyet, Yüksek AKİS, 19 MART 1962 ideallere bakımdan Siyasal Bilgiler Fakültesi- ni bitirince Maliye Bakanlığı Hesap Uzman Muavinliği imtihanını kaza- narak orada çalışmağa başladı. 1944 yılında Osman Nuri Torunu bir başka imtihanı birincilikle kaza- nırken görüyoruz. Ancak mali duru- mu genç kaabiliyete gene çelme tak- tı ve çok arzuladığı bir şeye mani ol- du. O yıl, Milli Eğitim Bakanlığı ta- rafından açılan Yüksek Okullar ve Fakülteler arası yarışmayı birincilik- le kazanmıştı. İhtisas ve doktorasını yapmak üzere dışarıya gönderilecek ti. Ancak annesinin durumu, para sI- kıntısı, geçim derdi Toruna bu fırsa- tı kaçırttırdı. 1949 yılında, Hesap Uzmanlığı im- tihanına girdi ve kazandı. Hesap Uz- manı olarak çalışmağa başladı. Genç adamın hayatı bu yıllarda değişmiş Cihat Köprüoğlu adında bir hanım- la tanışmış, kısa zamanda evlenmiş- tir. İzdivaç Toruna şans getirmiştir. Bir yıl sonra Maliye Bakanlığı tara- fından Amerikaya gönderilmiştir. Plânlama Teşkilatının merdivenlerinde doğru İKTİSADİ VE MALİ SAHADA Amerikada, bir yıl kalmış ve bu müddet zarfında, Bureau of the Bud- get -Bütçe Dairesi-, General Accoun- ting Office - Sayıştay- ve Bureau of Internal Revenue -Vergi Dairesi- de çalışmış, bilgisini arttırmıştır. Ayrı- ca Devlet Muhasebe Dairesinde çalı- arak Wisconsin'de Devlet Muhase- be kurslarını devam etmiştir Genç adam, bu bir yıl içinde de- nilebilir ki bilgi hamallığı yaptı. Ken- disine çizilen program gereğince A- merikadaki vergi e Devlet Muhasebesini ve Bütçeyi inceledi. Bundan başka e. ilgili kursla- ra devam etti. Amerikadan döndükten sonra Ma- liye Bakanlığındaki vazifesine başla- dı. Bu sırada ilk erkek çocuğu doğ- du. Daha sonra Torun iki erkek ev- lâda sahip olacak ve dördüncü ço- cuğunun kız olması için Tanrıya dua- ya başlıyacaktır. 1956 yılında Türkiye Sınai oKal- kınma Bankasına Mali Analist ola- rak girdi. 27 Mayıs ve Torun Torun 27 Mayıs 1960 yılına kadar bu vazifede çalıştı. İhtilâlden son- M.B. nin iktisat müşavirliğine getirildi. Banka ile ilgisini de kes- edi. Devlet Plânlama Teşkilâtının ku- ruluşu hakkındaki 91 sayılı oOkanun tartışılırken Torun M.B.K. nin İkti- sadi ve Teknik Araştırma Kurulunun başkanı bulunuyordu. o Müzakereler sırasında Albay Şinası Orel ile ta- nıştı. Kanun çıkıp, Devlet Plânlama Teşkilâtı kurulunca, teşkilâtın ilk Müsteşarı Orel, genç adama Teşkilâ- tın Koordinasyon Başkanlığını teklif etti. Torun vazifeyi memnuniyetle kabul etti. Ancak, Sınai Kalkınma Bankasıyla ilişiğini kesmedi. Bir yıl Orelle çalıştıktan sora, Orelden boşa- lan yere gene Orelin tavsiyesiyle ge- tirildi. Son derece sakin, az konuşan, hid- detlenmiyen bir insan olan Osman Nuri Torun, sinir sistemine bu baskıdan dolayı ülser Sigara içmesi yasaktır. Sabahları erken kalkmaktan nefret eden genç Müsteşar bu vazifeye getirildi geti- rileli saat 9 da dairede bulunmayı a- det haline getirmiştir. Torunun meslek hayatında unuta- madığı faydalı tartışma, geçen o yıl Hindistanda Nehru ile yaptığı konuş- madır. Hindistan Başbakanı plânla- ma işinde önemle bir mesele üzerin- de durmuş, Torunu Nehrunun bu ika- zı bir hayli ilgilendirmiştir. Nehru bir memleketin plânlamasını muhak- kak yerli elemanların yapması taraf- lısıdır. Bu bakımdan bol miktarda 11

Bu sayıdan diğer sayfalar: