27 Ekim 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

27 Ekim 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Franklen gibi Beynelmilel tasarruf günü Meşhur muhteri nasıl zengin olmuş? iktisat ve t ruf cemiyeti etmektedir. 29 teşrinievvelin, b Delmilel tasarruf günü olmasına sebep şudur: Amerikada paratoneri icadeden Franklen Benjamen hayatında en ufak paraları biriktirmek ve ta #arruf yapmak suretile zengin olmuştur. Franklenin bu şekilde para biriktirmesi nümune olarak gösterilmektedir. Hida karat itaplarında bile talebeye bir Franklen olması tavsiye edilmek: tedir. 924 senesinde Romada beynel- pilel bir tasarruf kongresi top- lanmış, (Franklen) in doğduğu, 29 teşrinievvel günü tasarruf günü olarak kabul edilmiştir. 924 sene- sindenberi © ekseri Avrupa ve Amerika memleketlerinde, o gün halk tasarrufa teşvik edilmek tedir. Bu seneden itibaren milli eiklisat ve tasarruf cemiyeti, bu günü tasarruf günü olarak kabul Vapurcular bunun için hazırlık yapıyorlar Vapurcular vapurlarını satacak- larına dair henüz hukümete, be- yanname vermemişlerdir. Verilen 'malümata göre, vapurcular elle rindeki büyük vapurları hariç su- lara işletecekler diğerle naklinde kullanacaklardı Nakliyatı için belli başlı iki hat vardır. Bunlardan biri Zonguldak > Istanbul ha üzerindeki kö ekserisini — Barzilay yapmaktadır. Bu müessese demir yollarının, Istanbul elektrik şirke- tinin senelerden beri kömi ü taşımaktadır. Şilepçiliğe | müsait « hatlardan biride Ayancık haltıdır. Buradan Istanbula Lın..e ve hariç liman- lara kereste nakledilmektedir. Mev cut Şilepler bu hatlar üzerindeki nakliyatı yapmaktadırlar, Eğer vapurcular bu hat üzerinde yeni- den şilep işletecek olurlarsa, eşya nakliyatı navlunları da düşecek Alâkadar zevatın fikrine göre, evvelce yolcu nakliyatında reka: bet ve buhran olduğu gibi, bu sefer de şilepçilikte bir “buhran olacaktır. Londra ticaret mümessilliğimiz- den gelen bir raporda Londra piyasasında üzümler ve rakip memleket mahsulleri hakkında Şu malümat veriliyor. Kuru meyva: İzmir üzüm ve incirleri. cinsi ve manipülasyon itiharile geçen sene ilk gelenlerden daha iyi bulunmuş olması fiatleri son derece dun olması, cenubi Afrika ve Avusturalya üzüm sa” tışlarını ve fistlerini hayli müte- zarı etmiş ve empire (Marka ting bord) malları için yeni pro- pağanda tertibatını sevketmiştir. İranlılar geçen seneden kalma bir. Sulianinin stokunu piyasaya dökmüşler ve nisbeten geçen seneden daha iyi temizlenmiş ve izmir tarzında işlenmiş olan bu üzümleri 32, 35, 37 şilinden arzet- mişlerdir. İngiltere piyasası bugü. | Dün şeraiti içinde bu üzümlere mütemayil değildir. Yumurta, kabuklu ince kabuklu bödem, halen İngilterede iri. ceviz, taze üzüm göyet mü- talepler vardır. NÜN HABERE GÜ ERİ Tütün piyasası Çifçi verilen fiatleri kabul etmiyor Izmir, 26 (Hususi) — Çeşme ve Alacada 90 kuruş üzerinden tütün piyasası açılmıştır. Zi iatlerin daha fazla olacağı ümi inde idi. Bazı kumpanyalar Kırkağaçta tütünlere 110-120, Somada 160 kuruş vermek iste- mişlerdir. Fakat bazı mütahsiller bu Hati az bularak mahsullerini satmamağa karar vermişlerdi Kumpanyalar Akhisarda tütün- leri satın almak için şartlarını bildirmişlerdir. Akhisar müstahsil- leri de bu şartları kabul etme miştir. İnbisar idaresi tütün satın alırsa bu işlerin düzeleceği ümü edilmektedir. Iskele, sancak! Amerikada otomobil memleketi olan Detrait de işaret memurları geceleri de çalışırlar. Memurların leri iyi idare edebilmesi ve onların da gidecekleri yolu bul- maları için memurların her kolun- da birer yeşil fener, sırtlarında da kırmızı bir fener bulunmak tadır. Bu fenerlere elektrik cere- yanını iki küçük pil w iyor, Antimuan ME aa cek talep var İzmir, 24 — Berlin ticaret mümessillğimizden şehrimizdeki alâkadarlara gelen bir raporda antimuan madeni hakkında şu malümat verilmektedir. Ham an- timuan madenine karşı şu sırada Almanyada ciddi bir alâka vardır. Müracaat eden firmaların hemen kaffesinde müsbet cevaplar alım mmiştar. Firmalar mezkür madeni teslim edebilecek Türk maden ihracat” çılarlarile | temasa girmelerini, tacirlerimizin nümune ve teklif göndermelerini arzu ediyorlar, Bu madenden Anadoluda bol mıktarda olduğu için hakkile desini temin maksadile ted- birler alınacaktır. M. Franelin Bouillonun istizahı Paris 26 (A.A.) — M. Fran: Bouillon, perşembe günü mebusan, meclisinden harici siyasete müte- allik istizah tekririnin müzakeresi gününün cuma olarak tesbitini talep edecektir. Mumaileyh Parlamentonun fran- sız plânını tahdidi teslihat konfe- Transı mesaisine başlamadan evvel parlamentoca o tatbik © edilmesi lâzm geldiği mütalcasındadır. Aksayı şarkta Rusya ile Japonya anlaşıyor Iki hükümet bir ademi tecavüz misakı yapacak Londra 25 (Hususi) — Tokyo- dan gelen haberlere göre Japonya ile Rusya bir ademi tecavuz mi- | sakı aktetmek üzeredirler. Japon- | yanın Moskova ve Sovvet Rusya- wn Tokyo sefirleri bu hususta müzakerede bulunuyorlar. Bundan başka iktisadi anlaş. | malar da yapılacaktır. Bu suretle Aksayı şarkta en mühim ihtilaf ortadan kalkmış olacaktır. Bergamada mahalle adedi 12 ye indirildi Bergama 24 — Bergama şim- diye kadar ?8mahalleye ayrılmıştı. Maballerin küçük olması ve bu | kadar muhtarlığa ayrılması ma halle işlerini müşkülleştiriyordu. Bunu nazarı dikkate alan alâka- dar makamlar: Mahalle adedinin 12 ye indi lerdir. Bu karar vilâyetin tasdi- kine de iktiran etmişti lerde yeni mahallelerin muhtar Seçilmesi yapılacaktı Himaye usulü | ne | Amerikada buusul | kuvvetlendirilecek Washington, 25 TAA.) — M. Hoover, tarifeler komisyonuna baş- ca 18 Amerika sanayii hakkında da tetkikat icrasını M. Hoover bu sanar derecede himaye edip etmediğini öğrenmek arzusundadır. Bu sanayi meyanında kaşık ve bıçaklık, demir, çelik, kimyevi mahsuller, gümüş ve madeni maddeler sanayli vardır. M. Hoover teşebbüsünü, izahı etmek için, şöyle demiştir: 30 memleketin parası yüzde 5,55 nisbetinde kıymetten düşmüştür. Buda o memleketler istihsalâtı finti ile Amerika istihsalâtı fiati arasında bir fark tahaddüsüne sebebiyet vermiştir. , Çalışma saatlerinin indirilmesi Madrit, 26 (A.A.) — Beyne milel me bürosu idare meclisi sanayide mesai saatlarının tenzi- line dair olan müzakereleri bitir- ii Hint meselesi Yeni bir yuvarlak masa konferansı toplanıyor Bombay 25 — lık harek: Silâhsız itaat- levam ediyor. Bu hareketin kuvvetini kaybettiği yeti doğru değildir. Bu yüzden | şimdiye kadar 30 bine yakın hintli tevkif edilmiştir. Bengalada vaziyet çok karışıktır. Ingiltere buraya yedi tabur asker göndermeğe mecbur olmuştur. Hint meselesini müzakere için yakında yeni bir yuvarlak masa | konferansı toplanacaktır. Bu defa- ki ietima hususi mahiyette ola- caktır. Mamafih mübin imit ediliyor. kararlar verileceği Adanadan Ankaraya giden izciler Adana, 25 (Hususi) — Cum- huriyet o bayramında o Ankarada yapılacak büyük geçit merasmin- de bulunmak üzere şehrimizden 50 kişilik bir izci kafilesi dün hükümet merkezine hareket et İzcilerimiz beden terbiyesi muallimi Halis Kadri beyin idare- sindedir, Harp zengininin Büyük milli roman Suat, korsesini çıkarmağa mec bur kalmıştı. — Peki, be nimkini vereyim! diyerek soyundu. Bluzunu çıka: rirken «madam Viyolet gene aşka gelmişti — Mon Die, ne (sonple), ne (proportionnel ) vücut, Allah, her kadına bunu vermiyoğ. Kapı tk lik vuruldu. Madam gene ağız kala balığı ile cevap verince madamın elinde ir tep: girdi. Bir elinde de bir şarap şişesi vardı. Viyolet, daha tuvaletini bitirme- diğinden yarı çıplale koştu. Tepsiyi, Cevdet efendi sehpasının üstüne koydul dam Viyolet, Suada hitapta idi. — Allons. küçük bir Gute. Bu şişe şarabı çok yüksek çeşit, Üstünde fiati yazmıyoğ amma ben bir ahbap komisyonerden aldım. Sahici Bourgonia; pardon, yalan istemiyoğum, sahici Medoc... Suat, bir defa madamın himmet ve muavenetine boyun eğmiş. yi her şeye muvafakat etmek, rini kırmamak: meeburiyez tinde, Zaten sabahtan beri de açlı. Bitap bir halde, uzandığı yer den kalktı, Sehpanın önüne, koltukla san- dalyeyi çektiler ve oturdular. Tapsinin üstünde olanlar; Yerli salam; ikurinos balığı; tarama denilen balık yumurtası; koca bir kâsede, başlanmış ve üstüne zeytin yağı sirke dökülmüş lâhana yaprakları; büyükçe kir tabakta bulam: | Şarapta açıldı. Suat, üst tarafım madam ir bardağını ti Madâmın annesi, pişmemiş çirozu geveleye geveleye, ikide bir içeri | giriyor, gene o bilinmedik lisan- dan bir kaç söz söyleyip çıkıyordu. Suat, gittikçe sabırsızlanıyordu, Ne olacaksa bir an evvel olsa ve metice tahakkuk etse... Madam Viyolet, balıklı ellerini, yerdeki keçenin altına sürerek; — Balık koku evvelâ böyle yoğ sonra, bir az o dökolony al, temiz olduf dedikten sonra yine tuvalet faaliyetine koyuldu. Suadi, epi bir zaman daha beklettikten sonras — Haydi, benim hazırlık ta- mam; gidiyoruz! | Söziyle emri verdi. Beraber çıkacaklardı. Telefon edecek en müsait, yer Kroker oteli sırasındaki bir bak- kal dükkân idi. Madam kana atınca en muvafık ve tenha yer orası, Telefonda, Ecmel beyle sözler şip te madam giderse, Suat onu Mülatyede bekliyecek ve tafsilâta orada muntazır olacak. Çünkü, ihtiyala riayeten, tekrar madamın evine dönmek istemiyordu. Bugün mesele halledilmezse, Süheylâlara baş vurmak ve geceyi orada geçirmek mecburiyetinde kalacaktı. Gelini Muharriri: Sermet Muhtar — Ne oluyoğ, ayıp bir şey yaptım, Cevdet B.? Suadın da, madamın da, Ecmel beye karşı ümitleri berkemal, Ecmel bey, yüzde yüz aguşunu açacak, eteklerine diz çökecek. Suat ta, kendini biraz derledi topladı. Çarşafını giydi. Pudrasını, sür- mesini, allığını sürdü. Saçlarını kıvırdı. Sokaklardakilere karşı maskara olmasın da lüzumu yok. Korka korka, apartmanın mer- diveninden indi. Madamı önden çıkartıp bir az etrafı kollattı, Onun işareti zerine, koşar gibi kendini sokağa dar Madam önde, Suat arkada, etrafına bakmadan yürüdüler; caddeye çıktılar ve bakkal dül kânna girdiler. Ecmel bey — telefonu açmışve görüşmüştü. Madamı sabırsızlıkla bekliyor. Neşesinden madamın oğzı gene bir. karış, 32 dişi meydanda, — Haydi kızım, sen durma, Mülatye ye git; ben ben bir saat sonra oradayım. Kendini de kullanacağı ağzı da şaşırmış, ilk defa olarak, Suada karşı en doğru bitapta bulunmuş, kızım! demişti. Suat olsa olsa, ancak onun kızı olabilecek yaşta verdiler. Dük- nüne gelmişler, kânin kapısının tam çıkıyorlardı. Suat, o ande kurşunla vurulmuş gibi sendeliyerek kendini içeriye att. Göğsünü tutarak madamı ko- lundan çekiyor, dudaklarından — Oradal Orada! Kelimeleri çıkıyordu. Ne var? Ne oluyor? Orada olan kim?. Madam gidip bakacak, fakat Suat, kolunu sım sıkı yakalamış, bırakmıyor ki. Suat, muttasıl, oradal, Oradal, diye kekeliyor. Meğerse orada olan Cevdet efendi değil mi imiş? Suat. çırpınıyorduz — Vallahi beni gördü. Hele seni muhakkak gördü. Çünkü sen önde idin. Hem de görür görmez öyle bir hale geldi ki. Kaşları çatıldı: gözleri açıldı. Şimdi dük- kâzdan içeri girecekl Telefonun bulunduğu yer koy tuca idi, Oraya koşmuş, kendini klamağa çalışıyor, madama yak yarıyordu: (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: