20 Haziran 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

20 Haziran 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

20 Haziran 1293 AKŞAMDAN AKŞAMA amaaa Hikmet Feridun'un kitabı çıktı Hikmet Feridun'u, o üslübunu, görüşlerini ve bilhassa anketlerin- deki muvaffakiyetlerinin dereçe- sini “Akşam, karilerine tanıtmak bana değil, kimseye düşmez. Benim okuyucularım, beni bildik- leri gibi, Hikmet'ide bilirler. Yalnız haber vereyim: Aylarca bütün Istanbulu alâka ile müna- kaşalara sevkeden ve bu durgun muhitimizde bir hareket uyandıran edebiyat anketlerini, Hikmet, 230 sahifelik bir ocilt (o derununda toplamıştır. Bu eser Remzi kütüp- hanesi (o tarafından tabolunarak piyasaya çıkarılmıştır. Yüz kuruşa satılmaktadır. Anket verenlerin karikatürlerini (oCemal (Nadir yapmıştır. Hikmet eserinin mukaddeme- sinde şu satırları yazmakla, ihtimal büyük bir tevazu gösteriyor: Harpte düşman cephesinin vaziyetini tesbit etmek için tayyareye bir fotoğrafçı bindirirlermiş. Tayyare, mümkün olduğu kadar siperlere yaklaşmağa çalışırmış. Bu esnada, fotoğrafçı da makinesini net eder, cephenin mümkün mertebe yakından bir resmini çökermiş. Işte bu resimler erkânı harbiye dairesinde tetkik edilir, ona göre hücum, taarruz ve ric'at plânları yapılırmış. Hiç bir zaman, hiç bir erkânı harbiye dairesinin aklına tayyareye bir ressam bindirmek, düş- man cephesinin firça ile, renkle, boya ile, gölge ile, dessin'le sanatkârane bir tablosunu yaptırmak gelmemiştir. En yüksek bir sanat eseri olsa bile, hiç bir erkânı harbiye dairesinin işine yarama- mışlır. Anketcinin oobjektiften (farkı yoktur. Ben bu günün edebiyatına ait, sağdan, soldan, önden arkadan, profilden, fastan bir kaç poz resim çektim. Bunları ak büm halinde işte çıkarıyorum. Bunda rolüm yalnız ebjektif olmaktan ibarettir; Çektiğim manzara güzelmiş, yahut çirkin bir sima çekmişim.. Bunda benim suçum, taksiratım nedir?.. Yalnız son zamanlarda fotoğrafcılık ta ileri gitmiştir. Objektifi * muhtelif yerlerden tutarak çekilen resmin daha artistik olmasına dikkat ediyorlar. Bazı fena filimleri yalnız fotoğrafcılık (güzelliği kurtarıyor. Ben de işin bu objektife ait anat tarafına dikkat ettim. Yalnız bu- nun iyiliğinden fenalığından mesulüm. Hikmet Feridun, aynı mukad- deme içinde, alelitlak münekkit için, şu cümleyi kullanıyor: “Münekkit, düşman siperlerinin tablosunu yapmak için, tayyare ile ufuklara yükselen kadar komik!, Mademki, dostum münekkidi komik vaziyette görüyor; öyleyse, benim de eserlerini tenkit ederek gülünç mevkie düşmemi istemez. İçinde benim de anketim bulunan eserini “tenkit et,, diye elime tutuşturma- sını beni bir zekâ imtihanına tabi tutması şeklinde telâkki ediyo- rum. Onun için “Bugün de diyor- lar ki...,, isimli eserin sadece piyasaya çıktığını haber vereyim ve objektif sadakatile bir kere daha kaydedeyim. Kitap 230 sahifeliktir; 100 kuruşluktur; kari- ressam itfaiyenin ıslahı Avrupadan bir mütehassıs getirilecek İtfaiyenin ıslahı için getirtilecek mütehassıs için sefaretlerimizin tavassutu rica edilmişti. Belediye, gelecek mütehassısın memleketin- deki aldığı ücretle ve mesleğin- deki ihtisasına göre şöhretli bir zat olmasını tercih edecektir. Bu zat şehrimizde iki ay kadar kalacak, itfaiye vesaitini tetkik, teşkilâtını, çalışma tarzını yapma- dan görecek ve bu esnada bir yangın çıkarsa itfaiye teşkilâtile beraber yangına gidecek ve yan- gının ne surette söndürüldüğünü yakından takip edecektir. Mütehassıs, bu tetkikatı netice- sinde bir rapor hazırlayacak ve itfaiyenin omasıl ıslah edilmesi lâzım geldiğini izah edecektir. Diğer taraftan (belediye fen heyeti de itfaiyenin ıslahı tarzları hakkında ayrı bir rapor verecek, fen heyetinin raporu ile mütehas- sısın raporu mukayese edilecektir. Süleymaniye camii Evkaf esaslı surette tamir ettirecek Süleymaniye camii mimar Sina- nın en kıymetli tarihi binaların dan biridir. Son günlerde camiin harici duvarlarından bazılarının sıvaları dökülmüş, tuğlaları mey- dana çıkmıştır. Bundan başka minarelerin bazı aksamında da sıva döküntüleri nazarı dikkati celbetmektedir. Bu hal bu tarihi abidenin gü- zelliğini (Obozacak (derecededir. Camii haricen seyredenler bir müddettenberi bu vaziyetten mü- teessir olmaktadırlar. Haber aldığımıza göre evkaf müdiriyeti Lâleli camiinin tami- rinden sonra Süleymaniye camii- nin tamirine esaslı surette başla- yacaktır. Camiin harici, dahili noksanları, kurşun aksamı tamamile tamir edilecek ve bundan başka cemiin avlusu da temizlenecektir. Camiin tamirine yakında başlanacaktır. Kuymcuyu dolandırmışlar Geçenlerde Vahen ve Eleni isimlerinde iki dolandırıcı Yervant efendi isminde bir kuyumcunun dükkânına giderek kaldırımcılık suretile bir gerdanlık aşırmışlardı. Yapılan tahkikat neticesinde za- bıta maznunların ikisinide yaka- lamıştır. Vahan ve Eleni tahkikat ŞEHİR HABERLERİ Susuzluk Karanlık basınca terkos musluklarında su yok Sıcakların başladığı gündenberi gene terkos musluklarında sular azalmıştır. Kışın bazı binalarda gecenin geç vaktine kadar su bulmak mümkün iken şimdi karanlık çöker çökmez terkos borularında su bulmak kabil ola- mıyor. Buna sebep, Şirketin aynı zamanda sayfiyelerdeki binalara su vermesi, buna mukabil şehir içindeki müşterilerini susuz bırak- masıdır. Diğer taraftan terkos şirketinin şark demiryollarındaki şatodolara limandaki gemilere su vermesi, buna mukabil ücretini aldığı abo- nelerinin suyunu azaltması bele- diye tarafından halkın aleyhinde bir Ohareket olarak (telâkki edilmektedir. Bundan başka son günlerde su sarfiyatını gösteren saatlerin de bozuk oldukları hak- kında şikâyetler çoğalmıştır. Belediye bu şikâyetleri de tet- kik edecek ve hükümetin nazarı dikkatine arzedecektir. Açık balkonlar Belediye açık balkon inşasına müsade etmiyor Yeni bina yaptıranlardan bazı kimseler binalarına açık balkon yapmak istiyorlar. Açık balkon yakılması memnu olduğu için belediye bu talepleri reddetmiştir. Esasen balkonların üstleri behem- hal kapalı olacak ve yanındaki binanın hava ve ziyasını bozma- yacak derecede olacaktır. Horoz dövüşleri Bazı kimseler para üzerine horoz dövüştürmektedirler. Ahiren bu şekilde paralı horoz dövüşle- rinin kumar addedilerek menolun- malarına karar verilmiştir. Zabıta bu horoz dövüşlerini menede- cektir. AKŞAM ABONE ücretleri rr Türkiye Ecnebi SENELİK 1400 kuruş 2700 kuruş 6GAYLIK 750 » 1450 » 3AYLIK 400 » J1AYLIK 150 »> mey” Abone ücretleri odoğrudan doğruya AKŞAM idaresi namına gönderilmelidir. . Adres tebdili için yirmi beş ku ruşluk pul göndermek lâzımdır. 800 » — Sefer 15 — Ruzuhızır: 46 S. İmsik Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı E, 6,23 8,44 4,31 8,32 12 Va. 28 4,8 1215 16,16 19,44 Ticaret kongresi Ö nümüzdeki salı günü açılacaktır Istanbul ticaret müdiriyeti min- takası dahilindeki ticaret odaları, önümüzdeki cumartesi günü top- lanacaktır. Kongrenin küşat res- mini ticaret müdürü Muhsin bey yapacaktır. Kongre için muhtelif raporlar hazırlanmaktadır. Bu meyanda oda raportörü Hakkı Nezihi bey de bir rapor yazmıştır. Bu raporda şimdiye kadar kon- grelerden ne den müsbet bir. retice hasıl olamadığının müseb- bipleri izah edilmekte, kongre- lerin faideli bir şekle girmesi tavsiye olunmaktadır. Bu rapor kongre muhitinde, büyük bir alâka uyandıracaktır. Diğer taraftan verilen haberlere göre, kongrede bazı ticaret odası murahhasları da,! şimdiye kadar yapılan mıntaka (kongrelerinin neticeleri hakkında, kongre riya- setine bazı sualler soracaklardır. Hamal teşkilâtı Kavgaların önü nasıl alınacak? Belediye iktisat müdürlüğünün mürakabesi altında bulunan hamal teşkilâtının bir müddetten beri ıslahı için uğraşılıyordu. Öteden beri pay meselesinden ve saire- den dolayı ibtilâfların eksik ol- madığı bu hamal işleri yeniden tanzim edilecektir. Bilhassa öte- denberi aralarında (geçimsizlik olan hamallar başka bölüklere tevzi edilecekler, bu suretle kav- gaların, şikâyetlerin önü alınmış olacaktır. Arjantinle ticaret Arjantin o konsolosu, Türkiye ile ticari münasebatın inkişafı için ticaret odasına müracaat etmiştir. Arjantin konsolosu türkiyedeki ihracat tacirlerinin listesini iste- miştir. Buna mukabil Arjantin de Türkiyeye deri satmak için, malümat almıştır. Muska yazan biri yakalandı Abdürrahim isminde birisi Fa- tihte Rukiye hanım isminde bir kadına muska yazmak cürmünden maznunen polis tarafından yaka- lanmıştır. Abdurrahim hakkında tahkikat devam ediyor. Buğday fiatleri Ticaret odası, buğday fiatleri- nin tereffüü hakkında tetkikat Sahife 3 Sa | Wir çırpıda | Benim de bir çift sozum var Son günlerde üdeba arasında umumi bir merak var: Bir edebi- yat mecmuası... Senelerdir bu acayip cennet kuşunun yüzünü görmeyen biçare ediplerimiz hep bir ağızdan ayni arzuyu izhar ediyorlar: — Ah bir edebiyat mecmuasıl, — Radyomuz var. Balkanlarda- kinden büyük sinemalarımız var, tiyatromuz var, hattâ operetimiz var, İstanbuldan tayyare ile 8 saatte İtalyaya gidiyoruz... Fakat bir edebiyat mecmuamız yok... — Şimendifer memurları mec- mua çıkarıyorlar. Tapu memurları mecmua (çıkarıyorlar... (Hattâ mektep çocuklarının bile mecmu- aları var. Fakat edebiyatçıların bir mecmuası yok... — Bu böyle olmaz.. Edebiyat mecmuasi için yardım lâzım... Bütün bu iddia sahiplerinin yerlerden göklere kadar hakları var.. Mecmua çıkarmak azminde mücadeleye girişenler dünyanın en şerefli meydan mubarebele- rinden birini yapıyorlar.. Buna şüphe yok.. Gazaları mubarek olsun.. Ne kadar çalışsalar, ne kadar söyleseler hakları var.. Ayni iddiayı kıymetli dostum Yusuf Ziya beş seneden beri mü- temadiyen söylüyor.. O bu gazanın en kıdemli mücahitlerinden.. Fakat artık mesele - kutu içinde mütemadiyen çevrilen dondurma gibi - yayaş yavaş olgunlaşmağa başlamıştır. Senelerden beri süren gaza muhakkak ki yakında neti- cesini verecektir. İşte bu netice esnasında nazarı itibara alınacak kendimce bir şey görüyorum... Iyi kötü bir tiyatromuz bir sahnemiz var değil mi?. i Aktörlerimiz var. Bilhassa reji- sörümüz var.. Yani tiyatro saha- sında sesimizi işittirmek için her şeyimiz var. Dekor, gişe, bilet, pul, darülaceze memuru, kapıcı, perdeci, perde memuru, sandalyeler, program, vestiyer. Fakat eser, telif eser ?. Tiyatromuz bu cihetten aynen Bursada asri kaplıcaları andırır. Oradada kaplıca binası, havuzlar, musluklar, soyunacak yerler, kur- nalar, havlular her şey, her şey varmış. Fakat su yokmuş... susuz kaplıcanın esersiz tiyatrodan farkını ben anlayamıyorum... An- layan varsa parmağını kaldırsın.. Darülbedayi rejisörü kaç sene- den beri bir kaç telif eser oyna- mak için az mı çırpındı?.. Fakat telif eser?.. Işte mecmua meselesinde ödümü patlatan nokta burası... Mamafi bu işe teşebbüs edem- lere birer birer bakıyorum.. Ümi- dim çok fazla.. Herkeste bu işe karşı dehşetli bir susama var.. Dostum (Vâ-Nü) nun yazısında Edebiyat mecmuasına yazacakların isimlerine baktım. Bu işiçin elele verip ( çalışmağa sözleşenlerin isimlerine göz gezdirdim.. Birinin: — Akl.. dediğine ötekinin: — Karadır.. diye omuz silkdiği en zıt fikirliler bile mecmua ihti- yaclarında birleşmişler.. Bunun için tiyatroya benzemek korkusu katürlerini OGemal Nadir yap- | €vrakile beraber adliyeye teslim darehane: Babıali civarı B| yapmaktadır. Oda bu münasebetle| içimde yarı'yarıya hafifledi.. Ga- mıştır; ilb.. edilmişler, evrak 4üncü istintak Acımusluk sokağı No. 13 Konya, Eskişehir, (Polatlı mınta- | zaları dir daha mübarek olsun.. in (Vâ-Nü) dairesine verilmişiştir. kalarından malümat istemiştir. Hikmet Feridun — Niçin bu yaz Ada'ya gelmedin de buralarda ter döküp duruyorsun Amca bey? A. B. — Ada eşeklerini ürkütmemek İçin mirimi .. Zavallılar, beni bir harp zengini zannedip hâlâ büyük harpteyiz, diye korkarlari — Altında ezilmekten mi? A. B. — Hayır efendim; — —— ———— .. Celâl Muhtar beyin eline düşmek» tenl... -

Bu sayıdan diğer sayfalar: