10 Nisan 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 10

10 Nisan 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

A. Gücü ile Büneş bugün karşılaşıyor Ankaralıların arzusu her şeyden evvel güzel bir oyun göstermektir Bu hafta İstanbulun iki takımile , milli küme maçlarını yapacak olan Ankaragücü futbolcüleri dün gelerek Beyoğlu otellerinden birine indiler, Kafile, reisleri bay Fikret, idareciler- den Hikmet ve antrenör de dahil ol- mak üzere en dokuz kişidir. Ankaragücü ilk maçmı bugün Tak- sim stadında Güneşlö'yapacaktır. Mil- li küme maçlarının başladığı ilk gün Galatasarayla yaptığı karşılaşmadan sonra on beş gündür maçı olmıyan Güneşi bugün ikinci defa seyredece- ğiz. Ankaragücünün nasıl bir takım çi- karacağını kestirmek zordur. Fakat şimdiye kadar Ankarada yaptığı üç maçta çıkardığı takımlara göre az çok bir fikir edinmek de kabildir, Ankaragüsünün -Gençlerbirliğine, Fenerbahçeye ve Doğanspora çıkardı- ğı üç takımda değişmiyen oyuncuları şöyle tesbit edebiliriz: * * AliRiza Semih Musa Hamdi Ok Şükrü Abdi Bu &lli oyuncunun gene yerlerini muhafaza edeceklerini zannetmek fazla bir yanlış olmaz. Çünkü Ali Riza ile Abdi takımın en eski oyuncuları olduğu gibi Semih, Musa, Hamdi ve Şükrü de en iyileridir. Ankaragücünün ilk maçında soliç mevkiinde Bilâl, merkez muhacim mevkiinde de Muhiddin oynamişlardı. Fakat anlaşılan bunlar muvaffak olar madılar ki son iki maçta soliç yerin- de İsmail, merkez muhacim yerinde de Yaşar oynatıldı. Bu iki maçta İsma- ün iki, Yaşarın da bir gol yaptıkları nazarı ifibare alınırsa ilk maçtakiler- den fazla muvaffak oldukları ve bu- gün de oynatılacakları kuvvetle tah- min edilebilir. Bugün gelen Ankara futbolcüleri Kaleciye gelince, eski İstanbulspor- Tu Osmanın değil, Mehmedin müdafaa etmesi beklenebilir, cilerden bay Hikmet bize şunları söy- ledi: — Tam kadromuzla geldik. Netice hakkında her hangi bir takım. için maçtan evvel iddialı bir şey söylemek doğru değildir. Biz yalnız, elimizden geldiği kadar güzel bir oyun göster- meğe çalışacağız. Gerek yukarıdaki tahminlerimiz- don, gerek bay Hikmetin «tam kadro ile geldikleri; ifadesinden Ankarrgü- Spor yalnız klâsik mücadele ve oyunlardan mı Ibarettlir? cünün bugün sahada en kuvvetli şek- lile yer alacağı anlaşılmaktadır. Buna mukabil Güneş takımı nasıl çıkacaktır? Biz ötedenberi alıştığımız. müdafaada bir değişiklik olacağını zannetmiyoruz. Şu halde: Cihad Reşad O Faruk İbrahim “Rıza Daniş Şeklinde olduğu gibi muhafaza edi- leceğini kabul edersek iş hücum hat- tına kalmaktadır. Filvaki Rasih Pari- se gittikten sonra Güneşin hücum hattı esaslı şeklini bulamamış götün- mektedir. Selâhaddinle Rebii ve bazen sağda, bazen solda oynatılan Melihin hücum hattında yerleşmiş oyuncular olmasına mukabil bu beş kişilik hü- cum kadrosunu şimdiye kadar muhte- lif fırsatlarda tamamlamış beş oyuncu hatırlıyoruz. Bunlar da: Necdet, Ah- med Kemal, Refii, İsmail ve Tanerdir. Bunlardan hangi ikisinin hattı ta- mamlıyacağını kestirememekle bera- ber Ahmed Kemalin sakat, -İsmailin #âmansız olduklarını, Tanerin de son Galatasaray maçında muvaffak ola- madığını hesap ederek Melihin gene sola alınmak suretile takımın şöyle yapılacağını umuyoruz: Cihad Reşad , Faruk İbrahim Rıza Daniş Melih, Rebii, Necdet, Selâhaddin, Refii “Milli küme maçları başlıyalıdan be- ri bir Ankara takımının İstanbula ge- lişinin ilk olması ve Ankaragücünün de geçen hafta İzmirin Doğansporunu 5-1 gibi farklı bir netice ile yenmiş bu- lunması dolayısile bugünkü Ankara- gücü - Güneş rhaçının haklı bir alâka 'uyandıratağını zannediyoruz. Diğer taraftan bay Hikmetin söylediği gibi AAnkaragüçlülerin arzuları güzel bir 0- yun göstermek olduğuna, Güneş te i- yi ve temiz oynamakla tanınmış bir takım olduğuna göre heyecanlı oldu- ğu kadar güzel ve zevkli bir maç sey- redeveğimiz muhakkaktır. Sadun Galip Bugün Güneş - Ankaragücü Saat 16 da Taksim ; stadında Bu vesile ile hatırlatalım: An- karagücü üç maç yapmıştır. Bir galibiyet, iki mağlübiyet ve beş puvanı vardır. Sekiz gol atmış, do- kuz gol yemiştir. Attıkları sekiz golden üçünü solaçıkları Hamdi, ikisini soliçleri İsmail, birini mer- kez muhacimleri Yaşar, birini sağ» içleri Şükrü, birini de merkez mu- En değerli vükelâda bile nadir bu- lunan murassa Mecidi, murassa Os- mani, murassa İftihar nişanlarile tal- tif edilmişti. Balkan devletlerinin muhtelif nişanlarından maada hep birinci rütbeden olmak üzere Fransa- dan Lejion d'Honneur, Almanyadan Couronne de Prusse, Avusturyadan Fransua Jozef, Rusyadan Saint Sta- nislâs, İtalyadan Couronne d'İtalie, İrandan Şirü Hurşid nişanları ak mişta. Bu kadar itibar ile beraber Rıd- van paşa Bedirhayilere diş geçiremi- yordu; onların belediye işlerine müda- halelerinden pek bizar bulunuyordu. Fakat bu müdahalelerin önünü kes- tirmenin de iktidarı haricinde olduğu- nu görüyordu. Rıdvan paşanın yalnız Bedirhani Mitat bey ile arası bir derece iyi idi. Al Şamil paşa ve Abdürrezzak beyle aralarındaki bürudet yavaş, yavaş husumet derecesine varıyordu. AAbdürrezzak bey Şişlide su deposu civarında yeni bir ev yaptırmıştı; bu evin bulunduğu sokak kaldırımı- nın döşenmesi için Rıdvan paşaya müracaat etmişti. Rıdvan paşa caddeyi tanzim ettir- meğe başlar; Abdürrezzak beyin evi- ne yüz metre mesafeye kadar getirir, ötesinde inşaatı kâhyası Ahmed ağa marifetile tatil ettirir; ameleyi çeker. Abdürrezzak bey bunun sebebini bir vasıta ile sordurur, Rıdvan paşa: — Bu benim bileceğim iştiri Cevabını verir, Rıdvan paşanın ağası, Ahmed ağa şehremanetinde mühim bir şahsiyet idi. Okuyup yazması yok denilecek derecede iken emanet erkân ve me- murları kendisine son derece hürmet ve tabasbus göstermeğe mecbur idi- ler. 'Emanette belediye çavuşu, - odacı, tanzifat amelesi kaydedilmek istiyen- ler için Ahmed ağaya müracaat-ey- lemek mecburiyeti vardı. Derecelere teksim edilmiş olan zabıtci belediye mevkilerinde becayiş ve terfi yaptır- mak ta Ahmed ağanın salâhiyeli dahilinde idi (Ahmed ağa öldüğü vukit iki yüz bin altın miras biraktığı şayi ol- muştu.) Abdülhamidin kendi hakkındaki te- veccühüne mağrur Abdürrezzak bey, değil yalnız bu kâhya Ahmed ağa- ya, Ahmed ağanın paşesınada bir ders vermek ister. Bir gün tesadüf edince Ahmed ağa- yı tutup erine götürür; hapseder; yol yapılmadıklan Sonra salıvermiye- ceğini söyler. Ahmed 'ağanın üstü, başı yoklanır; yüz küsur altın ile bir kaç yüz lira- Jık senet bulunur. Abdürrezzek bey bunları alır; ma beyine gider. Meseleyi tafsilâtile an- lattıktan sonra Ahmed ağadan aldı- ğı paralarla yolu yaptıracağını arzct- tirir, Hünkâr buna bir şey demiye- rek Ahmed ağanın tahliyesini irade ederi Abdürrezzak bey evine döner ammâ Ahmed ağayı tahliye etmez. Bir kaç saat sonra şehremaneti- nin 150 den fazla çöpçüsü, süprün- tücüsü Abdürrezzak beyin evi önü- ne gelerek Ahmed ağayı isterler; tes- lim edilmediği takdirde cebren ala- caklarını söylerler. İş azar; sopadan, bastondan silâha kadar varır. Abdürrezzak beyin kardeşi Bedir- han bey iki kurşunla başından ve bacağından yaralanır, Amele nihayet Ahmed ağayı alırlar, Payitahtta hükümet kudretinin hal ve derecesini gösteren karakteristik bir misal, değil mi? Rıdvan paşanın Bedirhanilere bu hakareti ancak kanla temizlenebile- ceği yolunda imalarla Hünkâra ar. zolunur, Abdülhamid: — İcabına bakacağımi Şimdilik çöpçü ve süprüntücüler nefyolun- sunl i Diye irade eder, Abdürrezzak beyin Rıdvan paşaya karşı hissettiği gayz ve kin bu cevap SARAY ve BABLÂLİNİN İç YÜZÜ Yazan: SÜLEYMAN KÂNİ İRTEM — Tercüme iktibas hakkımahfuzdur. Tetrika No. 861 Ridvan paşa nasıl öldürüldü ? Adliye nazırının gösterdiği celâdet 10 Nisan 1997 ile bittabi teskin edilemez. Bedirhani- lerden bazıları arasında. (Aleyhinde teşebbüslerde Obulnul- mak üzere) müzakereler cereyan et- tiği Bedirhani Mitat bey tarafından Rıdvan paşaya haber verilir. Fakat nüfuz ve İkbaline güvenen Rıdvan paşa buna lâyik olduğu derecede ehemmiyet atfetmek, 1906 martının 22 nci cuma günü sabahleyin Mitat bey tekrar Rıdvan paşaya gelir; o gün Göztepede ken- disine taarruz tertip edildiğini ihbar eder; Rıdvan paşa gene: — Ben kimseyi öldürmedim ki be- ni öldürsünler. Ben böyle korkmam: Diyerek selâmlığa gider. Selâmlıktan sonra Göztey den inerken dört Kürt bir paşanın üzerine ateş ederler. Rıdvan paşa sekiz yerinden yara- lenir, on dakika içinde vefat eder. Ka- Üller kaçarlar. Göztepe İstasyonun- da polis ve zaptiye bulunduğu helde kimse takiplerine koyulmaz. 'Trenden inerken Rıdvan paşanın yanında doktor ferik Ömer paşa İle dava vekili Hâmid bey vardı Oğlu Reşad bey de karşıcı çıkmıştı. Fakat üçüde bir şey yapamazlar. Yalnız Reşad beyin yanmdaki Neşet pehli- van katillerin arkasından koşar. Ka- yışdağı yolunda (Suterazisi omev- kiinde ikisini tutar, karakola götürür. Bunlar bu cinayeti Ali Şamil pa- Şanın emrile yapmış olduklarını söy- lerler. Katillerden diğer ikisi polis ta- rafından Kadıköyünde yakalanır. Caniler muhafaza altında merkeze götürülürken Ali Şamil paşa Kurba- Ealidere köprüsü üstünde önlerine çı- kar. Zabıta memurlarına vazife esna- sında sövüp sayar, tehditkâr tavrile: — Bunlar tütün kaçakçısıdır | Diye-ellerini çözdürür, kendilerine sigara ikram eder, alıp Kadıköy ni- zamiye karakolhanesine, oradan da Selimiye kışlasına götürür, Rıdvan paşanın katli Kadıköyün- de otüran kardeşi Reşid paşaya ha- ber verilir. Keyfiyet mabeyine aksedince sa- raydan mabeyinei Bekir beyle Ce- vad bey Ridvan paşanın Şişlideki ko- nağında valdesine, ailesine taziyet için gönderilir. Ayni zamanda paşanın bütün mu- habere evrakı mübürlenerek saraya götürülür! Rıdvan paşanın cenazesi masrafı cebi hümayunden verilmek üzere Fa- tihte defnolunecektı. Vakasın ertesi günü cenaze alayı için dört vapur hazırlandığı, .Sirkeci- de de .bir cemmigefir toplandığı ih- bar edilmesile #âdir olan irade üze rine cenaze Sirkeciye uğratılmazi Beşikteşta Yabyaefendi dergâhında defnedilir! Adliye nazırı Abdürrahman paşa katillerin tevkifi için ayek direr; ira- de çıkmaz. Şamil paşaya karşı adliye makine- sini işlemez görünce Abdürrahman paşa makamına gelmez. Sual üze- rine katiller tevkif edilmedikçe gele- miyeceğini de arzeyler. Abdülhamid, arab İzzet paşayı gön- derir. Fakat Abdürrahmen paşa ma- kamına devamı hakkında sâdir olan iradeye imtisal göstermez. İzzet paşa ikinci defa gelir ve: —Siziahp makamınıza götürme- ğe memurum! Derse de Abdürrahman paşa: — Mezara giderim; fakat ketiller tevkif edilmedikçe adliye nezareti ma- kamına gidemem! Diye ısrar ve tecellüd gösterir. Bunun üzerine katiller tevkif olu- nur, İstanbul istinaf o müdelumumisi Necimeddin Molla bey saraya celbo- Yunarak bir tahkik heyeti teşkil edilir. Muhakeme neticesinde katiller ida- ma mahküm olurlar; ancak cezaları irede ile mebbed küreğe tahvil olunur, YArkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: