14 Mayıs 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

14 Mayıs 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

14 Mayıs 1932 “AMDAN AKŞAMA Sovyet vatanının kuş bakışi üç manzarası Rusya neye benziyor, biliyor musunuz ?... Bir bina tasavvur edin... Koskocaman, harikulâde bir bina... Gayet fenni yapıldığını mimarları söylüyorlar... Diğer mü- kendisler ise, bu zemin üzerinde böyle bir binanın tutmıyacağını haber veriyorlar... “Yıkılacal Yıkı- lacak !,, senelerdir tekrar (edip duruyorlar. o Maafafih, (binanın katları gittikçe çoğalıyor... Gerçi bazı aksamı, mimarlarının hesabı hilâfına yıkılıyor. Amma, şeklini tağyir ederek yeniden yapıyorlar... Heyeti umumiye inkişaf ediyor... Sovyet vatanı taalide... Heyhat ki, muazzam binanın camları, çerçiveleri henüz takıl- mamıştır. Damı da çatılmamıştır. Bu binayı kendileri için yapan ve içinde rahat rahat oturması icap eden insanlar, henüz ondan isti- fade edemiyorlar. Dışarda oturu- yorlar. Buna rağmen, elhak, doğru: Mimarların hesabı doğru çıkar, ırgatların kuvveti tükenmez, hasut komşular bir düşmanlık etmezlerse bina cidden şimdiye kadar gö- rülmemiş bina olacak... Amma kaç sene sonra?... Ma- lüm değil... Hangi nesil bundan istifade (o edecek?... (Mimarların hesapları ilânihaye doğru çıkacak mI?... Rusya, başlı başına bir dünya gibidir. Esasen tekmil kâinatın yedide biri olan arazisi üzerinde beşerin o muhtaç olduğu bütün mevat istihsal olunur. Mevaddı iptidaiyeden hiçbirini gösteremez- siniz ki Sovyet topraklarında çık- masın... Hattâ kauçuk bile yetiş- tirmeğe bile başlamışlar... Beş senelik plân mucebince, makine istihsal eden makineleri de kendi- leri yapıyorlar... Hulâsa, umduk- ları cihan inkilâbı olmasa bile, Sovyetler, kendi dahili pazarlarında yaşıyabileceklerini (o düşünüyorlar, Stalin, bunu böyle iddia ediyor. Troçki, bunun kabil olmadığını söylemiştir. Her şeye rağmen, bütün cihanı parçalanması gayrı mümkün iktisadi bir vahdet telâkki ediyor. Hulâsa, rivayet muhtelif, Acaba, Stalin, - vaktile seddi çinle Çinin diğer âlemden ayrıl- dığı gibi, - Sovyet vatanını burjuva âleminden ayırabilecek mi? Bu ayrılık tabii midir ? Ne zamana kadar ve hangi şaraitle devam edebilir ? Sovyet memleketlerinin en bariz hususiyeti ; Bütün dünyada bolluk buhranı olmasına rağmen, Rusya'da bunun olmamasıdır ! Yani, dünyanın her yerinde, ahalide, mal satın almak kabiliyeti yoktur. İstihsal edilmiş mallar, duruyor. Fabrikalar, bu sebeple yeniden istihsal edemez hale gelmiştir. Binaanaleyh işsiz- bunlara yardım edecek Istanbul belediye hududu ha- ricinde kalan vilâyetin diğer be- lediyelerinin senelik iratları pek az tuttuğu için bu belediyeler kendi iratlarile hiç bir iş göre- miyorlar. Halbuki bu belediyeler- den bir kısmı İstanbul şebrini tamamlayan mahalleleri (o ihtiva ediyor. Bu belediyelerin en &cil ihti- yaçlarına tekabül etmek ve hiç olmazsa başlıca yollarını tamir edebilmelerini temin oeyelemek için İstanbul idarei hususiye ve belediye bütçelerinden birer mik- tar muavenet yapılması düşünü- lüyor. Ancak bu mvavenet gelecek sene bütçesile temin edilecektir. Limon kaçakçılığı davası Limon kaçakçılığı yapmakla maznunen mahkemeye verilen limon tüccarı Diyamandi efendi sekizinci * ihtisas mahkemesinde beraet etmişti. Iddia makamı ka- rarı temyiz etmiştir. Teniyiz ev- rakı bugün temyiz mahkemesine gönderilecektir. Temyiz mahke- mesi birinci ceza dairesi evrakı müstacelen tetkik ederek kara- rını verecekti li durgunlul buhran... Rusyada manzara tamamen ak- sidir. Yüz altmış milyon insanın son derece mal iştirası iştahası var... Hariçten hudutların içine çöp uçurtulmuyor.. Dahilde ağır sanayi tesisatı ilerliyor. Makine yapan fabrikalar, meselâ dokumacılık makinelerini ikmal edip de bunlar kumaşı dokumağa başlayınca, ahali bütün bir iştira istidadile alış verişe başlayacak... Bu da, Rus piyasasının - dün- yadaki diğer piyasalar hilâfına - sermayedar âleminin bolşeviklere bırslanmasının sebebi böyle işta- halı bir piyasadan kendilerini mahrum etmeleridir... Sovyet devlet sanayii, bu mü- kemmel piyasayı kendi müstah- sillerine doyururşa artık sarsılmaz derecede kuvvetlenecek ve dün- yanın en gürbüz bir iktisadi müessesesi Ohaline geleçektir... Diğer iktisadi müesseselerin can çekiştiği bir devirdel.. Işte Sovyet vatanındun üç muh- telif manzara... (Va-Na) Hamiş : Karilerimden Rusya seyahatime dair sualleri havi mektuplar alıyorum. Bun ların hepsine ayrı ayrı cevaplar vere- ceğim. Hiç bir karim cevapsız kalmıyacaktır. Komşu belediyeleri Istanbul belediyesi mükemmelliğini gösteriyor.. Esasen, ŞEHİR HABERLERİ Yol parası Fazla alınan 4 lira sahiplerine iade. edilecek On lira üzerinden alınmakta olan yol parası şoseler ve köp- rüler kanununa göre geçen hazi- randan itibaren altı liraya indi- rilmiştir. Ancak yeni idarei hususiye bütçesi ağustostan iti- baren tatbik edildiği için bir çok kimselerden gene on lira üzerin den yol parası alınmıştı. Aradaki dört liranın mükellef- lere iadesi lâzım geliyor. Bu paranın sahiplerine iadesi için 931 masraf bütçesine 7500 lira yeni bir tahsisat konulmasına karar verilmiştir. Belediye, haziran girmeden evvel bu parayı alâ- kadarlara dağıtacaktır. Çamurlu sebzeler Daimi encümen eski kararı değiştirdi Sebzelerin kirli ve çamurlu sa- tılması o menedildiğinden Obuna riayet etmiyen satıcılar zabıtai belediye ( talimatnamesine göre cezalandırılmaktadırlar . Kartal ve civarı bahçıvanları belediyeye bir istida ile müracaat etmişler, ıspanak ve kereviz gibi köklerile satılan sebzelerin kökle- rinde topraklar temizlendiki takdir- wa | de bu sebzelerin dayanması kabil olmayacağını söyleyerek ve ken- dilerinin (o cezalandırılmamalarını istemişlerdir. Şehir meclisi daim! encümeni bahçıvanların bu müracaatlarını haklı bulmuş, sebzecilerin topraklı sebze satmalarında bir mahzur ol- madığına karar vermiştir. Daimi encümen bütün tembih ve emirlere rağmen Beyoğlu ve Istanbul bostanlarında lâğım sula- rile sebzelerin yıkanıp sulanmakta devam edilmesi doğru görülmemiş, bunun menedilmesini ve lâğım sularile zebzeleri sulayanlara şid- detle ceza verilmesini bildirmiştir. AKŞAM ABONE ücretleri Türkiye Ecnebi SENELİK 1400 kuruş 2700 kuruş SAYLIK 750 » (1450 » 3AYLIK 400 » 800 » 1AYLIK 150 » —.a yay” Abone ücretleri doğrudan doğruya AKŞAM idaresi namına gönderilmelidir. Adres tebdili için yirmi beş ku- ruşluk pul göndermek lâzımdır. Muharrem 8 — Ruzuhuzır: 9 S. İmsfk Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı E 7,22 927 4,52 848 12 149 Va. 241 4,44 1210 166 1918 21,7 m mmm ml Idarehane: Babıâli civarı Acımusluk sokağı No. 13 Kooperatifler Şehir meclisinde bazı şayanı dikkat sözler Şehir (o meclisinin © perşembe günkü içtimaıda hayat pahalılığı ve kooperatif teşkili etrafında iktisat müdürünün raporu Üze- rine münakaşalar cereyan eder- ken gazetelere tamamile akset- meyen bazı mühim sözler geçti. Meclis âzasından ve İstanbul Halk fırkası reisi Cevdet Kerim bey, ortaya atılan bir mütaleaya cevap vermek lüzümunu hissetmiş ve: “ — Hükümet istihsal koope- Fakat istihlâk kooperatiflerini tesis etmekle meşgul olmıyor. Sadece bu husustaki teşebbüslere muzaharet etmekedir.,, demiştir. Gene ayni içtimada hayat pa- halılığı hakkında meclise izahat veren belediye iktisat müdürü Asım Süreyya bey tetkikat neti- cesinde oson dört sene içinde geçinme itibarile en ucuz ayın geçen mart ayı olduğunu ve her husustaki geçinme fiatlerinin bu dört senenin diğer aylarına göre geçen Martta mühim mık- tarda ucuzlamış olduğunu söyle- miştir. Beş tablo Hırsız çaldığı tabloları satarken yakalandı Taksim polis merkezi Vasil isminde bir hırsız yakalamıştır. Vasil evvelki gün Beyoğlunda bir sinemanın kapısı önünde tablo satmakta olan Petro efendinin yanından beş tane kıymettar tablo © aşırmıştır. Bir omüddet sonra bunları gene Beyoğlunda satarken cürmü meşhut halinde yakalanmıştır. Tablolar (geriye alınmıştır. Vasil adliyeye teslim edilecektir. Şehircilik hakkında bir eser tercüme ediliyor Belediye, bugünlerde mühim bir eseri tercüme ettirmeğe baş- lamıştır. Şehirciliğe ait olan bu eserin bir faslını da nüfus ha- reketleri ve dünya nüfusunun miktarı, her memleketteki nüfus tahririnin neticeleri teşkil ediyor. Eserin müellifi, dünyada yaşıyan insanların hakiki miktarı hakkın- da sahih bir istatistik elde etmek imkânı (bulunmadığına kanidir. Muharrir, hakiki dünya nüfusu miktarını anlamak için dünyanın her tarafında aynı günde nüfus tabriri yapılması fikrini ileri sü- rüyor ve bu fikrinin er geç kabul edileceğini söyliyor. Sahife 3 psir area | Satıcılara dair.. Ben öteden beri sokak satıcıla- rının bağırışlarını pek sanatkârane bulmam. Fakat bir kaç satıcıyı dinledim. Bu bağırışları büsbütün manasız buldum.. Sokakta bir ses: Şınır.. Şınğır.. Şınğır.. Şıngır.. — Haniya sevdalılara gazoz... Sevdazedelere gazoz... Sevda ile gazozun, gazozla sev- danmn ne alâkası var?.. Sevdalılar gazozu ne yapsınlar?.. Sevdalıların eline bir gazoz şişesi yerine bir çek defteri sıkıştırın, size sabah akşam dua etsinler.. Hic olmazsa gazoz yerine bir şişe şampanya a canım... Arkasından sucu: — Haniya... Var mı dişine gü- venen ? 32 dişe muzika çal dırıyor... Allah Allah.. Su içeceğim, hara- retim var.. Fakat belki ben musiki meraklısı değilim?.. Öyle değilmi efendim ?.. Niçin yok yere 32 dişime birden mızıka çaldırayım?. Sonra mideler zil çalarken üstelik dişlere (Omızıka çaldırmak da pek aşırı bir musiki iptilâsı olmaz mı?. Hem efendim musikimiz zannederim kâfi derecede ileriye gitmiştir., Etekleri zil çalanlar mı istersiniz?. Midesi zil çalanlar mı?, Dişleri ile muzika çalanlar mı?. Bindiği arabada şarkı söy- leyenler mi?. Valhasıl herkes bir hava çalıyor.. Türkçeyi yeni öğ- renen bir ecnebi: — Ne memleketl. Ne musiki diyarı!. Viyana bunun yanında haltetsin.. Etekleri ile zil çalıyor- lar.. Dişleri ile muzikal.. Diye hayret eder.. Aman bahsi kaybetmiyeyim.. Geçen gün Balıkpazarından ge- çiyordum.. İşittim.. — Kuzular.. Kuzular.. Haydi böyle yaman kuzular.. Dönüp baktım.. Kalkan balığı satan bir adam.. Kuzuile balığın alâkasını araştırmak kadar sâf bir hareket olamaz.. Benim canım kuzu istese ondan alırım.. Fiatler aynı, o da seksen.. o da seksen.. Geçen gün şimdiye kadar hiç görmediğim bir satıçı ile karşılaş- tım. Karşılaştım değil daha doğ- rusu tanışmak şerefine nanil oldum.. Bu adama satıcı değil alıcı demek daha münasip.. Sanatı o kadar garibime gitti ki size anlatmadan duramaycağım. Iki gündür bizim oturduğumuz evin önünden geçiyor.. — Hiç işinize yaramaz.. Haydı efendi para veriyoruml.. Havadan para.. Bu cümleyi rumca, ermenice ve yahudice olarak aynen tekrar ediyordu.. Üstadı çağırıp sordum... Meğer eski dişleri satın almıyor mu imiş?.. İyi, böyle giderse satıcılar dişimizden başlayıp ku- laklarımıza, burnumuza filân göz koya bilirler. Hikmet Feridun o Amca Beye göre... — Darılma amma Amca bey, masal dinlemeğe: vaktımız “ yokl... A. B. — Masal değil efendim, ayba şında aldığım maaştan bahsedeceğini!

Bu sayıdan diğer sayfalar: