19 Nisan 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

19 Nisan 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

GG ŞA GG A DANŞ Şe İL ya İŞ apo m ü > — — 19 Nisan 1932 Manisa bağları Üzüm mahsulünü muhafaza Manisada bütün bağcılar tente alacak Manisa 17 (Hususi) — Geçen sene bazı büyük bağcılar sergi zamanında yağmur yağmak tehli- kesi karşısinda zarara düşmemek için Adana fabrikasının tente bezlerinden alarak sergi zama- nında havada bulut olunca derhal tente ile sergiyi örterlerdi. Bu sene birçok bağcılar müsait bir tediye şeraiti verildiği takdir- de tente alacaklarından Adana ziraat bankasının oradaki bez fabrikası (müdürü Süküti bey şehrimize gelmiştir. Bu zat ihti- yaç mıktarile bağcıların teklifi üzerinde bir çarei hal bulursa bütün bağcılar tente alacaklardır. Son günler zarfında kirağı düş- mesi ibtimaline binaen bağcılar bütün gece bağlarda kalarak saman kümelerini ateşlemek sure- tile sun'i duman yapmışlar ve kırağının bağlara zarar vermeme- sini temin etmeğe çalışmışlardır. 96 mektep Bergamada bu sene 96 mektep yapılıyor Bergama, 17 — Bergama ka- zası köylerinde bu sene 96 mek- tep inşa edilecektir. Bunlardan on dört tanesi ikmal edilmiştir. İhaleleri (o yapılan ve yakında inşaatına başlanacak olanlar da kırk dört tanedir. Yakında ihale- leri yapılacak olanlar da otuz sekizdir. Bu mektepler kaymakam Haşim beyin gayreti ve maarifin kıy- metini takdir eden muhterem köylülerimizin bimmetile meydana gelmektedir. Bir kaza köylerinin bir sene zarfında altı mektep yaptırması, o kaza halkının maa- rife olan alâka ve muhabbetlerinin derecesini göstermeğe kâfidir. Nark kalkınca ekmek ucuzladı Konya belediyesi ekmek nar- kını kaldımıştır. Babalık gazetesi bunun çok faydası görüldüğünü ve ekmekçilerin daha nefis ekmek çıkarmağa başladıklarını yazıyor. Ekmeğin kilosu beş kuruşa düş- müştür. Kız kaçırmak Nişanlılara bu tarz daha kolay geliyormuş ! Akhisardan İzmir gazetelerine yazılıyor : Burada kız kaçırma vakaları artmıştır. Her şey gibi bu da tabii bir mahiyet almağa başladı. Bunun başlıca sebebi ( iktisadi buhran ) dır. Fazla masraf yap- maktan çekinenler, anlaşıp kaçı- yorlar. Ailelerinin muvafakati üze- rine tayin ettikleri bir mevkide delikanlı bekliyor ve kızı alıp evine götürüyor ve bir iki gün şöyle bir dedikodu geçiyor: — Hasan Ayşeyi kaçırmış? — Ne iyi yapmışlar, bir sene- dir nişanlı idi, delikanlı tütününü satamamış ne yapsın? İşini ucuz tarafından gördü. İşte kız kaçırmak vakaları he- men hemen kâmilen böyledir. Zorla kız kaçırmak pek az.. Hep gönül rızası ile.. Anadoludaki erkekler (erken evlenmek zaruretinde oldukları ve uzun seneler bekleyip para biriktirmek te güç olduğu için bu kestirme usulü daha iyi bulmağa başladılar. Iskân işi Izmirde bir yolsuzluk mu var? Izmirde çıkan Anadolu gazetesi yazıyor: Şehrimiz iskân işlerinde yeni ve mühim bir yolsuzluk daha meydana çıkarılmak üzere olduğu haber verilmektedir. Vali muavini Saip ve iskân müdürü vekili Rüştü beyler bu hususta tetkikat yapmaktadırlar. Selânik mübadillerinden bir zatın istidası üzerindeki memur imzalarının sahte olduğu anlaşılmıştır. Bu mesele hakkında şimdilik büyük bir ketumiyet izhar edilmektedir. Imzalar tetkik olunmaktadır. Aiyon mahsulü Afyonkarahisarda çıkan Son- haber gazetesi yazıyor: Bu sene Vilâyetimiz mıntaka- sında Afyon zeriyatının hiç mesa- besinde olduğunu yazmıştık. Bun- lardan da mühim bir kısmının son soğuklardan müteessir (olduğu görülmektedir. Çiftçi bunları bo- zarak yerlerine arpa ekmektedir. Harice gidenler Maliye vekâletinin bir tekzibi Matbuat umumi Müdürlüğün- den :| Gazetenizin 29 Mart 932 tarihli nüshasının 4 üncü sayfasının ikinci sütununda (o “Harice (o giden- lerin emlâki,, başlığı altında (Lozan muahedenamesinin meriyet kespettiği (O 6 Ağustos (340 tarihinden sonra Türkiyeden firar veya tagayyüp eden yahut pasa- portla veya her ne suretle olursa olsun çıkıp gitmiş olanların em- lâkine vazıyet edilmemesi lâzım geldiği ve şimdiye kadar bu gibi vazıyet edilmiş emlâk varsa sahiplerine iadesi icap ettiği maliye vekâletinden Izmir defter- darlığına * bildirilmiştir.) şeklinde neşredilen 28/3/932 tarihli hususi Izmir haberi üzerine maliye vakâletinden gelen o tezkerede vekâletten ne Izmir defterdarlığına ve ne de diğer bir makama bu şekilde Obir tebliğ yapılmamış olduğundan keyfiyetin ( tekzibi talep olunmaktadır.,, (Gaztemizde çıkan haber hususi kayıtli değildi, İzmir gazetelerinden alınmıştı. Maliye vekâletinin tekzibi, bu hususla alâkadar olanları tenvir etmek itibarile istifadelidir.| İncir kurdu Iktisat vekâleti bir tamim gönderdi Izmir—Iktisat vekâletinden ticaret odasına gelen bir tahriratta incir- lerimizin hariç memleketler piya- salarında müşkülâta uğramasında başlıca amil olan kurtların imhası hakkında bazı tedabir tavsiye edilmiştir. Tavsiye edilen tedabire göre şöyle hareket etmek icap etmektelir. 1 — Kelebeklerin imhası, 2 — Sergi, ambar ve depo- lardaki incirlere kelebeklerin te- maslarının men'i. 3 — Kurumakta bulunan incir- lerin üzerine konulan yumurtala- rın açılmazdan evvel imhası. Ticaret odası bu tedbirleri müstahsillere bildirmiştir. Amerika âyanı bir milyar dolar arayor Vaşhington 17 (A.A.) — Ayan meclisinin demokrat âzaları içti- mada bir milyar dolar hasılât verebilecek yeni vergilerin aran- masını istihdaf eden bir kanun Projesinin yakında tatbik mevkiine konulmasına karar vermiştir. Akşam GÜNÜN HABERLERİ İntihap Almanya ve Fransada hazırlık İki tarafta da mücadele çok hararetli Berlin 17 — Hitlerin müdafaa kuvvetleri kâmilen dağılmış, bun- lar evlerine dönmüşlerdir. Maa- mafih bunların gizlice faaliyetle- rine devam etmeleri ibtimaline karşı tedbir alınıyor. Hitler Prusya intihabatının neti- cesini bekliyor. Bu intihapta ka- zanacak olursa teşkilâtı yeniden vücude getirmek niyetindedir. Intihap propagandası fevkalâde hararetlidir. Buna Reisicumhur intihabı kadar ehemmiyet veriliyor. Paris 17 — Intihap mücadelesi çok hararetlenmiştir. Hemen her gün içtimalar yapılmaktadır. Bil hassa Pazar günleri her tarafta hatibler nutuklar söylüyorlar. Beton köprü Bir Isveç şirketi Haliçte beton köprü yapılıp £yapılamıyacağını tetkik için sundaj yapmak üzere belediyeye müracaat etmiştir. Kıtlık Brezilyada bazı yerlerde açlık var Rio de janciro, 17 (A.A.) — Kuraklık hasebile şimali şarki eyaletlerinin o bazıları (dahilinde vukua gelen kıtlık endişe verebi- lecek bir mahiyet olmaktadır. Hükümet kıtlıktan milas olan halka yurdım etmeğe çalış- maktadır. Bazınoktalardan hakiki bir açlık hükümferma olmaktadır. Ahali, su ve yiyecek bulmak için sahile akın etmektedir. Izmirde harikzedelere ait iskân işleri Izmirde metruk mallar müdür- lüğünce harikzedelere ait iskân müdiriyetinden otapuya O bavale edilmiş olan harikzedelere ait dosyaların muameleleri tehir etti- rilmiştir. Buna sebep Büyük millet meclisinden pek yakında çıkacak olan tefsir kanunudur. Bu tefsire intizaren şimdilik muamele yapıl- mıyacaktır. Zahire mevcudu Kanadada bir istatistik neşredildi Ottawa, 17 (A.A.) — Canada hükümeti, geçen 1931 senesi 31 martınden bu sene 3İ marta ka- dar buğday istoklarını 40,000,000 buşel tenzil etmiştir. Federal ista- tatistik bürosu bu mevcudun hali hazırda 243,000,000 buşel oldu- ğunu neşrettiği bultenle bildir- mektedir. Mezkür bülten, 1931 senesi buğday istihsalâtının “(o 19'unu teşkil eden 59,000,000 buşelin sene rekoltesinden 133.000.000 buşelin silolarda mevcut bulundu- çifçiler linde bulunduğunu ayni gunu ilâve etmektedir, Maamafih, derpiş edilen ihracat nazari itibara alındığı takdirde 1931 senesi istihsal fazlası 103 milyon buşele tenezzül oetmiş bulunmaktadır. Ayni müddet zarfında yulaf mevcutları yekünu 210,000,000 buşelden 134,000,000 buşele ve para mevcutları da 84,500,000 buşelden 29,000,000 irca edil mişti, Mezkür bülten, rekolte umumi şartlarının müsait olduğunu ve vaziyetin salâh kesbetmiş bulun- duğunu ilâve etmektedir. AKŞAM'ın tefrikası: No: 85 Sahife 5 19 Nisan 1932 Abdülhamit devrine Bir başka seferde başka bir kitap için müsaade almağa gittim. Kitabın el yazısı ile aslını bırak- tım, dedikleri gün, daha sonra, daha çok sonra gittim, bin belâ ile nihayet kitabı elime uzattılar. Satırların ekserisi kurşun kale- mile karmakarışık edilmişti. Bir alay silinmiş kelime, cümle, satır vardı, fena halde canım sıkıldı ve o hal ile dedim ki: — Kuzum Rifat bey, yazılması memnu olan şeyleri bana bildirir- seniz. Biraz dargın söylediğim bu söz sansörün galiba bir parça gücüne gitti, dalgın dalgın yüzüme baktıktan sonra: — istediğinizi söylemekten sizi kim menediyor. Her şeyi yaza- bilirsiniz. — Nasıl her şeyi? — Evet her şeyi yazabilirsiniz, yalnız padişahlardan, krallardan, hükümdarlardan, hükümatı ecne- biyeden, nihilistlikten, iştirakilik- ten, isyandan, itisaptan, anarşist- likten, (o hürriyetten, ümem ve akvamın hususiyetinden , harici politikadan, dinden, din adam- larından, kiliselerden, ocamiler- den, Mehmetten, Isadan Mu- sadan peygamberlerden, dinsiz- likten, hükümet memurlarından, kadınlıktan, haremden, vatandan, kur'andan, hukukubeyneddüvelden, Cumhuriyetten , parlamentodan, ayandan, meşrutiyetten, dinamit- ten, bombadan, Mithat paşadan, Kemal beyden, Sultan Murattan, Hilâlden, haçtan, Makedonyadan, ıslahattan, ağustos (böceğinden ve bu gibi bazı şeylerden!.... kaldı ki... — Niçin kalmasın, Ağustos ayında olmamak üzere güzel ha- vadan, köpeklerden, ihsan ve inam- dan ve bu ihsan ve inamı medih ve tafsil ederek zati hazreti pa- dişahide, memurların seyyiatına, fenalıklarına dair olmamak şartile hükümetten... ve daha birçok şeylerden... Şimdi eminim şu suali soracak- sınız: — Hepsine ise amma şu Ağus- tos böceğinden bahsetmek neden memnu oluyor. Bunun hikmeti ne? Anlatayım: Vilâyet şairlerin- den birisi bir gün, (Lafonten) in hikâyelerini Otürkçeye (tercüme eder. Sansör bu kitabın tabı ve neşrine izin vermez. Ayrıca zavallı şair de bir güzel tekdir edilir. Karınca ile Ağustos böceğinin hikâyesini tabı ve neşretmek ha! Bu ne cesaret| Hâlâ anlıyamadınız değil mi? Canım Abdülhamit Ağustos ayında doğmuş değil midir, o halde (Ağustos böceği)i diyince padişahı ima ediyorsunuz demektir.!... Bu meseleden sonra (Ağustos) dan, bu ayda yağmurdan, göneşten havaların iyi veya fenalığından bahsetmek te menedildi. Türkiyede ağustos ayı kalmadı vesselâm. Bunun gibi daha neler vardır. Meselâ ozaman kimse (Mithat) ismini ağzına alamazdı. Sebebi, Mithat paşanın hatırası... Mithat paşa Taife gönderildiği zamanlar, Tür- kiyede Mithat ismini taşıyanların çoğu adlarını ( Abmet, Mehmet Hasan, Hüseyin) e çevirdiler. (Murat ) ismi de böyledir. .. O zaman gazete çıkarmak, yeni bir gazete imtiyazı almakta çok müşkil bir işti. Değil siyasi bir gazete, haftalık bir mecmua, hattâ bir çocuk mecmuası çıkarmak bile bir mesele idi. — Amma yazacak başka ne | ZINDAN HATIRALARI ait hakiki maceralar Muharriri : * Eğer saraya sırtınızı vermiş yerine dayanıyorsanız, iş başka, yook, yalnızsanız işiniz yoksa bekleyiniz.. Birkaç ermeni haftalık bir mecmua çıkarmak için on seneden fazla uğraştıkları halde bir türlü imtiyaz alamamışlardı. Onlar gibi Babıâli koridurlarında o aylarla, senelerle gidip gelen nice gazete haveskârları vardı... Bu meselede liyakat, dirayet, malümat aranmaz, aradıkları yegâne şey onlara azami emniyet telkin etmekti. Gazetelerde bilmece, muamma neşri hoş görülmezdi. Hanım isimlerine de cevaz yoktu. Meselâ, Fatma hanım, Hatice hanım, Ismet hanım denemezdi. Ahmet beyin hanımı, Halük beyin anast. Me beyin hemşiresi demeli idi. Bir gazete (idrojen) istihsali tecrübesinden bâhis bir makale hazırlamıştı. £Sansör (makaleyi okurken şu cümlede durur: (Su buharının oksijeni demirle imtizaç eder, oksijen hür kalır.) Sansör hemen hür kelimesini çizer. Gazeteci bu kelimenin ye- rine kelimeler bulursa da sasör onları da kabul etmez ve nihayet gazeteciye der ki: — Ne yapacağınızı ben de bile- mıyorum, fakat idrojen hür ka- lacak diye ben başımı derde s0- kamam. Zavallı muharrir makale- den vaz geçmeğe mecbur kalır. Avrupadaki sefarethaneleri- mizde de bir takım memurlar bulundukları yerlerde çıkan gaze- telerin sansör vazifesini görürlerdi. Meselâ Pariste çıkan gazeteleri iyice gözden geçirirler, şayet Pa- dişah, saltanat, istıbdat aleyhinde birşey görürlerse derhal Yıldıza telgrafı çekerlerdi. Bunun üzerine o gazetenin ha- ber verilen nüsahsı musadere olunmak üzere her tarafa telgraf ile emir verilir, sansörler gözle- lerini açarlar, hafiyeler, polisler, aramadık taramadık kahvehane, birahane, pastacı, berber salonu bırakmaz, hepsini ziyaret ederlerdi. Ve hele birisinde bu gazete bulunsun.. Vay başına geleceklere. * “. Bir kitapçı dükkânına girdiğiniz vakit ekseriya: —... Kitabı istiyorum, diyecek olsanız, varsa bile kitapçı: — Ben öyle kitaplar satmam, cevabını verirdi. Kitapçının istediğiniz verebilmesi < için (o Sizi olması lâzımdır. Sansörün menettiği kitaplar, bilhassa aranan, revaçta olan kitap- lardır. Sansörün bunları menetmesi bu kitaplar lehine en büyük propaganda ve reklâm olurdu. Avrupadan getirtilen kitaplar da daima (ecnebi postaları vasta- sile | getirtilirdi. | Fakat bunları Paguet postal getirtmek lâzımdır. Çünkü (Colipostal) getirilirse gümrüğe giderken, o vakıt iş ha- raptır. Bazıları da kitaplarını ecnebi sefaret ve konsoloshane- lerindeki bildikleri ve tanıdıkları vastasile getirtirlerdi. Bu, daha emin bir yoldu. . (Arkası var) SIHHATINIZi KORUYUNUZ Avrupa doktorları iç ve dış çamaşırlar için kreponu tav- siye ederler. Gayet sıhhi ve vücudu bir çok hastalıklardan vikaye ettiklerini buluyorlar. KREPON KULLANINIZ kitabı tanımış

Bu sayıdan diğer sayfalar: