17 Kasım 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8

17 Kasım 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— Göz yaşlarını silmek için mendilin yokk mu? — Yok ya anne... Beni ağlata- cağını nereden bileydim?.. Soramadım gitti! I Müfit bey ağır bir hastalık geçirdi. Kendisine dün klüple rasgeldim poker oynıyordu. Oyundan sonra beraber çıktık. Sıhhatini kastederet — Nasılsınız? dedim, — Fenayım, dedi, ilk seansta Guz lira kadar alıyordum amma, |, sonradan hepsini verdim... Tabi sustum, Ben bunu sormu- yorum, demedi, Şundan bundan konuşarak yü- Bir aralık konuşacak şey kak madı, Bu fırsattan istifade ederek tekrar sordum: — Sıhhatiniz. Hemen bilek saatine baktı, — Sekizl dedi, Bu sefer de sıhhatinizi saatiniz. anlamıştı... Sustum... Bir türlü soramadım Bir gün, hesabını bilen arkadaşımıza sorduk: — Komşun nasıl adam? — Çok namuslu, çok dürüst bir adam. On senedir komşuyuz, tenden bir gün bile bir şey istemedi.” "Yıldızlar İzzet yıldızları sordu: — Bunlar nedir baba? dünyadır. oğ e ia Li ışıkları bize on senede, yirmi senede, yüz senede gelir. — Peki nasıl oluyor da her bi — Kızımla evlenmek istiyorsunuz. Alâ | Fakat Kazımını in meniz var 2. — Benim de elli bin — Aman sizin bu modanızl,.. Tırnakla- rınız, kal koparmışa benziyorl.. | İ | | 3 4 elli bin lira serveti var. Buna mukabil borcum var | sun. Ânlaşalım, elinin altında ne vardı? — Bir balta, iki kama, tabanca vardı... Bundan ibaret! Cevap — Dört genç kızla bindin. Sandal devrildi. yüzme bilmiyorlar. Ne yaparsın? En zenginini kurtarırıml sandala KORKAK Mehmet bey hastaydı. bakmıyordu ; — Ayıp, dedi- ler, kocana bak- — Siz kocama bakmayı kolay mi zannediyor. sunuz, — Kolay y — Hiç deği Öyle korkak, ki dün doktor “ ha- raretinizi kese- lim, dedi, Tut tarda, ille bayıl- tanız da öyle kesiniz diye / bir | Kızlar | Karısı kocasına Aşk melodisi Düşündüm: Aşk şarkıysa Bülbüller ağlamazdı Gul sevdaya kıymazdı... Şüpheler çağlamazdı, Ay söndü, her yer zından, Yıldızlar yalnız kaldı... Şifa uma yarından, Bugünü sağlamazdı. Kalpte elem hiz aldı — Artık bıktım. Hep benden evvelki kocandan bahsediyorsun. — Senden sonrakinden bahse- dememya... Ihtilâ: — Azizim haş 10. — Evden, çıkma, — Doktor da bunu söyledi. 7 — Neden çıktın? vi — Evsahibimle doktorum ara- sında ihtilâf var. Ev sahibim ev- den çıkl dedi. kumar Klübe gidiyordum. Avniy — Haydi gidelim, dedim, — Çok kalacak mısm? — Bilmem., On liralık k — Ahçı çırağının bir çocuğu oldu. — Şuna bakın. porsuyonlukl, Ancak Ehhh!.. dedim.. Darülbedayide. Perde arası yanıma uzaktan tanıdığım biri geldi. Hoşbeşten sonra, localardan birinde oturan bir kadını gösler- dim; — Bak, dedim, ne çirkin şeyl — Karımdır! dedi. Derhal kırdığım potu düzelt mek istedim: — Hayır o değil, yanındaki. — O da kızkardeşimdir. — Hayır efendim, o da deği onun yanında oturan.. — Teyzemdi Artık sabrım tükendi. — Ehhhl,. dedim, ben ne bile- yim bütün soyunun sopunun men- debur olduğunul. Ders iyi. bir ev kadın elbiseliklerini nereden alır. — Ipekişten, — Giyinmesini bilen bir hanım tuvaletlerini hangi kumaştan yap- bri? — Krep Mizamdan. bir çay elbisesi nedendir? — Krep Pretondan. — Kızım, — Zevk sahil hanamın Görmesin Bizim klişeci Fuat bey yüz ki- Toluklardandır. Amma sakın pişman zanmetme- Yin, hayır, arslan gibi, Geçen gün Kadıköyünden Hay- darpaşaya araba ile geçmek istedi, Arabacıya sor: — Kaça götürürsün? — Otuz kuruş. — Pahalı, yirmi kuruş vereyim. — Ver bakalım, amma öteyan- dan dolaşıp bin, beygirim seni PAZARLIK Kızıltoprak istasyonunda tren © bekliyor. dum. Bir de baktım koşa koşa, nefes nefese Salamon geliyor... Geldi ve telâşla istanyon memu- runa sordu : — Tren kaçta memur efendi ? Memur. verdi : — On buçuk. — Pahalı, or de de, alayım? cevap — Güzel sanatlar akademisindeki tahsilini ya nda mı bırakacaksın ?... Üç sene kaybetmiş olursun. Eğer devam edersem, dört beş sene kay betmiş olacağım!

Bu sayıdan diğer sayfalar: