24 Haziran 1934 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

24 Haziran 1934 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

24 Haziran 1934 Sahife 3 AKŞAMDAN AKŞAMA | Leyleğin attığı yavru Bu, bizim memlekette, hiç şüp- hesiz ki gazetecilerdir. Türkiye meşrutiyet devrindenberi fena ga- ler gördü Bunlardan kalmış gayri meşur öir nefret hatırası mıdır, her ne ise, artık gazeteler bütün canlarile, başlarile rejime merbut ve feda- kârlık hissinden başka bir şey beslemedikleri halde bile, kendi- lerine karşi bazı resmi makam- Jarda bir emniyetsizlik hissi bes- | lenir. Gazeteci denilince işi gücü kas- ten yanlış havadis toplıyarak on- ları neşretmekten ibaret bir mah- Tük zannedilir. Halbuki, bir gaze- ne kadar müşkül vaziyet inde vazifesini ifaya çalış- tığı biraz tamik edilecek olursa bugünkü Türk gazeteciliğinin bu imtihandan büyük bir muvaffaki- yetle çıkacağında şüphe yoktur. Hâkimiyeti Milliye refikimiz. İran hükümdarı Hz. nin Türki; Yi teşrifleri münasebetile Ankara da gazetecilere karşı gösterilen #hmal ve lâkaydiden pek haklı ve pek acı bir lisan ile şikâyet etti. Muhtelif gazetelerin neşriyatı na dikkat etmiş olan okuyucula- rımız. gazetecilerin ilk vazifele- yi olan havadis vermek gibi nis | beten basit görünebilecek bir i te ne kadar müşkülât çektiklerini takdir etmiş olacaklardır. Meselâ Şah Hz. nin Ankaradan İstanbu- Ja mi geleceği, yoksa İzmire mi teşrif edeceği bile gazetecilerce açık surette anlaşılamadı. Birisi Şah Hz. nin İzmire uğrıyacağını | bildirirken, diğeri doğrudan ruya İstanbulu ziyaret edece; iddiada ısrar etti, Bu, gösteriyor ki gazete muhabirleri böyle en ba sit bir program meselesini bile haber alabilecek bir mevkide de- Zildirler. Yani kime gidip sora- cakları ve sordukları makamdan da açık ve doğru malümat ala- cakları taayyün etmemiştir. Yeni kabul edilen teşkilât kanunu ih- #imal ki henüz pek yeni olduğu için tatbikine başlanmamış ola caktır. Yoksa yeni teşkilât ile pek şümullü ve pek ehemmiyetli vazifeler yüklenen matbuat umum müdürlüğünün gazetelerde istihba. Tat meselesini öyle ihmal etmesine gok şaşmak Hemen bütün vekâletler gazete- cilere havadis vermemek için ken di memurlarına sıkı emirler teb- liğ etmiştir. Lüzumsuz bir boşbo- Zazlığın önüne geçmek için düşü- nülen bu tedbirin pek maküs ne- tceler hasıl etmemesi ancak ya- mısıra gazetelere havadis vere. zeteler ve fena gözete: am gelir, cek , gazete muharrirlerini tenvir edecek hususi bir makamın da gösterilmesi suretile kabil olabilir. UDevamı 4 üncü sahifedel Akşamci ŞEHİR HABERLERİ Buzhaneler Yeni bir depo kurulmasına teşebbüs edildi Ticaret odasındaki soğuk hav depoları komisyonu henüz tetki katını bitirmemiştir. Tetkikat bi tip bu işe çare bulununcıya kadar tüccar buzhanelere karşı cephe al- maktadır. Son zamanlarda tüccei peynir, yağ gibi mallarını ken. depolarında muhafaza etmeğe başlamıştır. Soğuk hava depolarının ağır üc- retleri karşısında, mağazaların al- tındaki serin depolar, işe yara maktadır. Şimdiye kadar metruk bir halde kalan bazı mağazaların zemin katları, son günlerde soğuk har görmek tedir. Diğer taraftan Edirnede bazi tacirlerin iştirakile bir soğuk hava deposu kurulacaktır. Edirne 80- ğuk hava deposu, İstanbul soğuk hava depolarına en büyük darbeyi vuracaktır. Göztepede beşinci ilk mektepte müsamere Göztepe beşinci ilk mektepten bu sene mezun olan talebe hoc: larına bir veda çayı vermişlerdi Çay münasebetile çocuk velileri, hlak fırkası erkân toplanmıştır. deposu vazifesini Müsamereye İstiklâl marşile baş- lanmış ve talebey piyano ve ke- man ile hocaları refakat etmişti Konseri müteakip çaylar miş, misafirlere zarif hediyeler dağıtılmıştır. Mezun yavrulara şerefli ve me- sut istikbal temenni ederiz. inegölden Bursaya Dağcılık klübü bir yürüyüş tertip ediyor Haber aldığımıza göre dağcılık klübü temmuz nihayetlerine döru İnegölden başlıyarak Uludağ te- pelerinden geçmek ve Bursaya in- mek suretile büyük bir yürüyü tertip etmeğe karar vermişti Daha şimdiden bir çok kimseler) bu yürüyüş hareketine iştirak et- meğe talip olmuşlardır. Yürüyüşe iştirak edecekler Js- tanbuldan vapurla Yalovaya, Ya: lovadan otobüslerle İnegöle gi decekler ve İnegülden yürüyüşe başlıyacaklardır. Yürüyüşe Türk, ecnebi bir çok kimseler talip ol. muştur. Elli, altmış kişilik bir ka: file toplanacağı tahmin ediliyor. Acaba hasta mı? Vâizin söylediklerini yapmış, gene zengin olmayınca... Cuma günü Yenicamide garip bir vaka olmuştur. Öğle namazım. dan sonra Cemal efendi isminde bir vâiz Yenicamide vazetmeğe başlamış ve etrafına bir çok din- leyici toplanmıştır. Vaiz Cemal efendi dini, ilmi ve iktisadi mevzular üzerinde vaze- dip etraftakiler sessizce dinledik leri sırada birdenbere bir gürültü kopmuş, dinleyiciler arasında bir adam yerinden fırlıyarak: «— Senin söylediklerinin hepsi yalandır. Para kazanmak, zengin olmak için şimdiye kadar söyledi. ğin şeylerin hepsini yaptım, hâl zengin olamadım, Sen yalan söy. leyip bizi aldatıyorsun, Sesini kes te buradan defol.» Diye bağıra çağıra vâiz Cemal efendinin üzerine hücum etmek istemiştir. Etraftakiler evvelâ bu beklenilmiyen gürültüden şaşır- muşlar, fakat bağıran adamın kür- süye doğru yürüyüp hocaya küfür ettiğini görünce derhal polise ha: ber vermişlerdir. Camie gelen me murlar bu adamı yakalamşılardır. Bunun Satılmış isminde birisi oldağu anlaşılmıştır. Bu hiddetli adamın akli bir hastalıkla malül olup olmadığının tesbiti için ken- disi müşahede altına alınacaktır. Gürültü edermiş! “Ayni evde oturan iki kiracı arasında kavga Karagümrük civarında bir ey- de ilyas efendi isminde bir hoca ile Ibrahim isminde diğer bir adam kiracı olarak oturmaktadır lar. Bunlardan İbrahim geceleri eve geç gidip kapıları açarken fazla gürültü yaptığı için İlyas efendi hi iddetleniyormuş. Dün ge- efendinin refikası Saniye hanım odadan çıkmış ve kocasını kurtar emiştir. Fena halde hid- detli olan İbrahim efendi bu defa Saniye hanımı da dövmüştür. Kari ve kocanın bağırmalarini duyan komşuları polisi çağırmı lar, zabıta kavgacıları yakalayıp tahkikata başlamıştır. #SINAi SANDIKLAR, Her nevi eb'atta, fevkali | itina ile işlenmiş, elverişli fiy Zingal, P, K, 596. Tel 2ikâp Üsküdar tramvayı Iç Erenköyüne doğru uzatılması isteniyor Üsküdar - Kadıköy — tramvay hattının Moda ve Bostancıya doğ- ru temdidi edildiğini gören iç Erenköylüler de şirkete ve belediyeye müracaat ederek iç Erenköyüne de bir hat döşenmesini rica etmişlerdir. Şirketin imtiyazında iç Erenki yüne şebekeyi uzatmak ikti bir hak olarak verilmiştir. Şirket yeni hatların getireceği varidat belli olmadan ihtiyari hatların in- şasına teşebbüs etmiyecektir. Şirketin bir milyon liralık ser- mayesinin ancak ik Tirası evkafın, binde üç gibi cüzü iktarı da şahısların, üst taraf ameliyatına devam elindedir. «Binaenaleyh vaziyeti hususunda en bü belediyedir. Belediye, şir- ketin bir kazanç ve kâr mücssese- si olmasından ziyade şehrin mü- nakalât ihtiyacını temin edecek bir müessese halinde bulunmasını arzu ediyor. Şu takdirde bilet ücretlerinin azami derecede ucuz olmasına bilhassa dikkat edile cektir. Bir çocuk dut ağacından düştü, yaralandı Şehremininde Remzi isminde altı yaşlarında bir çocuk dün evin bahçesindeki dut ağacına çıktığı sırada müvazenesini kaybederek düşüp başından tehlikeli surette yaralanmıştır. Remzi hastaneye kaldırılmıştır. Kaçak etler Evinde koyun kesip satan biri tutuldu Son günlerde gene bazı mahal le aralarında evlerde gizlice hay- van kesilip etlerinin kaçak olarak | satıldığı anlaşıldığından zabıta | ıkı araştırmalara başlamıştır. | Dün yapılan tahkikatta Kara” | gümrük civarında Mustafa ismin- de bir adamın evinde koyun kesi 'diğini anlamış ve ev aranmıştır. Bu aramada evin alt katındaki bodrumda yeni kesilmiş iki koyun- la bir çok deriler ve saire bulun- muştur. Mustafa hakkında kanu. ni takibata geçilmi; Pendik civarından da kaçak olarak et getirilip mahalle arala- rında satıldığı anlaşıldığından zas bıta bunlara karşı da yeniden ted- birler almıştır. İ EZir çaryadın TI Oh!. Mon Bibi! Postacı bir kitap uzattı, Açtım, okudum. İsmi «Ağlıyan bir kız gördüm». Muharriri de Erol Te- kin bey. Aşk şiirleri. Birisine «Bir akşamdı». adın- 'daki manzumeye başladım. Şair sevgilisinin konuşuşunu anlatıyor. Sevgili hanım o kadar güzel konu- yuyormuş, o kadar güzel konuşu- yormuş ki şair bu sözlere meftun olmuş. Bakınız sevgili hanım nasıl ko- muşuyor. Aşağıdaki parçayı ki- daptan aynen ne bir noktasını, ne de bir virgülünü değiştirmiyerek alıyorum. «Oh... Mon bil Genç, güzel, kıvrak kadın. Bunu dedi» «Oh! Mon bibi» diyen bir ec- nebi kadın degil. Sevgili hanımın ayni manzu- mede ismi de var... Hâlis muhlis Türk... Ne yalan söyliyeyim sevgili Kan nimın bu? — Oh!, Men Bibi Diye söze başlaması tüylerimi diken diken etti, Ve böyle bir sev- ilim olmadığına bir yeyip bin şükür ettim. Eğer bu tarzda bir sevdiğim olaydı ve bana: — Oh!., Mon Bibi!, Demeğe kalksaydı alimallak ağ- zını kulaklarına kadar yırtmasam bile pılıyı pırtıyı toplar gözümün gördüğü yere kaçardım İnsan böyle «Oh!, Mon Bibi» diye konuşan dünyanın en güzel, tesirli, en şık kadınına taham- mül edemez. Değil ki âşık olmak, yanıp tutuşmak! Bunu okuduktan sonra içime bir hüzün çöktü «Demek aşk, sevişmek bu de Tece adileşti ha» diye düşündüm. — Ok Mon Bibi... Oh ma Ki ki ürperteceklerine ederim; Hiç sevişmesinler daha Hikmet Feridun Zehirlenen köpek yüzünden kavga Belediye tarafından sokak kö- pekleri len Ethem ismi ldürmeye memur edi- le birisi dün Ka- ında sokakta dola- ir. Köz orada pek zehiri yediği sıradı oturan ve Ethemin eski rından Fethi isminde biri den çıkmış ve Ethemin yakasına. yapışarak: «— Bu köpeği ben evimde bes liyordum, Bana sormadan hayva- nı niçin zehirledin?>» diye Ethemi ahbaplar dövmeye başlamıştır. Kavga neti- cesinde muhtelif yerlerinden yara» lanan Ethem tedavi altına alın — Pariste, harp aleyhtarları cemi: İyetinin bir toplantısında zehirli gazla dan korunmak gareleri konuşulmuş. Tabii herken bir şey söylemiş Kimi, kalın duvarlar yapmalı. Kimi yerin alında saklanmalı, de mir Nihayet meşhur bir âlime Zehirli gazlardan korunmak işin yalnız. bir çare vardr, o da sulhtür! deyip işi hak Teki 'İ ka ne olabil —- Fakat bu bir çare değil, bir ük tedir Avea beyi A.B. — Tabl, Büyük harp hazır. larının karsısında küçük bir. harp, aleyltarının yapacağı da nükteden bap-

Bu sayıdan diğer sayfalar: