17 Ağustos 1935 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

17 Ağustos 1935 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

. İzmirde panayır hazırlığı Bu sene başka vilâyetlerden en az İzmir, 11 (Ak yaretçi İzmirde kaldıkları müddet- çe beşer lira harcasalar İzmirde 50,000 lira bırakacaklar demek- tir, Halbuki gelecek ziyaretçi her halde bu miktarın iki misli olacak ve sarfedecekleri para da muhak- 50 bin kişi ğa İzmir panayırının önden görünüşü kak bu kadar az olmıyacaktır. İz- mirin bu yüzden kazancı pek çok olacaktır. ithalât eşyası satan tecimerler gerek İstanbula, gerekse Avrupa- daki fabrikatörlere birçok yeni si- parişler vermişlerdir. Hattâ bu tüc- carların bir kısım sie e ve iştir, catçılarım! anayı ra iştirak edecekler, üz nz ri malları teşhir edeceklerdir. Bil hassa İzmir ticaret sal ile bor- sa ve Türkofis muhtelif ihracat mahsullerimizin pek güzel örnek- lerini hazırlayarak panayırda bir pavyonda teşhir edeceklerdir. ih- racatçılarımızın mühim siparişler alacakları tahmin olunmaktadır. Ecnebi memleketlerden bu yıl li yöreye iştirak edenler (o geçen yl göre daha oktur. et Rusya nın al teş- hir edeceği mal- anayır (yerine taşınacaktır. sıulusal İz- mir panayırının önemi gün geç“ tikçe artmaktadır. İktısad ve sanayi bakımından çok değerli bir şehir olan İzmirde ku- arsıulusal pazarın Türkiye- mize, dolayısile İzmire temin ede- ceği verim yıllar geçtikçe daha iyi anlaşılacak ve görülecektir, Hü- kümetin çok ehemmiyet verdi bu iktisadi işte bütün Türk müstah- sil ve tüccarlarının çalışmalarını hep bir noktaya toplamaları ka- dar güzel, insana zevk veren vi sn bir va tasavvur edile » z. Pana; ndaki yollar as- dali alin İki arası ve etrafı zarif bir park hali- ne getirilmiştir. Yapılacak asfalt yollar için İstanbuldan getirilen makine faaliyete geçirilmiştir. havuzun Şeker fabrikaları Aipullu fabrikası çalış- mağa başladı Alpullu 15 (Akşam) — t şeker fabrikasının (Alpullu, Eski- şehir, Turhal, Uşak) birleşmesile teşekkül eden şeker sosyetesinin genel direktörü Kâzım Taşkent ile Tarım direktörü Suphi Argon buraya gelerek Alpullu şeker fab- rikasının 935 yılı çalışmasına baş- lama töreninde hazır bulunmuş lardır. 326 dan beri işliyen fabri- kanın bu, onuncu çalışma yılı ol muştur, Son ai yağan yağmurlar- an bu sene iy lerin Kir yet Motörsüz tayyare 0 miştir, el tahminlere e Alpullu fabrikası 120 bin ton ka- dar pancar işliyecektir ki bu mik- dar g men iki mis- Alpullunun çalışması üç ay süre- cektir. Konya ovasının sulanması Baraj ve su ilerinde büyük ihti- sasi olan İsviçreli Dr. İrner, ai ilbayının çağırısı üzerine kadar evvel ülkemize ER Konyaya gitmiş ve orada lâzım gelen baraj etüdlerini yaptıktan sonra ilk baraja aid mukaveleyi imzalamıştır. İsviçreli mütehassıs, dün aksam memleketine dönmek üzere hare- ket etmiştir. ohim peröiarle h An "alg sonra İzmir hava mu erkânı arasında ir 7 am) — Motörsüz tayyare il. ei için İzmirde açılacak mektep tetkiklerine de- vam edilmektedir. (Türk kuşu) gi için bide zam ya- bay Anohim Menemen e ebeb yi tetkiklerini uzatmış, münasip bir yer aramiş- tır, Plânörle uçuşlar için imi surette rüzgârı eksik olmıyan bir ıntâka aranmaktadır. Peri . İN Balıkesir Halkevi ise v ikinci sınıflara ellişer, üçüncü sr nıfa altmış kişi devam ed Yakında Evde bir de fransızca vie açılacaktır, İngilizçe ve Al iyor, kurslarına rağbet fazladır. Sevdalı berber Kendisinden ayrılmak istiyen nişanlısını öldürdü Diyarıbekir (Akşam) — On sekiz yaşlarında genç bir berber nişanlısı Cemileyi dört kurşunla ii erdi. Hâdise kanlar içinde yeis 8 şöyle olmuştu! Aklına biriz hafiflik getiren İhsan ismindeki bu sevdalı genç berber, babası tarafından tebdili- hava için Urfaya götürülmüş ve hadiseden iki gün evvel Diyar, bekire dönmüştür. Avdetten bir gün sonra İhsan kayın validesinin evine le Orada bir müddet oturduktan sonra kayın yalidesile beriş ufak bir ağız münazaası çıkmış ünaz büyümüş, münazaaya nişanlısı Cemile de karışmıştır. Neticede kayın validesi İhsa- nın deli olduğundan bahisle kızı yil kerek ateş etmeğe başlamış, altı rşun atmıştır. Kurşunlardan dördü Cemileye isabet etmiştir. Genç kız, kanlar içinde yere nmış ve ölmüştür. Katil yakalanarak adliyeye teslim edil. miştir Erzincan ovasının sulanması Erzincan 16 (A| — Ova- nın sulanması için teşekkül eden m Surperene git- MERRY YETTEN ÖNCE , Manastırda patlıyan tabanca Yazan: Mustafa Ragıb Şemsi paşanın tabutu, sokaktan geçirildikten biraz sonra hava bir kat daha karardı, artık gece olu- yordu. Birdenbire sokak kapısının açıldığı işidildi, Atıf bey dikkat etti: aba eve giren Merdivenlerden hafif siralar yaşlı, uzunca boylu, zayıf, esmer- ce bir h ım odaya girdiğini gördü. Bu, ev sahibi mülâzim Ma in ani eki ve şefkatli vade b ba- n bu ha n büyük bir telâş bide bulunduğu halinden belli oluyordu. “Acaba Mahmud ne oldu? kalarca geçen heyecanlı bir didiş- meden dolayı mecalsız bir halde arr f bey, yarı dalgın ve susa- mış ti halde bulunduğu anda içeriye giren bu şefkatlı kadını büyük bir memnuniyetle kar- şıladı. Kendisine teselli sunan bu bir çift göz, Şemsi paşayı vur- duktan ve yaralanıp buraya sığın- ıktan sonra ona ilk yardımı yap- SN istiyordu. Atıf bey, Mahmud beyin annesile karşılaşıncaya ka- dar çok yalnız kalmış, hiç kimse yanına yaklaşmamıstı.. 'ahmud beyin annesi sordu: — Nasılsın oğlum, geçmiş ol > Av bey şefkat ve et ifade eden bu tatlı hitap karşısın. da çok mütehassis oldu. Bu sesi imdi, İstanbulda hiç bir şeyden e sile kapladı. Yaralı mülâzim yor- gun, fakat memnun bir tavırla mu- kabele etti: — Çok teşekkür ederim, bir şeyim yok.. Bir anne şefkat ve alâkasile ba- şı ucunda oturan bu hanım, şimdi Atıf beyin ağzından ak söz- lere kulak kabartıyordu. Atıf bey, birden bire hatırladı; — Mahmud nerede? Ne oldu? Dedi, Telâş ve heyecanını güç- — m bu kederli hanım, mülâzimin bu suali karşı- ai irkildi. o da oğlunun nere- de ne halde bulunduğunu bilmiyor- du. Daha evvel ayni suali Atıf be- ye sormağa hazırlanıyordu. Titrek bir sesle sordu: — e yavrum!. ba yaralandı mi Atıf bey, bik ll mevkide kalmıştı: Hanımın bu sualile ken- di mevkiini unutmuş, kendi hali- Aca- ölüm yağmuru karşısında kimler yurulmuş, kimler e Hiç bir şeyden haberi yoktu.. Mtıf bey teselli ediyor: Merak ein bir şey olmamıştır. Iki de kendisine yardıma ke- Sıra No. 772 şan arkadaşlardan bir kısmı d8 kendisi gibi yaralanmışlardı?. Bek ki bunların kemi e sahibi Mab-” ?. Şimdi tesek | len fikir, umumi bir iki keli kadıncağızı teselli etmekti: ; — Merak etmeyiniz, valide, pir yerde kalmıştır; bir şey (olm mıştır? Dedi. Fakat Mahmud beyin an bir bir hale göldiğini anlamıştı. Hattâ ölenler, yaralananlar oldu Mahmu: kendine söylenir gibi İn sorduf ahmud ne oldu acaba?. il Atıf bey hemen cevap verdi: ud bey, buraya gel& orsunuz yâ yalnıZ lı mülâzimi tırabı kendisine yeterdi. Fazla © larak bu gibi suallerle genç mülâ“ zime heyecan vermek doğru de gildi. Kendi Bmeek oğlunun betini düşünmek yolunda kalbim — sızlayan ıztırabı ül yalniâ kendine mal edecekti, “Yaralıya su vermek zarardır,» Bu iyi kalpli hanım, birdenb” | re vazifesini Ml bir tavırla | Atıf beye hits : — Bir şey ik misin oğlumfı — Olmaz yı yaralıya sU vermek zarardır.. Sana çorba P ireyim. Atıf böy; ısrar etmenin faid& siz olduğunu anladı.. Ev sahibi, bırakmadan heme cevap verdi: — Şimdi sana güzel bir çorbs pişiririm, içer, şifa bulursun.. Ve hemen odadan Şikti, aşağ bir tas çorbayı Atıf beyin önün? getirdi. Atıf bey, başını kaldırdı ve oturdu, kâseden bir iki kaş aldı. Bu çorba çok lezzetli olmak” la beraber, içinde soğan vard. Atıf bey, ötedenberi soğan se“ mezdi, çorbayı içemiyeceğini a“ lamıştı. Tepsiyi geriye uzatarak ekkür ederim valide, €# nım istemiyor, içemiyeceğim.. d€* di, , (Devamı var) ai

Bu sayıdan diğer sayfalar: