1 Nisan 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

1 Nisan 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKŞAM Sahife $ Eri, gene tetkikler | keniyn nini | Ankarada herkese raporunu azırlıyor us övün sel açık bulunan birev | SİYASİ İCMAL - Yeni anlaşmalar * ni anlaşma N odda imzalanan Yugoslav * İtalya Hariciye nazırı Kont Cit? ins mütahedesi takip etti. Bu mu On ilç sene evvel Yugoslanya BoşYeri pie Macar - Yugoslav anlaşması meşhur in Romaya yaptığı FİY vektir. Çünkü Kont Clano” eşhur Pasiçi takip edece Ç ğ ti ği tten- Teti iade ettikten sonra Bomaya döle | “in italya kral ile birlikte Peştey& | getiğin reisliği altında bir müddette İ rini dü, 1924 senesinde Pasig İHO > kararlaştırılmıştır. sepeleii beri siliniz amm m — li 1g | şimdi. Belgradda imalar” 1: Macaristanın kral nat in Komisyon reisi B. dün | (iğ e E YE ny ş > Y i deye benzer bir dostluk ve aderşi 1607 let şefi bulunan amiral Hortönin | tirmiştir. yon . Şefik Mis VA Yi. » iu i vüZ muahedesini #mzalamıştı. Fakat Yugoslavya gazetecilere: z z Ş il j «Tedkiklerimizi bitirdik. Birkaç güne kadar Ankaraya giderek raporumuzu vekâlete arzedeceğiz. Şimdiden bir şey söyliyemem.»> demiştir. Aldığımız habere göre komisyon şir» ketin ilk tesisi sıralarında on beş bin abone ile işe başladığı halde son zâr manlarda abone miktarının yüz bi- ne çıkarıldığını göz önüne alarak şirketin kârmı, şehre verilen cereyan miktarının abonelerin ihtiyacını kar şılayıp karşılamadığını, şirketin mü- kavele hükümlerine ne derece riayet ettiğini, abonelerle münasebatı safha» larını incelemiştir. Komisyonun verceği rapordan son- Ta Nafın vekâleti şirket hakkında bir karar verecektir. Anadolu yakası için Du muahede İtalya le Sn os | geçerek ilalyaya yaptığı #Ayereii — arasında biribirine karş ti, ği Tin ifimadsızlığı bertaraf Beş senâlik mildeeti münkazi OlĞ4K | ada tan sonra yani 1929 senesinde tecdid edilmemişti, mi Şimdi ise yeni muah. ıpılıyor. Macarisi Taft tatmin etmiştir. Çünkü iki ME Yarının Habeşislen > İeket arasındaki münasebete ta8hf” ğunu ük tanıyor deni. yi eden büyük ve küçük her türlü ZE ad munhedi leleri hâlletmiştir. İtalya bu defe ji | yugoslarya goslavyd ile anlaşmağa vel Dir zaman, şümullü bir ereniyet HAYES | Ün Ke ye imparator Binme yaratmağı kendisine iş edirmisiir. iz maksadla Bulgaristan: Yugosiaryi Macaristan Grlaşmağa teşvik etmişti. Neticed0 Belgradda Bulgar ve Yugoslav Başv?” : killeri arasında ebedi dostluk muah& laşmasının 2 B. Hamdi Aksoyun Yenişehirdeki evi nin örneği olarak Veni dö heykeli kabul edilmişti. Bir ps dın için; Venüs heykeli gibi — mek, onun fevkalâde güzel ol Runu anlatmağa yeterdi. * Sahiden de, Venüs heykelinin €ndam tenasübü harikulâdedir. Bugünse Amerikahlar 1937 s8“ hesi — Amerikn gözeli mis İscİ WEstrallin, Venüsten çok de güzel olduğunu iddia ediyorlar i va 9: rakkamına de- liymiş, Yani: 9-643.» bu rakkamia «Karış ölçülmeli, bu sd numaran sar harici ksmet 0.9 olmalı dü vücud ağır- y le nda da ipi rabıta m am Pa gl bacak uzun” ye Z ya — .» an kimseler yer Belediye bir senede köpek öldümü. re bele- Hazırlanan bir istatistiğe göre sd diye 938 senesi içinde 20 ba e dürmüğtür.. İlkbahar z peki köylerden şehre akın o lerinden nisarıda:f itibaren köpek öl dürütmesine yeniden başlanacaktır. > Bir motörde iki hırsız yakalandı Galata ve Sirkeci rıhtımlarında mo” örlerden eşya çalmaktan SUÇLU İNed adında biri dün gece gene bir me törde hursızlık yapmak isterken cür- ümeşhud - halinde yakalanmıştır. elimiğd dün ndiiyeye verilmiş ve tev- lığı 20 bin ün en güzel insanları sayıldığına bakalım, elinize metreyi başlayınız. Mis Es tam bu hesaba uy- lduğu için şimdi bir çok kadınlar, Kızlar, tam mânasile boy ö uzunlukla | züni alıp ölçünmeğe trallin ölçüleri ilince de harici gun o danlığından beş tar. Bundan başi ra yapılacak yeni binalar için lâzım 0- u Meh | İ ş mahkümun im- 4 kararlaştırılmış bay Cemil bu mi vanın esası şudur: Beyoğlunda Horhbroni adında bir doktor evinde otururken şiddeti bir gürültü duymuş ve sokak kapısının önüne çıktığı zaman kapının iki tara» fındaki çerçeve camlarının parçalan» mış olduğunu ve bir işçinin de elinde taşlarla kaçtığını görmüştür. Doktor derhal polise haber-vermiş ve kaç olan Cemal yakalanarak cür- iMmümeşhud mahkemesine verilmiştir, Mahkemede suçlu amele suçunu iti» raf ederek kendisini haklı çıkarmağa kalkışmış ve: — Bu doktor bir bina yaptırıyordu. Ben tuğla taşıdım. Yaptığım işe kar- galık 110 kuruş alacağımı vermedi. Ben de kızdım ve intikam almak için taşlarla kapının camlarını parçalar dım. Şimdi gene alâcağımı da istiyo- rum.. demiştir. Davacı doktor Horhoroni bu iddiayı reddederek: — Benim böyle bir alacak işinden haberim yoktur. Esasen İnşaatımda Çalışan işçileri tanımam ve kendileri- le temasım yoktur, Bunların işleri ve Paraları adamlarım tarafından idare edilir, Bu adama borcum olduğunu bilmiyorum. Bu adam fena bir mak- sadla benim camlarımı kırmıştır. Demiştir, Bunun üzerine hâkim, bu işi ne maksadla yaptığını ve işlö- diği suçtan pişman olup olmadığını sormuş, suçlu Cemal: — Ben alacağımı vermedikleri için kızdım ve camları kırdım. Yaptığım- dan da hiç pişman değilim. Yüz on kuruşumu isterim.. Cevabını vermiştir. Şahidler de din- lendikten sonra suç sabit olduğundan mahkeme Cemalin on beş gün hap- sine karar vermiş ve kendisi mahke- mede tevkif edilerek tevkiMhaneye gönderilmiştir. Hava tehlikesine karşı açılacak kurslara başlanıyor Hava tehlikesine karşı tedbirler al- mak üzere toplanan kömisyon, dün de vali muavininin reisliği altında iç- tima etmiştir. Halka aid kurslar bü hafta içinde açılacağından dünkü top- Jantıda kursların yerleri ile verilecek derslerin ve konferansların - listeleri tedkik edilmişlir.., Sivrisinek mücadelesi Dünkü nüshamızda sivrisinek mü- cağelesi hakkında bir yazı vardı. Bu — Hayrü ha (o. Hamdi Aksoy senatı vefir, eltaf ve ihsanı mütekâsir, tiynetleri güna- gün hasaisle mecbul, âynde ve re- vendeye nimetleri mebzul, garibdost kimselerdir. Diye methü sena eder. Merhum, bugüne erişip te Ankara- yı ziyaret etmiş olsa, (Osman zade) Hamdi Aksoy hakkında da hiç şüphe yok ki ayni lisanı kullanırdı. İzmirin muhterem saylavı B. Hâm- di Aksoyu tanımaz musınız? Eminim ki bu süalime menfi cevap verecek pek az kimse vardır. Bunlar dahi, mer- kezi hükümete herhangi bir çetin işi kovalamağa gitmemiş, günlerce, haf- talarca, aylarca hattâ, ümid ile yels arasında bocalamamış insanlardır. (Osman zade) iyi insanın, ve siyi- lik etmek; faziletinin müşahhas timsa- Ildir, Kapısı bazan ufacık bir yardım, bazan küçücük bir teselli kelimesi arıyan, bazan da sırf bir güler yüz görmek, bir tatlı dil işitmek ve böyle- ce İnşirah bulmak için Yenişehirdeki meşhur eve koşan her yurddaşa açık- tar. Gazetecilikte senelerce emek verdi- ği için kalem erbabını, hakiki güzel- Jiğin ezeli meftunu bulunduğundan dolayı bütün güzel sanatlar müntesib- lerini, Türk yurdunun, üç asırlık bir tarihe malik bir hanedanının evlâdı olmak ilibarile ruhen ve kalben bu vatana bağlı tekmil yurddaşları, (Os- man 2ade) hayırhah gönlünün olan- ca kabiliyeti ile karşılar, onları kibâr- ca, efendice izaz ve ikram eder, ... Ankara palasın, eski Babımeşihat diyanhanelerini andıran, uçsuz, bu- caksız, loş ve boş salonunda biri he. nüz o sabah İstanbuldan gelmiş, di- geri, çıkmakta nazlanan bir işin peşi sıra Ankarada yıllanmış iki ahbab karşılaşır karşılaşmaz ilk sözleri şü olur: — Yahu! Osman zadeye gittin mi? — Hayır. Ben daha bu sabah gel- dim. — Öğleyin işin var mı? — Yok, — Öyle ise, seninle, Osman zadeye öğle yemeğine gidelim, Bu âni teklif herhangi bir ihtiraz kaydinden varestedir. Buna karşılık; — Böyle habersiz gidilir mi? Denmez. Bilâkis, ev sahibi haberli gidenlere daha çok kızınağa mütema- yildir. Haberli gitmek, onun indinde Çocuklara mahsus müsabaka resmi; desi imzalanmıştı Feyzullah Kazan | getirilen malzemenin şirketin başka | unkara 30 Mart Jem, sanat, ticaret ve endüsiri erbar Bulgar - Yuyoslar muahedesini ge” b mıntakalarında kullanılmasını tedkik | O çEvliya Çelebi bından bir kaç kişiyi birden onun sof- eden diğer komisyonun faaliyeti he | gezdiği ve gör- rasında, salonunda toplu bulursunuz. ii z nüz nelicelenmemiştir. düğü memleket- Üstada yıllardanberi bir evlâd aşkı leri tarif ederken, N ile ve canla başla hizmet eden bay | müttasıf bulun. © < Mustafa, efendisinden sirayet etmiş Parasını d amayınca duğu kadirşinas- güler yüzü ile #izi karşılar ve merak- hık icabatından Ja, zevkle döşenmiş evin içine alır, camları kırmış olarak, o memle- Bu ev, ve bilhassa onun bahçesi DE O - ketlerin — kibar, Ankarada - hayır, yanlış demiyeyim: Mahkeme on beş gün | yisafiperver gi Türkiyede -. meşhurdur. Güzelliğe hapis karârı verdi rib dost, hayır tapınç derecesinde bir aşk besliyen ———— sever ve mük- « bay Hamdi, ilâhının en uygun teosi- Beyoğlu mahkemesinde © Cemal &- | rim âyan ve ep > k lisini çiçeklerde ve fidanlarda bul- dında bir işçi mahküm edilmiştir. Da- | yatını; muştur. Ve bu buluş neticesindedir ki, Ans karada tik çiçek bahçesini vücude gö- tirmiş olmak hazzı onundur. Eski kitaplarda gözüme flişmiştif Bilmem hangi şark diyarının hüküme darı, kendi ülkesinin dışında yolculu- Ea çıkacak olduğu zamanlar, kundu» ralarmın tabanlarını ufki ikiye bö- İerle, ara yerine kendi memleketinin toprağından bir kat yerleştirirlermiş; hükümdar da, bu suretle ülkesinden dışarıya güya çıkmamış olurmuş. (Osman zade) nin bahçesindeki toprak ta lâfzan Ankara toprağıdır. Tâkin bu toprağa erişmek için Wakal iki kulaç derine inmeli, İşte, bir kaç yıl önceye kadar, burada yegâne vâ- hayı teşkil eden meşhur bahçenin sır. rujbülaa! Şimdi, gidin oraya; neler bulur, neler görürsünüz! İsmini seyahat ki- taplarında, ve Jül Ver'in romanla” rında okuduğumuz nısfınnehar mem» leketlerinin Baobab ağacından mini mini bir saksı içerisinde bir nümü- neden tutun da adı, lâtif bir çiçekten ziyade, ak sakallı, hürmetli bir Rum metropolidini hatıra getiren Amari- loslara kadar bütün nebat fasilele- rinden birer, ikişer göstermelik mev- cuttur. : ... : Göstermelik dedim de aklıma gel di; Hamdi Aksoy yalnız ev ve çiçek meraklısı değildir. Ortaoyunu nasl şeydi, merak mı ediyorsunuz? Osman zadenin yemek odasında, duvari sÜü#- leyen Muazzezin tablosuna gidip ba- kınız. Dedelerimizi eğlendiren kavuk» lu Hamdi ile peşekâr küçük İsmalli, kanbur Ahmedi, zenne Necibi, o der- rin tipik bir cemaati huzurunda, (Kıp kahvecisi) ni oynarken görürsünüz, Bunun karşısında ikinci bir tablo si- 2 eski zamanda genç kızların nasıl görücüye çıktıklarını tasvir eder, Bu- nun yanıbaşında Nef'inin: Slgar suna mehpâreler, nuşetme- mek olur sitem. , (Devamı 16 uncu sabifede) Ercünemd Ekrem Talu a m m ama iğ (AKŞAM)ın teklif ve tekellüf aramak demektir, Haftanın şu veya bu gününde, -yeter ki üstad Ankarada mevcud olsun - saat on iki oldu mıydı; burada yerle yazıda sılma mücadele reisi doktor B, Seyfeddinin beyanatı arasında Anado lu yakasına mazot döküldüğü yazıla- cak yerde Rumeli Bantı denilmiş- edilmiştir, di liğe ilet etmiştir. bagi di y ipka edildi k Düzeltme A Ekmek narhı ipka beğ Di nalât u on Bibi Hüshamızda çıkan yi | Belediye Ke incili, e

Bu sayıdan diğer sayfalar: