19 Mart 1962 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 30

19 Mart 1962 tarihli Akis Dergisi Sayfa 30
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

MU S Konserler İtalyan Yaylıçalgılar Triosu Geride bıraktığımız haftanın başın- da dünyanın sayılı oda müziği topluluklarından biri Ankaraya geldi ve Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkest- rası salonunda bir konser verdi. "İ- talyan (o Yaylıçalgılar Triosu" adını taşıyan bu toplulukta Franco Gulli keman, Bruno Giuranna viola, Ama- deo Baldovino viyolonsel ( çalıyordu. Müzik meraklıları, plaklardan Ama- deo Baldovio'nun adını duymuşlardı, ama Trio, Türkiyeli sanatseverlerin bütün bütüne yabancısı oldukları bir topluluktu. Son derece sağlam ve ra- hat bir tekniği olan viyolonist Fran- co Gulli, İtalyanın tanınmış Ssolistle- rinden biridir ve Kubelik, Scherchen, Mario Rossi, Rodzinski gibi o şeflerle çalmıştır. Violist Bruno Giurranna i- le Romada hem keman, hem Viola dallarından diploma almış, Avrupa ve Amerikada sayısız konserler vermiş- tir. Aynı zamanda mükemmel bir vi- ola d'amore icracısıdır. Amadeo Bal- davino ise müzik çalışmalarına beş yaşındayken başlamıştır. Onbeş o ya- şındayken Bologna Konservatuarının Viyolonsel bölümünden mezun olan sanatçı birkaç yıl sonra konservatua- rın kompozisyon bölümünden de dip- loma almıştır. Geniş konser faaliye- tinde bulunan Baldovino, doldurduğu plaklarla ismini dünyanın dört bir yanına tanıtmıştır. İtalyan Yaylıçalgılar (o Triosunun Programında, II. yüzyılın ikinci yarısında yazılmış üç eser yer alıyor- du: Felice de Giardini'nin keman, te- nor, viyolonsel için Op. 17. mi majör triosu, Beethoven'in Op. 9, do minör Divertimentosu (K. V. 563). Her üç eser de mükemmel çalındı. İtalyan Yaylıçalgılar Triosunun başta gelen özelliğinin şaşmayan bir beraberlik, canlı, plâstik icra ve kültürlü yorum olduğu söylenebilir. Herhalde Ankara- yı Juilliard Kuartetinden beri bu se- viyede bir oda müziği topluluğu zi- yaret etmemiştir. Üç seçkin sanatçı biraraya gelmiş ve ortak bir dil, or- tak bir ses rengi bulmaya muvaffak Çıkardıkları icralar oson derece duygulu, son derece beşeri idi ve dinleyicilerle sahne arasında ko- laylıkla bir bağ kurulabildi. Radyo İhtiyar öğrenciler Ankara (Radyosunda "Öğrenci Or- kestrası" adlı bir topluluk onbeş günde bir, konser vermektedir. Mu- 30 İ K İ zaffer Arkanın yönetimindeki bu kü- çük yaylıçalgılar oorkestrasının o bi- rinci kemanlarının başında (oOEnver Kapelman, ikinci kemanlarının başın- da Cumhurbaşkanlığı Orkestrası vi- yolonistlerinden Orhan Kadam otur- maktadır. Bütün violacılar, bütün viyolonselciler ve kontrbascı, profes- yonel müzisyenlerdir. Bu durumda "öğrenci orkestrası" tâbiri son de- rece garip kaçmakta ve bozuk icra- ların suçunu öğrenci kelimesinin üs- tüne atmaktan başka bir işe yarama- maktadır. Aslında sözü geçen toplu- luğun "Çocuk Saati" çerçevesi için- de bile yayın yapmasına imkan yok- tur. Özel radyolarda bile, konser ve- recek topluluklarda asgari bir teknik seviye aranır. Oysa ki Ankara Rad- yosu Öğrenci Orkestrasının ne bera- berliği iyi, ne de entonasyonu temiz. Müzik kültüründen nasibini oalama- mış Ooçalgıcıların Oomaskaralıklarına Devlet Radyosunun sahne olması ger- çekten yürekler acısıdır. Acemice ic- ralar yüzünden birkaç ay evvel radyo programlarına son verilen (Gençlik Akordeon Birliği bile öğrenci orkest- rasının yanında zemzemle yıkanmış gibi durmaktadır. Ankara Radyosu- nun iltimaslı müzik yayınları şefi sandalyesinde oturduğu ve bu mües- seseyi çiftlik gibi kullanmaya (o de- m ettiği müddetçe Devlet Radyo- sunun müzik yayanlarına ( bilginin, zevkin ve Batı metodlarının yön Ve- receğini ummak akıl kârı (değildir. XX. yüzyılın Türkiyesinde ise adam kayırmanın ortadan kalkacağı, ilmin ve kültürün ışığı altında çalışılacağı günler akılların alamıyacağı zak görünmektedir. kadar Haberler Otto Matzerath T anınmış orkestra şefi (o Otto Maizerath, Cumhurbaşkan- lığı Senfoni Orkestrasıyla iki konser vermek üzere Ankara- ya gelmiştir. 1914 yılında Düs- seldorfda doğmuş olan Maize- rath, Hubay ve Joachim'in öğ- rencisi Bram Eldering ile ke- man, Hans Weisbach ile piyano, Joseph Neyses ile teori çalıştık- tan sonra Almanyanın o çeşitli şehirlerinde o orkestra o şefliği yapmıştır. 1940 yılında Karis- ği Otto atze- görevde kaldı. Zamanımızın kal burüstü şeflerinden biri olan Maitzerath, önümüzdeki salı gü- nü Cumhurbaşkanlığı Orkestra- sına Beethoven'in 3. Leonore u- gül Sarıca da katılmaktadır. Suna Kanın konserleri Viyolonist o Suna Kan, piyanist Ferhunde Erkinle o beraber önümüzdeki günlerde . Türkiye içinde bir konser gezisine o çı- kacak, Samsun, Gaziantep, Es- kişehir ve istanbulda resital- ler verecektir. Sanatçı o Nisan ayı içinde Cumhurbaşkanlığı Senfoni oOrkestrasının Doğu A- nadolu gezisine de katılarak Si- yas, Gümüşhane, Erzurum, Tat- van, Van, Hakkâri, Diyarbakır, Batman, Malatya illerinde o Vi- valdin'in o"“Mevsimleri"ni çala- caktır. Besteciler Amedeus Hartmann, 8. Senfonisini tamamlamıştır. Eser, 1963 yılının başında Köln Radyosunda çalınacaktır. Zoltan Kodaly, Londra Sen- Joni Orkestrası için bir senfonik eser ve Yehudi Menuhin Ed bir keman konçertosu yazm Heinrich Serme. yo lips Plâk Fabrikasının siparişi üzerine nefesli çalgılar için bir sekstet o besteleyecektir. Conrad Beck'in Suite Concer- tante'nın ilk icrası Hans Ros- baud idaresindeki Tonhalle Or- giyle o karşılanmıştır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: