19 Eylül 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8

19 Eylül 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

alatasaray - Fenerbahçe itilâfı bozuldu mu? Harici siyasetlerinde iki sene- denberi beraber yürüyen Galata- #arayla Fenerbahçe arasındaki itilâhın son zamanlarda; bittiğini Böyleyenler var. Böyle bir şayianım çıkmasına olacak hâdise nedir? Teşkilât müvacehesinde olduğu gibi, eenebilerle yapılan: temas- lerda da şimdiye kadar müşterek hareket etmiş olan bu iki klüp arasındaki anlaşmanın zaifladığına delâlet edecek esaslı bir vaka yoktur. Yalnız ortada Hakuva klübiyle. yapılan bir muhabere meselesi var... Istanbula çağırılan ecnebi futbol takımlarının ekserini bu iki klüp adeta inbisara edeceği hakkında geçen. seneki kadar kat'i deliller yoktur. Vakıa futbol mevsimi henüz başladığı için ilerde ecnebi | takımlarım davet hususunda bu iki klübün. yek: © gerine karşı alacağı tavur belli değildir. Fakat | “Perşembenin elişi çarşanbadan bellidir. gibi ir hal olmuştur. Hakuva klübile yalnız. başma anlaşan Fenerbahçe klübü bu mevsime © girerken | icabederse harici temaslada istiklâlini muha- faza deceğini hisettirmiştir. © Vakım vaziyet şu çekilde de — tevilemüsaittir. — Istanbula gelmek isteyen “Hakuva klübünün iki maç yapa- di. Bu firsat da boşu boşuna ka- gırlmazdı ya... Kelimelerle maske edilen temayüllerin belli olması için zaman lâzımdır. Fenerbahçe tarafından şu Hatkuva hadisesinde © yukanda yazdığımız şekilde ileri sürülebilecek (o mazeretin hakiki kıymeti de ancak bir iki ay sonra belli olabilir. klübün bugünkü halini tetkikle istikbalin doğura- cağı vaziyetleri bulmağa çalışa cağız. Bize kalırsa, bu iki klübün sporun her sahasında ve her cep- besinde tam bir ittihatla yürüme” Zonguldakda lerine artık imkân kalmamıştır. Bu hükmü verirken bütün ihtimal- leri düşündüğümüzü zan ediyoruz. Fener - Galatasaray ibtilafnın başlıca sebepleri arasında, fazla külfeti, fazla masrafı olan iki teşekkülün tabit anlaşması başta gelir. Küçük klüplere daha fazla maddi Fi idame edilebilen bu düne kadar olan vaziyeti müsavi gibiydi. Halbuki bugün o vaziyet değişmiştir. Fenerbahçe klübü yeni yaptığı stadyomile faaliyet mecburiyeti itibarile Galatasaraydan farklı bir hale gelmiştir. Kadıköyündeki stadyomun devamı için Fenerliler ber türlü faaliyeti sıraya teksif etmek mecburiyetindedirler. Kadıköyünü yaşatmak için Tak- sim. stadyomile ergeç muzaffer rekabete girecek olan Fenerliler Galatasarayın Taksim stadyomun- daki aleyhine bir politika takibine mecbur kalacaklardır. Fenerin bu mecburiyeti devam ettikçe iki klübün bugüne kadar tam bir surette devam ettirdikleri itilaf da tabil olarak hafifliyecektir. Vakaların, maddi zaruretlerin doğuracağı bu vaziyet ihtimal sporun idare kısmındaki beraber- liğe bir tesir yapmıyacaktır. Çün- kü bu iki klübün küçük klüpler karşısındaki | vaziyetlerinde bir değişiklik yoktur. Masraflarının büyüklüğü dola yasile diğer klüpler önüne müşterek bir halde çıkan Galatasaray - Fe- nerbahçenin spor faaliyeti cephe- sinde aynı iki politikaya başla ise, idari maları ne kadar tabi klüp arasında hasıl olacak politika farkının şumultinüi pek vasi göre- miyoruz. Bu olsa olsa organizasyonlarda bir aynlık © yapacatır. Netice e olacak bu ayrılığın idari ve diğer klüplere karşı olan cepheye de sirayet etmemesi iki klüp heyeti idaresinin dirayet ve suplesine bağlı kalmış bir meseledir Eşref Şefik Tenis faaliyeti Son senelerde Zonguldakda spor hareketleri azalmıştı. Vaktile Zonguldak Karadeniz şehirleri arasında spor hareketlerile nazarı dikkati celbeden bir yerdi, son aylar zarfında halk dün Zonguldağın spor hayatını teki Zonguldakta, maden şirketlerinde, bankalarda ve canlandırmıştır. er milesse- lerde bulunan Galatasaraylı gençler, doktorlar mühendisler Zonguldak gençlerine yeni bir sayi tecrübesi vermeğe başlamışlardır. Yukanda ki resim, Zonguldakta bu gençler tarafından yeni teşkil edilen bir teni grubunu göslermektedir. Cochet'nin yıldızı sönüyor Bir kaç senedir dünya tenisinin şüphe götürmeyen bir tek şam- piyonu vardı. Herkesin “ en yük- sek şampiyon ,, olarak tanımakta ittihat etti; Fransız tenisçisi Henri Cochet'nin yıldızı artık sönmek üzeredir. Amerikamn yetiştirdiği genç bir şampiyon yüzlerce (o maçla temin edilen büyük bir şöhreti iki müsabakada altüst etti, Spordaki bi öhvetler kadar. hazin ne olabilir!.. Şimdiye kadar tevazu, ağırbüşllik ve müsamaha hususundaki manevi meziyetlerin en yüksek (mertebesini ibraz etmiş olan fransız tenisçisinin maddi sukutu manevi hassaları- nın da tekerlenmesine sebep oldu. Kendine emin olduğu zamanlar hususi maçlarda tesadüfü bekle- diği vakit galip gelen teniscinin inden daha iyi olduğunu iddia öderek Karlar / feragat gölteten Cochet'nin “iki maçta mazeret eceli çekilde mağlüp olduğu Amerikalı Vines hakkında söylediklerini eski be- yanmtlarile ban miley eye'ei mek o manevi sukutun dehşelü anlamak için kâfidir. e müsabakalarında genç Amerika- ya. yenilen Frame b. sefer Amerikadaki Amerika şampiyo- nasına rakibinden öc almak için iştirak etti. Geçen hafta Amerikada karşı: laşan bu iki tenisinin maçını gören mütehassıslar Amerikalının ihtiyarlamış şampiyondan aşağı kaldığını itirafa mecbur kaldılar, Iki ay evvel Fransadaki mağlü- biyeti tamam © hazırlanamadığı şeklinde tevile çalışan Cochet bu seferki mağlübiyeti de şöyle tevil etmek istedi: — Seçme (o müsabakaları bir hafta geri bırakıldığı en kuvvetli rakibim olan Vinesle karşılaştığım gün tam formda değildim. Dada altı ay evvel manevi ve madi kıymeti ile dünyanın yegâne şampiyonu addolunan bir insanı şöhreti erimeğe başladığı bir iyetini kurtar- Şu tevil çaresi ne kadar küçük bir kıskançlıktır. Görgü ve tabsil itibarile yük- seli eşe oplireliruy VöHlN manevi sukutlarma şahit muzdan spor şöhreti Şamın şekeri, ne Halebin yüzü). Darbı meselini hatırlamak bazen doğru oluyor. Türkiye birincilikleri için Ankara futbolcu- ları kampa girdiler Mıntaka, şampiyonları arasında yapılacak Türkiye futbol birinci- likleri için Ankara şampiyonları kampa girmişler ve muntazam bir Surette idmanlara başlamışlardır. stanbul şampiyonu Istanbul spor takımının. mühim elemanları da bir kaç. haftada. Beykozda tesis ettikleri muvakkat kampta çalışi- yorlar, diğer mn- takaların da Türkiye birincilikleri in hararetle hazırlandıkları bil- dirilmektedir, 19 Eylül 1932 EE m Ana - Kız Rakabeti — Naki (VA - NO) Ayrıldıkları esnada, OMurat | görünüyor. Bacağında avcı biçimi efendi, kadıcağızı oyalamak için yeni bir tesbih ve yeni bir dua veriyordu : — Bunu bin bir defa çekersen, Hasan, kurşunlardan mahfuz kalır, kazım... Hem, senin de kalbine bir rah gelir. Itıraplarının son haddını buldu- ğu bir gün, Leylâ hanım efendi, gene Beyazıta gitti. Yegâne derta ortağı, efendiydi. Aşkına dair onunla konuştuğu için, şeyhi de Hasan'ın bir alı darı addediyordu. Şeyhi gördükçe Hasan'ın şeyini görüyormuş gibi oluyordu. O gün, Hası için memnun, Ba; vakit, Murat efendinin. kapısını uzun uzun çaldı; fakat açtıramadı. “ kapı divar! ,, diye bir tabir vardır, İşte, murat efendinin kapısı da dıvardı.. Açtıra bilene aşkolsun. Leylâ hanım efendi, tekrar tekrar çaldı, çaldı... Kapıyı yumrukladı. * Acaipl.. Murat efendi, bu Murat “an lâfını edeceği Saatte mutlaka burada bulunur!.. > diye düşünüyordu. - nereye gitti acaba), : i , Hacer olduğunu Kapıyı yamruklıyarak: —Hacerl Hacer! - diye seslendi. Gene ses yak. Sur dıvarlarna bitişik evin pençerelerine seslenmek istedi. O tarafa doğru bir kaç adım attı. Başını kaldırdı. Pençerede bir ilân: ralık hane Murat efendi, nereye taşınmıştı? Leylâ hanım efendi, onun izini mi kaybedecekti? Her halde, konu komşu bilse gerekti. Etrafına bakındı, Karşıda bir çeşme, Çeşmenin yanında aşı boyalı alışap bir ev. Bu ahşap evin tokmağını çaldı. İçeriden bir erkek sesi: — Kim o? — Açın efendim. Kapı, açıldı. ” Yirmi beş yaşlarında. traşı uzamış, saçları karışık bir erkek. Yakalıksız ve göğsü açık minta- ının aralığından göğsünün kılları beyin himayelerinde Diyarbekir, Mardin, Urfa, Sürt, kulüpleri arasında mmtaka futbol Maçlar çok heyecanlı olmuş Urfa oyuncu oynattıklarından hükmen mağlup addedilmişler: Bu müsabakalar neticesinde mıntaka birinciliğini Ayspor kulübü takımma maliktir. Türkiye birincilikleri Ayspor kulübü | kazandı. külot... Ayağında şıpıtık ter- likler. Külot, bir ask ile, omuzla- rından tutturulmuş. — Hayrola, hemşire ?.. sordu, — Kuzum efendim... Sizin kar- ginızdaki evde, bir. şeyh Murat efendi oturuyordu. o Deminden beri kapıyı çalıyorum, çalıyorum. Kimse açmıyor. Pencerede de “kiralık hane, diye bir ilân gördüm. Nereye taşındı acaba ? Delikanlı, gülerek ; — Askere gitti de Leylâ hanım efendinin türlü bunu alamadı: —Benimle alay mı ediyorsunuz?” dedi- Perişan halimi görmüyor musunuz?... O yaşta adam askere gider mi?.. Hakikaten alay edik olarak yürümeğe başla. — Terbiyesiz adam. Bu tahkir üzerine, külotlu genç, kadının arkasından, ona işitire- cek tarzda söylendi: —Şeyhin müritlerin denolacak.. Herife abayı yakmış galiba.. O yaşta adam sevilir mi diye düşün- müyor da o yaşta adam askere gider mi? diye soruyor, Leylâ hanımefendi, bu homur- tulu iftiranın arkasını dinlememek için, adımlarını sıklaştırdı. “— Ah dedikoducu insanlari Ah, dedi koducu insanlar! ,, diye söyleniyordu. Bir takım demirci, tenekeci gibi dükkânlarla dolu sokaklardan ge- çerek tramvay caddesine çıktı. Burada bir müddet durdu, Düşünüyordu. Şeyh Murat bulacaktı? Aldığı bu cevaptan sonra, kom- şulara artık müracaata cesaret edemiyordu. Demek ki, onun mü- temadi. ziyaretleri nazarıdikkati eelbetmiş, hakkında bir dedikodu | uyanmıştı. Esasen civarda başka ev olduğu da nazarıdikkatini cek betmemişti. Burası, sade. sur gibi duvarlardan mürekke acayip. bir mahalle idi. “Bekçiyi bulabilir miyim 1, diye düşünürken, alına, kütüphaneler geldi. » diye elendiyi nerede Evet, Şeyh Murat efendi, kü- tüphanelerin müstemir bir müda- vimiydi. Muş, Van, Elaziz ve birincilik müsabakaları yapıldı. ve Bitlis takımları gayri nizami şarkın en kuvvetli bir için Mersinde yapılacak grup müsabakalarına da iştirak edecektir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: