16 Nisan 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 13

16 Nisan 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKİS vardı. Gereken yapılacaktı. Aslında olayın önemli tarafı bu- rada düğümlenmektedir. Bir orta- okul öğrencisi ödevinde Leninden bahsettiği zaman bu bir "zabıta va- kası" olmamaktadır da, Atatürk heykeline tecavüz edilmesi âdi bir zabıta vakası olmaktadır. Aslına ba- kılırsa, iktidar partisi AP'de Ata- türk ilkelerine aykırı davranıştan dolayı haklarında kovuşturma ve dâva açılmış kimseler bulununca, Başbakanın bu görüşüne bir dere- ceye kadar hak vermek gerekir. Hep böyle başlar Nitekim olaylar, Süleyman Demi- relin yüksek görüşlerini destek- ler mahiyette gelişti. Haftanın başında Pazartesi gü- nü, Antalyanın Serik ilçesinin Ça- nakçı köyü ile Malatyaya bağlı Di- lek köyü ilkokullarındaki Atatürk büstleri meçhul şahıslar tarafından parçalandı. Bu olayların duyulma- sıyla Üniversiteli (öğrenciler gene Taksim Anıtı etrafında nöbet tut- maya başladılar. Böylece, Atatürk büst ve heykeline tecavüz rekoru Demirel iktidarı sırasında kırılmış oldu. Bu olayların baş sorumlusu, mu- hakkak ki, Başbakan Demireldir. Lâik bir devletin Başbakanı gazete- lere vaiz edalı yazılar yazar, ma- kamında namaz kılınmasına göz yumar, gericiliğe prim verirse, hey- kellere saldırma olaylarına şaşma- mak gerekir. İmam sırıtınca, cema- at elbette ki kahkaha atacaktır. DP iktidara geldiği yıllarda da bunun örnekleri görülmüş, çeşitli yerler- de gericiler, aynı gerekçe ile Ata- türk heykellerine saldırmışlardır. Bugün gençlik ve ilerici güçler Hükümetin karşısına dikilmiş va- ziyettedir. Demirel bunu bildiğin- den, ilerici güçleri bölme veya çe- şitli tehditlerle sindirme çabası içindedir. Haftanın başındaki Pazar günü İzmirde yapılan "Komünizmi ve gafleti tel'in mitingi" bunun en tipik bir örneğidir. Atatürkçü genç- liğin protesto mitinglerine karşılık olarak, AP Hükümetinin desteğiy- le yapılan ve hattâ AP'li Bakanların bizzat katıldıkları bu miting, İstan- bulda düzenlenen "Komünizmi tel'- in mitingi"nden daha da seviyesiz olmuştur. AP beslemesi dernekler, kuruluşlar ve Egenin muhtelif köy ve şehirlerinden derlenmiş çember sakallı Atatürk düşmanları, kuran kursu talebeleri, İmam-hatipliler, 16 Nisan 1966 "komünizmi tel'in" adı altında Ata- türke, Atatürk ilkelerine, devrimle- re, 27 Mayısın ruhuna, aydınlara, ile- ricilere, üniversite öğrenci kuruluş- larına vermiş veriştirmişlerdir. Mi- tinge (o katılanların Oo çoğunluğunu çember sakallı irtica unsurlarının teşkil etmesi, memleketin nasıl bir tehlike içine atılmak istendiğini apaçık göstermektedir. Muhalif o basına karşı girişilen sindirme politikasıyla birlikte şim- di sıra Üniversite gençliğine gel- miştir. Besleme öğrenci kuruluşla- rının tesirli olamıyacağı kanaatine varan Demirel, önündeki engelleri kaldırabilmek için tehlikeli bir yo- la sapmış bulunmaktadır. Geçtiği- miz hafta içinde Ankara Basın Sav- cılığı, 13 derneğin feshedilmesi ve yöneticilerinin cezalandırılması için dâva açmıştır. Bu dernekler, TMTF, 27 Mayıs Fikir Klübü Ankara Şu- besi, TODMF, Siyasal Bilgiler Fa- kültesi Toplumcular Derneği, Siya- sal Bilgiler Fikir Klübü, Siyasal Bil- giler Barış Derneği, Orta Doğu Tek- nik Üniversitesi Fikir Klübü, Dil ve Tarih Coğrafya (Fakültesi (oFikir Klübü, Türkiye Turizm ve Folklor Demeği, Hacı Bektaş Kültür Yar- Turgut Gülez Kimden yana ki? YURTTA OLUP BİTENLER dım Derneği, Yüksek Öğrenim Genç- liği Atatürkçüler Derneği, İkinci Kuvayı Milliye Derneği, -bir sizden, bir bizden kabilinden-, Türkiye Kimsesizlere Yardım Derneğidir. Bu derneklerden bazılarının po- litikaya karıştıkları, bazılarının da dini politikaya âlet ettikleri ileri sü- rülmektedir. Demirelin, dikensiz gül bahçesine sahip olabilmek için başvurduğu çare, şimdilik budur. cak, bunun tehlikesi kısa bir sü- re sonra anlaşılacaktır. Petrol Amerikadan geliyorum! Güleç yüzlü zat, füme rengi ceke- tinin yakalarına okonan sigara küllerini memnun bir eda ile üfledi ve e üzerinden eğilerek: bana verilen emri ya- parım" ri) ve anlatmağa başladı. Güleç yüzlü zata göre, petrol meselesi politikaya karıştırılmama- lıydı. O, meselenin katı ideolojiler- le halledileceğine inanmıyordu. Ya- bancı şirketlerde çalışanlar da ken- disinin arkadaşlarıydılar. Pipe-line'- dan yabancı şirketler de yararlana- caktı. Türkiyenin katı ham petro- lünü denize akıtmak için buna mec- buriyet vardı. Yabancı petrol şir- ketlerinin petrol bulup da çıkar- madıkları doğru değildi. Kendisi buna inanmıyordu. Böyle olsa, Pet- rol Dairesi yakalarına yapışırdı! Yakınlarına "kumandan" diye hitap eden bu konuşkan ve hare- ketli genç adam, -kendisinin çok kullandığı deyimle-, "Demirel gibi Atatürk neslinden", 1925 Bolu do- ğumlu, Dr. İhsan Topaloğlunun ye- rine TPAO Genel Müdürlüğüne ge- tirilen Turgut Gülez idi. Gülez, 1945 yılında Galatasaray Lisesini bitir- miş, Teksas Üniversitesinde petrol mühendisliği öğrenimi yaptıktan sonra 1951'de Venezüella, Kolombi- ya ve Peruda amerikan petrol şir- ketlerinde çalışmıştır. 1955'de Tür- kiyeye dönmüş, iki yıl kadar Maden Tetkik Arama Enstitüsünde ve TPAO'da çalıştıktan sonra, yine pet- rol işletmeciliği üzerinde inceleme- lerde bulunmak üzere, tekrar Vene- zuellaya, amerikan şirketlerine git- miştir. Ancak 27 Mayıstan sonra Türkiyeye dönmüş, TPAO Alım- satım ve Tevzi Grupu Başkanlığına getirilmiştir. TPAO Genel Müdürlüğü görevi- ne başladığı sırada kendisine, ame- 13

Bu sayıdan diğer sayfalar: