21 Kasım 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

21 Kasım 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

2) Tegrinisani 1932 Ticaret odaları Vekâlet kanunu tetkik ediyor Ticaret odalarına daha geniş salâhiyet verilecek Idtisat vekâleti ticaret odaları kanununu tetkika lüzum görmüştür. Aldığımız malümata göre, vekâlet, bu kanunda yapılacak tadilât bak- İstanbul, İzmir odaların si sormuştur. Iktisat ve- köleti, ticaret odaları kanununda, odalara daha geniş salâbiyet verecektir. Bugünkü şerait altında odalar, daha ziyade iktisat vekâletine marbut birer daire haline gek ir, Hattâ Istanbul ve İzmi ret odalarının umumi kâtiple- vekâlet tayin etmektedir. Bundan başka Istanbul ve İzmir odaları, diğer şube müdürleri, ve raportörlerini tayin etmek husu- sunda pek serbes değildirler. Bu hususta vekâletin müsaadesini almağa mecburdurlar, Diğer taraftan, iktisat vekâlet #caret odaları bütçesi üzerinde fazla mürakabe yapmakta istediği | tarzda bütçesini değiştirmektedi Tacirler odaların tam bir car teşekkülü halinde, müstekil olarak yaşamasını arzu etmekte- dirler. Ticret odaları kanununun, bu şekilde tadilâta uğraması ileri sürülmektedi Diğer | taraftan söylen. göre, yeni tadil edilecek kanunda, ticaret odalarının miktarı da aza- lacaktr. Çavdar yaylası Mobrakmzvhalla, tey edilecek Izmir, 20 — Ödemi da çavdar yaylası vardır. İkibin dönüm ekilmeğe değer arazisi olan bu yaylanın kendilerine ait olduğunu bazı kimseler iddia etmekt yaylanın hazineye ait olduğunu iddia etmişti. Bu dava netice lenmiş ve hazine lehine karar verilmiş Maliye vekâletinden milli emlâk müdürlüğüne gelen bir mektupta bu arazinin Bozdağ köyünde bulunan topraksız ve fakir halka tevzi edilmesi bildirilmiştir. Milli emlâk müdürlüğü, maliye wekâletinin emrini Ödemiş kay- makamlığına tebliğ etmiştir. Yılan balıkları Berlin ticaret mümessili- mizden gelen malümat Almanyaya ihraç olunacak Yılan balığı hakkında Berlin Yılan balığı Almanyanın şimal taraflarında fazla miktarda yen- mektedi Baltık denizi sahilleri eyaletle- zinde göl ve nehirlerde yetişen Yilan balıkları bazen diri olarak ve ekseriyetle tüssülenmiş bir halde pazara arzolunmaktadır. Tüssü ameliyesi, memleketimiz. ge koyun ayak ve başlarını yap tüssülerin biraz tekâmül Bu balıklar Almanyada bizim paramızla dört liraya kadar Balılmaktadır. Almanyaya Fransa, Italya, Mısır anistandan yılan balığı 10 ük resmine tabi olmak guretile ithal edildiğinden, temiz işlenmiş ve tüssülenmiş bir halde memleketimizden de Almanyaya yılan balığı ibraç olunabilir. Ticari müvazene 15 günlük ihracat,ithalattan!| yarı yarıya fazla Gümrükler istatistik müdüriyeti teşrinisani ayınm birinci 15 günü içindeki başlıca ithalât ve ihra- catını tesbit etmiştir. Hazırlanan istatistiğe göre 15 gün zarfında ithalâtımızın (2.716.505) liralık bir kiymet göstermesine mukabil racatımız bunun (2.382.525 ) lira fazlasile ( 5.099.030) liraya baliğ olmuştur. On aylık rakamlar bu rakam- lara ilâve edilince bu senenin on buçuk aylık ithalitının (73.850.328) lira ve ihracatının da (82.525.014) liraya baliğ olduğu görülür ki ithalât ile ihracat arasındaki fark ihracat lehine olarak (8.675.286) Jiradan ibaret bulunmaktadır. 1931 senesinin on buçuk ayında is itbalâtımız ihracattan (10.819.108) lira fazlasile (115.223.549) lira olmuştur. Arslanın esnemesi Eerlin hayvanat bahçesinde bu- lunan bir arslan demir kafes içinde geçen hayattan bıkarak sık sik esnemektedir. Bir fotoğrafçı bu esnemenin — resi çekmiştir. Arslatım ağzı müthiş bir mağara gibi görünmektedir. Asarı atika 600 senelik bir küp meydana çıkarıldı lesinde şimdi mektep binası inşa ettirilen Salih dede mezarlığında bir polis memu- ru bir küp görmüştür. bu küp; toprağın içine vaziyette idi ve çok büyüktü. Bunun bir define olduğu zannı hasıl olmuştur. Milli emlâk müdürlüğü; define- den haberdar edilmiş ve memur- lardan mürekkep bir heyet defi- menin bulunduğu yere gönderik- miştir. Amele tutulmuş ve küp mey- dana çıkarılmıştır. Bir metreden yüksek boyda olan küp çıkarıl. mış, fakat içinde birşey bulun madığı görülmüştür. Bunun 600 sene evvel imal edildiği tahmin olunmaktadır. Bu küp Salihdede mezarlığında bim bazı âsarı atika buluna ceği zammını vermi Troçki Hapolide Napoli 19 (A.A) — Troçki ga- zelecilere hiç bir beyanatta bulun- mayacağını Napoli 19 (A.A) — Troçki ve zevcesi otomobille Sorrente ve Pompeiyi gezmişlerdir. Saat 18de Praga ile Marsilyaya hareket edi- yorlar. Oradan trenle Kopenbaş gideceklerdir. GÜNÜN HABERLERİ Sahife $ e | Alman kabinesi buhranı Hindenburg fırka- larla müzakerede Berlin siyasi mahafilinin mütalâaları Berlin 20(A.-A) — Wolff ajan- Sından: Berlin siyasi mahal Hindenbourg - Hitler O mülâkatı hakkında | tefsiratta o bulunarak reisicumburun bali hazırda düşün- eeleri, siyasi fırkalar liderleri ile doğrudan doğruya mı görüş- mesi lâzım geldiği, yoksa bu mü- zakerata ım için mutemet zat mu intihap etmesi icap eylediği noktasına matuftur. Hitlerin diğer fırkalar liderleri ile doğrudan doğruya müzakeratta bulunmak: niyetinde olmadığı söy- lenmektedir. nki mölikatın en esaslı ne- ticesi, Hindenburg ile Hitler ara- Sındalki temasın karılmamış olması ve noktai nazar teaitisi imkânla- rının mevcut bulunmasıdır. Reisicumhur, akşam Bavyera balkçıları mümessili M. Sehaeffer'i de kabul ederek bu suretle ilk müzakeratına nihayet vermişt Adanada kır koşusu Adana 19 (Hususi) — Dün yapılan kır koşusuna 30 rak etmişti Beş Kölometrolek koşuda birinciliği Dursun Haymalı kazandı. Rekoru 19 dakika 59 saniyedir. Bu koşu Adanada ilk defa olarak yapılmıştır. Gösterilen alâka büyüktür. Koşuya üç klüp iştirale etmiştir. Ispanya intihabatı Katalonyada intihabat çok şiddetli oldu Barcelone POTA A)— Bugün Katalonya'da yapılması lâzım ge- len intihabat, son derece şiddetli bir mücadeleye yol açmıştır. Du- varlarda Ispanyolca ve Katalonca yazılmış ilânlar ve beyannameler vardır. Bunların arasında programı, günde 6 saat çalışılmasını ve rin burjuvalar tara- fından İmesini istemekten ibaret olan amele - çifçi blokunun programına tesadüf olunmaktadır. Yalnız komünistlerle sağ cenah müntehası kadın namzet göster- mişlerdir. Trabzonda şeker buhranı Trabzon, 19 (Hususi) — Piya sada Avrupa şekerinden tek bir sandık kalmamıştır. Şeker buhranı vardır. Bir azgın Pütürge müddei umumisini yaraladı Pütürge müddeiumumisi Saffet bey kahvede otururken mecnun namilemaruf Ömer oğlu Ahmedin arkadan indirdiği üç tahta darbe- sile ağır suretle yaralanmış ve darbelerden korunmak için gayrı ihtiyari elini başına götüren zavallı Saffet beyin iki parmağın da doğramıştır. Carih hemen yakalanmış ve tevkif © edilmiştir. Cumburiyet müddeiumumisi Ragıp bey Pütür- geye giderek tahkikatı bizzat idare edecektir. Mecruh Saffet beyin memleket hastanesine nakli için Pütürgeye otomobil gönderilmiştir Macar nüfusu Peşte, 19 (A. A.) — Resmi istatistiklere göre Macaristanın nüfusu 8,688,000 dir. 1925 sene- sindenberi 700 bin artmıştır. Nüfusu 4,250,000'i, erkektir. Bu nüfusun yüzde 92/1'i Macardır. Fofrik ano. 8 21 Teşrinisani 1932 “Harp zengininim Gelini Büyük milli Yozan — Mevlüt- zadem, kö küne, teme- ine kuryuk sokumuna kadar erkek: tir. Fotöy üzerine kar- nın verip şa kuruluşa bak, Konttur, barondur, ne halttır, düşün de öyle kef- şek. Minak- yan rabmet- İinin Bineme- ciyan efem disi, ( vazife aşka galebe Mi) piyesini oy. bar iken, şanoda bu | kerte âlamot durmaz idi. En ön safta, Kandilzade olmak üzere, her taraftan rala kadehleri, si uzatılıyorda. Evin en samimi gediklisi Sadık bey, herkesten evvel davrandı. Çalgıcılara; — Hemşeriler, bir dakika fasıla; mükim bir meselemiz varl Dedik- ten sonra Cevdet efendiye yak- aştı; boynuna atıldı. — işte yanak dediğin buna derler; tombul, tombul. Diye gapır şupur öperken, raayi gös terdiz — Oyun bozanlık yok birader, Anca beraber, kanca beraber, Şuimam suyunu içeceksin; zehir de olsa içeceksin, zakkım da ols Cevdet efendi duralamıştı. Bira ve konyağa alıştığı halde, herne dense, bir türlü rakıya karar vermemiş ve daha siltahı edeme- mişti, Diğer misafirlerden daha makul ve teklifli duran Cezmi ve Kâşif beyler de ısrar ediyorlardı: — Sürüden ayrılmak yok, Cevdet beyciğim. Tırhallı, bir halli, Beraber içmezsen gönlümüzü karmış olursun. Kandilzade Tayyarı önüne sür- müştü. Tayyar, eline aldıgı rakı dolu kadehi havaya kaldırmıştı — Ulan kemancı, bir bahriye gifte telisi çal da Mevlützadem keyfe nasıl gel leri açılsın, ağzı sulansın! Diye kıvırmağa hazırlanıyordu. Sayılı. fırtınalardan kanım da çıkardı: — Paşam, cehenneme seccade yaydıktan sonra zebanilerde ma- şaallah demeli. O berbat, boyalı konyağı içiyorsun; at idrarı gibi birayı çekiyorsun... İçlkimizin pa: şahı olan rakıya gelince nanik mi?... Vallahi de ayıp, billâhi de ayıp. Madam Sara ağrım açarken, Takuk banım bastırdı sunum, şehzadeler gibi kıyafetin var; kara Ahmet pehli- a paketleri Firdevs van gibi kalıbın var, Galatalı Hamdi reis gibi fiyakan var, Abraham paşa korusunda ne kadar odun var ise bkar çeki banknot üzerine oturmuş bir he- #isin.., Şekerim, müşteriye çıkmış acemi karı gibi alık alık bakmak sana ayıp gelmoor?... Takuk hanımın ağzımı, gene bermutat, yazmaci Agop kapat” işler Mubarriri: Sermet Muhtar. Ayol kelli telli bir beyefendi değil, kabadayısın. Tut ki kabızlıktan şifayap olmak için ingiliz tuzu içoorsun... Suratını duvardan tarafa çevir; bir elini burnunu tka, ük zına yerleştir. In çiçek suyu bulmaz isen; takke Mevlützadenin , sandalyede, kendi rek, göğsünü bağrımı açmış, ba- caklarını büsbütün ortaya çıkar- mış olan Benli Leman hanım, gapkın ve sürekli bir kahkaha attı. Beş parmağını açıp, Cevdet efendinin yüzünü, yukarıdan aşa ğıya doğru sıvadıktan sonra — Inan olsun, hiç yakıştıra" madıml Dedi Agucuk bebek misin evladım 7... Hanımlar hanl oğlumun ararotu, sübeği 7. Bu kadar maraza ve şamataya, çan dayanmak mümkün mü? Cevdet efendi, manyatizma olmuş gibiydi. Sağına soluna şaşı kın şaşkın bakınıyor, nutku tatul- muş lâkırdı edemiyormuş gibi, mütemadiyen alt çenesi oynuyordu. Birden kendine gelir gibi oldu. Yanındaki / sehpanın — üzerinde duran Lemanın kadehini yakalar yakalamaz, soluk almadan göv- deye attı, » Her taraftan alkış tufanı; İ — Yaşşa, bin yaşşal. — Eksik olma, var ol, ağabey. ciğiml, — Bravol, Ha şöyle bravo. — Maşallah, maşşallah, maza- inmız değmesin. Ben kendimin Kinden kesiyorum; Leman hanım, sen de biraz saçından ver tüssül yapalım. — Takukun göğnünü kırmadın; arslanın daniskasısın Cevdet bey- ciğim. Sen oradan sus o. Efendi beyim benim hatırımı kırmadı; Agobun şerefine içti, Demincek beyan ettiğim boş lâf mı? İngiliz tuzu sandın amma çiçek suyu, gül suyu bulmadın?.. Artık biç tunmayın beyler., Alt tarafı, basur gibi, birbiri ardıncas gider. Dur diye bedava nefes tül Uçkurları ele aldı; altık, temez, taşınıp duracak, LArkası var) :

Bu sayıdan diğer sayfalar: