4 Nisan 1929 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

4 Nisan 1929 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— Silâhçını genç kızın ha Matmazel Altonsin Pariste Matmazel AL- fonsin Lene isminde bir — genç kız sevgilisi tarafın- — dan terkedildiğinden mü- teesir olarak intihar et- meğe karar verir. Bir silâhçı mağazasına gide- örek bir tabanca satın râalır. Silâhçıya, silahı ken- — Havai şatranç Bi klübü Avrupa ve Amerikanın her tarafında şatranç klüpleri vardır. Lâkin havada böyle bir kulüp tesis olunduğu şimdiye kadar işidilmiş bir şey değildir. Havai şatranç klübü ilk defa, bir kaç 'gün evel “Kont Zeplin,, sefinei havaiyesinin son cevlânın- da tesis olunmuştur. Sefinci havaiyede Prusya ve Nürtemberg reisi nuzzarları ve — Almanya posta nazırı ve diğer — bir çok âzası ricali devlet bu- lunuyordu. Zeplinin yolcuları bil- bassa geceleri vakit geçirecek bir eğlence düşünmüşler. Netice- de şatranç klübünün lesis eyle- mişlerdir. Havai - şatranç klübü- hü riyasetine Zeplinin pilotu Dr. — Ekner intihap oıunm..;un Teirika numerosu: 46 Vellere her kesin ve bil - hassa hükümet ricalinin itimat ve — muhabbeti vardı. Vellerin aişanlısından kim ve masıl şüphe edebilirdi ki, O Mösyö Lover ismindeki İngiliz casusunun yakalanmasında — yegâne — âmil olmuştu. Onu Vellerin bütün zabit arka- “daşları takdir ve muvaffakıyetin- den dolayı tebrik etmişti. bu mütalâalarına rağmen izberg bu takip ve muaye- menin iç yüzünü anlamak istemiştir. Derhal bir hizmetçi kıyafetine girerek sokağa cıktı ve, elektrik .e . Tabancayı göğsüne dı, tetiği çekti, fakat... Silâhçının küçük bir hilesi sayesinde n zekâsı daya-” yatı kurtarıldı disi dolduracağından ku şünları ayrı - vermesini söyler. Silâhçı genç ka- danın halinden şüphelene- rek tabanca makinesinin en esaslı bir parçasını, temizlemek — behanesiyle silâhtan çikarır. Alfonsin silâhı aldıktan sonra doğruca odasına gider Silâhı doldurarak göğ- süne dayar, tetiği çeker. Fakat silâb ateş almaz. -O esnade oda kapısı açılars! eeriye bir. polis girer. Meğerse silâhçı mağa- zasından silâh alan kadı- nin tavrundan şüphelen- diğı için bir cinayetin önü alınır fikrile po haber vermi: Polisin müdahelesiyle genç kızın elinden alınır, kendisine na teşebbüs etmiyeceğine da-, ir söz alınır. Ve kız Mar- silyada bulunan ailesine gönderilir. İflâs eden bir şehir Taymisin Berlin muhabiri yazi- İi Bdnimll ,, Furlmlle, Hlmi, ilânı iflâs etmişti Saniçilik “ve'alâh feliniye ima- İatiyle” yayiğder bi yti mcekak sanaylin düşkün olmasından dalayı BeiRA dar gel el Ml e | anan n 1927 senesinde mü hiş bir feye- 'zan aletine de oğrayan bu şehir belediyesi “muhtelif “zamanlarda Valdığı — istikrazların — aizini ve Oresülmalını ödemekten izhar acz eylemiştir. “Şehrin belei dainleri - başında — Müttebit man rehin bankası — bulunuyor. | Dainlerin paralarını ” kurtarması ihtimali azdır. Çünkü kanun bele- diyeye ait emlâk ve eşyanın pek L azının haczine müsaade ve AF CASUS MEKTEBİ Mis NORA DAVİS in sergüzeştleri şirketi memurunu takibe başladı. Elektrik memura Fredrik ştra- sade köşenin başında duran bir otomobile atlarken M. Hüzberg de bir diger otomobile atlamış ve şof — Şu giden otomobilin arkasın- dan yirmi metro fasılayla gide- ceğir Demişti. Beş dakika sonra, öndeki ato- mobil Polis müdüriyetinin kaj önünde durmuştur. M. Hüzberg, elektrik memuru- takibe gelen bir olduğunu anladı edilerek bir daha intihara| Halk sdtunu Sarayburnundaki âbideyi para ile mi temaşa edeceğiz ? çidiğimiz müstesna — kıştan arta kalan ” soğukların - bahar — rüzgürlariyle çarpıştiğını kissetmek. dumanlı ve svi sıcakların verdiği ayuşukluğu gidermek için biraz gezirmek istedim. Hotlefim kaklarından, İztinamdan uzak- Jaşmak, mümkün olduğu kardar tablazle yaltız kalmaktı. Bu mevsimde Gülhane Darkının — tenba - bulunacağımı — tahmin etlim Ağır adımlarla parkın yolünü teb tüm — Hakikaten yanılmamışım, - park tamamer tonha idi. Uşanmağa çalışan baharın bütün — mehmurlukları - taşhis ediliyordu. Farkın somüna” kadar gittim, iülerin Bütün tehditleri. malüpol | müş bir düşman gibi. hatıramda / bicap Vile du. Geniş ve inşiralılı nefe derle ferahlandım, ferahlandım. Zevkleri iei, duygülarımı minnet Tandırmak için Sarağburnu — âbidi | yollandım. . Köprüyü / geçmek - istediğim Sırada © mühteşem larih maşarine bir | düenni enfkyetila Gikilmiş yamarcak bir Vaht kulübenin penceresi açıldı. | — Btendi dühüliye vorsceksiniz. |— — Neiçin dumdiya vereyim ? — Burası gazinaya aittir. | Z Bon heşkeli görmeğe gidiyorum. | X Oraya da güseniz dühüliye vero ceksiniz. Muhalabima - Sbz söylemek mübaşire meram anlatmak kadar gölünç olacağın dan süstüm. — Batün İaşirabim, bütün |neş'em altüst cimüştu. Her hangi garü bir €) bogim hakki ” sarihime tecavüz ediyordu. Bfendiler, Bizin kalbimizin — zineti - olan. hissi gükranın - rekzottiği n Aide gazinam tecemnülâtımdan değildir. Hissiyatı Aliye karşısında — bezirgân zihniyetinin - yeri yoktur. Dir kaç güü sonta bir. daha Bideceğin. Gena ayni küstahlığa maruiz kalırsam kendinizi emahüriyet üükümo: Tn kanunları karşısında. ilacaksınız! Karilerinizden : Necip | Millet mektehbi muallimine teşekklr İki ayılan hari dövam edtiğim Gedik- gaşadakt millet mektebinden. bu- kere meztin cldmğumi cihetle - mektebimizin gel müblerem amnallimi — İsmail Hakkı böye aleaen tçşakkür etmeği bir Vazile biliriz. | Gedikçaşa mi 1 meklebi mezunlarından No A B. Bir karlimize cevap | Ahmet Tamıdi Beye - Mektubunuza vevap verilmiştir. Afyan ıstasyonunda bir kaza Geçen cuma sabahi. Afyon 1s- tasyonunda feci bir şimendüfer kazası olmuştur. Karaman mahal- lesinden (Fadik) isminde bir ka- dın Tokomotifin mönevre yaptığı ir sırada birdenbire önünden geçmek istemiş, makinist frenlere basarak makineyi durdurmuş ise de iş işten geçmiş bulunmuştur. Lokomotif durduğu zaman ka- dın başından yaralanmış bir halde maki önünde bulunmuştur. Kazaya maruz kalan kadının sağır olduğu anlaşılmıştır. erek yavaş yavaş | | yürümeğe başladı M. Hürberg vaziyetinde şüphe ve otmabilden edilecek bir cihet görmiyordu Kendisini ithama vesile olacak hiç bir emare ve vesika mecut olma- dığını biliyordu. Ancak onu müşkül vaziyetete düşürecek bir sebep vardı: İsmini taşıdığı aile sımı... — Acaba Madam Hüzberg aile- sinden meydana çıktı da, beni bunun için takip ediyorlar? Diye düşünüyordu. Fakat o, bu. cihhetten de v. ziyetini sigorta etmişti. Hüdutt: ki otelci kadın onun Mr. Hüz- bergin karısı olduğuna her za- man şahadet edebilirdi.. Zaten Mr. Hüzbergin köyünden otelci dından - başka ” kimse kalma- 'olda döşünürken — birdenbire zevcesi Meliha hanım otomobile binmişler; Muharrir — Adil beyle dönüyorlardı. Fakat, bu evlerine İ de — susüyordu. süküt, bayırlı süküt değil! Müthiş boralardan evel, gök yü- zünü kaplıyan a boğucu sükütl Netekim Adil bey de, işin far- kındal Hermin mantosu içinde, bir Buda heykeli kadar hareket- siz duran karısına, yan gözle kek ürkek bakıyor. İşte korktuğu başına geldi. Genç kadnı — En nihayet mesele meydana çıktı! - dedi.- Haydi. ağzınla itiraf et bakalı balodan — Neyi itiraf edeyim, karıcığım? | — Metresini !, — Geçen sene, metresin olduğunu... Malike Fazli hanım senin metresinmiş... — Amma da yaptın ha. nerden çıkardın? — Nereden çıkaracağım?.. Artık anlamıyacak kadar aptaldım zaar. Ben, insanın bakışlarından anlarım. Biri birinizi göz ucuyla selâmladını Fakat, selâmınızın samimiyetine rağmen , yekdigerinizle konuşma- dıniz! —VAllabi sen delisin, karıcığım... Tevehhüme kapılıyorsun! Bir müddet sustular. Genç muharrir, — Melihanın âsabı belki bu kadarla yatışır diye bekledi. Esasen, evlerine varmışlardı. Tak- sinin parasını verip dairelerine çıktılar. Lâkin, genç kadın, yatak odasına doğru yürüyecek yerde salona girdi. Avizenin bütün elek- triklerini yaktı; ve mantosunu bir koltuk üzerine atarak: diye ısrarla devam yunda o kadar büyük Bunu bir fenahk yok ki... Ben, geçen sene aylarla hasta idim. Senin erkeklik arzularını tatmin edecek vaziyetle değildim. Eh, kendine bir metres tuttunsa da pek o ka: dar kababatli sayılmazsın. Ancak söylel Söyle de içim rahatlasın. — Bir şey yokl Ne söyliyeyim? — Söyle! — Vallahi söyliyecek bir şeyim | yök! İstersen. sana - bir şeyler uydurayım. böşSörlel. Söylel S le yapıyorsuni yoküunl Bof çatlabtaki patld mak niyetinde m Allah aşkına — söyle.. metresin olduğuna o derece emi- nim ki, şayet bunu itiraf etmiye- cek olursan, artık sana zerrece itimadım kalmıyacak. -Bana ne dersen yalan söylemekte - bulun- duğuna - bükmederei Hattâ, “seni seviyoruml,, dediğin vakit bile inanmıyacağım. — Malike Fazlı, benim metresim filân değildi... Onu ancak, şöyle, uzaktan, göz aşinalığı ile tanı- yorum. — Peki, doktor Rifatın annesi niçin bana öyle telmihli telmihli nerek güldü. Yolunu - deği; geç olmasına ragmen hastahaneye doğru yürüdü. Her şüpheyi izale eden kadın zekâsı — vayl.. bu vakit burada...? — Heyecana lüzum yok.. acele etme.. ehemmiyetli bir şey değil. — Fakat, sevgilim! bu kıyafet ne? — Bir tecavüze maruz kaldım, — Nasıl ve kimin tarafından? — Bir polis memuru tarafın: dan. İ Binbaşı Veller gözlerini açarak bağırdı: — Bu küstah kimdir, çabuk söyle banal M. Hüzberg kalbini — tutarak göstererek: «Bu kakın kimdir?» diye sorduğum zaman: “Bir avu- katın metrukesidir... Aaaa.. Siz Onu tamımıyor. musunuz?... Zev- ciniz, her halde tanıyacak... Zira, ben geçen sene Adanaya gider- ekn onlar da Mahmut Şevket Paşa vapurundaydılar... de — Bundan ne çıkar? Vapurda daha onlarca kadın vardı... Hepsi de mi metresimdi? metresin degildi. e metresindi. — İnnallahe maassabirinl... Bu münakaşa, sabahın sekizine kadar sürdü; ve muharrir, karısının asabiyetine karşı, büyük bir sab- sün gösterdi, doğrusu.. Zira, sanıyordu. ki, her vakit olduğu gibi,bu sefer de, bu manasız asa- t fırtınasını, lâakal on on beş gün, bir. sessizlik, samimiyet ve dostluk huzuru takip edecek. Lâkin, aldanıyordu. Melihanın isteri nöbeti, bâlâ devam ediyor- du.. Ertesi gün, daha erli gün .. —Üçüncü günün akşamı, genç kadının halinde, ansızın bir. salâh göründü: — Gel Adilciğim! Yamma otur.. -dedi; ve, kocasının boynuna sarıldı. - Affedersin, seni üzdü Lâkin, kuzum kusuruma bakma ! ira , sinirliydim. Ne yaplım ? Ağzından — hakikatı öyrenmek , benim için bir izzeti nefis meselesi oldu... Haydi yav- rüm, haydi kuzuml“Evet, Malike metresimdil,, diyiver, ne olursun? Haydi... Hattâ hakikat bu deyil- se bile Adil bey, şaşkınlıkla dinliyor- du. Kendi. kendine: “İtiraf ede- yim bari... - diye düşündü. - dem bu derece üstüme düşüyor.. Ve, yüksek sesle itiraf etti: — Evet, Malike, geçen sene, senin — hastalığın — zamanında benim metresimdi... Genç kadının kocaman gözleri ve “mini mini ağzı - testekerlek açıldı; saçları diken diken kabardı — Ne? Nasıl?.. İtiraf ediyorsun, Tuwuut. ağzınla söyliyorsun ha” Tuwuut.. Tuuuu sana... Söyleme bari!... Utan da gizle bari... Ben kiş seni masum sanıyordum... Ağ zını aramıştım . Bu sefer de «Hayırlbı deseydin, artık Üstüne varmıyacaktım... Hemen, patlamış gibi, ağındaki baklayı, çıkarıver- din!... Tuwut Alçakl Metresindi ha? ... Metresindi ha. Hem de hastalığım zamanında? Ve, Meliha hanımın asabiyet nöbeti, bu sefer, öbür seferkilere benzemedi, — Genç kadin, aklını oynattı. Nükili : (Hatice Süreyiye büyük bir teessürle — nişanlısının karyolasına oturdu. — Hayatımda bu kadar cüret- kâr bir adama rastlamadım, Velleri — Sevgilim, çabuk söyle... anlat bana bu herif kimdir? “£ bt Büzüyüllln — Ne biçim adam? — Uzun buylü, esmer.. Fena .. masıl oldu? — Elektrik — şirketi memuru sifatiyle aparlımana gelen bü adam, elektrik tellerini muayene etmek bahanesile bütün odaları gerdi... soni — Birdenbire üzerime atıldı ve boynuma - sarılarak yanakla- rımdan öpmeğe başladı.. ( Mabadı var )

Bu sayıdan diğer sayfalar: