26 Ağustos 1934 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9

26 Ağustos 1934 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

25 Ağustos 1934 AKŞAM “Muradı yavaş yavaş unulmalıyım...., Ikinci Sultan Beyazıt ile Kara- man beyi arasında son defa akte- | dilen bir dostluk muahedesi Ibrahim bey Karaman havalisin- de valt ünvanını Umum “Anadolu valisi bulunan ibarh Cehlisalip) zaferinden sonra sesi» ni kısmış bir vaziyette, bulunduğu mıntakada ziraatle meşgul olur ve boş vakitlerin iavcılıkla geçi- rirdi. İbrahim bey, Sinan paşanın İs- tanbulda bulunduğu sıralarda sık sık Köycüğe inmeğe ve burada Murat reisin yakında (Marmara Kartalı) ile tekrar Akdenize çıl .cağını haber alınca onunla çarpış- ibarhim bey evvelâ Murat reisin karısını, son- ra da sahip olduğu nüfuz ve kuv- veti elinden almak, onu bir paçav- ra gibi yerden yere vurarak orta- dan kaldırmak niyetinde idi. ibrahim bey bu birine muvaffak olmuştu: Murat | karısı İbrahim beyin eline mağa karar vermişti, arzularından Murat reisindi, — Onu da yakında yakalıyaca- Zım.. Beni Köycüğe inmekten me- neden bu küstah korsanın burmu- na-bir halka takıp sokaklarda sü- rüyeceğim. Diyordu, ibrahim bey kendi mıntakasın- da, icap ederse İstanbula karşı isyan ederek tekrar isti ini ilân İbrahim bey hür ve müstakil Yaşamanın zevkini tatmıştı, — Ben Sinan paşanın boyun. duruğu altına giremem, Diyerek, diğer havalideki san- "cak beylerini de hükümet aleyh ne teşvik ediyordu. | ibrahim beyin bu gizli tahrikâ- | ından İstanbulun haberi yoktu. | Gerek Ahmet paşanın, gerekse Rüstem ve Sinan paşaların İbra- him beye itimat ve teveccühleri vardı. — Ibrahim uslanmıştır.. Artık Anadoluda başını kaldırmağa ce- saret edemez. Diyorlardı. Akdeniz sahillerindeki «erbabi #imar» a (11 silâh ve cephane gö- türen donanma ümerasile anlaş- mayı düşünen İbrahim bey, gi Bün birinde bu donanmanın başı ma geçeceğini ve Muradı kolaylık- la ele geçireceğini bile ümit edi- yordu. Türk donanmasma mensup ge. TI) Bu devirde asker kül ve ağır şerait alı an kurtulmak işin, Avrupanın sövalye askerine benziyen bir sınıf harp kuvvet derine (3000) den (20,000) akçeye kadar tahsisat verilerek, bu mam alın da beslenir ve terbiye edilirdi. Donan mma Akdenize çıktığı zaman bu havaliye veğraç Ve icap ettiği kadar serbabı ti mar ve ziamet» alır, gemileri çarçabuk bu sinif muhariplerle doldururdu. Bun ların tahsisstları rütbe ve haysiyeilerine göre devlet tarafından kendilerine aza: Zi üzerinden alınan âşar vatıdatındanı yenilirdi. Bu tahsisatların arttırılması, 'deniz harplerinde gösterecekleri iyaka" ç mütevakkıfı. Erbabı timardanı muz liyatı çek müş a yapılırdı. Bun. AKDENİZDE TÜRK AKINCILARI Yazan: İSKENDER FAHREDDİN “Bir kapana tutuldum., Fakat, altın bir kapan içinde yaşadığımı hissediyorum. Ibrahim beyden hoşlanmağa başladım. Muradı yavaş yavaş unutmalıyım! ,, | dikleri bir mevsim yoktur. harebelerde hakkile yararlığı görülenle rin tahsisatı - her pe miktardan ibaret. | ee, bu miktar her on akeçede bir akçe | terakki etmek suretile - artmılırdı. Bun” | ların fevkinde bahadırlık gösterenlerin tahsisatı diğerlerinden fazla olurdu. Tefrika Mo. 154 milerin sık sık Midilli, Kocaeli, Karliili (Morada), Mehdiye (Trab-| lusgarp sahillerinde), Sakız, Sı- Zacık sancaklarma gitmeleri 1b- rahim beyin hiç te hoşuna gitmi- yordu. Müamafib, İbrahim bey, o se- ne fazla kış olacağını tahmin edi- yordu. Kış mevsiminde Türk ge- | milerinin bu havaliye sık sık gire- miyecekleri aşikârdı. ibrahim bey bundan istifade ederek, hazırlıya- cağı isyan harekâta Karaman sahillerindeki köylüleri de iştira- ke davet edecekti. Bu ihtilâfa Murat reisin imhasi güzel bir vesile olacaktı. Ibrahim beyin, Muradı ele geçirmesile başlıyacak olan yeni bir dövüşte Karaman beyi muzaffer ve mu- vaffak olacağını umuyordu. #brahim bey bu umgu ile pren- ses Mariyi haylice sıkıştırmış — Ey, söyle bakalım, Muradın güzel karısı! Padişah tersanede hazırlık yapıyormuş... Yakında tekrar Akdenize bir sefer yapa- cakmış. Bu seferin hedefi neresi olacak acaba... ? ibrahim bey, Mariden daima bunu soruyor ve Beyazıdın. son Cehlisalip) © muzafferiyetinden sonra, uzun seneler harbetmiye- ceğini söylediği halde, bu kış Ha- Yiç tersenelerindeki göze çarpan hazırlığın hedefini anlamak isti- yordu. Mari, Türk tersanesi hakkında Karaman beyini tenvir edecek ma- lümata sahip değildi. — Ben bir sey bilmiyorum, be- yim! Eğer bu hususta ufacık bir duygum olsa, derhal size söyler. dim..! Bence muhakkak olan bir şey varsa, artık Türklerin harp- ten nefret etmeleridir. Türk de- nizcileri istirahate çekilmişlerdir. İbrahim bey, prensesin bu tarz- da cevap verişinden memnun kal- mamıştı. — Sen ahvali iyi bilmiyorsun > diyordu - Türk denizcileri deniz üstünde çarpışmadan g — Ben Türk denizcilerini çok haklı buluyorum. Çünkü harbe yol açan daima Avrupalılardır. ve Türkler memleketlerini müdafaa için gemilerini teçhiz ederek Ak- denize inmişlerdir. E ran bir düşmana karşı, elinizi böğ- rünüze koyarak: «Buyurun efen- dim.. Kapımı size açıyorum!» de- ya! Elbette böyle bir va- ziyet karşısında siz de tıpkı Türk denizcileri gibi davranacaksınız... Değil mi? İbrahim bey kaşlarını çatmıştı; — İstanbul seni teshir etmiş. Ben bu derece tarafgirliğe taham- mül edemem! Kiminle ve nasıl bir adamla konuştuğunu bilmen gerek..! dedi. Prenses Mari bu sözleri Türk- leri müdafaa etmek kastile değil, İbrahim beyin memleket işlerinde: ki alâka ve rabıtasını yakından | anlamak fikrile söylemişti. | — Siz çok zeki ve cesur bir er- keksiniz, İbrahim bey! Diyerek sözün gidişini değiştir. mek istedi Mari üç gündenberi İbrahim be- yin Köycükteki köşkünde oturu” ze saldı- Radyo 25 Ağustos cumartesi İstanbul 5 18,50 plâk neşriyat, 19 fransızca dera, 19,30 Türk mani nemi: | yalı: (Fahire hanım, Refik, Fikret bey? | İc), 21 Eşref Şefik bey tarfından kon. faranı, 21,30 ildyo caz ve tango or. ertem Budapeşte den parçalar, (550 m) — operet 22,20 haberler, 22,40 ğön musikisi, 23,10 hava raporu, 23, Beriha salon takin Varşova (1345 m) — 2015 dans pliklar, 20,50 spox 21 Chopinin eser lerinden parçalar, (21,30. konferansı 21,45 pivann refakatile şarkılar, 22 müsahabe, 22, 12 tayannili orkestra kon. Bükreş (364 m.) — 13-15 gündüz eyriyatı, 19,50 kayık musiki, 20,30 üniversite, 20,45 plâk, 21 konferans, 21,15 opera parçal su 22,20 radyo orkestra, 23.30 kah vehane konseri, Leipsi (B37 m.) — 20 Lana vefa katile şarki Prusya kalk şarkıları, 20,35 müsahabe, 20,55 kültür propagandası, 21 haberler, ZI,İ0 müsababe, 21.15 Halleden nakil (karşık neşriyat) 23,20 haberler, 23,50 gece müsikis Viyana (507 m.) — 2015 «Don ivan» isimli Mozartın eserlerinden ope ra, 23,30 haberler, 23,50 gece kon Abone ücretleri Türkise SENELİK 1400 kuruş 2700 kuruş SAYLIK 750 > 1480 3 SAYLIK 400 LAYLIK 150 Posta ilibadına dakil olmayan ecnebi memleketler: Seneliği 600, altı aylığı 1900, üç aylı 1000 kuruştur © Ecnebi Ares tebdili için in kuruşluk pul göndermek ld EBA 108 Si 907 2 a Ya 3 5:0 12161601 1458 203 İlarehare: Babali civa: Ağmusluie Sk. 13X0, ALEMI Büyük kıtada. 4 renkli dâvha Bu meraklı, eğlenceli kitabı okudunuz. mut Fiyetiz | y Taşra için post Hayme BO İİ semadan kuruştur. > "Tevzi ye satış mer 121, Arkara caddesi, İstanbul Para yerine posta pulu da. göndereblireinz. AKBA müesseseleri Ankaranın modern türkçe fransızca ve ecnebi lisanlarda kitap, gazete, mecmua, fotoğraf levazımı ve modellerini temin eder. Merkezi: Maarif yektleti karşısın da telefon 3877 Şübesi: Samanpazannda, yordu. ibrahim bey prenses Mariyi de (Jüzetta) kadar sevmeğe başlar mişi Bir odada. Bir yatakta yatıyor. lardı. Mari, İbrahim beye bütün ma- nasile teslimiyet göstermişti. Köşe te yalnız kaldığı zaman, kendi kendine: — Kapana tutuldum, diyordu, fakat altın bir kapan içinde bulun- hissediyorum. İbrahim bey beni nikâhı altına alacak olur- duğumu ) sa, böyle meşhur bir adamın karısı olmaktan hoşlanacağımı zannedi- yorum. O da benim gibi düşünü- yor.. Beni çok sevdiğini söylüyor. (Seninle Murat, bundan sonra, benim için ölmüş demektir. Onu, unu! evleneceğim!) diyor. yavaş ya- Her akşam bir hikâye “ İşte Necip için tam fırsattı, Tam açılacak fırsattı. Tam hisle- rini dökecek fırsattı. Nazanla ko- ruya doğru epice ilerlemişlerdi. Köşkler tamamile arkalarında kaldı. Artık ortalıkta in çin top oy- mıyordu. Yaz gecesi Nazan kadar güzeldi. Ay ışığı vardı. Koru bu gece fevkalâdeydi. Necip etrafı na bakınıyor, Ni kuvvetten medet umuyordu. Nazan güzel olduğu kadar hı çindi. Birden bire kızıp köpüre- bilirdi. Neciple kavga edebilir Hattâ Necibe tokat bile atabilir. di. Sinirli kızdı, Necip ondan adamakıllı korkuyordu. Yoksa bu korkusu olmasa ona şimdiye ka- dar yüzlerce defa aşkını & cel Genç adam. ne olursa olsun her şeyi söylemeğe karar verdi: — Nazan! dedi. Nazan isminin böyle «hanım» #iz. olarak pek samimi söylenme- sine galiba kızmış olacak ki dik dik baktı. Necip derhal: — Nazan hanım!, Diye ilâve etti. Genç kadın sert sert bakmakta devam edince: — Nazan hanımefendi... dedi. Fakat arkasını. getiremiyordu. İmkânı yoktu. Tekrar bütün cesa- Teti elinden gitmişti. Nazan: — Bir şey mi söyliyecektiniz?. diye sorunca büsbütün berbat bir vaziyete düştü, kekeledi — Şey.. Şey,. Hüütiçl, Korunun en sık yerine gelmiş- lerdi. Tam bu esnada hafif bir hışırtı oldu. Ağaçlar arasından iri yarı dört kişi çıktı, ElL koca koca tabancalar v: Nazanla Necibe: — Davranmayın.. Eller yuka- Tı.. dediler. İki genç derhal ellerini hava ya kaldırdılar. İri yarı adamlar- dan biz — Şunları sıkı sıkı bağlamalı. dedi. Koskocaman bir ip çıkardılar. Biri güldü: — Bunlar liba... Baksana gecenin bu saa- tinde buralarda piyası Nazan: N — Vallâhi deği — Haydi haydi ki Bizim meslekteki insanlar yutmaz.. Şunlara bir iyilil İlim de yanyana bağlıyalı Nazan bir daha sızlandı: — Canım biz sevgili mevgili değiliz... — Ablacığım.. Bize ağız yap- Bize numara yapma ablaci- diye alay ettiler. Haydut- lar müthiş bir el çabukluğu ile ikisini biribirine bağladılar. Son- ra lerine âşık ga. Bak. dediler. Size ne büyük iyilik ettik. Biz gene vicdanlı insanlarız... Halden anlarız abla- cığım. Bak sizi nasil burun buru- na bağladık. Her hırsız bu iyil pmaz işte, Hakikaten çok garip bir halde bağlanmışlardı. Bir çamın önün- de idiler. Nazanın göğsü Nec bin göğsüne değiyordu. Elleri bi ribirine balğlı idi Necibin avucunun içinde Nazanın eli ibi il Hırsızlar onların üstlerini başla- rını aradıktan sonra: — Haydi dık.. dediler, bakın ay ışığı var.. Kuru da güzel Tepenizde yıldız- Uzaktan az buçuk bize allahaısmarla- lar da var. Eller yukarı! yişmezseniz enayi ve savuştular, z Vaziyetleri çok garipti. Ay bür bütün ışığını etrafa döküp mıştı. Uzaktan görünen deniz ta mamile yaldızlanmış gibi bir hal de idi. Biribirlerinin kokuların! İkiriktlerini gecaklkğarin rk yorlardı. Nazanın eli Necibiri avucunun içinde titriyordu. Genç. kadının göğsünün hareketleri onun derin bir heyecan içinde olt duğunu gösteriyordu. Necip için asıl fırsat şimdi ba, amıştı. Nazana ne kadar sinirli olursa olsün bu vaziyette kendisis' ne tokat filân atamazdı. Necip, hiç tehlikesiz ona her şeyi söylü Yebilirdi. z Nazanın elini biraz kuvvetlice” sıktı. Genç kadın: 3 — Heyecandan şaşırdınız galis iye gülümsedi. : — Nazan.. Mümkün olsa bu hirs sızlara teşekkür ederim. 7 — Niş — Beni sana bu derece yaklaş tırdıklarından... Nazan lâfi kapatmak — Peki burada böyle bağlı ola”. Tak ne kadar kalacağız?. b Necip onun manevrasını anl dı. Demek Nazan Necibin açıldı- Bini istemiyordu. Delikanlı gene ümitsizliğe düştü. ; — İstersen avaz avaz bağıra» yım, Belki etraftan işitilir.. Nazan: — Yok istemez.. diye fısıldadı. Gece çok güzel.. Ay mükemmel. Böyle bir kaç saat kalabiliriz. Delikanlı avucundaki elin he- yecandan titrediğini hissetti, Sa- baha kadar gık demeden geceyi ve biribirlerini seyrettiler. Sabah- leyin onları çözüp köşke getirdik leri zaman bir müjde verdiler: — Evleniyoruz. Tam bu esnada kapı, çalındı. Polis akşamki dört haydudu y kalamıştı. Onları Neciple Nazana gösterdiler, sordular: — Bunlar mı? Sizi bağlıyanlı Onlardı.. Fakat ikisi de gülüm- sediler. — Hayır!, dediler. Haydutlar hayrette idi. Nazan çantasını açtı, Dört tane beş lira- lik çıkardı. Birer birer | onlara verdi. (Bir Yıldız) Dört hırsız yakalandı Topkapı civarında Hüseyin, Aziz, Nusrat ve Cemil isimlerin- 'de dört hırsız yakalanmıştır. Bun- lar muhtelif zamanlarda birçok evleri soymuşlardır. Yapılan tah- kikatta geçenlerde gazeteci arka- daşlarımızdan Sait beyle sabık mülkiye müfettişlerinden Aziz be- yin evlerinin de bunlar. tarafın. dan soyulduğu meydana çıkarıl- mştır. Zabıta hı in cürüim- tesbit etmiştir. Kendileri adliyeye teslim edilmişlerdir. Bulgaristanda bağcılık ilerliyor Bulgaristanda bağcılık git ilerlemektedir. Bulgar istatistik- lerine göre 523 senesine nazaran, Bulgaristan bağlarının sahası 932 senesinde yüzde 66 nisbetinde artmıştır. Bu artışa en büyük sebep olarak, Bulgarların üzüm ibracatına verdikleri ehemmiyet gösterilmektedir. Evvelce de yaz- dığımız gibi, son bir kaç sene içinde bulgar üzümcüleri mer- kezi Avrupa memleketlerine taze üzüm sevkiyatırda pek ileriye

Bu sayıdan diğer sayfalar: