3 Ekim 1929 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9

3 Ekim 1929 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yazan: İskender Fahreddin Melâhat, NAZANı boğdu... ve Fikret be- ye: «Ben herşeyi hazırladım. Sizi kaçıra- cağım! Evvela şu şırfıntının cesedini bir kenara çekelim. » dedi. şını yolmağa / başlayan iki genç kızın di gülünç olduğu kadar da Fikret bey, Melâh: karşısında bir müddet düşündü. Nazanı öldürmek lâzımdı. Melâhat bunu ” işaret ediyordu. Yere yuvarlanıp kırılan testinin içinde nasıl zehir bulunabilirdi ki Fikret bey daha bir evel bu testiden su içmişti. Melâhat, doktorun nünü gördü. — Ne duruyorsun.. a budala..? saat tereddüdü- Yarım saat sonra, bunun gideceği yere sen gideceksin! Mezarını bile kazdılar.. Haydi, çabuk ol.. bana yardım et.. Bu esnada boğuk.. fakat z- danın içinde kaybolan hafif bir işidildi — Ahhk.. Hain.! Kal. taaak.! Fikret bey, gözünün önünde faciayı — sükünetle oynanan bu seyrediyordu. Nazanın ağzından yeşil köpük- derle karışık bir kaç damla kan döküldü. Başı yere sarktı.. gövdesi yu- kardaydı... Melâhat onu belinden tutuyordu. Harrrı Diye bir ses yükseldi... Bu ses, genç kızın son nefesile beraber çıkmıştı!. Fikret bey harekete geldi. — Ne yaptın - dedi - zavallıyı öldürdün mü? Melâhatin - gözlsri dönmüşt belinden sımsıkı yakaladığı ral besini yere bıraktı. — Onu — öldürmedim.. — fakat boğdum! Nazanın başı — saçlarının içine gömülmüştü. Fikret bey Melâhatten korktu Bir kaç adım geriye çekildi. ve ellerini yüzüne kapıyarak bağırdı: Şeytan misn Azrail misin? Her ne isen, Allah aşkına çekil git buradan ! Fikret beyin irade ve itidalini kaybetmekte hakkı vardı. Zavallı genç müallim, hayatında ilk defa olarak bu derece feci bir dram temaşa ediyordu. Kendi mevküni, istikbalini, ha- yatını, her şeyini, varlığım unutmuştu. Gözünün önünde boğulan bir kızın, bir an içinde nasıl gittiğine şahit olmuş.. Bu kanlı sahme karşısında, - bir taş parçası gibi bissiz ve hareketsiz kaldığına kendi de hayret et mişti imdi ne yapacaktı? Kendi odasında bir cinayet.. Bu. hadise kâfi gelebilirdi. Melâhat kapıya doğru yürüdü. — Peki, dedi, madamki ona kendinizden ziyade acıyorsunüz. © halde onun katili sizsiniz.. Pa- dişahın cellâtlarına, biraz sonra hesap verirsiniz! Fikret beyin çeneleri kilitlendi. Melâhat başını örttü. — Allaha — ismarladık Fikret hasılı bütün | onu — mahvetmeğe | Dedi ve yüzünü kapıya çevire- rek dışarıya çıkmak istedi, Fikret bey odada yalnız kalın- ca katil vaziyetine düşeceğini anladı. Melâhatin üzerine atıldı. — Şu ismini öldürüp nereye gidiyorsun? Şimdi beni katil diye yakalıyacaklar.. Nelâhat başını çevi şehvet kaynağı gözler — Vaziyetinizin tel | tüğünü anladınız mı? - dedi — Çok rica ederim, Melâhat hanım! Benim başıma yeni bir belâ getirmeyiniz. — Ben, sizi öldürmeğe gelen bu melüneyi, ancak sizi kurtarmak için öldürdüm. — Hareketinizde ve sözleriniz- de samimi misiniz? | — Bana itimat et, Fikret beyt ölüm sizi kapımın de - bekli- yor... Ben sizin hayatınızı kurtar mağa, daha doğrusu sizi kaçırma- ğa geldim,. anladınız mı? Fikret bey sevindi. — Beni kaçırmağa mı geldiniz? | Melâhat bütün evza ve harekâ tıda her zamankinden çok daha | samimi | Bana itiraz etmeyini yalmız bana yardım ediniz! | suz sözlerle geçirecek vaktimiz yok. Padişah sizi öldürmeğe ka- rar vermiş ve Nazan ismindeki bu kızı, sizi zehirlemek için bu- raya gönderi — Peki ama. nasıl kaçıracaksır — Ben herşeyi hazırladım, me- rak etmeyiniz.. Evvelâ şu şırfın- | ünin cesedini bir kenara çekip, üzerini örtelim... beni 2 buradan (Mabadi var) Marka sandık adet çuval Sandıkça sandık AP 145 | Fdi H LABÜR a vü e uü ls l b ai aa a Balâda muharrer 15 kalem Münakasası, Münakasaya iştirak edeceklerin vermeleri lâzımdır. edebilirler Hırsızlıkta terakki Amerikada tayyare ile hirsızlık başladı Amerikada, Masaşüsette mil- yoner Sidney Hetcinsonunın evi hırsızlar” tarafından soyulmuştur. Bu bırsızlık için ilk defa olarak kısızların tayyare istimal ettikleri görülmüştür Ev soyulmazdan bir kaç gün evel bir tayyarenin ev üzerinde Uzün uzün uçarak - dolaştığı ve alçalarak içindekilerin resim al- dıkları görülmüştür. ve komşular gece yarısı tayyare sesi/ işitmişlerdir. ileride buluna büyük bir çayırda tayyare - tekerleklerinin bıraktık- ları izler görülmüştür. Hırsızlar elmas, halı, kaymettar tablolar, ve gümüş takımları aşır- lardı Akşsşam Halk sütunu istanbul müddeiumumiliğinden: İstanlrakla — Kadıköyande — bukündüğü anlaşıları ve fakat'adresi meçhul alan Tavşanlı müddeiinminisi Rüknett be yin derliak vazıfesi başıma hazeket ct Mesi İnzammir Adliye / vekülelinlen — Li istanbul müddeiumumiliğinden: İstanbulda — Kadıköyünde - bulumlüğu plaşları ve fakat ailresi meclül uü 'avas kaknı Cevdet bey'n berayı ma ayena hemen AT tp işleri yödürlüğe e müracaat etinesi Tuzümü / Auliye vekületinden bidirilmiştir iş arıyorum Yeni harflerle akür yazar, YN sen hik tabstle mahik ada bt genç istenildiğe kanlar kelalet Yörmek şartik kandime göre müasip: bir iş arıyar Kzenköy pont roslan I Evlatlık veriyorum.. v aplık btz gaciğanin )i bir allo veçalima edlatlık olarak. verecegim. Talip ölnlerin Bmbir direkte uzan Şecmallin mahallesike törmhane Sokağınla Ti Kamacalı haneye- müracaatları Zayi merkep 200000 cuma glmü — auyvahoşta zayı elmiş aklığası bit re'y merkebi Yalaptar Topkapı hartemde takkeci Oma: hallennde cami avlsunla 8 nümaraya Tulundüğu ölüle getircn Ve yahal / merkelim yeri bildiren nakten memnun ilân olunur eşya - 30/9/929 | İstanbul ithalât gümrüğü satış anbarında bilmüzayede sahılacağı ilân teminatlarını ayni günde saat 15 e kadar Umumi Kallam * İstanbul İhalât uımımumıüan Maa dara kilo Reklâm ve k: Asbestus Lâstik şırınga Sardalya Fincan Karbunat dö manyezi Fotuğraf kâğdı Demir toka Gramofon tası Seldu sinyet Pamuk fisto tarihinden — itibaren Devlet Demiryolları ve Jimanları /Umumi idaresinden: T4 ton Sürşoför yağı kapalı zarfla inünakasaya konmuştur. Teşrini evel Pazartesi günü saat 15,30 da Ankarada Devlet Demiryolları İdaresinde yapılacaktır. teklif mektuplarını ve muvakkat lüdürlük kalı Talipler münakasa şartnamelerini iki lira mukabilinde Ankarada, Malzeme dairesinden, İstanbulda Haydarpaşa mağazasından - tedarik İki üç gün Ssonra ev soyulmuş | Evden bir az | | | | $ | intikamını Vaktile, halüvakti yerinde dost tüccar vardı. Birinin adı Spinelosse, öbürünün adı Sepe İkisi de evli yekdiger- lerinin evlerine 5) serbestçe girip Hattâ , Spinelosse , evine, Sepe varken gitti-| yokken de — giderdi. Karısı ile konuşur; dostunu , €ve dönenedek beklerdi. Bu su- retle gidip gelme neticesi, kom- şusunun karısına âşık oldu. Gön- Tünün sırrını actı; kadından mu- kabele gördü. Mercimeği fırma verdiler. Muaşakaları uzun müddet sür- dü. Nihaye, Sepe, karısının ve ar- kadaşının hiyanetlerinden şüphe- lenerek, meseleyi yakından anla- mak istedi. Evin bir tarafında saklanıp, kendini çıkmış gibi gösterdi. O esnada Spinelosse geldi. Sepe' karısına, dostunun evde bulunup bulunmadığını sordu. Kadın, “Ko- cam gittil,, diyince, âşıklar öpüş- meğe başladılar; ve, buseleri ha- raretlenince, yatak odasına girdiler. Zavallı, Sepe, hiddet ve kıs- kançlığından çıldırma dereceleri- . Bağırıp çağırmayı, kıyametleri koparmayı düşündü. Lâkin, rezalet, bu suretle tahfif edilmek şöyle dursun, bilâkis şiddetlenecek; namusuna sürülen leke silinemiyecekti. Binaenaleyh, kurnazcasına — almağı kararlaştırdı. - Spinelosse gittikten sonra, Sepe çıtaya çıktı. Yatak odasına girdi. Karısını, dağılan saçlarını düzel- türken buldu. Ne yapıyorsun , iye sordu. — Görmiyor musun? örüyorum . Hattâ, başka şeyleri de gördüm : Spinelosse'la yaptığınız rezalelten haberim var. Sepe, herşeyi, karısma anlattı. Kadın, fena halde korktu. İnkâr imkânını bulamadı. — İki göz iki çeşme, kocasındatı af talep etti. — Seni affederim amma bi şartla: Emirlerimi yerine getirirsen! — Emirlerin baş üstünet! — © halde, Spinelossela, yarın buluşmak üzere randevu Ben özerinize geleceğim ! Sen, onu, deri sandığın içine sak- larsın! Orada kilitlersin ! kiben gene emirler vereceğin Hepsini yapmağa hazır ol! Kadın vadetti. Ertesi sabah, iki tüccar, dük- karıcığım ? 9 da kânlarında - otururlarken, Spine- losse, gitmek üzere davrandı — Nereye? * — Bir dostuma yemeğe davet- liyim de oraya gidiyorum. — Peki amma, daha yemek vakti. değil! — Yemekten evel konuşacal larımız. var. — Pek âlü. Spine Tasse çıktı. Sepe de , biraz sonı gitti. Merdivenlerde, gür tırlı ile ilerledi ve öksürdi pe'nin karısı da , bunun * kacam geliyor! , diye âşıkını Sepe, sandığa soktu ve kilitledi yemeği sordu. hazır — olacak , — Demin Spinelosse'la bera- berdik. Bir yere davetli imiş. Karısı evde yalnız kalmasın. Canı sıkılır. Söyle, buyursun: Yemeği birlikte yiyel Kadın, - verdiği tek kendini - affettirmek — için, komşu kadını çağırdı. Sepe, ka- rısına, mutfağa gidip yemeği zırlamasını — söyliyerek , — komşu vadı. tutarak, kadını, | hık[uıdııı çekti. Deri san- ığın bulunduğu odaya götürdü. Kapıyı kilitledi. — Ne oluyorsunuz? Beni bu- raya bunun için mi getirdiniz? Kocamla, dostluğunuzu - unutuyor ilmiyın. Söyliyeceklerimi dinleyin: Kocanızı severdim. Hâlâ da severim. Lâkin, o,sizi de,beni de karımla aldatıyor. Hiyanet vaka- sını, gözlerimle — gördüm. Ondan intikam almalıyız. Kadın ba sözlere inanmak istemis yordu. Lâkin, Sepe, bütün hadi- seyi tafsilâtı ile anlattı. Nihayet, — İntikamı almağa razı oldum! -dedi. - Fakat, bir şartla tikam alındıktan sonra, karınızı affedeceksiniz. Ben de, bilmuka- bele kocamı affedeceğim! — Müsterih olun ! Hattâ, size, iş olup bittikten sonra, mahfaza derununda bir de hediye vere- ceğim ! Başladılar efendim bunun üze- rine şapurşupur. öpüşmeğe, sar> maş dolaş olmağa. Sepe, kadını kucakladığı gibi, deri sandığın izerine Beyi - Ve ee aha arzusu — derecesinde - gâmalmağa başladı. P NON Sandığın “içinde - Spinelosse' vaziyetini hiç sormıyınl Hiddet ve kıskançlığından — köpürmek , küplere binmek raddelerine geli- yordu amma, neylersin ki, asıl kabahatli kendi. olduğu için ses çıkarmıyordu. Nihayet, yeni - âşıklar biribirler rine doydular; kadın, kendisine vadedilen hediyeyi istedi. Sepe sandığı: “Boyrun mahfaza deri- nundaki — hediyeyil, diye - açtı. Bu esnada: evsahibesi de içeri girdi. Dördü d — Ettiğimizi bulduk. -dediler.> Takaztukaz oldul " Fakat, işin tuhafı, bu takaztu- kaz oluş devam etti. O gül itibaren — aralarında —anl erkeğin de sonunadek Mütercimi: (Vâ - Nü) Fatih sulh dördi liğinden: İbrahim hakkı ve Nafiz beylerle Haydar Lütfü cfendinin müşte- yeken — mutasarrık — bulundukları koca Mustafa paşada cedit ara- bacı beyazıt mahallesinde kisedar sokağında kâin No 10 bahçe dahi- linde üç katlı beş oda bir mutbah ikt helâ, bir taşlık ve ayrıca iki helâ, bir odayı müştemil iki bö- lük ahşap hane maabahçe ve bir kuyu ve on adet eşcar müsmire ve gayri müsmireyi havi dokuz yüz lira kaymetinde ve kezalik mezkür mahalde bahçe - içinde: 23, 25 numaralarla murakkam bir helâ ve ayrıca bir gör oda ve bir belâyi muhtevi iki kısım ahşap bir odaları ve bahçe olup üç yüz lira kıymetinde ve kezâlik No27 murakkam iki oda ve bir halâyı muhtevi iki katlı ahşap bir hane üç yüz lira İaymetinde olup mez- kür hanelerdeki hisei / şayanın izalesi zımnında müzayidesi icra kılınarak 23-25 numaralı ma- haller yüz elli lira ve 27 m kezalik yuz elli ve on mumaralı haneninde dört yüz lira bedellerle ihalei evveliyesi icra kılınarak 26 teşrinevvel - 929 alei ralı mahal cumartesi saat on altıda kat'iyesinin icrası mukarrer bu- lanmüş / olmağla - talip olanların kıymeti muham minelerinin yüzde onu nisbetinde pey akçesini müs- teshiben icraya müracaact eyle-

Bu sayıdan diğer sayfalar: