20 Haziran 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8

20 Haziran 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bu kongreden de bir şey çıkacağa benzemiyor Bugün Ankarada toplanacak umumi spor kongresine iştirak edecek (Istanbul (o murahhasları hareket ettiler. Spor şubelerimizin büyük dertlerine çare aramak, nizamnameyi pratik bir şekle sokmak üzere içtima eden murah- hasların asıl hakiki dertlerimizle meşgul olmağa vakıt bulacakları çok şüphelidir. Buradan giden murahhasların hazırlıklarına bakılırsa, bu kon- grede de hücum eden tarafla, müdafaa eden tarafın münakaşa- ları dinlendikten sonra alelusul intihabata geçilerek neticelendiri- lecektir. Dört senede iki tanecik semereli iş çıkaramamış, kendi şubesinin ihtiyaçlarını, zaaflarını anlamamış, dünya sporunun takip ettiği yolun farkında olamamış bazı idarecilerin yirmi beşer sa- bifelik raporlarla gittiklerini işi- diyoruz. Yalnız her şubenin böyle mu- fassal raporlarla şimendifere bin- diğini düşünmekle bu kongreden de pratik bir şeyin çıkmıyacağına hükmetmek kabildir. Otuz sahifelik raporun en aşağı otuz sahifelik münakaşası olur. Her federasyonun raporu için otuzar saatlik münakaşa yapıldığı takdirde geriye kalacak saatler Türkiye sporunun kurtulması için çareler aramağa kâfi gelmi- yecektir. Esasen © uzun raporların, o uzun münakaşaların Türkiye spor- larile biç alâkası olmıyan şeyler olduğu da tecrübelerle malum- dur. Vakıa federasyonların okuduğu raporlarda adetler dereceler zik- redilmiştir. Yapılan gayretlerin bü- yüklüğünü göstermek içinde bir kaç sahife tahsis edilmiştir. Fakat raporlarda ismi geçen işlerle yapılan şeylerin arasında her zaman dağlar kadar fark var- dır. Ve herzaman en esaslı iş olarak federasyonlar intihabatı birinci plânda gelir. Bütün o raporlar, o münaka- şalar bir tek şey için hazirlan- mıştır. O tek şeyde, evvelce hazırlanmış zevatın federasyon- lara getirilmesi ve ya arzulara muvafık. gelenlerin her ne baha- sına olursa olsun yerlerinde ipka- lardır. Bari bu sefer de okunacak raporlar, yapılacak münakaşalar, yasak savmak kabilinden şeyler olmasa... Bari bu sefer de kön- grenin bütün gayreti arzu edilen zevatın federasyonlara geçirilme- lerine inhisar etmese... Eşref Şefik Beykoz Adapazarında Adapazarı, 18 — Kasabamız “Hilâl, takımı ile bir maç yap mak üzere Beykoz birinci takımı buraya gelmiştir. Beykoz kayma- kamı beyin idaresinde gelen Beykozlular ilk maçı 7 - 1 kazan- dılar. Birinci Ohaftayımda OHilâllılar tarafından Beykoz kalesine yapılan şiddetli bir akında topu kapmak için yere yatan Beykoz kalecisinin kolu tehlikeli bir surette kazaen kırılmıştır. Alman afleti yeni rekorunu yaptığı müthiş koşuda a Dünya rekorlarını olmuş armut Atinada ilk defa yapılan olim- piyattan bugüne kadar takriben yirmi beş sene geçti. Şu geçen yirmi beş sene içinde atletizmde yapılan terakki şayanı hayrettir. lik olimpiyadın bülün rekorları hemen hemen iki misline çıkarıl- mıştır, Insan kudretinin yetişemiyeceği dereceyi bulan |bugünkü rekorları bile olmuş armut gibi düşürüyorlar. Yirmi beş sene evvelki beynek milel derecelerle bu günküleri mukayese edersek, her rekorun aşağı yukarı iki misline çıktığını görürüz. Bilhassa sürat koşularının iriş- tiği derece akılları durduracak kadardır. Amerikalı meşhur Pa- dokun evvelki Olimpiyatta yaptığı bir 100 metro rekoru vardı. Dünyanın en meşhur sürat koşu- cuları tarafından senelerce geçi- lemiyen bu rekor da son hafta içinde iki kere kırıldı. Atletizm mutahassısları bir şeye inanmışlardı; o da Pedokun tesis ettiği 100 metro rekorunun ebe- diyen bakir kalacağı idi. Rekorlara mütemadi O hücum eden şampiyonların o savletleri “ karşısında en sağlam zannedilen bu rekor da nihayet kükünden sarsıldı. Geçen hafta yüz metreyi 10 3/10 da koşan Alman şampiyonu Youatın yaptığı dereceye herkes parmak ısırırken oAmerikadan yeni bir telgraf geldi. Amerikadan gelen bu telgrafta, Almanın yap- tığı derece ile artık son haddine dayandığını o zannettiğimiz yeni 100 metro rekorunun bir zenci tarafmdan bir daha kırıldığı bik diriliyordu. Şu Los Ancelos olimpiyadından evvel dünya atletlerinin hazırlık derecelerini gözden geçiren bir insan kendi kendine şöyle bir Sual sorabilir; gibi düşürüyorlar! Bu baş döndürücü tarakkl nere- ye kadar varacak, insanlar yakında uçacaklar mı? lik Atina olimpiyadında yapılan 100 metre rekoru 12 saniye idi. O zaman bir insanın yüz metreyi 12 saniyede alabilmesine her kes hayret etmişti. Hakikaten 100 metrenin İ2 saniyede alınması fevkalâde bir derece idi. Çünki saniyelerin metrelere taksimi ile hesaplamak şartile, dokuz metreye bir saniye düşüyordu. Bir saniyenin ne kadar kısa biran olduğunu atletzimden anla- mıyanlar da bilirler. Saat akrebinin bir tik takrile biten bir an içinde insan oğlunun on metroyu katet- mesi, şaşırtıcı bir sür'attir. İşte bu şaşırtıcı sür'ati de kâfi bulmıyan atletler 100 metro reko- runu 10 saniyeye kadar indirmeğe muvaffak oldular. Atletzim tekniği haricinde, basit bir hesapla ölçülünce bir sani- yede on metro katedildiğini anlıyoruz. Bu hesaba göre, ilk Atina olimpiyadındaki derece ile bugünkü rekorlar arasında asgari 15 metre fark çıkar. Yani Atina- da 100 metre birinciliğini alan Amerikalı ile bugünkü Almanı koşturmak kabil olsaydı, Almanın 100 metre ilerde geldiği görü- lürdü. Yüz metrede on metre farkın ne dehşetli bir fark olduğu malümdur. Atletizmdeki müthiş terakkinin yalnız sürat koşularına münhasır kalmadığını; düşünmek lâzımdır. Ilk Atina olimpiyadındaki Disk rekoru da bugün hemen hemen iki misline çıkarılmıştır. Yüksek atlamalar da öyle... Bu harikulâde rekorlara gıpta ile bakarak kendi kendimize şöyle söyleniyoruz: Onlar rekor yapıyorlar, biz de kongre yapıyoruz.. Ne yapalım elden bu kadarı geliyor... Tefrika No 61 — 20 Haziran 1932 20 Hazira 1932 BEŞ YÜZ MİLYON İNSANA HÜKMEDEN KADIN Tarihi aşk, ve Nakıli ; Bir müddet sonra, dışarı çıktığı vakit Imparator, tevkif edildi. Kılıçların tehditkâr © pırıltısı altında, Terrasse adasına götü- rüldü. Adada, alelâde bir haydut gibi kilit altına alındı. Imparator, şaşırmış bir haldeydi. Baş hadım ağası, onun kalbine kuvvet vermek için“l,, şeytani bir tebessümle gülerek dedi ki: — Merak buyurmayınız, efen- dimiz, şimdi neredeise, imparato- riçemiz efendimiz zatı haşmetpe- nahinizi ziyarete gelecektir. Ve izahat verdi: Imparatoriçe, onun son gizli faaliyeti hakkında bazı malümat almak niyetinde imiş. Bu bedbaht imparatorun akibeti Imparatoriçe Ye-Ho, imparator Kouang- Siu'nun tevkif ve adada da sım sıkı hapsedildiğini öğren- dikten sonra, bir dakika bile vakit kaybetmeden, faaliyete geçti. Yeni vaziyetin icap ettirdiği bütün teşebbüslere, son derece takdire lâyık bir zekâ ile, baş vurdu. Bir kaç saat evvel, yani Yong- Lou'dan darbei hükümet haberini almadan, niyeti, Pekin sarayında sabahı ettikten sonra, aheste beste Yazlık Saray'a dönmekti. Orada, bermutat, huzur ve sükün içinde zevkusefa eylemekti. (Halbuki, işte, beklenilmedik bir zamanda, fevkalâde vakalar zuhur etmişti. Ye - Ho'nun kendi (kendine olan itimadı sarsılmaz bir itimattı, Nasıl zevkusefa asabını yormuyor idise, bu gibi heyecanlarda fikrin- deki isabetli hükümleri bozmu- yordu. Derhal, bütün Çin'in idaresini eline alıvermişti. Her tarafa emir- ler, fermanlar yağdırmağa başladı. Kouang - Siu darbei hükümetile uzaktan yakından alâkadar kaç kişi varsa hepsi de derhal tevkif ve idam olundular. Ortalığı kan götürdü. Sonra, Büyük Meclis'in fevkalâ- de içtimaı toplandı. Ye - Ho, büyük bir debdebe ve tantanayla Ejderlerin Tahtı'na geçip oturdu. Bu suretle şunu anlatmak istedi: Artık, bundan sonra, imparator bizzat kendi olacaktı. Hiç kimsenin niyabetini yapacak değildi? Hiç kimsenin arkasına siper almak suretile devlet idare edecek değildi; ken- dine şerikler alacak degildi... Ye - Ho, mutlak surette, kati surette, şeriksiz, nazirsiz bir su- rette imparator olacaktı. Bu suretle, bütün hükümdarlık hayatının zirvesine vasıl olmuş bulunuyorku. Ye-Ho, bu Âli mecliste, ilk tedbir olarak, bir ferman neşre- derek, son imparatorun ısdar ettiği bütün fermanları lâğvetti. Bu ilga olunan fermanlar srasında klâsik tahsil (mecburiyetinin kal- dırılması hakkındaki kanunda . mevcuttu ki, buson cihet, bilhassa eski münevverleri memnuri bıraktı. Memurlar ve hükümeti elinde bulunduranlar, mevkilerinin sağlam- laştığını hissederek (OYe-Ho'ya karşı merbutiyetlerinin fazlalan- dığını duydular. Artık “Ih- tiyar Buda ,, dan başka kimsenin tahta oturmasını istemiyorlardı. Ye - Ho, bunu müteakip, ker- disine zahir olan hadımağalarını macera romanı (va -No0) ve Mançu askerlerini taltif ve ihsanlara garkedeceğini söyledi. Bütün sözlerini alkışlar, ve tasvipkâr nidalar karşılıyordu. Şayet mukaddes ananelere zıt bir şey yapmaktan korkmasalardı, imparatoriçeyi (başları üzerine alacaklar; öylece, alayla, ona şehri dolaştırtacaklardı. Bütün işleri bu suretle tanzim ettikten sonra, Ye - Ho, başharem ağasiyle birlikte, ve sade onun refakatinde, Terrasse adasına gitti. Sabahtan beri, biçare impara- tor, mahbesinde titreye titreye korkunç teyze ve yengesinin gel- mesini bekliyordu. Mülâkat pek feci oldu. Ye - Ho'nun'asabı pek bozuktu. Yegenine karşı son derece büyük bir hoşünet gösterdi: — Demek ki zatı haşmetpenahi- niz, bana karşi suikastitertip etmek ahmaklığını ve hadnaşinaslığını gösterdiniz.. - diye söze başladı. Sanki buna kadir olabilirmişsiniz gibi.. Bilmeyor musunuz ki, Sema- nın oğlu payesine ancak benim lutfuinayetim sayesinde ulaştınız?. Hakikatte siz, elimde İaalet- tayin bir kuklaydınız ve öylece kalmanız lâzımdı. Mançu'lar sizin gibi pısırık bir Imparatorun baş- larında (o bulunmasından odolâyı pek muztariptiler. Hergün, sizi Ejderlerin Tahtından indirmem için bana rica ediyorlardı. Mu- kaddes ananelere ve pederinizle validenizin hatırasına hürmeten bunu (o yapmıyorum. Oo Babanız prens Tİchouen ve hemşirem olan valdeniz sevdiğim insanlar- dı. Siz, her şeyinize onlara ve onlar vasıtasile bana medyun- dunuz... Fakat size yaptığım iyi- liklerden son derece pişman oldum. Zira, siz, © ırkımıza hiyanet ettini ilenize, velinime- tinize, her şeyinize ihanet ettiniz. Cenubun inkılâpçılarile birleşerek haini vatan haline geldiniz. Üze- rinde bulunduğunuz dalı kesmek istediniz. Imparatorluğunuzu yık- mağa ve bütün Çin'e anarşi tohumları saçmağa çalıştınız. “Siz, zehirli bir yılan gibi ka- fası ezilmeği yüz kere hak etmiş müstekreh bir insansız! Şimdi der- hal sizi öldürmememe sebep, ortak- lıktır. Büyük bir rezalet görültüsü çıkarmamak içindir. Yoksa, idama mahküm bulunıyorsunuz. Bugün değilse yarın mukadder akibeti- nize kavuşacaksınız! (Arkasi var) EMLÂK SAHİPLERİ! Emlâkiniz i$) Sirae kirma inizin kiralarını muntaza- Emlâkinizin pen tans edebilmek inizin varıdatını temin Emlâkinizin Yin hususatında mubehassısla- Emlâk rın tecrübesinden isinde edebilmek için FNLAK İDARESİ umurunda kesbi ihtisas etmiş olan UMUM EMLÂK ACENTESİ müessesesine MURACAAT EDİNİZI Adresi: Bahçekapı, Taş han No.20-21-22 Telefon: 20307

Bu sayıdan diğer sayfalar: