14 Nisan 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 10

14 Nisan 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ATI ETİZM BAHİSLERİ: Avrupanın en iyi beşleri Bir Avrupa şampiyonası yapılsa Almanlar birinciliği, Finler ikinciliği alırlar Henüz atletlerimiz piste çıkıp an- trenmanlarına başlamadılar, Fakat burada kullanılan piste çıkmak tabiri yanlış anlaşılmasın. Filvaki atlet kı- şın muntazam salon idmanları yap- tıktan sonra mevsim başlar başlamaz Piste çıkar, antrenmanları açik hava- da ilerletir ve müsabakalara yakın da istirahat eder. Fakat şüphesiz bizde böyle birşey mevzuu bahis değildir bile... Nazlı atletlerimiz, ne hikmettir bilmem arcak müsabakalardan iki hafta evvel piste çıkar, sözüm ona çalışır ve forme girerler! ... Hoş son zamanlarda İrfanla Fethi Londraya, Karakaşia. Naili Amerika- ya, Semih Parise, Avni ile Fikret Al- manys, e, Sedad Belçikaya, Riza İz- mire, G-lib Ankaraya, Zeki Simava gittikten ve Besim, Mehmed Ali, Ziya, Küçük £esim pistten çekildikten son- Ta Haydar, Pulad, Veysi, Recep de or- tadan kaybolunca meydanda atlet denecek kimse de kalmadı ya... İşin asıl fena tarafı boş kalan bu yerler bu şeraitte yıllarca doldurulamıya- cak. Avrupa iklimi İstanbuldan bir hay- li sert, soğuk ve yağışlı olmasına rağ- men oralarda atletler haftalardır ça- lışıyor, müsabakalar yapıyorlar. Mev- sim başından bugüne kadar #ldıkları dereceler mükemmel formde oldukla- rını gösteriyor. İşte size bügüne ka- dar her mesafede en iyi derece yapan beş Avrupa atleti: 109 METRE; Osendorp (Hollanda) 10,5 Brohaymer (Alman) 10,5 Stredberk (İsveç) 10,5 Horenberger (Alman) 106 Penikton (İngiliz) 10.6 200 METRE: Osendorp (Hollanda) 215 Stradberg (İsveç) 21,6 Nekerman (Alman) 217 Vonkerben (Hollanda) 21,7 Brohaymer (Alman) 218 400 METRE; Brown (İngiliz) 478 Roberis (İngiliz) 478 Blasezak (Alman) 479 Lanzi (İtalyan) 483 Bakfild (İsveç) 48,5 800 METRE: Stothard (İngiliz) 1521 Deseker (Alman) 1524 Lanzi (İtalyan) 1.53.2 Raul (İngiliz) 1.53.4 Ni (İsveç) 1.552 1500 METRE: Bekali (İtalyan) 3.529 Korus (İngiliz) 3.541 Rive (İngiliz) 3.546 Sabo (Macar) 3.548 Ni (İsveç) 3559 5000 METRE: Letinen (Finlândiya) 14220 Haikert (Finlândiya) 14.228 Salmenien (Finlândiya) 15.27.38 Conson (İsveç) 14.284 Maki (Finlândiya) 14.318 10000 METRE: Askola (Fin) 31.14.6 İzobola (Fin.) 31156 Virtanen (Fin) 31.205 İton (İngiliz) 31.260 Zirink (Alman) 3140.55 110 MANİALI: Lintman (İsveç) 147 Pinley (İngiliz) 149 Torton (İngiliz) 15.1 Velher (Alman) 151 Vegner (Alman) 151 400 MANİALI: Sili (Alman) 548 Façeli (İtalyan) 554 Bosman (Belçika) 55.8 Huder (İngiliz) 58.0 Notbrok (Alman) 56.2 YÜKSEK: Bainkoç (Alman) 1.995 Kalima (Fin) 1.94 Martens (Alman) 194 Kotkas (Fin.) 192 Halvorsen (Norveç) 197 UZUN: Long (Alman) 7,78 Tayhum (Alman) 7.558 Mafi (İtalya) 7.52 Pol (Fransa) 7.48 Heia (Fransa) 744 ÜÇ ADIM: Yülenor (Alman) 16.13 Yos (Alman) 1488 Anderson (İsveç) 14.85 Bayasori (Fin.) 14.80 Somela (Fin.) 1418 SIRIK: Snayder (Polonya) 4.02 Hansirker (Avusturya) 4.00 Koreis (Çek.) 4.00 Vegner (Alman) 3.95 Baçalmasi (Mocar) 3.90 GÜLLE; Wölke (Alman) 16.34 Berbut (Fin) 15.85 Şroder (Alman) 15.64 Fogci (Alman) 16.50 Zivert (Alman) 15.36 DİSK: Straider (Alman) 50.10 - Berg (İsveç) 49.13 Siles (Yunan) 48.90 Oberbenker (İtalya) 48.62 Sarli (Norveç) 48.44 CİRİT: Stok (Alman) 73.15 Jervinen (Fin.) 72.10 Vikanen (Fin.) 69.30 Lukatski (Polonya) 68.35 Jevonen (F'in.) 68.30 ÇEKİÇ: Hein (Alman) 56.10 Blask (Alman) 53.50 Bargart (İsveç) 52.68 'Heino (Fin.) 52.40 Kontek (Çek.) 52.37 MARATON: Tamila (Fin) 2.3749 Minon (Fin) 239.09 Palme (İsveç) 248.10 Le Herter (Fransa) 2.50.30 Kalek (Fransa) 2.58.24 Bir Avrupa şampiyonası yapılacak olursa Almanya kolaylıkla birinciliği alacaktır, Almanyadan sonra Avru- pada en kuvvetli atletler Finlândiya- dadır, Finlândiyayı da İtaiya takip eder. Bu derecelere acaba ne zaman eri- şebileceğiz?.... Atlet Milli kümede hakiki tasnif Galatasaray başta, Fenerbahçe ikinci, Beşiktaşla Güneş üçüncüdürler Resmi futbol maçları devam eder- ken, bütün dünya gazetelerinin, tar kımların vaziyetinden okuyucularını haberdar etmek için kullandıkları bir tasnif usulü vardır. Bu da, oynadığı maçın sayısı ne olursa olsun en fazla puanı olan takımı başa geçirmek ve daha az puanı olanları onun altana Si- ralamaktır. Akşamda, bütün dünya gazeteleri gibi, milli kümemaçlarının ertesi günü takımları bu usulle tas- nif ederek puan vaziyetierini okuyu- cularına bildirmektedir. ihdas edilmiştir. Yani bu şekildeki Cesnit, zahiridir ve hakiki bir tasnif değildir. Mili küme maçları. başlıyalı dört hafta oldu. Bu bir ay içinde yapılan on altı maçın neticelerine göre takım- ları, umumi ve malüm usulle tasnif edecek olursak şu neticeye varırız; 1 — Beşiktaş 12 puan 2 — Gençlerbirliği 11 puan 3 — Fenerbahçe 10 puan 4 — Doğanspor 10 puan 5 — Ankareyücü 9 puan 6 — Üçok 7 puan birinci, Galatasray sonuncu görün- 3 — (Beşiktaş 3 puan (Güneş 3 puan 5 — Gençlerbirliği 4 puan 6 — Doğanspor 5 puan 'I — Ankaragücü 6 puan 8 — Üçok 8 puan Mutad tasnif usulündeki sıra ile hakiki sırayı bir fikir edinmek için mukayese edelim: Zahiri Hakiki mektedirler. Halbuki yukarıda dedi- Beşiktaş Birinci Üçüncü ğimiz gibi, bu, zahiri bir tasniftir ve Gençlerbirliği İkinci Beşinci hakiki değildir. Fenerbahçe (OÜçüncü (İkinci On altı maçtan sonra sekiz takımın Doğanspor Dördüncü Altıncı milli kümedeki bugünkü hakiki sıra- Ankaragücü ( Beşinci Yedinci larını bulmak istersek şöyle hareket Üçok Altıncı Sekizinci etmek mecburiyetindeyiz: Güneş Yedinci Üçüncü — Bir takım kaç maç yapmış ise bu sa- | Galatasaray (Sekizinci | Birinci yıyı bir maçta azami alınabilecek pu- Görülüyor ki, bugün en sonda gibi ana muadil olan üç ile darbetmek, aldığına göre 2 puan, Doğanspor beş maçta 15 puan yerine 10 aldiğına gö” Te 5 puan, Ankaragücü 9 aldığına gö- Te 1 puan, Üçek 7 aldığına göre 8 pu- na; Güneş iki maçta, 6 yerine 3 aldı- ğına göre 3 puan; Galatasaray hir maçta 3 yerine 2 aldığına göre 1 pu- an kaybetmişlerdir. Şimdi en az puan kaybedenler haki- katte en iyi vaziyette olacağını dü- şünerek tasniflmizi yaparsak şunu buluruz: 1 — Galatasaray 1 puan 2 — Fenerbahçe 2 puan mış olanların dıgerlerine göre, sırala- rını savmış olmak avantajları vardır. af İM dil Sekiz klüp turnesi Sekiz klüp turnesi tertip heyetin- şe 1 — Sekiz klüp tarafından tertip edilen bir devrelik turnenin ikinci haf. tasına 18/4/937 pazar günü Şeref stadında devam edilecektir. 2 — Umumi duhuliye (15) kuruş- tur. 3 — Program: Saha komiseri: Ahmed Adem Göğdün Süleymaniye - İstanbulspor saat 12 hakem: Burhan Atak, Eyüp - Beykoz 13,40 hakem İzzet Apak, Hilâl-Topka- Pi 15,20 hakem Ahmed Adem Gögdün, Vefa - Anadolu 17 hakem Feridun 14 Nisan 1937 Devairde vergi ihtilâf- larının takibi meselesi Avukat, B. Ali Haydar Özkend eski iki defterdarın mektubuna cevab veriyor Akşamda, iki eski defterdarın gön- derdikleri bir mektuptan . bahsedi fıkrayı dikkatle okudum. Avukatlık ka- nunu lâyihasında vergi ihtilâflarının müdafaa, ve takibi yalnız avukatlara hasredilecoğini (o gösteren maddeye İtiraz ediimek İslenmişlir. Medeni dünyanın kanun'arı ve memleketimi- zin ihtiyaçları gözönünde bulunduru- larak hazırlanmış olan avukatlık ka- nunu lâyihasının 23 üncü maddesi şöyle demektedir: «Kanun işlerinde ve hukuki mesele- lerde rey vermek ve mahkeme ve hüküm veya kaza salâhiyetini haiz bütün mer- ciler huzurunda hakiki veya hükmi şa- hıslara ait hukuki dava, müdafaa eyle- mek ve bu hususlara ait bütün evrakı tanzim ve resmi dairelerdeki münazaslı işleri takib etmek (yalnız bu kanunun hükümleri dairesinde Baroya kayıtlı bu- lunan avukatlara aittir.» Bu madde Adliye vekilinin başkan- lığı altında Ankarada toplanan Avu- katlar kongresince ittifakla aynen | kabul olunmuştur. Bilirsiniz ki bazı haklar ve vazife- ler, devletin esaslı vezifelerine, ânıme menfaatine taallâkları dolayısile bir takım kayıtlara ve şartlara tâbi tu- tulmuştur. Hekimlik, hâkimlik ve avukatlık bunların başında gelir. Bir nalband baytarlık, bir efsuncu he- kimlik yapamadığı gibi adaleti dağıt- mak için yelişmemiş ve yetiştirilme- miş olanlar da hâkimlik ve avukatlık yapamazlar. Devlet, adaleti dağıtmak işinde hâkime baş yardımı yapan avu- kata bu hakkı verir ve bu vazifeyi yükletirken orta, lise, üniversite tah- #illerini ve senelerce süren ve yeni kanunda daha zortaştırılan stajı şart Kaymuştur. Bundan başka meslekte uygunsuzlukları görülenler inzibat meclisleri, haysiyet divanları tarafın- dan tard gibi ölüm cezasına mahküm edilirler. Nihayet idari birer mahkeme olan vergi komisyonları huzurunda hak- ları müdafaa etmek avukatlara veril- miş bir vazifedir. Bunu, müdafaa va- zifesini yapmak için yetiştirilmemiş, meslek inzibatından ve her türlü müeyyideden mahrum iş adamlarına bırakmak, adaletin ruhunu rencide ettiği kadar devletin prensiplerini de bozar, Kendilerini hiç tanımadığım cihet- 1e haklarında bütün vatandaşlar gi- bi sevgi ve saygılan başka bir his bes- lemediğim o zatları hiç kastetmeden diyebilirim ki vergi mtşaviriyiz, ma- liye takibcisiyiz, diye ortada st oyna tanlardan bir kıstunın cehaletlerin- den ziyade yaptıkları iftiralar, devle- tin ve milletin haysiyetini kund ıkla- maktadır. Böylelerini değil vergi ko- misyonlarııa soknmak, darağacına asmak bile azdır. İşte lay'hanın bu alanda kovaladı- Avukatlık yalnız hukuk, ceze, tica- ret alanlarına inhisar etmez. Mali iş- leri takib ve müdafaa etmek de avu- katlığın bir ihtisas şubesidir. Bunlar, meslekten olmuyanlara (verilemez. Adalet ve inzibat prensipi, iş bölümü ümdesi burada birinci plând: Avukatlık müstakil, mâl meslektir. Bir adam bunun için bunun için staj görür. Hayalır oda memur olmayı kurmuş, uzun müd- det memurluk yapmış, ya bir sebep- le ayrılmış ve yahut yaşını başını alarak tekaüd olmuş, devletten ala- cağmı almış ve vereceğini vermiş bir sdamın, müdafaanın bir şubesi olan vergi avukatlığına kalkışması, bir ya- sahane açarak veya bir köşeye sığına- rak (eh, Allah ne verdise) diye talihi- ni tecrübeye kalkışması, onun için de, adalet için de iyi bir şey değildir. Lâyiha, mecburi sin tehdidine uğrı- yarak tekaüd olmuş olen Temyiz âza ve reisinin avukatlık etmesini bile menetmişken adalet hizmetile son günlerine kadar bir iştigali olmıyan- lara bu hakkı elbette veremez; Bu- gün mütekaid divanı muhasebat âza- sı, eski bir defterdar için istenilen bu müsaadeyi yarın eski bir maliye ta- hakkuk memuru veya vergi kalemin- deki sabık mümeyyiz ve kâtib için vermemeğe sebep yoktur. O memur da, vergi nizamnamelerini ve tahrira- ta umumiyeleri, her gün elinden geç- tiği ve tatbik ettiği için, eski bir def- terdardan daha iyi bildiğini iddia edemez mi? Bunun sonu nereye Var nr? Müdafaa, mahkemeler, meclisler, idari kaza makamları huzurunda her nevi ihtilâflar için tecezzi kabul etmi- yen bir müessesedir, Bu vazifeyi ifa için kayıtları ve şartları haiz bulu- nanlara devlet o hakkı verir, Bu hak- kı alanlar, ihtisaslarına göre, ticaret, ceza, vergi, tapu... ilâh, müdafanları- nı yaparlar ve oraya girilecek kapı gayet dardır. Onun hâmisi devlettir. Ölçüsü pek hassastır. Genişlenemez. Ayni zamanda imüdafilerin başı üp- tünde adaletin kılıcı vardır. Ufak bir yolsuzluk o kılıcı yerinden oynatır ve başı keser. Bu kadar ağır yükleri ta- şayanların dahi, devletin adalet ga yesindeki prensiplerine dayanarak, titiz davranmaları hakları ve borçla» rıdır. Avukat Ali Haydar Özkend En ihiyar r tayyareci 70 yaşındaki | pilotun öldüğü anlaşıldı Düşes dö Bed ford adında dün- elir. Cağaloğlunda C.H.P. İlyönkurul merkezi binasındaki bölge merkezine gelmeleri tebliğ olunur, Fahri (Beykoz), Nedim, Talât, E- min, Bekir (Galatasaray), Melih (Fe- nerbahçe), Hikmet (Süleymaniye), Ali Riza, Cemil (Beşiktaş) , Sıtkı (Ko- caeli bölgesi),

Bu sayıdan diğer sayfalar: