2 Mart 1929 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

2 Mart 1929 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

jşe yaramıyacağıma em “Ötemin' Cutuyor. Siyahlara bürün- Tefrika numerosu : & — Korkmak miı, insan | alnız olursa korka z bin kişinin içinde korku- lur mu. Bev arkadaşla- rıma fena örnek olmak- tan korkarım. Koşamam, tüfek atamnm. Her halde | nim.. İhtiyar dostum öyle bir | silkiniş silkindi ki, odayı toz kapladı. — Sen vatansız serserinin birisin, seni, ahzıaskere haber vereceğim. —(ğ Seni unutmuyan teyzen: Hatçe Gülsüm Sevgili Nuriciğim . Seni merakta bırakma- mak için mektubuma İm- zadan başladım. Evet yav-| rum benim, ben, sevgili Gülsüm teyzen. On iki senedir. Denden hiç bir haber alamamıştın, işte on iki sene sonra meyda- na çıktım, bu kadar za- beri — nerdeydi iliyor musun? Ameri Ne yapayım yavrum, baban tahammül edilmez bir adam oldu, evini rahat gelip gidemiyor- dum. Başımı alıp kaçtım. Size adres göndermedim, çünki adresim yoktu. Hâ- lâ da yok, bak anlatayim, koca adam olduğun için, artık hakikatı sana söy- leye bilirim. Sexiyorum 2vlâdım, viliyorum. Gülme. On iki sene tecrübe ettim, 149 y dayandım, sevgilim de dayndı. Böyle kudretli bir. aşk dünyaya haykırlı Tetrika numerosu:na Bir glencelı macera KAŞANEMDE DEVRİÂLEM Bir kapıcının yevmiye defterinden Ğ Selâmi İzzet naklediyor Sevenlerin feryadı mak- buldür, yoksa hiç kimse gazel dinlemezi Sevdiğim adama bir is- tasyonda tesadüf etti Uzunca bir duruştan isti. fade edip büfeye gittim, karnmım acıkmıştı. İnsan istasyon büfele- rinde rahat yemek Sind a yer ni dü yardaki saat işliyor mu, yoksa bozuk mu, lokomo- tif öttü tren kalkıyor mu, hastalığına” insan - kalp uğrıyor . Çarpıntıya tutu- luyor. Ama ben çarpıntıya bu- nun — için uğramadım. Hayır peynirle ekmeğimi yerken çarpıntımın sebebi başkadır. Kalbim şiddetle çarp- mağa başladı, çünki kar- şımdaki vardı, ve bu adam tam benim — istediğim, tam bana göre bir adamdı. Bilirsin ya, param oldu- gü için arkamdan koşan pt:k çoktu. Paramın hatırı için pek çok kişi benimle evlenmek istemişti. Din- lediğim sarmusak, sıgara, nefes kokusunun - haddı hesabı yoktur. Seni sevi- yorum, deyenlerin ağzın- dan bu : Serveti sevi- yorum, gibi çıkıyordu. Bütün erkeklerden kaç- tım. Hiç birine yüz ver- medim, — onlardan uzak kaldım. CASUS MEKTEBİ Mis NORA DAVİS Salon Kalbalıktı, Yüzbaşı Vellerin Berlinde bulu- nan zabit arkadaşlarından dört beş kişi de o gece orada hazır bulunuyordu. M. Hüzberg salondan içeriye girince her keste gizli bir. fısıltı başlamıştı : — Zayallı dül.. genç ve güzell Ah şu harplli Bunun gibi ne ocaklar yıktı... —- Biçarel hâlâ kocasının ma - ne kadar da müş. — Hiç evldameğe niyeti yok caliballi sergüzeştleri Bu son kulağına, / hane - sahibi Veller söyliyordu. Bi misafir- ler madam Hüzberge acımışlardı. | | Genç kadın 'bir köşeye otur- muştu. Saat onbiri geçiyordu. | Sokaktan, o gece zaferi tes'i eden halkın gürültülü sesleri ara sıra salondaki — sükünü — ihlâl ediyordu. Masanın üstündeki bira kadel Veller çok neşeli ve geniş yürekli bir Alman genci idiş yirmi yedi yaşına geldiği hal- de henüz tal muvafık bir kız masada benim | n | gibi peynir yiyen-bir-y 2 Marf 1929 Bana bir zamanlar aşık olanların simalarını bile hatırlamıyorum. Halbuki | bülede gördüğüm adamın | ömrüm oldukça yüzür unutamıyacağımı derhal anladım. O da beni gö- rünce kıpkırmızı oldu... Boğazıma ekmek - kaçtı | galiba. | Gazetesini — sürahinin yanına koymuştu, açık duruşdu ama okumiyordu. Benim gözlerimin yanında gazete kaç para ederpi. | özlerim kırpıştı, çene- | m kenetlendi, dizleri- min bağı çözülüverdi, bu- lunduğum yerden biradım teye kımıldayamıyaca- | gimi anladım. Dünyanın | öbür ucuna kadar, © ada- takip edecektim. Tam da böyle bir kararı | kolaylıkla tatpik edebile- cek yerdeydim. İnsan s kakta veya'evde, ben fa- |danca adamı dünyanın öbür ucuna kadar takip mendifer istasyonun , pek âlâ verilir. a Gözleri üstüme iki kızgın gibi dikilmişti, ama mangal maşası gibi değil, kıvir kavir sarışın saçları vardı, omuzları geniş ve muntazamdı, elbisesi zarif ve şıkti, her halinden tabiat sahibi olduğu bel- liydi. Fakat bütün bu gördüğüm şeylerden, mes. leğini tabii anlayamadım. |devamı yarın| Ji bulup evlenememişti. Madam Hüzberg yüzbaşının o ka- dar çok hoşuna gidiyordu ki, onu tetkik etmek fırsatını buldukça genç kadının bakışlarındaki cazi- beye, etvarında ki kibarlığa bayı- liyordu. yaşının gözleri dumanlan - başlamıştı; masanın önünde ayağa kalkarak misafirlere hitap ma; etti: — Bu gece kendimi insanların büyük bayramı tes'it için vakit . ve fırsat buldum. Haydi, kalkınız. | kadehleri bir nefeste boşaltacağız! | kadınlar gülüştüler. | — Burası asker ocağı değil... | | midemize hükmedemezsiniz! Zabitler bira kadehlerini Al- man askerlerinin adeti üzre bir nefeste yuvarladılar. Veller sıgarasını yaktı. ve ar- hesap puslasını istersin... Her akşam bir Hikâye Göğen gün arladışili Hİ ga rast geldim; kendisi çok şakacı ve tuhaf bir zattır. Bana dedi ki: — Beş dakıkalık bir eğlence hem de küçük bir intikam almak istersen sana bir akıl öyreteyim. — Öyret bakalım. — Bir lokantaya gidersin. Tabii her vakit gidiyorsun, Tenha bir. köşeye çekilirsin, ye- meğini yersin... Sonra garsondan Getirir... Cebinden gözlüğünü cıkarır bur- 'nuna takar ve bir müddet pus- laya bakarsın.. Sonra görünü kırpmadan kemali ciddiyetle: — On para bile vermem! Hay- di çabuk bir belediye memuru çağır! Dersin. Garson şaşalar, sen hiç boz- mazsın, hiddetli hiddetli bakarsın. Gider, patrona söyler. Patron ya sessiz, yahut da hiddetlidir. Sen, ona da bir az kafa tutar- Sın... Artık o kadar üzdüğün yeter.. Yaptığının şaka olduğunu söy- ler ve parayı verirsin.. Çünki şakanın kısası daha eyi- dir, uzatırsan iş ciddiye biner. İşte böylece, insan Jokantacı- lardan yediği kazığın hiç olmaz- sa bir azını tahfif eder. Arkadışımın tavsiyesini, neşeli olduğum bir günde iatbik ettim. Bir lokantaya gittim. Karımı / doyurdur Aman yarabbil bu ne fahiş F- yattı ! Tam bir kazık komple! Fakat, Çar naçar verecektim barim intikam alayım. |— Gartöüü çağırdum . — Garson, haydi, bir belediye memuru getir! Bu ne kepazelik diye bağırdım. Şaşaladı, sersemledi. — Ne duruyorsun?! Git.. çağı de Bir yarım kavs çevirdi, döndü. Gişeye doğru gitti. hayır, saç maşası 'gibi .. On dakika kadar ustası ile Ben devarada ardila | Tallasılar. en de arada sirada — genim sabrım tükenmiş; hattâ bakıyordum : sarışındı , | yaptıgıma pişman olmuştum.İçimden arkadaşıma küfürleri basıyordum. Neyse biraz nefes aldım.. Usta, bana doğru geldi. Ben tam ağzımı açıp da bunün bir şaka olduğunu — söyleyeceğim ve parayı çıkarcağım sırada o kulağıma —Aman beyefendi rica ederim hiddet buyurmayınız, — bu defalık bir kusur yaptık . Garson yanlış- lıkla bayat balığı size getirmiş kadaşlarına hitaben dedi ki — Mühterem / misafirlerim bu gece beni mazur görsünler; çünkü ben hayatta hiç bir zaman gül- mek fırsatını bulamayan bedbaht bir adamım. Fakat bu mesut gece bana ögretti ki, en bedbaht insan- dar bile bir gün gülebilirler ve mesut olurlarımış. Yüzbaşı tekrar masanın önüne gelerek yüksek sesle bağırdı: — Haydi, kadehlerinizi dudak- darınıza” götürünüz ! Bu gecenin , bu emsalsız. gecenin şerefine bir daha içelim... bu karanlık gecenin koynunda kim bilir me emeller uyuyor? Görünmeden ve hisse- dilmeden , kim bilir, ne kalpler çarpıyor ?... İçtiler... içtiler ve nihayet sar- hoş. oldular. - Bunların arasında, değil mi? | lerleçisilü mühasebeye ve y yoklur. | Affediniz... hesabınızı yarı yarıya tenzil ediyorum. 200 veriniz. Bu umulmadık tenzil çok ho- şuma gitti heman 200 ü vererek Tokantadan kollarımı sallaya sallaya çıktım. Laf mabeynimizde, şimdi daima aynı usulü tatbik ediyorum. Ekse- riya müsbet netice hasıl oluyor . Aksi taktirde ise, işi şakaya vu: ruyorum. Başım belâya uğramıyor. Bu kârlı usulu kari'lere tavsiye Lokantacılar , mi omumazlarsa... Nâkili : M Vedat AÂAkşam Halk sütunu iş arıyorum Almanyada tahsil ettim, yeni harf- 1 makinasın da yazmağa vakıfım. Daimi v yahut l0 bir kaç Ssaat çalışmak üzere iş Kefaloti muteberede - verebi. irim, — Adresı Gülata, Porşembe Pazarı, Marikian han Not Mahmut Gaip bir kadın aranıyor Samatyada Koca Mustafa paşida Rar mazan efendi mahallesinde 59 numerolu önede sakin ailem Hüsniye Subahab hazım 929 Şubatının 15 inci günündem bori gaiplir. Kendisinin eliyovm nerede olduğunu bilen varsa insaniyeb namına mektapla bildirmesini rica ederlim. Aeşam halk sütünü vasıtasile, muhafara memurlarından M Hesamattin Süt nine kir alle mozdinde #9 ninelit: etmek istiyorum. 'Plip olanların adresime mü- sabik Bıtda No 18 Nuri bey hanssinde Fatma Zayi vesika S4LA mumorolu Şoför vesikamı ve Teyoğlu nüfus memutluğundan aldığım nülüs tezkerümi / zayi - ettim; hükmü Ahr kapı otomobil. bölüğünde Tlüseyin oğla Cemal » iş arıyorum Yoni harfteri ve Fransızcayı biliyor am. Bir'az-da daktilogruf bilirim. 'Püooat amisyoncu ve avakat yazıhitelerinde çalıştım. Yine ayai/ yazıanelerde çalış. mab üzore iş anyorum, Mürasim:; Sirkecide Berut oteli vasılasila Davut Sodeka iş arıyorum Uzün raüddet mühtelir idarahane derde Kapıcılık ve- odacılık gibi hizmeb Torde bulundüm. Hüsnü bal şahadetni. Yizmi yağındayım; iş irolerim. vardir. Fori köyütde orla kız sokağında. 80 mamorolu hanede, İsmail Hüzberg. Genç kadın, bütün bu sözlerin hedefi kendisi olduğunu herkestem evel ve herkesten iyi anlamıştı. Yüzbaşı Veller, genç ve dul kadına alenen - Fakat müphem bir tarzda- ilânı aşk ediyordu! Yuzbaşının annesi de işin far- kına varmıştı, Tâkin oğlunu çok sevdiği için, yüzbaşının manasız sözlerinden bir şey anlamamış gibi görünüyordu. Elektrikler sönerken bir buse ve bir söz! Saat 12 olmuştu.... Elektrikler sönmüş ve bütün Berlin baştan başa zülmet içinde kalmıştı. Fabriha düdükleri ve kilise çan- darı kıyamet koparıyorlardı. yeni seneyi herkes büyük bir sevingç ve saadet içinide idrak ediyordu. (Mabadi var) — z aN

Bu sayıdan diğer sayfalar: