16 Ekim 1931 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

16 Ekim 1931 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Atina mağlubiyetleri de sporculara yükletilmek isteniyor Fzderasyon atletlerden evvel kendini diskalifye etmelidir Atinadan avdet eden atletlerimiz Balkan oyunlarına iştirak eden atletler dün Atinadan döndüler. Bu sefer de Yunanistana giden Türk kafilesi gene sonunculuğu alabildi. Atinaya gidileceği vakit çok yazdık, düşeceğimiz vaziyeti evvel- den haber verdik; cayılacak gibi oldu sonra gene Pire yoluna müteazım olduk. Atinadan avdet eden kafile reisi, bu sefer geçen senekinden başka bir tabiye kullanıyor. Mağ- lubiyetlerin laf ve teville değiş- tirelemiyeceğini anlıyan atletizm federasyonu reisi, bütün mesw- liyetleri sporcular üstüne aktarma etmek istiyor. Kendilerine göre Atina maglubiyetlerinin sebebi Semihle Mehmet Ali imiş.. Biz bu neticeyi tahmin etmiştik, merak ettiğimiz bir nokta vardı: — Bu sefer nasıl tevil edilecek acaba!.. Diye kendi kendimize soruyorduk. Gelir gelmez muhtelif gazete- lere verilmiş beyanattan atletizm reisinin maksadı açıkça anlaşıldı ; efkâri umumiyedeki hoşnutsuz- luğu, sporcuların hiddetlerini iki atlete çevirerek işin içinden sıy- rılmak istiyen muhterem reis Atinada kazanlan yegâne birin- cilikte, ittiham ettiği atletlerin alın teri . olduğunu: unutuyor galiba|... Federasyondan soruyoruz: — Beş millet arasında kaçıncı çıktık? — Atinaya giderken ehemiyetle nazarı dikkate alacakları (Hareket hakemi) meselesine orada niçin lâyık olduğu ehemmiyeti verme- diler? Bu suallerin cevapları tevilsiz verilmek şartile şöyle oldu: — Beş millet arasında gene sonuncu olduk. — Atinaya gitmeden “Hareket hakemi ,, meselesine ehemmiyet vermiştik; hattâ bu hususta Yunan federasyonu ile uzun boylu mu- habereye girerek hakemin bir Yunanlı ve bir Türk olmasını da temin etmiştik. Amma oraya gidince Yunanlılar bizim teknik taraflara pek aldırmadığımızı görerek emrivaki yaptılar. Hare- ket hakemi olarak karşımızda gene bir Yunanlı hakem gördük. Aramızda geçen omuhavereye rağmen bir de türk hakem kon- masını ısrarla istiyemedik. Vaziyet açıktır. £ Federasyon burada iken israr ettiği hakem meselesinde Atinada ilk günler israr etmemiştir. Neden sonra atletlerin üzerine teşebbüse girmiş ve mü- racaatı kabul edilerek her millet- ısrarı ten bir hakemin münavebe ile hakemlik yapması kabul edil miştir. Görülüyor ki, ilk günlerde işi ciddi tutarak ısrar etseydik, son- radan kabul edilen hakem usu- lünü evelden kabul edeceklerdi. Federasyon buradan giderken hakem meselesini hallettiğini her kese söylediği vakit, bu hususa çok ehemmiyet veren atletlere de teminat vermişti çocukları emniyet etmedikleri bir Yunanlı hakem idaresinde koşturmak istiyenler mi, yoksa hakemden evelce çekinen ve bu yüzden koşmıyan atletler mi takımın maneviyatını bozmuş- tur? Bütün bunlar boş tevillerdir. Semih iştirak etmediği için takı- mın maneviyatı bozuldu deniyor. Bu nasıl bozuk maneviyattırki, Semih iştirak etmedikten sonra Haydar şimdiye kadar yapmadığı bir derece elde ediyor ve Semih” in en samimi arkadaşı Mehmet Ali de ömründe resmi bir müsa- bakada yapmadığı bir zaman da 200 metre ikincisi oluyor. Gene nasıl maneviyat bozuk- luğudur ki, aynı çocuklar takım halinde yegâne ( birinciliğimizi temin ediyorlar... Eşref Şefik Karnera kaybetti Carnera ile yaptığı maç esna- sında Charkey'in sol elinin baş parmağı (incildiğinden, o boksör gayri muayyen bir zaman için Sehmeling ile karşılaşmıyacaktır. Boksörler muhitinde söylendi- ğine nazaran Charkey, Schmling ile dünya birincililiği için karşı- laşmak arzusundadır. Fakat Almanya'dan tereşşüh eden haberlere nazaran Schmeling, Carneranın mağlübiyetini Charkey ile bir müsabakayı icap ettirir mahiyette görmemektedi. 13 Teş- rinisani tarihinde Carnera, Paolini Uzcudun ile karşılaşacaktır. Sparta Mısırda Sparta takımı beş maç yapmak üzere Mısıra davet edilmiştir. Hoyer antrenör oldu Sparta takımının meşhur müda- filerinden Hoyer kardaşların kü- çüğü antrenör oldu. Galatasarayın eski solaçığı SELÂMİ İZZET sahifemizde hatıralarını yazmağa başlıyor Bu hatıralarda bugün spo- rumuzu idare edenlerin, nasıl sporcu olmadıkları, futbolda takım yapanların ömürlerinde bir kere vuramadıkları (o eğlenceli ve şakacı bir lisanla anlatılacaktır. Galatasaray - Fener maçı Bu haftaki Galatasaray - Fener maçı, aradaki ibtilâf dolayısile tehir edilmiştir. Gelecek haftadan itibaren spor p olsun doğru topa | Semih bey cevap veriyor Balkan olimpiyatlarında benim yüz metreye iştirak etmediğim için on sekiz müsabakayı birden kaybetmemizin kabahatini bana yüklemek istiyorlar. Yalnız yirmi kişinin mağlubiyetini benim üstü- me yükletmek bugün bazıları için bir fırsattır. Bilhassa başvekil hazretlerinin Ohuzurunda yapılan son balkan o olimpiyatlarındaki mağlubiyetin bir gün olup hesa- bının sorulacağı bilindiği için idarecilerin oOşimdiden (ihtiyatlı davranmaları belki idarecilik iti- barile bir tetbirdir.. Fakat bu tedbirlerin hakkiki spordaki kıyme- tini anlıyamam.Ben 100 metereye iştirâk etmemiştim. Çünkü geçen sene bu yarışı hareket işareti veren hakemin tarafkirliği (o yüzünden kaybettim. Ve bütün sene manevi- yatımı sarsmıştı. Ve bu sene aynı vaziyetin hasıl olacagı bende bir fikrisabit halini almıştı. Çünkü bu seneki yunanlı hakemi biz antremanda görmüştük; sonra yene bu adamı Yunanlılara idmanda hareket işareti verirken gördük. Ve erken çıkmalarına müsaade ettigini, yani hareket işareti veril- meden çıkardığını fazlâ olarak Yunan atletlerile can ciğer ahbap- lığınıda gözlerimizle gördük. Nasıl olurda geçen senedenberi hakem hakkındaki bozuk maneviyatım bunları da gördükten sonra yo- luna girer ve ben koşuyu kaza- nırım? İlk yarışa girmiyerek takımın kuvvei maneviyesini obozduğum iddiası tamamile aksinedir. Çün- kü 100 metreden sonra yapılan müsabakalarda aldığımız dere- celer şimdiye kadar yapmadığımız iyi neticelerdir. Meselâ yüksek atlamada hay- dar Balkan ikincisi oldu. Ve on, 85i eli ile düşürdü. Yoksa bu dereceyi de yapıyordu ki fevkal- dedir. Dört yüz metrede Rasim kendi rekorundan aşağı koştu. 800 de Ziya ve Salahattin puan aldılar ye Ziya geçen senekinden fazla muvaffak oldu. 10000 met- rede Mehmet Türkiye rekoru yaptı. Arkadaşım M. Aliy'e gelin- ce o yeni Türkiye ve balkan rekoru yaparak Balkan ikincisi oldu. Disk gülle geçen seneden daha iyi oldu.. Sahalarda yapıl- mış şu dereceler iddianın çürük- lüğünü gün gibi aşıkâr yapacak- lardır. Sonradan hakem hakkında yapılan münakaşalar neticesinde Romenler, Bulgarlar, Yugoslavları ve oradaki Yunanlılar bir olim- piyatta depar hakeminin kazan- ması muhtemel olan millete men- sup olmasına hayret ettiler. Sonradan itirazımız bütün mil- letlerce haklı görüldü de hakemi kura ile intihap usulünü kabul ettiler. Bu vaziyette takımın ma- neviyati meselesi bir masal gibi dinlenebilir. Makul ve doğru olan bir mazeret olarak değil... 700 metreci Semih Austria kulübü iflâs ediyor Viyena'nın birinci sınf porfesi- yonel kulüplerinden Austria mali vaziyetinin O fenalığından (iflâs etmek üzeredir. Bir kaç haftadır oyuncularının haftalıklarını vere- memektedir. Bu kulübe mensup oyuncular (o müşkilâta (rağmen klüplerine sadıktırlar. Vaziyetin salâh bulması için umumi bir yardıma ihtiyaç olduğu söylen- mekte ve kblübü sevenler yar- dıma davet olunmaktadır. AKŞAM'ın tefrikası: No 6 KIVIRCIK PAŞA Büyük Milli Roman Müellifi: Sermet Muhtar Gnde Rober efendi, arkada Menekşe bacı ve Sürpik dudu, bir hayli kovalamadan sonra. — Bu gidişin sonu yok, akm- tıya kürek yeter, illâlih! Artık çaresine bakacağım, isterse kıya- met kopsun! Şehri efendi sardalya balığının kılçığını ağzında evire çevire tek tük cevap veriyordu: — Küllü cedidün lezze! — 35 senedir teresin suratını göre göre gık dedim. Her gün pırasa yenir mi be? — Küllü atikun lâhazzal Somurtkanlığı yumuşamış, yüzü gülmeğe başlamış, fes gene sola yıkılmıştı: — Ne dersin, şöyle iri kıyım bir parça; bıngıl bıngıl et; yürü- dükçe döşeme tahtaları esneyor. Allah!.. nidasile Şehri efendinin sırtına kuvvetli bir sille indirdi; az kaldı yere yuvarlanıyordu. Şehri efendi, fetebarekâllah aslan diye kendini toplamağa uğraşırken paşa coşmuştu: — Kaz göğsü gibi sine, asma kabağı gibi kollar, belden aşağı iki bilek kalınlığında saç; teres dökülüp saçılınca gel de seyrine dayan! — Essabrü miftabülfereç! — Şimdi arabiyatı, marabiyatı bırak ta beni dinle. Ne diyecektim? Sonraları lapik lopik kalçalar. Şu oyuncu Peruz teresininki gibi değil hal Gözile çapkınca işaret ederek devam eyliyordu: — Bilirsin ya, kâhküllü Firdev- sin Cihangirli zamanımı; işte o vücut, — Yani şitaiyelik. — Vücutça dağ gibi amma fıkır fıkır; nasıl,avcunu yalar mısm Şehriciğim? Şehri efendi, Eyvallah erenler! deyip avucunu örerek başına koydüktan sonra cıgarasını üst üste çeke çeke maurıldanıyordu: — Ya Kaymaktabağı facırasın- daki o endam hoşlika, taravet dilrüba, işvei bihemta.. Paşa, parmaklarını şıkırdata şıkırdata, yallâh yallâh diye diye göbek atıyor, Şehri efendi ise sinsi sinsi devam ediyordu: Pirinçcinin Kuledibindeki gazi- nosunda Beşiktaşlı Sofi firamuş edilir mi? Külhani mekamı rasttan tutturur: Durmaz işler ta ciğerde hançerinin yaresi Böyle zalim olmasın hiç kimsenin 7 mehparesi Paşa, sille ile beraber bir yaşşşal daha bastı. Kalıbına sığamıyordu: — İşte kafa dediğin böylesine derler. Bismark mısın, yoksa Salis- buri misin hey mübarek? Şehri efendinin de gözleri parıl parıl parlayordu: — Çar ebru gazanfer misali büyük Karakaşyan hanımı da geçmiyelim; — Kartala, Pendiğe filân pek yaklaşma! — Ya hemşirei müstesnası peri peyker küçük karakaşyan! Paşa, Allah! diye bir nare daha atarak Şehri efendiyi kucaklayınca havaya kaldırdı. Şapur şupur ya- naklarından öpüyor, zavalli saçını, sakalını birbirine karıştı- rıyor: “Sapına kadar herifsindir, vesselâml,, diyordu: İkisi de soluk soluğa iskemle- lerine oturdular. Geçmişlerin aş- kına birer tane daha parlattılar. Eski gençlik demleri gözlerinin önüne gelmişti. Bir çok tatlı ye- miş te üstüne su içmiş gibi içleri ezim ezim eziliyor, mandalı çok sıkıştırılmış tanbura teli gibi yü- rekler geriliyordu. Tam o esnalarda harem tarafından Menekşe bacini avazı çıktığı kadar feryadı işidildi. Paşa da, Şehri efendi de boş bulunmuşlar, yerlerinden sıçramış- lardı. Ödleri ağızlarına gelmişti. Maazallah lâmba mamba parla- mak, mangal devrilmek ihtimali de olur a. (Devamı var) VEFAT « Lloyd Triestino > vapur kumpanya- sının Müfettişi Umnmi ve Şarkı Karip mümessili Umumisi Komandatore Do- meniko Brazzafolli Efendi kısa bir has- talıktan sonra, *bu sabah irtihali dari beka eylemiştir. Elemdide zevcesi Madam Nataşa, hem- şiresi Maria Badin, yeğenleri mühendis Leon Badin ve Culia Damini ve zevci Luici Damini bu haberi felâkeli akraba ve eviddalarının pişi ittilâıa isalederler. Merasimi ruhaniye Cumartesi günü saat 10 da Beyoğlunda » Şaint - Anto- ine > klisesinde icra edildikden sonra, cenaze Feriköy'ündeki kabristanda defn- olunacaktır. İşbu ihbarı davet telekki etmeleri ve berayı taziyet ziyaret icrası zahmetini ihtiyar buyurmamaları rica olunur. “. «Lloyd 'Triyestino> seyrisefain şir keti, otuz seneden fazla bir müddetten- beri şirketin nef'ine hidematı bergizidesi sebkat etmiş olan ve halâ kendisinden büyük bhimmetler beklenilen müfettişi umumi Komandatore Demenico Brazzafelli efendinin bu sabah vukuu vefatile düçar olduğu ziyaı elimi derin bir teessürle arzu ihbar eyler. İstanbul 15 teşrinievvel 1981 * “» Lloyd Triestino vapur kumpanyasının İstanbnl seracentalığı memurları, pek muhterem ve muazzez amirleri müfettişi umumi Komandatore Domenico Brazzafolli efendinin bu sabah irtihali dari beka eylemiş olduğunu kemali hüznü tees- sürle arzederler . İstanbul 10 teşrinievvel 1931 © çe şk e ne e

Bu sayıdan diğer sayfalar: