7 Nisan 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

7 Nisan 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

7 Nisan 1932 A GÜ Deniz ticareti Vapurculuğun tahdidi fikri Büyük vapur sahipleri bunu istiyorlar Vapurcular arasındaki rekabet devam ediyor. Dün bu meseleden bahsederken, Trabzona ilân ettiği günde vapur kaldırmıyan vapur müesseselerinin, halkı ve tüccarı müşkül mevkide bıraktığını izah eylemiştik. Bu hususta vapurcular birliği- nin ne düşündüğünü merak ettik, Bir muharririmiz, birlik reisi Lütfu beye vapur seferlerinin intizam- sızlığı hakkında sual sormuş, şu izabatı almıştır: — Vapurculuğun islaha mühtaç olduğuna (bizde kaniiz. Öyle vapurcular vardır ki uzun sefer- lere yolcu taşımak için, hertürlü şeraili oObaiz vapurları yoktur. Bunlar vapur seferlerinin intizam- sızlığına sebebiyet vermektedirler. Kimlerin vapurculuk yapacağı- wı. tayin etmek, vapur seferlerini intizama sokmak lâzımdır. Fakat bunu birlik (oyapamaz, kanuni tedbirlere ihtiyaç vardır. Bu meseleler etrafında, Iktisat vekili Şeref beyle birkaç defa görüştük. Islahat için neler yapıl- ması lâzım geldiğine dair bizden izahat aldılar. Vekâletin yakın zamanda, bu işleri tanzim edece- ğine eminiz. ,, İktisat vekâleti, vapurculuğun ıslahı için, bir anonim şirket yapıl- masını ileri sürmektedir. Vapur- cular ise bundan evvel bir takım kanunların tanzim edilmesine ih- tiyaç olduğunu ileri sürüyorlar. Vapurcuların bazıları, daha doğ- rusu, büyük vapur müesseseleri, her önüne gelen adamın yolcu ve yük taşıyıp, seferleri ihlâl etme- sinden şikâyet ediyorlar. Büyük vapurcuların fikrini açık olarak izah etmek lâzım gelirse bunlar — vapurculuğun (o kanunen tahdidini istemektedirler. Iktisat vekâleti, bu fikri, serbes ticaret mefbumlarına mugayır bularak, reddetmektedir. Takas işi Heyet Triyesteden Peşteye geçti Avrupaya giden takas heyeti Triyesteden Peşteye geçmiştir. Alınan haberlere göre heyet azasından ziraat müsteşarı Atıf ihracat ofisi müdiri Cemal beyler Macar ihracat ofisile temasa baş- lamışlardır. Pancar zeriyatı başladı Trakya ve Uşak taraflarında pancar zeriyatı başlamıştır. Trak- yadan gelen haberlere göre bu sene Trakyada geçen seneye naza- ran daha çok pancar ekilmiştir. Baytar kongresi Bağdatta bir kongre toplanıyor Ankara, 5 — 16 nisanda Bağ- datta bir baytar kongresi topla- naçaktır. Kongreye Türkiye ve Suriye o bükümetleri de iştirak edeceklerdir. Tarafımızdan Pendik bakteriyolojihanesi müdürü Şefik bey murahhas intihap edilmiştir. Kongrede hayvan hastalıklarına karşı müşterek tedbir alınması, hudutta sıhhi tedbirler ittihazı gibi hususlar müzakere edilecektir. Damızlık merkepler Izmir, Aydın ve Tekirdağı vilâ- yetlerine sevkedilmek üzere Konya vapurile İzmir ve Istanbula on tane Kıbrıs merkebi gönderilmiştir. Ml Şİ NÜN HABERLERİ Buğday mahsulü Bu sene zeriyatın az olduğu doğru degil Bu seneki buğday mahsulünün az olduğuna dair havadisler çık- maktadır. Bilhassa ticaret borsası ve Ömer Âbit hanında, bazı buğday tacırları buğday zeriyatı- nın pek noksan olduğunu iddia etmektedirler, Bu nevi şayialar, borsada buğday fiatlerine tesir etmektedir. Ticaret borsası komiserliği, bu gibi yalan havadis çıkarıp , buğ- day fiatleri üzerine hava oyunu oynıyanlar hakkında tahkikat yap- maktadır. Bu seneki buğday mahsulü ne kadardır? Evvelcede yazdığımız gibi, buu bu mevsimde kat'i olarak tayin etmek mümkün değildir. Bu mesele hakkında en doğru haberleri, iktisat vekâleti meteo- roloji müeessesesinin her on beş günde bir neşrettiği bültenlerden öğrenmek lâzımdır. Bu müessese- nin 3İ mart tarihli bülteninde, Anadoludaki zirai vaziyet şu su- retle bülâsa edilmektedir: “Köylü her tarafta zıraat işle- rine devam ediyor. Kışın kakil olmayan zıraat boşluğunu da dol- durmuştur. Yalnız Şarki Anado- luda ilkbahar zeriyatına başlan- mamıştır. e UÜmumiyet itibarile, zeriyat işlerinde bir noksanlık yoktur. Eskişehirde köylü geceleri bile çalışmaktadır.,, Zeriyat faaliyetine göre, bu seneki buğday mahsulünün, ev- velce işaa edildiği gibi, geçen seneye nazaran yüzde otuz ve kırk olacağı doğru olmadığı anlaşılıyor. Kümes hayvanları Yunanistana ithalâtta birinciliği kazandık 1930 - 1931 seneleri zarfında, Yunanistanın ithal ettiği hububat, yumurta ve kümes hayvanatı mikdarı şu suretle tesbit olun- maktadır. Buğday 930 da 574,699, 1931 662896 ton. Mısır darısı 1930 da 7046, 1931 de 19,387, çavdar 1930 senesinde 96,209, 931 de 71781 arpa 930 da 1603, 931 senesinde de 8,222 tondur. Yumurta 2,745,980 kilo 930 senesinde, 931 senesinde de 2 milyon 970,454 kilo. Kümes hayvanatı 1930 sene- sinde 7,569, 931 senesinde de 4671 kilodur. Hububat ithalâtında başta Rusya olmak üzere sıra ile Yugoslavya, Bulgaristan, Türkiye ve Romanya, yumurta ve kümes hayvanatında da başta Türkiye olmak üzere sıra ile Bulgaristan ve Romanya gelmektedir. Yafa portakalları Filistinde portakal bah- çeleri gittikçe artıyor Kudüs konsolosluğundan gelen bir rapora göre Filistinde porta- kal bahçeleri her sene artmakta- dır. Gayet muntazam surette dikilmekte olan yeni bahçeler takdire değer varidat membaları haline gelmiştir. Portakal fiatleri, bu sene en ucuz zamanda bah- çeler içinde beher sandık beş şiline satılınış ve bir aydanberi 7 buçuk şiline çıkmıştır. Geçen sene Filistinde iki milyon 750 bin sandık portakal yetişmiş- tir, Bu sene bu mahsul 3 milyon 500 bin sandığa çıkmıştır. Gele- cek sene dört buçuk milyon olacağı tahmin edilmektedir. —— — — —— e — Sahife 3 Kim tertip etti? Moskovada mühim bir dava Alman sefirine suikast meselesi Moskova, 6 (A. A.) — Tas ajansı bildi r: Bu sahah askeri kolejde Ulrichin riyaseti altında bulunan âli mahkeme Alman se- firine karşı suikastte bulunmuş olmakla maznun olan Stern da- vasını rüyete başlamıştır. Bu suikast esnasında Alman sefareti müsteşarı M. von Twar- dowski yaralanmıştı. Adliye halk komiseri M. Kry- lenko müddeiumumilik makamını işgal ediyordu. Dava, pek büyük bir alâka uyandırmıştır. Sterni cinayete teşvik etmiş olan Vasilier de tevkif edilmiştir. Vasilier, bidayette inkâr etmiş, fakat bilâhare bir beyanname imzalamıştır. Mumaileyh, bu beyannamede tethiş hareketini üçüncü bir şah- sın teşvikile tertip etmiş olduğunu beyan etmiş ve fakat emirlerine tevfikan hareket etmekte bulun- duğu kimselerin isimlerini söyle- mekten istinkâf etmiştir. Dava esnasında Stern mücrim olduğunu itiraf etmiş ancak Va- silierin teşvikile hareket etmedi- ğini ilâve etmiştir. Vasilier | istintak esnasındaki ifadatından rücu ederek katiyyen mücrim olmadığını söylemiştir. Mahkeme, bunu müteakip şa- hitleri dinlemiş ve Sternin istiç- vabına başlamıştır. Muallimler meclisi nasıl çalışacak ? Maarif vekâleti mektep mual- limleri meclisinin vazifesine ait yeni bir tamim neşretmiştir. Ta- mimde muallimler meclisinde tet- kik, mütalâa ve münakaşa edile- cek başlıca meseleler yazılmakta ve müsbet tedbirler almağı icap ettirecek müzakerelerin yapılması ve içtima zabıt hülâsalarının her üç ayda bir vekâlete gönderik mesi istenilmektedir. Temaşa grevi Fransada bütün tiyatrolar kapandı Paris, 6G (A. A.) — Temaşa mahallerinin müdürlerinin vermiş oldukları karara riayet eden Fransanın bütün tiyatro ve sine- maları kapılarını bugünden itiba- ren kapatmışlar ve atideki ilâni asmışlardır : “Tiyatrolar vergi mükellefiyeti karşısında musavat talep ediyorlar, Dansingler ve gece müesseseleri bu harekete iştirak etmişlerdir. Geceleri çok (kalabalık (olan Montmartredeki müesseseler, ka- ranlıklar içinde bulunmaktadır. Müthiş hazırlık Faşist merkezinde bulunan evrak Berlin 5 — Faşist farkedii? mer- kezinde yapılan araştırmada bir çok mühim evrak ele geçirilmiş tir, Fırkanın merkezi kapatılmış- tır. Bulunan evraktan anlaşldı- ğına göre reisicumhur intihabında reylerin Hitlere müsait olduğu anlaşılır anlaşılmaz Faşistler bek- lemeden hükümeti zorla ele geçi- recekler hattâ değiştirilecek me- murlar ve yerlerine tayin edilecekler bile kararlaştırılmıştı. Bundan kaşka Berlin ve diğer bir çok şehirlerde zabıtaya kim- lerin. tayin edileceği hakkında bir takım vesaik, gönderilecek tamimler bulunmuştur. AKŞAM'ın tefrikası: No: 76 ——— 7 Nisan 1932 ZINDAN HATIRALARI LTE EŞ LARA GR AI Abdülhamit devrine ait hakiki maceralar Muharriri : — Ağayı nereye götüreceksin? — Fransız kosoloshanesine... — Vali paşa orada mı? — Evet, orada, Konak, harem dairesi suyu alınmış bir limon gibi, artık ehemmiyet ve kıymetsizdir, orası bırakılıyor. vs Gece bitiyor. Sabah oluyor. Izmirde bütün konsoloslar fran- sız konsoloshanesinde toplanıyor- lar. Hepsi hayrettedir. Dünyanın hiç bir tarafında buna benzer bir iş ne görmüşler, ne işitmişlerdir. Mithat paşaya hürmetleri var- dır onun ne kıratta bir vali oldu- ğunu biliyorlar. Paşa ile uzun uzadıya görüşü- yorlar ve gidiyorlar. Kışlaya dönenler tabii vaziyeti olduğu gibi Istanbula yazıyorlar. Mithat paşa konsuloshanede işin alacağı şekli bekliyor ve bekler- ken İstanbuldan adliye nazırı Cevdet paşadan bir telgraf alıyor. Cevdet paşa (tarafı şahaneden bir vilâyet valisi bulunduğunuz halde mingayrı memul hükümeti terk ederek Fransa konsolosha- nesine iltica etmeniz mucibi taac- cüp ve teessüf olmuştur.) Diye başlayan bu telgrafında ( Sultan Azizin katli meselesinden dolayı icap edenlerin istintak ve muha- kemesi sırasında sizin dahi muha- kemeniz lâzım gelip sayei ma- deletvayei hazreti şahanede hiç kimse hakkında bilâsübut ceza icra olunmak ihtimalı olmadığın- dan ve adliye teşkilât ve icra- atının isabet ve hakkaniyeti Av- rupa devletlerinin dahi musadda- kı bulunduğundan hemen adliye memurlarına teslim olmanız lâzım gelir) diyor. Paşa, bu telgrafı okuyunca: — Suphanallah, bu nasıl acaip davet ve ne garip kanunu adalet- tir diyor. gs: Mithat paşa, Istanbul, adliye nazırına cevap veriyor: (Abdülâzizin katli maddesi ma- kamı resmiden henüz şimdi işitti- ğim bir söz olup herne ise, ma- dam ki böyle bir dava varmış ve bize dahi taallük etmiştir. Dava ve muhakeme için bir kaideli umumiye varken asker sevkile bu derece bir muamele ve şiddet icrasına mecburiyet neydi? Bu işe dair bir sual vuku buldu da cevap mı vermedim, yoksa muhakemeye davet olun- dum da imtina mı eyledim?) dedik- ten sonra (muhake maddesi benim de istediğim şeydir. Fakat şu vukuat üzerine emniyetim kalma- dığı cihetle bayat ve namusuma halel gelmemek ve edilecek mu- hakeme aleni olmak şartı temin olunur ise muhakemeye hazırım ) diye bitiriyor. Cevdet paşa, hususi bir vapurla Izmire bir heyeti istintakiye gön- derildiğini yazıyor. Fransa hariciye nezareti de Izmir konsolosuna (madamki paşa muhakemeye razıdır o halde mu- hakeme olsun ) diye haber gön- deriyor. Mithat paşa iki gece kaldıktan sonra, perşembe günü konsolos- haneye gelen Hilmi paşa ile birlikte kışlaya gidiyor. Paşa böylece tekrar istibdadın eline düşmüş oluyor. Paşayı limanda bekliyen (Istanbul) vapu- runa bindiriyorlar. Manisa'da menfi bir Rüştü paşa vardı. Seksen yaşında hasta bir zavallı, Altı defa sadrazamlık yedi defa oseraskerlik (etmiş olan Rüştü paşadan da şüphe eden saray, onu da İstanbula aldırmak istiyor. Fakat paşa çok ibtiyar ve çok hastadır yerinden kımıldanacak hali yok. Yok ama bunu dinleyen de yok. Manisadan zorla paşayı İzmire getiriyorlar. Biçare adam büsbü- tün halsiz düşüyor. Ve görülüyor ki bu muhterem ibtiyarı daha fazla yormak mümkün değil, ora- da bırakıyorlar. Vapur kalkıyor. Vapurda Cev- det paşa ve müddei umumi Lâtif beyle üç müstantikten mürekkep bir heyeti istitakiye var. Bir iş görmüş olmak için yolda istintak başlıyor. Mithat paşaya soruyorlar: — Isminiz, şöhretiniz? — Sanatiniz? — Kaç yaşındasınız, nerelisiniz? Paşa hiddet ve hayretle bakıyor. Ismini (o bilmiyorlar, (o sanatını soruyorlar!.. Bu bakışının manasını anlayanlar, bunun bir kaide ve kanun şekli olduğundan bahsede- rek gene devam ediyorlar. Ve paşaya soruyorlar: — Fransız (o konsoloshanesine neden gittiniz? Paşa onlara vakayı anlatıyor ve soruyor: — ... Eğer muhakemeye davet için ise böyle bir davet dünyanın neresinde ve hangi devlet ve millette görülmüştür? Müddei umumi Lâtif bey cevap veriyor: — Bu işe padişahımızın rızası yoktur. Mithat paşadan ( Abdülâzizin katli ) O meselesini O anlamak istiyorlar. O da, böyle birşeyden haberdar olmadığını söyliyor ve delâil gösteriyor. . La Abdülhamit Mithat paşayı geti- ren vapurun İstanbula gece yarisi gelmesini istiyor. Pazar gecesi Dolmabahçe önünde demir atan vapura iki yaver gelip paşayı Yıldıza götürüyorlar. (o Yıldızda Çadır köşkünde Mithat paşaya bir oda hazırlanmıştır. Odanın kapısında dişinden tır- nağına kadar müsellâh boşnak ve arnavut nöbetçiler bekler. Ertesi günü Sururi efendinin riyasetinde yeni bir heyeti istin- takiye toplanıyor. Bütün mesele Abdülâziz'in katledildiği ve bu katlin sultan Murad'ın emrile vuku bulduğu ve vükelânn bu işte rey ve duhulü bulunduğu madde- lerindedir. Mithat paşa diyor ki: — Bu işin iki ciheti var. Birisi Abdülâziz'in hâl'i diğeri katli meselesidir. Hâl meselesi mülk ve milletin ve devletin selâ- meti için umum halkın ittifakile icra olunmuştur. Bunu ispat için mühürlü kâğıdımız yoktur ve ola- maz. Fakat asıl senet bu tebed- dülü halkın kemali memnuniyetle kabul ve telâkki etmesidir. Eğer meselenin bu cihetinde şüphe olunan bir yer varsa cülüs günü yalnız babı seraskeriye biat için gelen vükelâ, ulema, vüzera vesair (Ooerkân ve memurini devletin oOve gene o gün babı ser askeri avlusu ile Beyazıt meydanında toplanan ve sedayı meserretleri âsümana çıkan halkın bir kere daha celp ve davetile halli şüphe edilmek mümkündür. (Arkası var) 3 # |

Bu sayıdan diğer sayfalar: