20 Mayıs 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8

20 Mayıs 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sahife 8 Akşan Fransada yeni bir Rasputin Kadınları hem dolandırmış, hem kandırarak türlü rezaletler yapmış! Paris, 20 (Hususi muhabirimiz- den) — Fransada son zamanlarda türeyen bir çok genç ve safdil kızları ve kadınları aldatarak paralarını yedikten sonra fena yollara sürükleyen raspotin kılıklı | zi bir rahip Nante şehrinde tevkif edilmiş ye hapisaneye atılmıştır. l Pier isminde olan bu papasın yaptıkları saymakla bitip: tüken- mez. Bu papas, müteaddit memle- leri dolaşarak bir çok kadınları iğfal ettikden sonra Fransayal dönmüş ve, Nante şehrinde yer- leşmiştir. Nante şehrinin eğlence ve se- fahat yerlerinde, tebdili kıyafetle bir çok para yedikten sonra bir sabah cübbesini giyerek Egatile bulvarında, bir terzi atelyesi işle- ten matmazel Alebione namında genç ve güzel bir kızcağızın ter- zihanesine uğramıştır. Bu bekle- nilmedik ziyaretçiyi (nezaketle karşlıyan matmazele : Matmazel |! Ben Maryanit tari- katine mensup bir keşişim. Tari- katimizin reisibeni burada bir iba- dethane tesisine memur etti. Bu işle meşgul olmak üzere bir müddet Nante de kalacağım. Evinize kiracı aldığınızı duydum. Acaba beni de kiracı sıfatile kabul etmek lütfunda bulunmaz mısınız... demiştir. Papazın o kellifelli (kıyafetine hayran kalan terzi kızı, bu teklifi memnuniyetle kabul etmiştir. Hattâ, genç kız, papasın kirala- dığı odalara, eşyalarını yerleştir- mesine yardım etmiştir. Bir kaç gün geçince. Aradan bir kaç gün geçtikten sonra mahallede, Maryanist tari- katına mensup bir ibadethane tesisine gelen papazın terzi kızın evinde, yerleştiği şayi olmuş ve mütedeyyen bir çok kızlar, evli ve dul kadınlar, bu Azizin takdi- satından mahrum kalmamak için onu ziyaret etmeğe başlamışlardır. Papas, ziyaretci kadınları, bü- yük bir huşu ile karşılamış, sağ elini kaldırarak bol bol takdis ettikten sonra; Nante şehrinde, bir kilise açmağa geldiğini tekrar teyit etmiştir. Fakat papasın bu teminatına rağmen yeni kilisenin tesis edildiği ve ayinlere başlandığı görülmü- yordu. Bu hal, papasın kadın ziyaretçilerinin merakını tahrikten geri kalmıyordu. Meraka düşen bu kadın ala- yının başında, papas evine kiracı sıfatile kabuleden matmazel Albi- on buluniyordu. Bir gün genç kızcağız, merakına dayanamamış, ve papastan klise- nin niçin açılmadığını sormuştur. Papas, hazin bir tavurla cevap vererek: — Sebebini izah edeyim. Ayin- ler için muktazi klise eşyası he- nüz gelmemiştir. Bu eşya güm- rüklerden birinde takılıp kaldı. Her yerde aradığım halde bir türlü bulamiyorum demiş ve terzi kız da rahibin bu haline acıyarak ona âyine muktezi eşyayı tedarik için avans olarak 6,000 frank vermiştir. laneler yağıyor Ayin eşyasının gümrükte kay- bolduğu mahallede şuyu bulunca, her taraftan ianeler oyağmağa başlamıştır. e Civar mahallelerin kızları, kadınları papasın tatlı sesine, ikna kuvvetine meftun olarak, ellerindeki paraları ona vermekten çekinmemişlerdir. Her taraftan kilise açacak pamasa ianeler yağarken, bir akşam i Rahip tevkif edildikten sonra hapse götürüyorlar larında açtıkları ianeler ile papa- sın borçlarını ödiyerek kendisini hapisten kurtarmışlardır. Papas, kadınların bu muavene- Rahip papas kıyafetile, aşağıda avukatile görüşüyor yaşlıca bir kadın, papası evinde ziyarete gelmiş, papas ta onu derhal yazıhane ittihaz ettiği odada bü- yük bir vekarla kabul etmiştir. Yaşlıca kadın, papasın uzandığı eli öptükten ve takdislerini din- ledikten sonra, titirek bir sesle; — Kutsiyet meapl mukaddes kilisenizi açmak için paraya ihti- yacınız olduğunu haber aldım. Size ayinler için lâzım olan eşyayi satın alabilmek üzere elimde mev- cud 45,000 frangı getiriyorum. Taneler biriktikten sonra, bana bu paraları iade edersiniz demiştir. Papasın bu beklenmedik serveti dindarane bir vaz ilehac çıka- rarak ve dindar kadını bol bol takdis ederek kabul ettiğini söyle- meğe bilmem lüzum varmıdır. Papas, sevincinden ellerini oğuş- turarak paraları cebine indirdik- ten sonra odasından dışarıy fırla- mış kilise eşyasını satan bir çok mağazalara uğrayarak, ayin eşyasını, aldığı 45, fırank ile değil fakat bir çek ile tedarik etmiştir. Kilise açılıyor Artık kilise kurulmuş, ayinlerde başlamıştır. Papasın cemaati, hep genç kadınlar ve kızlar teşkil ediyordu. Aradan aylar geçtiği halde, papas, taksitle aldığı eşyanın paralarını ödemediği cihetle ala- caklılar sıkıştırmağa başlamışlar ve en nihayet mahkemeye müra- caat etmiştir. Mahkeme heyeti dolandırıcılık töhmetile papasın tevfikine karar verince bütün mahalleli kadınlar, kızlar, hep ayaklanmışlar ve ara- © mane tinden daha büyük istifadeler temin etmeği kararlaştırmış ve bir pazar sabahı, kilise ittihaz ettiği odada kadın ibadetçileri takdis ettikten sonra kürsüye çıkarak şu müjdeyi vermiştir : — Ruhülkudsi, Nante büyük bir kilise tesis etmemiz lâzım geldiğini bana emretti. Bu büyük kilisenin temel atma merasiminde peskapos bulunacaktır. Rahibin bu tebşiri (o üzerine mahalle kadınları arasında yeni bir iane defteri açılmış, her kadın, bu dindarane teşebbüssün başa- rılmasına yardım için paralarını hattâ mücevherlerini tersim etmeğe başlamışlardır. Günah çıkartmak Papas bu iane defteri dola dursun mahalle kadınlarını sabah- tan akşama kadar yazıhanesinde sureti hususiyede kabul ederek günahlarını çıkarmaya koyulmuş- tur, Papaza vaki olan bu mahre- ve hususi ziyaretler, hiç kimsenin tecessüsünü tahrik etme- yordu. Zira bütün mahalleli ka- dınlar onu bir aziz addediyor ve ondan her hanği bir günah sadır olacağını ummayorlardı. Fakat tuhafı şudur ki, papazın en müteassıp ve sadık müritleri genç kadınlar ve kızlar arasında bulu- nuyordu. Günah çıkarmaya giden bu genç kadınlar ve kızlar rahi- bin odasinda saatlerce kalıyorlardı. Papazın odasından dışarı çıktıkları zaman, dudaklarında esrarengiz bir tebessüm parlayordu. Kıskançlık | En nihayet mahalle kadınları ve kızları arasında başlıyan kıs- kançlık sahneleri rezaletin patlak vermesine sebep oldu, ve genç papasın kızları ve genç kadınları iğfal ettiği anlaşıldığı cihetle, Nante şehrinden kaçarak Lyona kapağı attı. Genç papas, Lyonda bir müd- det saklandıktan ve kendisinin unutulduğuna kani olduktan sonra gene eski fezahatlerine başlamış ve gazetelere şöyle bir ilân ver- miştir : “Bir rahip, kâtiplik vazifesini görmek için genç bir kadın ve ya bir kız arayor, Ferminus ote- linde rahip Jana müracaat edil- melidir.,, Bu ilânın intişar ettiği aynı günde, öğleden sonra genç ve gayet güzel bir kız, otele ge- lerek rahibi ziyaret etmek iste- miştir. Rahip, sırtında, koyu mavi renk te ipekli bir cübbe ve sağ elinin şahadet (parmağında kocaman zümrütlü bir yüzük bulunduğu halde kenç kızı, kabul etmiştir. Genç kız sıkılarak ve kızararak annesinin kilisa (eşyası satan — Tefrika No 30 20 Mayıs 1932 20 Mayıs 1932 BEŞ YÜZ MİLYON İNSANA HÜKMEDEN KADIN Tariht aşk, ve Nakıli ; Bir taraftan alay ederek, diğer taraftan, kılıcını bileği taşında bilemeğe başladı. Muavinlerinden biri, mahküma yaklaştı. Onu, uzun saçından tuttu. Örgüyü ileri doğru çekti. Bu suretle haremağasının ensesi, ileri doğru, ufki surette gerildi. Cellâtbaşı, | kılıcını iki elile yakaladı. Havaya kaldırdı. Sonra, olduğu yerden sıçradı. Kılıcı, arkaya doğru hızla kaldırıp havada bir şemşek ışıltısı resim ettirdikten sonra gene hızla indirdi. Ayni zamanda da. — He! Han! - diye bağırdı. “He,, dediği zaman, kılıç kalkmıştı. “Han,, dediği zaman inmişti! Celâdın ayakları da, bir sıçrayışı müteakip yere değmişti. Kılıç, pek mahir bir eldeydi, belli. Ense, bir darbede gırtlağa kadar kesildi. “Ngan-Te'nin başı, soluk bir halde, yere yuvarlandı. Gövde, hâlâ diz çokmüş vazi- yetteydi. Boyundan oluk oluk kan boşanıyordu. Cellâtbaşı, istihfafkârane bir tekme atarak, başı da kövdenin yanına yuvarladı. Sonra alay etti: — Bunları birbirlerinden hiç ayırmamalı.. Zira, Ngan-Te ahrette kendini kafasız bulursa şaşırırız. Manzarayı pencereden, perde arkasından seyreden vali, bu sırada geldi. Baş harem ağası için sureti mahsusada evvelden hazırlattığı tabutu getirmelerini maiyetine emretti. Harem ağasına vaatta bulun- muştu. Ona, şanile mütenasip merasim (yaptıracaktı! Vâdini yerine getirmek hususunda başlan- gıç olarak, bu tabutu hediye ediyordu. Vaadinin müteakıp safhalarını da tuttu. Vali, cidden sözünün eri bir adamdı. Harem ağasının cena- zesine hürmette kusur etmedi. Idam vakasını impa- ratoriçe haber alınca.. Sevgili nedimi Ngan - Te'nin nasıl bir suikaste kurban gitti- gini öğrendiği vakit, imparatoriçe Ye-Ho küplere bindi. Evvelâ, kulaklarına inanama- mıştı. Hayır ! Mutlaka yanlışlık olacaktı. Böyle şey vukua gel mezdi. Fakat, sonra, haberler teeyyüt edince, tereddüde mahal kalmadı. rna büyük bir mağazası olduğunu ve kâtiplipliğine talip olduğunu söy- lemiştir. Yeni bir dolandırıcılık Papas, kızcağızı derin derin süzdükten sonra: — Benim neşredilmiş bir çok dini eserlerim vardır. Fakat şimdi gayet ehemmiyetli bir eser hazır- lamakta bulunduğum cihetle, bir kâtibeye ihtiyacım vardır. Kâti- benin yüksek bir tahsil görmüş olmasına lüzum yoktur. Yalnız zeki olması ve imlâ hataları yap- maması (lâzımdır. Fakat bir şartım vardır. Bana kâtiplik yakacak olan kızın elinden geçecek mühim vesikaları başkalarına satmıyacağına emin ol- mak için bana 5,000 frank depozito akçesi vermesi lâzımdır. Bu para daima emin bir yerde bulunacak ve kendisine yüzde altı faiz vere- ceğim. Alice ismindeki genç kız, pa- pasin bu şartını kabul etmiş ve ertesi sabah beş bin frangı rahi- macera romanı (Vva-nNa) En adi bir hileye baş vurarak, kendi teveccüh ve emniyetini kale almayarak, Ngan - Te'yi öldür- müşlerdi. Hem Imparatoriçelik gururu, hem de kadınlık şefkat ve mer- hameti rencide olmuştu. Sevgili dostunun intikamını ak mak için derhal ahdupeyman etti. Derhal yanına, sadık Yon-Lon'- unu çağırttı. Ona, bir kaç keli- me ile vaziyeti anlattı. Kendisinden imdat ve yardım istedi. Mademki muhasimleri, ona karşı alçakça ve kabaca hakaret etmiş- lerdi, oda vuamelelerin en dürüş- tünden ..kınmayacaktı. Fakat, arkadan arkaya hareket etmeye- cekti. Kuvvetini namuskârane ve karşı karşıya gelerek isbat ede- cekti. Bir gün açıp kapayacak zaman zarfında, Mançu muhafızlârı sefer- ber idiler. yarısı prens Kouen'in sarayını muhasara etti; diğer yarısı Şark (o imapratoriçesinin sarayını. Ilk önce şark imparatorieçsinin sarayına gitti. Taht arkadaşının karşısına heybetle çıktı Ona pür hiddet çıkışmağa başladı: — Ya?.. Efendim.. cürmünüzün cezasız kalacağınımı sandınız da bu işi yaptınız bakalım?.. Demek ki, bana sormadan, imzanızıo meşum ölüm beratının üzerine koy- mak cesaretini kendinizde buldunuz? Benim en emniyetli adamımı ortadan kaldırmak için bir suikaste iştirak ettiniz... Halbuki, kendisini, bizzat benim vazifei mahsusayla gön- derdiğimi biliyordunuz! Öyleyse, şuna itimat edin: Yaptığınız yanı- nızda kalmıyacaktı. Bu günden itibaren hükümette hiç bir mev- kiniz yoktur. Artık siz bir hiçsi- nizl Sizi, yalnız büyük Şura'nın celselerine iştirakten menetmekle kalmıyorum; ayni zamanda sara- yınızdan dışarı çıkmaktan da menediyorum. Her ne abhaneyle olursa olsun sokağa çıkamazsınız. Bundan başka, yanınızda daimi surette emniyetli adamlardan biri bulunacak, sizi göz hapsinde tu- tacaktır. Gece gündüz kontrolda olacaksınız. Hattâ sarayınızın içinde bile... Her gün, yaptığınız şeylere dair raporlar alacağım; onları mütalâa edeceğim. Görü- yorsunuz ki, sizin samimi olma- manızın aleyhine, ben samimiyim. ( Arkası var ) ee be tevdi ettikten sonra vazifesine başlamıştır. Aradan bir kaç gün geçince papas, genç kıza kur yapmağa başlamış, kız papasın iğfalâtına kapılarak ona teslim olmakta mahzur görmemiştir. Fakat papasın bu yeni macerası uzun osürmemiştir. Çünkü bir sabah otelden dışarı çıkarken, kendisini tevkife memur olan iki polisle karşılaşmıştır. Papas, on- ları müstehziyane bir eda ile süzdükten sonra : — Aferin size en nihayet beni yakaladınız demiş ve mukavemet göstermeğe kalkışmaksızın ellerini kelepçeye uzatmıştır. Bu yeni ( Raspotin ) in asıl ismi Jorj Verdendi. 17 yaşında iken bir kızı berbat ettiği cihetle, Hollandaya, oradan da Lehistana kaçmıştır. Lehistanda, bir çok fezahatler yaptıktan sonra Fran- saya tekrar dönmüş, ve yaptığı rezaletlerden dolayı en nihayet yakayı ele vermiştir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: