25 Mart 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

25 Mart 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Otelciler birliği neler yapacak? Otel ücretleri en az Haftalık piyasa yüzde kırk indirilecek (Mevsimin geçmesi ve diğer bazı sebepler Oteller, sınıflara ayrılacak, müşterek tarifeler yapılacak Belediye ile Turing klüp seyyah cel- getirtmişti, Otel talimstoamesinin tanzimi sırasında tedkik edilen bu ni- zamnamelere göre müstakbel otelciler birliği için bir proje hazırlanmıştır, Bu proje üzerinde oteleilere izahat ve- rilmiş ve tam bir fikir edinebilmeleri için projenin teksir olunarak kendi- lerine dağıtılması kararlaştınılmıştır. Birliğin gayesi nedir? müşterilere karşı olan vaziyetleri, hayat pahalılı- ğr, intizarasızlık ve saire de vardır. Alman kararlara göre geyri meşru rekabet yapılmasına mâni olunacak, müstahdemlerin müşterilere ne şekil- de muamele edecekleri ayrı bir tali- Otellerin tasnifi ve müşterek tarife Memleketimizdeki oteller arasında şimdiye kadar hiç bir tasnif yapılme- mıştır. Yabancı müşteri, adını duy- duğu olele inmekte ve yerliler de ken- di görüşlerine göre tasnif ettikleri 0- tellerden keselerine en elverişli gelen- leri seçmektedirler. Halk, otelleri bu #uretle hayalen tasnif ettiği gibi üc- retlerini de ayni şeklide tahmin ile he- Teket etmektedir. Bu tahminlerde pa- hahlık bakımından çok zaman alda- mimamakla beraber keseye olgun ola- rak seçilen vasat derecedeki otellerde istirahatın mümkün olamaması ehem- miyetle nazarı dikkati celbelmiştir. Ve bu cihet seyyah celbine imkân bı. Takmadıktan başka, memleket dahi- inde de turistik bir hareket uyanma- sına engel olarak telâkki edilmiştir. Bunun için belli başlı Beyoğlu ve Bü- yükada semtlerinde toplanmış olan büyük otelleri sınıflara ayırıp müşte- rek bir tarife yapılması zaruri görül müştür. Kaç sınıfa ayrılacak? Bu iki semtteki büyük otelin mec- muu on ikiyi ir. Ve bun- ların ekserisi her hususta biribirine benzemektedir. Bunun için büyük o- telleri üç değil, iki sınıfa ayırmak da- ha muvafık görülüyor. Otelciler birli- 4 teşekkül eder etmez müşterek tari- fenin tanzimine başlanacaktır. Tasni- fe göre iki veya üç tarife yapılacak ve azami ucuzluk göz önünde tutulacak- tar. Herhalde büyük olellerin şimdiki yatak ücretlerinin yüzde 40 ve bazı- larında daha fazla indirileceği tahmin ediliyor. Ücret tarifeleri Avrupadaki otel sınıflarının tatbik etmekte olduk- Yarı tarifelere göre hazırlanacaktır. Beynelmilel otelciler birlikleri Avrupada dört beynelmilel otelciler birliği vardır, Her beynelmilel birlik muhtelif memleketlerdeki otelciler biriiklerile temasa gelerek biribirleri- ne seyyah göndermek hususunda yara dım etmekteğir. Türkiye otelciler bir- liğinin de böyle beynelmilel birlikler- den birine bağlanması kararlaştırı!- mıştır. Bunun için yakında temaslara başlanacaktır. Böyle bir birliğe bağ- lanmak, memleket haricindeki tren- lerde, istasyonlarda, büyük gazinolar. da ve nihayet yolcu salonlarında Türk otelciliğinin reklâmm yapmak bakı- mından da çok faideli olacaktır. Rehber ve mecmua çıkarılacak Beynelmilel otelciler birliğinin ya- pacağı reklâmda vazifesini kolaylaş- tırmak ve memleket içinde de turistik bir hareket uyanmasına yardım et- mek gayelerile her türlü evsafı bâaiz büyük olellerin rehberleri hazrlana- cak ve ayni zamanda yazın üç, ve kr şın da altı ayda bir mecmua çıkarıla- caktır. Bu rehber ve mecmuaların ya- bancı dillerle yanimış nüshaları memleket haricine sevkedilecektir. Bir toplantı daha yapılacak Otelciler birliği için hazırlanan pro- je otelciler tarafından tedkik edildik- ten sonra Perapalasta büyük bir top- lantı daha yapılacak ve projeye esas şekil verilecektir. Bu toplantının 15 güne kadar yapılması mühtemeldir. yüzünden “durgunluk devam ediyor Piyasadaki durgunluk devam Eldem sö mektedir. Bunun sebeplerini şu suret- le izah edebiliriz: Bazı ihracat malla- rının satış mevsimi geçmiştir. Fındık, tiftik gibi maddeler bunların basında bulunmaktadır. Diğer taraflan da,'en çok ihracat yaptığımız Almanya İle ticari müne- sebetlerimiz henüz nörmal bir safha- ya girmemiştir. Aradaki ihtilâfın ne zaman halledileceği de belli değildir. Tüccar, yeni sene vekoiteleri hak- kında malümat almakla meşguldür. Şimdiye kadar havalar ve yağış vazi- yeti buğday zirasti için pek elverişli geçmiştir. Vaziyet bu seyirde devam ederse, bu sene de bol mahsul alına- cağından ümidvar olabiliriz. Fındık istihsal mıntakalarında, hava vaziyeti iyi geçmektedir. Şimdiye kadar dolu gibi tabli.âfetlere tesadüf edilmemiş- tir. İhracat maddelerimizin vaziyeti Buğday — Dışarıdan talepler kesil- miştir, ihracat tacirleri, ihracat yap- maktan ziyade, sattıkları malların be- dellerini almağı düşünüyorlar. Yalnız Ziraat bankasının Almanyaya sattığı buğdaylardan 10 milyon küsür lira alacağı vardır. “Tiftik — Satışlar pek durgun geç- mektedir. Alıcı yoktur. Maamafih elde stok da kalmamıştır. Tüccar, yeni re- kolteyi beklemektedir. "Tütün — Bu hafta içinde limanı- muzdan muhteli? memleketlere 124 bin kilo tütün ihraç edilmiştir. Ma- amafih son haftalar içindeki umumi durgunluk, tütün piyadasına da tesi- Tini göstermektedir. Tütün piyasası açılan yerlerde, satışlar ağır gitmek- tedir. Yumurta — Geçen hafta Çekoslo- vakyaya bir parti mal gönderilmiştir. Yumurta tacirleri ihracatın artacağı" nı ümid etmişlerdi. Halbuki Çekoslo- vakyaya yumurta ihracatı, bir parti Satışa inhisar etmiştir. Geçen hafta içinde İtalyaya 800 sandık yumurta gönderilmiştir. Bü- tün bu satışlar, yumurta piyasasında- ki durgunluğu değiştirememiştir. Fi- Toplantıyı müteakip birlik teşkili ha- zırlıklarına başlanacaktır. Müstakbel otelciler birliği nihayet iki aya kadar faaliyete geçmiş olacaktır. Otelciler birliği memlekete seyyah celbi için kurulacağı ve bu seyyahla- rın da mevcudu esasen pek az olan birkaç büyük otelde istirahat edebile- cekleri cihetle şimdiki otelciler cemi- yeti faaliyetine devam edecektir, Tefrika: No. 59 — Tabii fakat nereye gidiyoruz? — Büyükderede sütü nefis olan bir çifliğe. — Bu gibi yerleri de keşfetmek se- nin maharetin. Babam gülüyor, fakat her zamanki hakiki, temiz gülüşü bugün yok. Dı- şarıya bakmak için başını cama daya- dığı zaman onun düşünceli ve dalgın olduğunu görüyorum. Halbuki bugün hava o kadar güzel ve biz ikimiz öyle çok sevişiyoruz ki, Biribirini seven iki genç nişanlıdan daha kuvvetli bir sev- &i oturuyor; biraz sonra otomobil du- KIRILAN BEBEKLER Nakleden : Zeyneb İdil rune& yavru keçiler gibi tepelere, 2- daçlara tırmanacak... Asfalt bitince kırmızı toprakla taş karıştırılmış dar bir yola saptık. Et- rafın yeşilliği insana yaprak denizin- de ilerlediği hissini veriyor, Eşiklerin- de yüzleri güneşten kızarmış çıplak ayaklı çocukların oynadığı tek tük ku- lübeler geçiyoruz. Yalnız zenginleri gezdirmeğe mahsus olan lüks otomo- bilin arkasından bir an bakmak, hay- kırışmak, el sallamak için oyunlarını bırakıyorlar, Bu yollarda senelerden beri dolaştığım halde tabiatın bu de- rece zengin oluşunu, insana bu dere- ce neş'e ve sükün verişini bugünkü kadar hissetmemiştim, Tabiata karşı bugün içimde sonsuz bir sevgi var. Penceremize değecek kadar uzanmış yeşil dalları tulmak için israrla kol Jarımı uzatıyorum, Otomobili bir kenarda bırakıp yürü- meğe başladık. Bir tepenin dibine si- dınmış yatıyor gibi düran küçük göl bugün sanki uykuda, Etrafında açmış rengârenk çiçeklere bakıyorum, Yal- nız kırlarda görülen bu çiçekler taze“ Jikleri, güzellikleri, sadelikleri ile gör- leri kamaştırıyor. Kısa bir bayır indikten sonra köşe yapan yine ağaçlıklı bir yola girdik. Çifliğin kiremit damlı yegâne büyük evini görünce sevinçle ellerimi çırp- tım. Başı yemeni sıkılmış ihtiyar bir kadın kapıdan bizi karşılıyarak evin yan tarafına konulmuş tahla bir mer saya götürdü. Gülümsiyerek yüzümü- ze bakıyordu. İhtiyar kadının bizi 5€- vişen bir çift gibi görmesine ben de gülmeğe başladım ve hayretle büyü- yen gözlerinin önünde babamın bpy- nuna sarılıp öptükten sonra süt 15- marladım. Üzeri iki parmak kaymak futmuş süt bardaklarını getirirken ih- tiyar kadın önüne bakıyordu. Bugün içimde coşan bir neş'e var, durmadan şarki söylemek, koşup oynamak isti- yorum. Fakat bütün gayretine rağ- men durgunluğunu bir türlü üzerin- den atamıyan babamın karşısında câ- nım sıkılıyor. Sütlerimizi içtikten son- Ta: — Gel gidip hanımeli koparalım.. atler düşmektedir. Son günlerde san- dığı 16 liraya satılmaktadır. Fiat ucuz luğu yüzünden İstanbulda en çok 88» tlan yiyecek maddesi yumurtadır. Bugün bakkallardan başka, menay- lar, sebzecilerde bile yumurta bulmak kabildir. Fakat küçük satıcılar, yu murtaları boylarına göre ayırmışlar. dır. Küçük yumurtaların dördü beş kuruşa, büyük yumurtaların Üçü beş Kuruşa satılmaktadır. Findik — Fiat 48 kuruşta durmak- tadır, Yukarıda yazdığımız gibi, artık fındık için satış sezoni geçmiştir. Tüc- carın düşündüğü, yeni sene mahsulü ile; Almanyaya sattıkları malların be- delini almaktan ibarettir. bol miktarda satışlar olmaktadır, Av derileri — Sansar, tilki derileri üzerine satışlar gevşektir. Geçen haf- ta yazdığımız gibi, son zamanlarda Amerikadan çakal derisi üzerine tar Jepler çoğalmaktadır. Balık — Son bir hafta içinde, İtal- yaya mühim miktarda orkinos ve to- rik balığı ihracatı olmuştur. Yunar ristandan balık üzerine siparişler a- zalmıştar. Peynir — Bu hafta içinde piyasaya 2000 leneke kadar peynir gelmiştir. Fakat piyasaya bol miktarda mal gel- diği hrlde fiatlerde bariz bir surette düşkünlük yoktur. Hâlâ vo peynir- Karaman Halk kollarına seçilenler Karaman (Akşam) — Karaman Halkevi başkanlığına avukat B. Emin Agâh Ünver, sosyal yardım başkanlığı- na bayan Müzeyyen Bozkurt, üyelikle- re bayan Fahriye Öktem, İnayet Sava- şan, avukat B. Hasan Kaynak, Dr. B. Salim Atay, kurslar başkanlığına ba- yan Müzeyyen Balkır, üyeliklerine ba- yan Nebahat Attilâ, bayan Sacide As- kes, kitap,saray ve yayın başkanlığına avukat B. Ali Galip Fartanoğlu, üye- Mklere B. Hüseyin Erözden, M. Gençoğlu, gösterit başkanlığna B, Ri- fat Önhaz, üyeliklere B. Halit Oktar, H. Özel. Köycülük başkanlığına B. 'Talât Attilâ, üyeliklere B. Sahri De- ğan, B. Ali Yapıcı, B. İzzet Demir, B. çizildiği, elbisem yırtıldığı halde sön- mez bir hırsla dalları koparıyorum. Babam da bana yardım ediyor. Biraz sonra bu oyundan da bıkarak kenar. daki tümseğin üzerine oturdum. Ba- bam da yanıma yerleşti. Yorulduğu halinden belli, fakat ses çıkarmıyor, şikâyet, etmiyordu, Cebinden çıkardı- ğı kocaman mendili ile terini silerek benim bin bir itina ile saplarını ayni boyda kesip düzeltmek için uğraştığım hanımeli yığınlarına bakıyordu. Çiçeklerime daldığım bir sırada bir- denbire elimi yakaladı, yanakları kıp kırmızı olmuş, gözleri yüzüme bakmı- yordu. Bu çekingenlik neden? Acaba — Süzi bazen evlenmeği düşünür müsün?, Olduğum yerden sıçradım. Bu sual biraz tuhafıma gitti. Babama baktım, her zamanki açık, mert bakışları bu- gün sankf bildiğini benden gizlemek için dumanla örtülmüş, Üst dudağını asabiyetle sırıyordu. — Evlenmeği düşünmek mi?... Ne 25 Mart 1937 >—— -— KADIN KÖŞESİ Tayörle giyilecek bluz A Kahve rengi tayörle giyilecek saya krep saten bluz. Kolları ve yakası kahve rengi krep saten ile süslenmiş» tir. ERİ Yirmi sene konuşmıyan adam Şimdi yalancılık cürmile mahkemeye v verildi Sofya 22 (Akşam) —Ç Çekoslovakya- da Mihalovisi kasabasında 20 sene- denberi hiç konuşmıyan harb malülü Arpad Palasta Hamında biri, bir kaç gün evvel birdenbire konuşmağa baş- Jamıştır. Hadise şöyle olmuştur: 'Büyük harb esnasında cephede ai- dığı yaralar üzerine konuşamıyan Arpad Palasta, son zamanlarda Mihs- Yovtsi kasabasında mekteb kapıcılığı yapıyordu. Kapıcı bir kaç gün evvel oğiumun evine misafirliğe gitmiştir. Burada kendisine börek ikram etmiş- lerdir, Kapıcı böreği yedikten sonra birdenbire: «Çok iyi olmuş!» demiştir. Oğlu, babasının konuştuğunu gö- rünce hayrette kalarak bayılmak de- recesine gelmiş ve bütün ailece buna sevinmişlerdir. 50 yaşlarında olan Arpad bunun üzerine şu izahalı vermiştir; «Büyük harpte istihkâmlarda bulunduğu sira- da sağ kalırsa katiyen 20 sene hiç ko- nuşmiyacağına yemin etmiş, şimdiye kadar bu yeminini tutmuş. 20 sene ge- çen gün bittiğinden şimdi konuşmağa başlamış.» Bu hadise hemen her taraftan du- yulmuş ve hükümetin kulağına da aksetmiştir. Hükümet harpte geçirdiği sakatlık dolayısile kapıcıya malüliyet maaşı bağlamıştı. Palasta, bu maaşı 20 senedenberi almıştır. Yalancıktan konuşmadığı için şimdiye kadar aldığı bu malüliyet maaşı paralarını hükü- mete iade edecektir. Aynı zamanda yalancılık cürmile de mesul tutularak cezaya da çarptırılacaktır. — Teşekkür ederim, benim de başı- mı derde sokmak mı istiyorsun. de- dim. Bir iki dakika ikimizde sessizce kaldık. Bu sessizliği evvelâ ben boz- dum: — Said paşanın karısı mi seni bu İşg murahhas tayin etti? diye sordum. — Said paşanın karısı da nereden aklına geldi?. — Öyle ise benim için cebinde bir sürü açıkça anlatıyordu. «Zavallı Sü. siciğim! Sen hiç bir zaman ciddi bir kız olumıyacaksın!> der gibi omuzla- rını silkti. Bir kaç dakika bekledikten sonra babamın bir tek kelime daha — Mükemmel bir genç, Süzi sen dd tanırsın... Hepimiz severiz; kendim den fazla ona itimadım var., dedi, — Anlıyamadım. — Nedimi... — Bay Zühtünün oğlu mu?. —'Te kendisi. Hanımellerini yüzüme siper ederek kahkaha ile gülmeğe başladım. (Arkası var),

Bu sayıdan diğer sayfalar: