12 Kasım 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

12 Kasım 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sahife 6 Istanbulun en ucuz yeri.. Akşam Beş köfte beş kuruş. Bir dilim balık iki kuruş.. Yüz paraya ayakkabı boyası, kırk paraya Yenicamide börekçi — Haydi beyim, boyayalım efendi.. yüz paraya.. Ayna gibi. beğenmezsen para yol Limonataya gel, limonataya — Beşi beş.. Beşibeş. Köfte- ler., Halis koyun etinden köfteler beş tanesi beş kuruş. Sıcak sıcak. — On iki buçuk çifti. On iki buçuk çifti, Böyle çorap.. On iki buçuk. — Palamut ye. Palamut ye, Iki kuruş bir dilim. Ucuzluğu ilân eden bu sac İarın seslerini Istanbulun tam göbeğinde | işidebilirsiniz. Belki Pendik, bilmem hangi vilâyetin hangi köşesi ucuzluktan yana pek ri gitmiştir. Fakat Istanbulda, şehrin tam merkezinde bir yer vardır ki ucuzluk itibarile insa- nın parmağını ağzında bırakır. Yenicami avlusu. İşte yüz paraya boyanan ayakkabılar, bir kuruşa içilen limonatalar, çifti on iki buçuğa âlâ çoraplar, beşi beş kuruşa köfteler, iki kuruşa dilimi si kızarmış palamutlar bep dir, in öğle üstü büyük camün önünden geçtim. Köfte dumanla npa balık kokuları karışıyor, Acaip bir börek büyük pıçaklarla dilim dilim kesiliyor... Yanım- dan iki mavi şalvarı adam i, Biri kolunun kenarile ağzını iyor ve ballandıra ballandıra kadaşına anlatıyordu: — Bugün hovardalığım üstünde Memet... Vur patlasın ettim para- ları., Bir öğle yemeği yedim ki sorma gitsin. Ön yedi buçuk ku. kuruş gitti amma. Beş börek, Iki bir bardak limonata! ZA a bi, Tuş balık.. etti yedi pilay, yüz para ekmek.. Yüz para da kavun.. Tam on yedi kuruş. yirmi para da yanm bardak Beş kuruş limonata içtik.. Hazmitaam On yedi buçuk.. Kırk yılda be bu, — Ulan sen zati müsrif herif ». Dört buçuk senin neyine yetmez ki? Iki kuruş balık. Yüz para da ekmek tamam. Sıra sıra börekciler tatlıcılar duruyor. Nasıl idare ediyor, pek aklım ermedi. Kocaman bir börek dilimini beş kuruşa veriyorlar. Fakat böreğin içindeki harç biraz ezea.. Köfteler bizim bildiğimiz. gibi köfte... Bir kimyager gözile etlere dik dik baktım, Renk ve manza- raca “ Abdürrahman çelebi , ye pek benzetemedim.. Hoş etten de anlamam ye Çorapları on iki buçuk kuruşa bağırıyorlar amma On kuruşa veriyorlar... Doğrusu hiç aklım yap satıldığına belki bazıları biraz, müşkül inanır düşüncesile ibtiyar gorapcının birde resmini çekdirdim. Bütün bu ucuzluğa seyrederken aklıma bundan evvel bir hanım efendi tarafından yapılan tuvalet listesi geldi. Hanım efendi bir şık kadının giyinişi 12000 lira lâzım olduğunu söyle- mişti. Bir beyde erkek için gi yinme parası olarak senede 6000 am olduğunu ileri sürmüştü lira Ben de burada bir erkeğin gi fşini hesap ettim. 10 Kuruş Çorap 120, Pantalon 2 e aks 0 , Iskarpin 100 | Şapka 80 , Gömlek 810 Yekân Şöyle böyle dokuz lira ile şıklık. On yedi buçuk kuruşa ziyafet Bundan daha ucuz yer can sağlığı Sonra burada ev için lâzım olan öteheri de yok bahasına satılıyor. Faraza sarı sabunların küçük kalıpları 60 para. Bunların nasıl sabun olduklarına dair kati bir sey söylenemez. Fakat herhalde sabun oldukları muhakkak... Belediye müfettişi gözile gu esnafı bir teftiş edeyim dedim. evvelâ 40 paraya limonata satan adamın yatma yaklaştım, damdan düşer gi — Limon suyundan değil mi? Diye sordum. Yine iyi adammış, Kızmadı: limonlardan birini alıp şakır şakır küğmüne ikti; — İşte gördün mü?, Limonatacı yalmz benim için değil, herkesin gözü önlünde limonları sıkıyor, sonra da limon kabuklarını ispat © makamında bardaklarının — yanına sırasıra diziyordu. Düşündüm. Öteki semtlerde bu nisbette ( ucuzlasa.. Şehrin her tarafında Obu tarzda pazarlar lâzım. İstanbulun cuz yerin- den ayrılırken bunu düşüntiyordum. Halis limondan... Salatalık turşuları, Kırk paraya bir tane. Askeri bahisler 12 Teşrin Müstakbel ordular nasıl teşkil edilecek? Bir ingiliz mütehassısı diyorki artık insan mevcudile derecesi ve fenni Zafer için çok ordu yerine iyi ordu bulundurmanın icap ettiğini Daranın Termapilde maglubiye- tinden beri biliriz. Fakat buna rağmen son umumi harpte de ber millet hem çok ve hem iyi ordu. bulundurmağa © çalışmış, çokluk rekorunu şüphesiz son harbin milyonluk orduları kırmıştı. Kuvvetçe birbirine © benziyen ordular arasında bir harp halinde hem kemiyet ve hem de keyfiyet itibarile tefevvukun teminine ça- lışılması icabedebilir. Fakat mes: Fransa Fastaki Abdülkerimi m: lup edebilmek için onun müca- hitleri adedince asker göndermeğe asla lüzum görmemiş, bir kaç tayyare filosu bu çetin mücabitleri dagıtmağa kâfi gelmiştir. Halbuki çok değil, 20:30 sene ewvelisi vukua gelen böyle bir harp, müstevlleri çok üzer, yorar ve büyük insan kuvvetlerini oya- lardı. Bu yerlerin müdafası henüz mıştır. Bu hal pek Şünkü Martin tülegi ile şişhane arasındaki fark tayyare ile mavzer arasındaki kadar bü- yök değildir. Arada kalacak ufak farklar da meselâ halkın araziye daha alışkın olması, daha cesur, fedakâr olmasile telâfi olunabilirdi. Halbuki bugün modern bir ordunun haiz olduğu teknik silâh- lar karşısında, buna malik: olma: yanların gösterdiği manevi has- İetler boşluyu doldurmaya kâfi değildir. Zafer için evvelâ her ordunun kendi mikyasında en modern bir ordu. gibi tecehbüz etmesi ilk şarttır. Tayyareye karşı tayyare, ma kineli tüfeğe karşı ancak makineli tüfek muharebe edebilir, Maske olmadan gaza karşı artık duru lamaz, Bu esas prensipi koyduktan sonra; bizzat feni surette techiz edilmiş ordular. arasında da bir keyfiyet ve kemiyet | meselesi çılayor. Fakirleşmeğe yüz tutan Avrupa milletleri dahi hâlen bi tün ordularını bugünün mey, koyduğu en #on sistem vesaitle teçhize muktedir değillerdir. Me- selâ bütün devletler topçunun kâmilen motörleştirilmesinde müş- | Tekmil piyade- nin düşünüldüğü gibi hafif tanklar içinde hü kadar sevkine imkân yoktur. Gene topçu beygirile yola, piyade tüfegile karaya bağlıdır. Süvari kaldırılıp yerine sürat vasıtalar konamamıştır. Buna se- bepte her şeyden evvel iktisadi sıkıntıdır. Bu vaziyet karşısında bazı müte- hastıslar şöyle bir sual sarıyorlar: Ateş kuvveti çok fazlalaşmış olan bugünkü silâhlar. karşısında bir şey yapamıyacak olan ordunun canlı unsurlarını boş yere israf etmekten ise, feni terakkiyat neticesinde harpte mühim roller yüklenmiş olan makineyi mürukün olan her yerde bu canlı unsur yerine ikame etmek daha doğru olmaz mi? Sualin cevabı bilamel tahakkuk ettirildiği takdirde bu yol şüphe- siz en doğru bir yoldur. Fakat hayvan yerine topu 5 orduların kudreti değil, fennileşmesinin stemlerile ölçülür çeken, insan yı onu ateş- liyebilen makine, bir dimağdan ve eticei hakikiyeyi | istihsal edecek olan süngüyü kullanmak- tan şimdilik mabrumdur. Fakat buna mukabil ker gün bir çok sahada insanın ve hayvanın yerini tutmakta devam etmektedir. Ar- tik siperi kazan yapan makine, piyad: bir yerden kineye sahibiz, Yalnız bu sonuncu iş umumi harpte bizde tahakkuk ettirilebilmiş olsaydı, kuvvı lâakal iki misli arttırırdı. Istanbul ile şark, Irak, Filistin, halta Ça- makale cepheleri arasındaki yol larda ölen türk askerlerinin adedi bu cephelerde çehit düşen gazir lerden daha az de e O halde karışık bir ordu yerine tamamen © makineleşmiş, fakat adetçe bir az küçülmüş bir ordu ikamesi, harp kudretinden bir şey kaybettirmez, belki kazandırır. Bu noktaya yelice aklımıza Şu sual varit oldu; teslihatım azal tılmasına çaresaz olacağı dünyaya n edilen meşbur “Fransız plânı, sakın bu söylediğimiz “kemiyetçe azaltma, keyfiyetçe | yükseltme, prensipinden ibaret olmasın? Çok muhtmeldir de, Harpten sonra alman erkânı harbiye reisliği de- mek olan “ordu dairesi, nin sabık reisi ceneral (von Secekt) de Al manya için hep bu tezi müdafaa etmişti. Yazdığı bir eserde takti- ben diyor ki; almanlar ordumuz az diye sakın müteessir olmayın şordu iyi yetişirse, ileride siyasi vaziyetin müsaadesile fenni surette teçhiz olunursa azda olsa işini görür. yarın için çok ordu değil fenni ve iyi yetişmiş ordu lâzımdır. Bundan başka küçük ordulârn kendilerine mahsus faydaları da haiz olduğu iddia ediliyor. Ezcümle. A — Çokluk ordu geniş men- zil teşkilât ister. Bugünkü hava silahları karşısında bu her vakit taarruza uğrayacak ve bir zaaf eseri olacaktır. Küçük ordunun menzili de küçük, tayyare taarru- zuha göstereceği hedefde kü Şüktür. B — Zırhlı kuvvetleri taarruzu mevzubahis olduğu vakit zırhsız. ve büyük kütleler zayıflık mem balarıdır. C — Büyük kütlelerin gazdan korunması küçüğe nazaran daha güçtür Bu mütalaaları olduğu gibi ka- bul etmek doğru olmaz. Iyi talimü terbiye görmüş bulunmak şartile kuvvet her vakit kuvvettir. Yalnız. bu mütalaalardan edince: istifade ancak canlı unsuru lâzım olduğu . kullanmak, ozaman ve mefhumu müsait bulunduğu her yerde makineyi onun (yerine ikame © etmek meselesidir. Bu ede talimnamelerin talep ettiği kandan tasarruf , keyfiyeti bakkile tatbik edilmiş. olur Almanyada işsizlil Berlin 10 (A.A) — 31 Teşri evelde Alman işsizlerin miktarı 5,109,000 idi. 30 Eylülde ise 5,103,000 idi, > Bu miktira gönüllü işlerde kullanılmakta olan 250,000 deli kanlı dahildir. m ANMA AMMAN AM

Bu sayıdan diğer sayfalar: