28 Kasım 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7

28 Kasım 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Berlin mektupları En çok sevilen alman sanatkârile bir mülâkat «Hans Albers» bugünkü mevkiini uzun çalışma neticesinde elde etmiştir. Hans Albers'in “Çok samim: Berlin 17 (Hususi) — Bugün Almanyada en popüler, halkın en gok sevdiği, genç kızların en fazla âşık olduğu, erkeklerin. tal en ziyade üzendiği sanatki dir biliyor musunuz?... lam meye henüz alışmadığımız bi Hamburglu Hans Albers.. Sinema öyle bir nesne ki hiç işidilmemiş birismi, günün birinde, her kese tanıtır ve Böylece dün temamen meçhul iken bugün birdenbire parlayan yıldızlar filim semasında pek çoktur. Fakat Hans Albers bunlardan değildir . O, uzun senelerde “ küçük bir adam, olarak sabr nede ve filmde çalıştıktan sonra, ve çalışa çalışa yavaş yavaş yi selmiştir. Her defasında kendine bir parça daha fazla nazarı dik- kati celbederelk, sonra, bir numero daba yüksel bir rol alarak, bir parça daha kendini beğendirerek yükselmiştir. Başlangıçta uzun zaman pek güç ve yavaş olan bu ilerleyiş ve yükseliş son senelerde gittikçe hızlanmış, ve buzünkü en yüksek noktasına varmıştır., Şimdi Hans Albers nerede gö- rülse, nerede otursa resmini im- zalatmak için etrafın bir sürü genç sarıyor. Hans Albers'in bu kadar sevil mesinin sebebi nedir? Bir kerre Hans filimlerde tam hayat adamıdır. Her şeyi kolayca halleden, müşkülleri açan, çevik, dinç, bazen bafifmeşrep fakat çok becerikli insan rollerini o kadar güzel ve canlı temsil edi- yorki, bu hasletlerin onda tabii olduğu anlaşılıyor. Hakikaten de Byle.. Uzun seneler tuluat kum: panyalarında köy köy dolaşmış, #onra ufak şehirlerin, nihayet Ber- hediye ettiği resmi m Akşam okuyucuları ibnele Hans Albers verdiği filmin her nüshası için 80 bin mark yani 40 bin türk lirası ücret alıyor. Bu icretin ne demek olduğunu anlamak! Lilian Harveyin üç lisanda çevirdiği bir filme mukabil 75 bin Willy Fritecin 15 bin aldığını söylemek kâfidir. Hans Albersle geçen gün uzun bir mülâkat yaptım. Tekmil ko- nuştuklarımızı bir defada yazmak kabil değil, bunları sırası düş- tükçe nakledeceğim. Bu defa, artistin husüsiyetini gösteren bazı cavaplarını yazacağım. Hans Albers'in uzun seneler tuluat kampanyalarında çalıştığına yukarıda işaret etmiştim: Daha küçük yaşta, babasının et ve cı galışmak- tan ziyade seyyar tiyatrolardan boşlanan küçük Albers bir gün hakikaten böyle bir kumpanya ile gidiyor. Şehirden şehire değil de, köyden köye dolaşıyorla Fakat Albers, böyle köy oj cusu kalacak bir tabiatte değildir. Yavaş yavaş daha büyük kum- panyalara geçiyor. Nihayet küçük şehir tiyatrolarına, Rostoch şehir tiyatrosuna, nihayet Berin sahne. O zamanlar Hans Albers'e ehem- miyet veren pek yoktur. Hep küçük roller, bilhassa “kibar hır» sz, “şık dolandırıcı, rolları oy- pamaya mahküm imiş gibi görü nüyor. Fakat ona ufakda olsa bu tertip rollar. verilmesi, kendi- sinde “Dünya adamı, tipinin pek bariz oldugunu gösterir. Bu ufak rolleri bir çok filimlerde de oy- namıştır. Size bir misal göstere- : Mavi melek'de, Unratın s “ Marlene « Dietrich , ile Istanbul sinamalarında meğe başlanacaktı gösteril Filmin mon- tajı tawamile bitmiştir. Ufak te- fek bazı eksiklikleri pek yakında tamarlanacaktır. Filmde Andolu köyleri, Anadolu hayatı, milli kurtuluş hareketleri, Istanbul, mlitareke, milli mucadele zamanında meclisi mebusan ve daha bunun gibi bir çok memle- aşkdaşlık yapan artist, bu küçü- gük rolü, bu “başdan çıkartıcı şık hovarda,, rolünü aynayan odur Maamafi bu parça, şimdi o filim- den kesilmiş ve çıkartılmıştır. Günün birinde Hans Albersi nihayet | Rejchardt o beğenerek kendi sahnelerinden birine alıyor, ve talide ona gülmeye başlıyor.. Ilik sesli .filimlerden biri olan “Aşk geceleri, filminin almancası sonra, İstanbuldada gösterilen alermo cinayeti,, gibi. filmler Han Albersi çok tanıtmıştı * Liliom,, adındaki bir sahne eseri onun şöhretini nihayet en parlak noktaya çıkartmıştır. Hans “Albers, başrolünü canlandırdığı bu eseri iki senedir Berlinde ber alışam oyniyor, tiyatrada boş. bir yer kalmıyor. Son zamanda “Aşkta galip, filminin almanca nüshasını çevirdiği gibi, daha evvel “Monte Karlo bombalar altında, i almanca ve ingilizce nüshalarında oynamıştır. Son defa çevir zebir,, filmi tama: kında gösterilecektir. F. P. 1 cevap vermiyor, filminin. almanca nüshasında başrolü oy- iyor. Kendisine şimdiye kadar hemen polis hafiyeliğinden aşıklığa ve palyaçaluğa kadar (çünkü “Avcih,, filminin Almancasının da o oyna” mıştır. ) çeşit çeşit roller yapıldı- Şından bahsederek bundan sonra da muhtelif tipler canlandırmakta devam edip etmiyeceğini sordu- ğum zaman: — Bir sanatkâr, hiç bir zaman muayyen bir tip üzerine saplanıp, kalmamalı , her | şahsiyeti her nevi insanı © canlandı rabilmelidir. , dedi. Halbul makadar çok “meşbur yıldızları, ket meselelerine dair pek güzel sahneler vardır. Filim fotograf ve ses itibarile de çok güzeldir. millet uyanıyor, da bir çok nefis Anadolu | şarkıları, balk türküleri vardır. Filmde, Ercüment Behzat ve meşhur komik Naşit beyler çok muvaffak olmuşlardır. Bundan bir müddet evvel film çevirirken bir otomobil kazasına uğrıyan Sait bey de eşkiya rolünde pek mu vaffak olmuştur. Filmin rejisörü Ertuğrul Muhsin bey geceli gün- düzlü çalışmıştır. Resimlerde — Naşit bey eşek üstünde, casusluk eden simitçi, bir Istanbul sokağında çarşaflı kadınlarla fesli erkekler, eşkiya rolünde — Sait bey, o köyden ve Istanbulun Galata köprüsünden bir manzara görülmektedir. Kü- gük resimde de Ercüment Behzat ve arkadaşları kurşuna dizilirken görülmektedir. Harold artık tehlikeli işlere girişmiyecek «Üç çocuk babasıyım, hakkım al em Meşhur komik Harol Loyd elân Avrupadadır. Artist gelecek ay içinde Hollivata dönecektir. Harold kendisile gi gazeteciye şu beyanatta bulun muştur — Amerikaya dönünes yeni Bunu kararlaştırmak da kolay iş değildir. Halk eskisine nazaran çok değişti. Her şeyin mükemmel olmasını, herfilimde yeni bir mü- kemmellik göstermekliğimizi yor. o Halbuki bu kolay değildir. Ekser filimlerde bir takım cam- bazlıklar yaptığımı bilirsiniz. Bunda muvaffak olabilmek için mütema- diyen idman yapmak lâzımdır. Maamafih bundan şikâyetçi del lim, çünkü sporu çok severim, Bilhassa ragby'ye ve yüzmeğe bayılırım. Maamafih artılz evlerin yüzünden, taşlara tutunarak yukarı gibi cambazlıkları bıra- Çünkü bunlar çok teb- çil kacağım. likelidir. — Bu sahneler uydurma değil midir? yardır İki rolden dışarı çıkmazlar. Şimdiye kadar oynadığı hangi Tolden en çok memnun olduğunu sordum: — Daima — Hayır degildir. Çünki uy- durma hareketler çabuk farkedi- lir. Halk. artistlerin ne kadar güçlükler çektiğini tahmin edemez- siriz. Bazı filmlerde bir evin on ikinc katında taşlara tutunarak boşlukta durduğum oldu. Şimdi üç cocur gum var, böyle tehlikelere atılmı- yacağımı Haroldun sağ eli sakattır. Artis' bunun sebebini şu suretle anlat mıştır: “Bir gün stüdyoda bir kazaya uğradım. Az kalsın bütün sağ elim gidiyordu. Bereket üç parmağım sakat olarak kurtuldum. başladığını da şöyle anlatmıştı “Bir akşam bir ziyafette bulumı- yordum. Bir nazır nutuk söyledi. Bu nazırın kalın bağ kenarlı göz“ lükleri vardı. Çok ciddi şeylerden bahsettiği halde hâli herkesi güldürdü. Nazır giderken başına hasır şapka giydi. Hemen kara” rımı verdim. Ben de filim çevirir ken camsız bir gözlük ve hasır şapka kullanmağa başladım; be etti. muvaffakiyetimi temi Cevabını verdi.. Bu suretle de bir çok sanatkârlardan ayrılıyordu. Hans Albers bana uzun zaman: dan beri Per Kit rolu azır landığını da ifşa eyledi

Bu sayıdan diğer sayfalar: