10 Kasım 1929 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 4

10 Kasım 1929 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

10 Teşrinisani 1929 Kalini: “Buldum, dedi — Cevap ver.. yoksa insan mı? — İnsan... — Yalan söyledin.. Onun için beş dakika daha duracaksın... — Ya ne söyleye idim?.. “Ben Kazıml, de. Aleksandır cevap vermedi.. — Ya demek kazlığı kabul etmiyorsun ha. Peki öyle ise biz gidiyoruz.. Sen de farelere ziyafet çek.. Vallahi ediyorum, kabul ediyorum .. “ Ben kazıml,, de ... — Ben kazım. — Ben kaz oğlu kazım de... — Ben kaz oğlu kazım — Tekrar et... Sen kaz mmsın kaş — Ben kaz oğlu kazım.. — Bir daha... — Ben kaz oğlu kazım... Aleksandır. belki yirmi, oluz kerebu cümleyi tekrar etti durdu ; — Birdenbire kapıyı açarsak bizi yakalar yukarı verir — Kapıyı Jaçalım.. Herife hi settirmeyelim... Kapının açık oldu- ğunu bir az -sonra farkeden, dışarıya çıkar... Biz de o zamana kadar kaçmış oluruz.. — Peki, Kalini biz kaçtı! fçe kapıyı açtı... Ve Haai derede yatacağııt. Koğuşlardan birine gidelim. Yakalanırı: Mabzenlerin hepsi kapalıdır.. — Dişarda yatalım.. — Nerede yani? — Koridorlardan birinde.. — Amdma de ha. — Neden?. — En tehlikeli şey.. — Niçin?. — Mütemadiyen gece uöbet: gileri dolaşıyor, yakalanırız.. — E ne yapacağız?. Kalini biraz düşündükten sonra sevinçle bağırdı: — Buldum. öyle. — Müdürün udasında y — Haydi canım sen de ediyorsun... — Vallahi ciddi söyliyorum... — Bırak allah aşkına... Delimi oldün, aklını mi kaçırdın... Hiç püldürün / odasında / yatılır İnsanı havaya uçururlar lım.. y ni KANSIZLIK cden Benirsitlik icia yeşâne deva/ kanl n mantabip ebeba tarakadan tertp edelmişlir. Tet.No46 — 9Teşrinisani 929 Şarlok Kolmes'i Marıfntlnrı (Va yeni Nü ) bir N daha emir — Üçünüz de, ellerini yukarı kalkmış olarak biribirinize yak- Taşınl * Yaklaştılar, — Şimdi — süyleyin evin içinde kim var? — Madam var. — Madam Blanehe mi? — Madam Blançhe. orsunuz, değil bakayım, Doğru söyliyoruz. — Başka kimse yok mu? Polis Cemil efendinin hatıratı | ürim mesuliyetten yakayı sıyıra- | Mmazsınız. —S1— Şimdi nerede yatacağız? in odasında yatarız,, — Neden - yatılmayacakmış ? Mis- gibi yatılır.. En emin yer orası. Ne konturolu var.. Ne gardiyan belâsı var... Gardiyanlar O odaya girmeğe cesaret bile edemezler... Gir içeri rahat ra- hat yat.. — Aklım kesmiyor — Gel efendim sen beni dinle... — Vallahi korkuyorum.. — Sahi mi? — Billâhi... — Çocuksun Merdivenleri çıktık .. Müdürün odasının tam önünde idik . İçeri girmeğe bir türlü cesaret edemi- yorum.. Kalini kapıyı açti ve — Girsene .. — Giremiyeceğim .. — Yahu, yapma allah aşkına... Tam bu esnada koridorun niha- | daldı... I | yetinde — bir fısıltı — oldu. tereddüt edecek zaman değildi.. Ben de içeri girdim.. Oda yarı karanlıktı. Dışarıda, hapishanenin bahçesinde yanan büyük elektrik lambas şığı odaya varmuştu.. Şöyle etrafımıza bir göz gezdir- dik.. Dört tane geniş kanape.. Bir çok yastık.. Kali — Ohl. diye kendisini bu kanapelerden birinin üstüne attı.. Ben hâlâ ikım bir vaziyette ayakta duru- yordum. Kalini/ tısıldadı: — Sen de yatsana kuzum.. Nerede bende o cesaretl Gürültü etmemek için yerimden | bile kıpırdanmadım .. — İyi uydurduk havayı.. böyle sabahlara — kadar dikilip duracak mısın? — Heyecanım geçsin yatarım.. Hakikaten biraz sonra korkum filan kalmadı.. Ben de bir kana- peye uzandım.. Şimdi yavaş yavaş söze sohbete de başlamıştık. Kalini diyordu ki: — Vallaki insan âlemde hapis hane reis olmalı imiş. — Neden?. — Neden olacak?. Her gün işak - koltuklarda — otur.. önde, yemediğin arkada, Sen | ayakta Okb kekâ... ( Arkası yarın ) ıurlı y zaliyet ve Chlorose SIROP DESCHİENS, PARIS — Yok. — Eyer varsa beyninizi patla- İyice düşünn — taşının! Doğru söyliyorsunuz değil mi? — Doğru söyliyorurum. kabu! — ediyor — Ediyoruz. — Eh, öyle ise, söyleyin: Madam 'ne yapıyordu? Hizmetçi: — Odasında idil - dedi. Aldığımız bu m: üstat, bana döndür: — Bu üç ki imat üzerine ile başa cıkmak, bir tek kadının icabına bakmak- tan daha güçtür. Onun için güç işi ben alıyor; kolayını sana ve- riyorum. Haydi, içeriye gir, katil | kadını tevkif et! Bana hayale edilen bu mühim işten ne derece memnun olduğu- Ühayret ilöş karşısında - senan 7 | hişiyordum : " ŞEHVET DİYARI Filiminde Kinyüm Labarak tır ÜM LABARAK, Her yemekten a bir likör kadeli * KİNYÜN LA BARAK ,, en fazla / küvvelter düşmüş bastakır bila a zartında ikii: Ve indel küvvet İ ve safiyetleri de Br mtamnit isdmalar aztırap çeken kar kadınl Ku bi baldı içmelidir yaşın ilerlemesi kalmış ihtiyarlar, k: hette Lula LABARAK kceanede belnmir. ŞEMREMANETI BU AKŞAM saat 21/30 da Rmııı karısı ııuıııı Oüa Her cumartesi akşamı icin fi- otlarda tenzilât yapılmıştır. * Memleketlerine anlı zabitler Fipmt yakıderdin gi Şehrimizdeki bazıları Nadir etmiştir. Gelecek de bir kafile daha * Dört polis tardedildi — Çen- gelköy polis merkezine mensup 4 Bunlar geçen maaşlarını la inmişler, avdette erek silâh atmışlar mişlerdi. ve derdeşt c mu tarif edemem. Bayağı kol - tuklarım kabardı : — Madam hangi katta ? — Yukarı katta. Merdivenin sağ tarafındaki odada. İstat, tabancasının namlusunu İlk önce, bir geniş antrel Sonra bir koridor. Bunlarda, yavaş yavaş. gürültü çıkarmadan ilerledim? Bir merdivenle karşılaştım. Ba- samakları kıpırdatıp kıpırdatma- mağa uğraşarak, bu merdivenden de yukarı! Son decece mütekayyit bulu- nuyor! her an yakayı ele vermek tehlikesi ile karşı karşıya - bu- Tunduğumu — bildiğim bir suikasta marüz kalmamağa ça- Kayımbiraderlerinin canına kıyan, köcacasını'da “iki üç bizmetkâra tevcih etmekte, | iken, ben eve girdim. İVAN PETROVİÇin eyevm: ASRİ sinemada Te ÇAREViÇ züm bir kalabalığı celbetmek of Balalaykası dahi herkesin zanmistır. “Bügln saat, 1630 suvareda merakaver : VARYET NUMARALARI ve Psmur BALALAYKA: gayet parlak — bir muvaffakiyetle tmsil Ünümüzdeki çarşambadan itibaren OPERA SİNEMASINDA T BROADVAY Mümessilleri: GLEN TRİON -MERNA KENEDİ - ve EVELİN BRENT OPERA SiNEMASININ Elyevm irae etmekte olduğu : İDEAL BİR AŞK GECESİ ve AŞK ZAMBAĞI dü filmlerini temaşa etinek Gvü kalnıştır. ancak Üöri gününüz İstanbul Defterdarlı nları GBALATA DENİZ KENARINDA SATILIK ARSA Galata Yenicami mahallesinin Hacı Foti ve Fermeneciler soka- ğında bir tarafı Müskirat fabrikasınm yeri, bir tarafı Rali hanı; bir tarafı Şirketi Hayriye binası, bir tarafı Haliç deniziyle mah- duttur. Tahmin edilen bedeli 10,088 lira, müzayede pazarlık sure- tiyle 23 Teşrinisani 929 Cumartesi günü saat 14 te İstanbul Def- terdarlığındaki Komisyonda yapılacaktır. ( 680 ) TILIK EV VE BAHÇE — Feriköyünde Sakız ağaçında Sa- kız ağacı sokağında 150 lik listeye dahil polis müdürü Hasan Tahsine ait bir tarafı Sakız ağacı caddesi ve bir tarafı eftimçe sokağı diğer tarafı Şevket paşa arsası ve tarafı rabü Girifor arsası ile mahdut N. 6/6, 18/18/1 tahmin edilen bedel 1200 liradır, Müza- yede pazarlık suretiyle 19 Teşrinisani 929 Salı günü saat 14 te defterdarlıkta yapılacacktır . — (742) İzmir belediyesinden: Belediyemiz garajında / bil'umum ıılnınolııllıım famirat ve şöferle servislerinin hüsünü tanzim ve idaresi hususunda mes'ul vazife sahibi olmak 3zere alelitlak tamirattan mükemmcl bir surette anlar ve bir araj idaresine muktedir bir ser şöfere ihtiyaç olmakla 105 lira maaşlı Bu şöfer vazifesine talip olanların ehliyet ve vesikalarile belediye makine mühendisliğine muracaatları (l Umum müdürlüğünden: İdarenin kabataş anbarında tahminen 20,000- Paşabahçe anbarında 70,000 kilo tahta sandık ankazı ile S0 tane sağlam ve iki tane köhne çuval ve 200 tane gaz tenekesi vardır, Bunlar ilân tarihinden itibaren bir hafta zarfında satılacağından taliplerin mezkür anbara müracaatları. yerinden - kalktı. | Odanın tarafında başka | bir resmin önüne gitti. kere öldürmiye kalkışan bu kadın, elbette, benim vücudumu ortadan kaldırmıya tereddüt etmezdi. Merdivenin — yukarısına — varır |— Orada da diz çöktü; ve ağla- varmaz, kulağına bir ses ilişti, Bir | mağa başladı. kadın sesi Baktım: — Yarabbil Yarabbil Halime | — Bu resim, Hiram Geffray'in merhamet et! Kocamın ruhunu | resmil cennete gönder! Yalnız, inde bişak yarası Bu da ne? yok, ve, camı, öyle cam - pırıltısı Sofada birkaç adım atarak, | ile parlamıyor. başını sağ taraftaki odanın kapır | — Kadın, bunun önünde de hün- gür büngür ağladı: — Ah, kocacığım! Kocacığım! Dişlerimi gıcırdattım! “AR, sahtekâr kadın, ah! -diye kendi kendime mırıldandım.- Ah, sahtekâr kadın ah! Nası! da yalancıktan ağlıyor! Nasıl da sahte göz yaşları döküyor. Sanki kocasına ölür, bayılırmış gibi ! sından içeriye uzattım. AL Bir 'kadın, dizçökmüş; tasviri Meryem önünde ibadet ediyor ! Baştan aşağıya kadar siyahlar giyinmiş. Gözlerinden şıpır. şıpır yaşlar dökülüyor — Yarabbi! Yarabbi! Halime merhamet etl Kocamın ruhunü cennete gönder. Kadin, bu. cümleleri telâffuz (Mabadi var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: