11 Temmuz 1929 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9

11 Temmuz 1929 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ABDÜLHAMİT Melâhat sabaha karşı, Padişahın yatak odasından döndüğü zamamn, yastığının al- tında ufak bir hatıra defteri buldu... , | çıldıra: Yaver Kâzım B. Melâhat Oturduğu, kalktığı ve gezdiği görüyordu. Artık tahammülü kalmamış! Abdülhamitle Melâhat, dondur- maları yedikten sonra gülbahçe- sinden haremi kümayuna avdet etmişlerdi. Melâhat o geceyi Hünkârın yatak odasında geçirdi ve sabaha karşı yorgun, bitap bir halde odasına döndü. Melâhat yatağında yatıyordu. Artık, derin düşünecek bir halde değildi... her şeyden evel bir az uyumak ve dinlenmek- istiyordu. Başını yastığa henüz koymuştu. Fakat gözlerini kapamağ başlama- stığın altından eline bir ufak kendisine — yazılmış bir mektup.. Melâhat birden zarfı alarak yataktan fırladı. Biraz evel kıstığı Tâmbayı açtı. Bu mektubu ona kim gönder- mişti? Derhal zarfı açtı. Ufak bir not defteri ve arasına sılıştırılmış ufacık bir pusula... Bunları Melâhate KÂZIM Bey göndermişti. Yani, mevkuf Fikret beyin kardeşi olan yaver Kâzım bey... Melâhat evvelâ pusulayı okudu. — “.. Melâhatl Sana hayatı- min en keğötünli günlerine ait hatıralarımdan - bir. kaç sahife gönderiyorum. Bunları ” okuduk- tan sonraki ihtisaslarını öğrenmek isterim.... Küzum Melâhat, bu kısa notlara göz gezdirmeğe başladı: Hai Pazar - 18 Mayıs... Sabah — “«Kalbimin içinde, ber her gün bir az daha ezen ve üzen Bir şey var.. O şey nedir? Bilmiyorum... Hastamıyım? Nerem ağrıyor? Neremden mustaribim? Bilmiyorum... Gene sabah başladı.. Gözümü açarken - iztiraplarım da uyanıyor... Hep o şeyl kalbi- mi ezen ve üzen Şey...n Melâhat: — Zavallı çocuk sahiden hasta galib: ı Diye mırıldanarak bir sahife daha çevirdi. ü Bdi Pazartesi - 19 Mayıs Gece rüyama girdi.. Kalbime yerleştigi yetişmiyor gibi, şimdi de rüyamda bütün hislerim ve bütün hayallerimle olda.. - Yalnızlık VE AFRODİT Yazan: İskender Fahreddin /a seviyordu... son günl yerlerde daima onun hayalini Bu sevgi, kalbimin neresinde duriyor? Bilmiyorum... ilk defa, bir yabancıya veri- decek olan kiralık bir. konakta kalbimin her tarafını . Fakat onu görmek kabil olmadı! Galiba, © her tarafına, her köşenine hükim. Evet.. evet.. o , kalbimde yaşı- yor... Yarabbil! onu hep rüyada 'i göreceçim? « Melâhat lambamın fit biraz daha çıkardı ve daha samimi bir alâka - ile, hatıraları " okumağa Salı - 20 Mayıs... gece- — * Padişaha bir ariza mı takdim edeğim... ne yapayım? Bilmiyoram! Onu çok sevdiğim- den bahisle — “ zatı şahane . ye dahalet etsem, Bilmem ki, bana 'verir mi? Her halde bu- tecrü- | beyi yapacağım.. ne olursa olsun! Zaten, bundan - sonra, - hayatımı | bedava yaşıyan bir adamım. Efendimizin — bu Tütfü benden derig edecegini zannetmiyorum... Melâhat bu sahifeyi okuyunca aklı başından gitti. Eğer Kâzım bey böle bir çocukluk yaparak son derece hiddetlenecek ve hiç şüphe yok ki aksi netice vere- cekti. Kâzım beyin, Melâhatle Padi- şah arasında son günlerde ilerile- miş olan münasebetten haberi yoktu. Kâzım B. Melâhati alabi- leceginden emindi. Melâhat, onun kendisini ne ka- dar çok sevdigini anlamıştı. Her şeyden evel Kâzım beyin bu arzusunun husülüne mani olmak düzımdi. Abdülhamit zaten onun bu temayülünü hissetmişti. Fakat , Kâzım beyin yaralanması üzerine onun bu kusurunu affeden Abdül- hamit, kendisini saraydan uzak- laştırmak istememişti. Kâzım B. saraya intisap ettiği bu kısa zaman içinde, siyasi sa- hada Padişaha büyük yararlıklar göstermişti. İşte Kâzım B. en zi- yade bu iltifata güveniyor ve Pa- dişahın / kendisini ” reddetmiyece- ğini zannediyordu. Melâhaf bu düşünce ile endişe etmeğe başla- anıştı. Bu ufak hatıra defteri Melâhatin gözü önünde büyük hakikatler canlandırmıştı. beraber dolaşıyor... Ş müdürlüğünden: Deniz fabrikaları ihtiyacı için zirde ebadı muharrer çam ağaçların pazarlıkla mubayaası - 11/7/929 P. falip olanların yevmi mezkürda saat sabahleyin 10 da Fabrikalar ve mübayaa komisyonuna müracaatları lüzumu ilân olunur. Tul. M. Arz. SAM, Sihan. S/M. adet Çam Ağacı — 9 25 25 3 » n 25 25 18 23 6 4 8 8 25 25 3 a 13 25 25 2 v D 25 25 B » H 27 4 B ö 42 Çi 6 t â 14 M 6 10 i Müdafaa vekâleti celilesi deniz fabrikaları umum 'erşembe kılınacağından | ö | güpü a | AÂAkşam Halk sütunu Gece 12 den sonra. Belodliye "nizamnamesinde - halkın ma- hallede gedleri muayyen bir. saate ka dar gürültü ilo - eğlenebileceğine ve o dan Bonra Gnümün — istirahati namına sükünu mubafazası Hzmgelüği hakkın da bir kayt vardır zanneditarum. Halbuki tele Mududun tam göbeğin: do tu gibi mecburiyetlere' kat'iyon vis- yet edilmemekte ve her gece halk ra hatsn edilmektedir. Cağaloğlu yokuşunda <V nin terketmiş olduğu bizaya taşınan ki: zacılar üçe, di hatta sabaha kadar hep bir n şarki söyliyorlar 've bu yüzden uyamak ; İmkânsız. bir hale geliyor. Alemin evine-misafir çağı: Tarak eğlenmesine kanşacak fakat mühterem / komşularımız. hiç 6t mazsa gece yarısladan — sonra — gürültü yü kesseler de uyumak kabil alsa. Ankara caddesi sakinlerinden v.B Bir göz doltoru.. Bendeniz gayet mükeldir ve tazınmış bir göz doktoruna ihtiyacım olduğundan Mmühteremi gazetenizin lariler sütununda bildirmenizi rica ederin. Adres : Çenber- hitaş civarı Küreçüler No 2 — Ali Akşam — Babâli cddesinde doktor Salih Sait baye mümacat ediniz. Çalışkan işçi arayanlara Kiyovm — Hollanda — sefarethanesinde Vulunan bir çok ceneti lisanlarına vakıf genç, namuslu kibar bir hollandalı An: kara ve ya İstanbuda büyük - kibar alleler nezdinde Metgliotel ve ya hade- melik aramaktadır. Arzu edenler : Gala- tasaray karakolu. kacşısında No.198 züca- asında J. Pastellas Hella Risseti adresine müracaatları Bir cevap.. Tadiköyde Aladüdin beye Hadiye, kazağanlar arasında- oğlunu zan ismito tesadaf edemedik. Abdülhamide ariza gönderecek iş veriliyor | olursa; bü hareketinden Paetça —TT 7 T T TT TT mektep tahsili görmüş üÇ hamım lâzim- dir, her gün öyleden sonra Galatada tamvay — dür humaraya müracant edilmelidir. Halit KİRALIK MOBiLYALI APARTMAN Osman bey, Cabi caddesinde 6 odalı, telefonu ve kalöriferi har mobilyalı bir apartman azimet hasebiyle bir kaç ay veya uzun müddet için acele kiralıktır, Bey- oğlu 4413 numaraya — telefonla müracaat. Kuyruklu Bechstein Bekştayn piyanosu satılıktır Telefon Beyoğlu 4269 ŞIK EFENDİLERİN Yazlık ebiseleri, zi yaretleri #porlarda, Şehirde giyi necok — yazlık - elbise Şivyollar mamul mavi, kalive rengi veya kur ni bir Jak Veya açık ku » fanila pantalon her rerkten kaşa pantalondan ibarettir Be R D. BLUM Tarafından Layprig konser- yatuarı profesörlerinden * Pe- ichmüller , in meşhur metodu ile piyano dersleri verir. Mektupla şu adrese müra- caat: Beyoğlu kabristan soka- inda No 31 Pandasopulo 5 numaralı daire. ada Çeçeşan han 11 | | , Bundan üç sene evel, fena halde romatizmaya yakalandığım için, hastalarımı, Emrazı akliye te- davihanesindeki bir doktor &rka- daşıma iki ay müddetle devrederek, kendim, Fransanın şimalindeki Saint| Amand Çamurları'na gittim.Oraya birçok seferler hasta göndermiş olmama rağmen, bu müesseseyi daha ilk defa olarak Dağrusu, pek hoş Her yanı, parklarla muhat; ye- gillik içinde... Zeki bir doktor Varkadaş, burasını, askeri bir inzi- batla idare ediyor. Tedavim, derhal başladı. Şöyle idi: Her sabah, boğazıma kadar, çamur — havuzüna — batıyordum . Orada, mümkün mertebe, hare- ketsiz duruyordum. 30-40 dakika, aym vaziyeti muhafazadan sonra, dışanı çıkıyor; ilk su banyosunda yıkanıyor; siyah çamurdan temiz- leniyordum. Bir saat kadar sırt üstü yatakta dinlendikten sonra, © günlük, tedavim bitmekte idi. Artık, parklarda, akşama kadı dolaş... Orada, hemen edini diğin ahbaplarla konuş, dur! Hastaların içinde, bir aile na- zarı dikkâtimi Tetbe—başimede Bur| aile, takriben beş yaşmda, fena | halde romatizmaya yakalanmış bir çocukla annesinden mürekkepti. Yavrucağızın bacakları, hastahığı: 'nın şiddetinden, mukavves bir hâl almıştı. Yürüyemiyordu. Annesi, onu, bir arabanın içinde, parkta gezdiriyordu. Gelip geçenler, her ikisine de, şefkat dolu nazarlarla bakıyordu. Kadının, öyle merha- mete şayan bir hali vardı ki.. Gayet de, saçlarının rengi Manzaraya ve adam- zünün ve gözbebeklerini sırada, asabiyetle tekallüs ettiği Dairelerimiz yan yana idi. Has- | talardan birinin tedavi olup git- mesi üzerine, sofrada da komşu düştük. Böyle, sanatoryom gibi yerler, insanları, biribirlerine, pek çabuk yaklaştırır. Genç kadınla, hemen ahbap oluverdik. Öyren- dim ki, çocuğu, mektebe gidemi- yormuş. Evde ders görüyormuş. Alilliği, doğduğu gündenberi imiş. Fakat, iki yaşını aştıktan sonra, şiddet peyda etmiş. Zekâ züğürdü olduğu, ilk nazarda belli idi. Bana kocasından ve çocuğu- nun babasından hiç bahset- miyordu. Bununla beraber, par- mağında, bir nişan yüzüğü vardı. Doktorların âdeti, fazla sual sor- mamak olduğu için, ben de, fazla sual sormıyordum. Kadın, bir. sabah, bana, uzun boylu, kara sakallı, iriyarı bir adam takdim etti : — Zevcim M. Delesdain! -dedi. Kızarmıştı. Bir yalan söyler gibi kekeliyordu. Kocasına dikkat ettim: Hiç enteresan olmiyan bir adam! O gün zarfında gazetede okuduğu haberleri ve fikirleri, kendi imiş gibi, basmakalıp tekrarlıyor- du. İşin içinde bazı esrar olaca- ğım tahmin ettiğim için bu garip aileye daha fazla dikkat atfına başladım. Kadın, kocasına gözlerini her İmıştılar. Fakat, kıyordu. M. Delesdain, mini söylediği sırada, uykusundan uyanmış gibi, birdenbire silkini. yordu. Birkaç kereler, onu, kocas ama- halleciigiz bir hayretle ba ea gördüm. Tıpkı bir ile karşılaşmışa dönüyordu. — ” Ertesi gün, aile, yemeğe inmedi, yrendim ki, kadının başı ağrır yormuş. Bu sebeple, dairesinde imiş. Yemekten sonra da, kendilerini görmedim. O gün zarfında hiç tesadüf etmedik. Dışarı çıkma- kocası tarafından uyandırldıam — Doktor! -dedi- Zevcem, fena halde rahatsızlandı. Rica ederim, ke ığ,u biraz muayene eder onun . is- Alelâcele giyinerek, ailenin da- yas tıklar içine gömmüştü. Uzun fas sılalarla, yürek parçalayıcı bir şesle inim inim inliyordu. Dudak- ırından yalnız şu kelimele lö- külüyordu. — * z — Hayır! Hayır! Hayır! Kendisine eter koklattım; morfin! —temga ettim; hiçbiri kâr etmedi— —— * Nihayet, anladım ki, bütün asa- biyeti, kocasından ileri geliyor. Adama döndüm — Efendim, liba, zevcenizle İanzda beşbidleşikii TÇ nakaşa zuhur etti. Öyle sanıyorum Nki, kendisini kızdırmışsınız. Siz Odada bul ğgunuz — müddetçe Onün sinirlerini Tötkin imkânsızdır. Beni, “kendisile, biP'*ki dakika yalnız birakır M. Delesdain, müteömiz “bir sesle: SA — Hayır, zevcemle “münakş. şa, kavga filân etmedik! - dedi. X — Yalnız, 6, kadın asabiyeti gös-X / z —haklamız var; * Hesişmz” Mamafih, Buradan gitsem daha iyi ederim! —| Uzun bir gaybubetten sonra, beni ne zaman görse, hep böyle buh- —| ranlara yakalanıyor. Sebebini bir türlü anlıyamıyorum. — Üzun zaman beraber yaşa- samz ne oluyor? — Krizler seyrekleşiyor. Sonra, büsbütüu diniyor. — Doktorlara müracaat ettiniz — Evet... Fakat, birşey anla- mak mümkün olmadı. Hasta ile yalmız kaldıktan sonra kulağına iğildim; gayet vazıl bir sesle Gitti! - dedim. Başını — yastıklardan — kaldırdı. Yatağının içinde - oturdu. Derin bir nefes aldı. Memnuniyetle gülümsedi. Elini, terli alm üze- rinde gezdirdi. — Geri gelmiyecek ya? - dedi. — Hayırl / Geri / gelmiyecekl Tamamile gitti. Kendini, yastıklar üzerine br- raktı. Gözleri - kapandı. Bir an içinde, derin bir uykuya dalıver- di. Nabızları muntazam atıyordu. Hemen gidip kocasını dışarıda buldum. Kendisine sordur — Ne zaman buradan gitmej üyorsunuz? — Yarın akşam. — Gelin, beni dinleyin de, yarın akşam gideceğimize hemen şimdi gidin. a (Sonu yarına) çevirdiği zaman, ona hayretle ba- Mikdarı — Cü kilo 500 — Sadeyağ 2000 — Pirinç Fıkara İmaretlerine luzumu olan ü levazım — idaresine hergün müracaatları, Mütercimi ( Hatice Süreyya ) Evkaf müdürlüğünden: balâda muharrer iki kalem Erzak aleni münakasaya vaz edilerek Temmuzun on üçüncü Cumartesi günü saat önbeşte ihalesi icra edileceğinden talip olanların şeraiti anlamak ihale günüde idare Encümenne

Bu sayıdan diğer sayfalar: