4 Haziran 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

4 Haziran 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Biraz kolaylık Kırtasiyecilik aleyhinde daima pek ı şikâyetler işitiyoruz, Sırası düş- /Mikçe hepimiz bundan yana yana eriz. Hakikaten hükümet işle- tİnde kırtasiyeciliği asgari dereceye İndirmek hususunda çok ciddi âdeta Muntazam bir program dahilinde Bayret sarfederek çalışmak lâzımdır. Bir gün şüphesiz ki bunun bir prog- tam diye ele alınmak sırası gelecek- tir. Bugünü muhakkak surette göre- / Ceğimize emin olarak, vesile düştükçe , kırtasiyecitik aleyhinde söz söylemeyi , kendimize vazife bilmeliyiz. Geçen gün bir dostumuz anlatıyor- du. Zaten bu fıkra da bu hikâyenin tenkid ettiği duyguları ifade ettiği İçin, bu hikâyeyi tekrar edeceğiz: Evi- hin vergisini kendisince fâhiş buldu- Bu için, kanunun verdiği salâhiyete “dayanarak, bu verginin indirilmesi maksadile mensup olduğu tahakkuk Şubesine bir istida verir. Böyle hususi ve ferdi tadilât isti- , Yenlerden evvelemirde on lira bir de- Pozito alınır ve bundan sonra, mahal- linde tahkikat yapılmak üzere tadil komisyonu gönderilir. Eğer istida sa- | hibi talebinde haklı ise bu on İlra kendisine geri verilir. Haksız çıkarsa | On lirası irad kaydolunur. Bir nevi ceza olarak bu on liranın alınmasına neden lüzum görüldüğü- mü düşünecek değiliz. Burası kanun meselesidir, Onu mevzuu bahsetmi- yeceğiz. Biz yalnız kırtasiyeciliği göz“ önünde tutuyoruz. İşte böyle bir müracaat yapan dos- tumuz haklı çıkmış. Yani evine giden tadil komisyonu verginin bugünkü Şeraite nazaran fâhiş olduğunu ani yarak vergi miktarını indirmiş. Şim- di sıra depozito olarak verilen on lira- nın iadesine geliyor. Bu on lira nereye yatırıldı? Zorluk İşte buradan başlıyor. Çünkü parayı tahakkuk şubesi kabul etmiyor. Onu bankaya yatırmak lâzım! Şimdi inde- ye sıra gelince, tahakkuk şubesi men- sup olduğu belediye dairesinin muha- sebeviliğine bu paranın İndesi için bir tezkere yazıyor. Belediye dairesi ban- ka şubesine yaziyor ve şube parayı ge- | ri veriyor. Bunun söylemesi dile kolay, Fakat daire daire dolaşarak vakit kaybet- meden acaba bu iş görülemez mi? Ta- hakkuk şubelerine depozitoları kabul salâhiyeti verilmesi bu zorluğu kö- künden keser, wemurlukları bir çok vergiler tahsil ediyorlar. Arada sırada on lira bir de- Pozito kabulü hiç bir tehlike ifade et- mez. Kasaya giren bir paranın 20r- lukla iade edilmesinden korkuluyorsa bu zorluğu kanunen kaldırmak yolu yok mudur? Bankaya yatırılmak lâ- zım ise tahsil şubesi parayı alarak | bankaya kendisi götürmesi ve istida Sahibine iade lâzımgeldiği zaman derhal kendisi iade edip bankadan da kendisi parayı getirmesi halka ko- laylık itibarile daha makul olmaz mı? Bütün bunlar kabil değilse belediye muhasebe kaleminden dolaşmağa ne lüzum var? Doğrudan doğruya ta- hakkuk şubesinin tezkeresile banka- dan parayı geri almak yolunu neden böyle dolambaçlı bir şekle sokmalı? Akşamcı Tahakkuk ve tahsil | Festival hazırlığı Anadoludan gele- cekler için kolay- lık düşünülüyor Bu sene yapılacak festivalde İstanbul belediyesi civar memisketlerden oldu- ğu gibi Anadoludan da mümkün oldu- ğu kadar fazla ziyaretçi celbetmek gayesini takip etmektedir. Bu müna- sebetle bazı tedbirler alınmıştır. Ya- taklı vagon bulunan bütün Anadolu şehirlerinde bu acenteler, ve bu acen- telerin bulunmadığı yerlerdeki beledi- yeler ve yahud o kasabanın en maruf tacirlerinden biri festival münasebe- ©le İstanbula gelecek olanların acen- teliğini yapacaktır. Bu acenteler, bulundukları yerler- deki halkı İstanbul festivaline iştira- ke teşvik edecekler, festival programı ile İstanbulun hususiyetini ve güzel- liğini izah edeceklerdir. Bunlar İstan- bula gelecek olanların yol masraflari- le, İstanbuldaki masraflarına dair birer bono vereceklerdir. Elinde bu bo- no olarak İstanbula hareket eden yol- cu, bonoları İstanbuldaki yataklı va- gon merkezine vereceklerdir. Bu bo- nolarla gelenler, festival komitesi ta- rafından otellere taksim edilecekler- dir. Bonoyu hâmil olanlar -başka hiç bir para vermeden- yiyip, içecekler, İ otellerde ikamet ederek festival eğlen celerine iştirak edeceklerdir. Festival komitesi, Balkanlardan da seyyah getirilmesini temin etmek üze | re Tumca, sırpça, rumence, macarca broşürler bastırmış ve Balkan mem- leketlerindeki seyyah acenlelerine gön. dermiştir. Bu acenteler, İstanbula seyyah gönderilmesini temin edecek- lerdir, Gizli bir heroin fabrikası bulundu Üç kişi cürmümeşhud halinde yakalandı Gümrük muhafaza teşkilâtı me- murları, dün gizli bir heroin fabrikası meydana çıkarmışlar ve bir şebeke yar Kalamışlardır. Heroin fabrikası, Tarabyada Haci- osmatı bayırında bir bağ köşkündedir. Fabrika, tam techizatlı hem heroin, hemde morfin istihsal eden son $i8- temdedir. Fabrikanın sahiplerinden Avram, Miltiyadis, Avengilos namın- İ de üç kişi cürmümeşhud halinde ya- kalanmışlardır. Yapılan muayene neticesinde fabri- kada 11 kilo mayi, 1 kilo toz heroin ve 13 kilo morfin yakalanmıştır. Muhafaza teşkilâtı memurlarının lerden beri takip ettikleri ve hiç Imiyen bir yerde yakalama- ri bu fabrika et- kikata devam edilmektedir. ğa muv: rajında & Bir çocuk tepeye tırmanırken düştü, bacağı kırıldı Hristaki adında 13 yaşlarında bir çocuk dün ârkadaşlarile beraber Silâh- darağa civarında dolaşırken çiçek top- lamak üzere bir tepeye tırmanmak istemiştir. Küçük Hristaki tepeye çı- karken ayağı kayarak düşmüş, Sağ bacağı kırılmıştır. Yaralı çocuk has- taneye kaldırılmıştır. Sahife $ 2 Biyoloji enstitüsünün açılma merasimi yapıldı Dünyanın en mükemmel enstitülerinden biri olan bu müessese memleketimiz için büyük bir kazançtır İstanbul üniversitesi biyoloji ensti- tüsünün küşad merasimi dün yapıl. mıştır. Geçen sene inşaatı ikmal edi- lerek bir seneden beri tedrisatta bulu- | nan bu enstitünün açılış merasiminde maarif vekâleti talim terbiye reisi B. İhsan üniversitenin bütün dekan ve profesörlerile tanınmış zevat hazır bulundular. Merasime üniversite rektörü B. Ce- mil Bilselin bir nutku ile başlandı. rektör bu yeni ilim müessesesinin ku- rTulmaâsındaki gâyeleri ve böyle mo- dern bir bina yapılmasının sebebleri- niizah etti Ve buradan yetişecek Türk gençlerinin faydalı birer unsur olmaları temennisile sözlerine niha- yet verdi. . Rektörden sonra nebatat enstitüsü şefi profesör Heibronu Türkçe ola- rak söylediği nutukta enstitünün müstakbel faaliyetini izah etti ve bu- nu müteakib profesör . Brauner yine Sahte şehadetname İhtiyat zabiti olmak için buna müracaat etmiş Sahte lise şehadetnamesi tanzim ederek ihtiyat zabit mektebine girdik- ton sonra yakalanan Asım ile kendi- sine bu sahtekârlıkta yardım etmek- ten suçlu Kemal ve Hasan Ziya adla- rında diğer iki kişinin ağır ceza mah- kemesinde muhakemelerine başlan- raıştır. Suçlulardan Hasan Ziya ölmüş olduğundan Asımla Kemal mevkufen mahkemeye getirilmişlerdi. o Bunlar- Can Asım hâdiseyi şöyle anlatmıştır; — Ben. Adana Ziraat mektebi me- zunuyum. Eskiden bu mektebin me- zunları ihtiyat zabit mektebine gire- bilirlerken bilâhare bu hakkı yalnız lise mezunlarına verdiler, İhtiyat 7za- biti olmıya meraklı idim, Çarşıkapı civarında kırtasiye dükkânım vardı. Suçlulardan Kemal herzaman dükkâ- nıma gelirdi. Bir gin Kemal bsna şimdi ölmüş olan suçlu Hasan Ziyayı tanıttı. Kendisine ihtiyat zabiti ol mak istediğimi söyledim. «Ben sena bir şehadetname uydururum, hem bundan sana bir mesuliyet de gelmez. Çünkü sen meşru bir iş yapacaksın. Bu sahtekârliğı ilim için yapıyorsun. Cedi ve birkaç gün sonra gene Kemal ile benim dükkânımda otururken Ha- san Ziya bana şehadetnameyi getirdi. Şehadetnamede İzmir lisesinin mühü- rü, ve müdürün imzası vardı, Sonra bunun noterden bir suretini çıkara- rak İhtiyat zabit mektebine gittim. Al- tı ay hazırlık kıtasında çalıştım, Fa- | kat mektebe geçince birisi ihbar et- miş ve yakalandım. Bu şehadetne- rue için Hasan Ziyaya hiç bir ücret de vermedim.. Diğer suçlu Kemal sahtekârlıkla alâkas olmadığını, Hasan Ziya vakti- Gc Bay Amcaya göre... İ le kendisine hocalik etmiş olduğun- Türkçe olarak projeksiyon ile yeni binanın dahili taksimatını izah etti ve: — Ümid edelim ki güyretlerimizin neticesi yapılan bu büyük fedakârlığa lâyik olsun! Cümlesile sözlerine nihayet verdi. Alman profesörlerin kısa bir zaman- da Türkçeyi çok güzel öğrenip nutuk- larını Türkçe vermeleri takdir ve alk kışlarla karşılandı. Davetlilere yeni ve bahçede hazırlanan, diler, Üniversitenin bu yeni müessesesi teknik itibarile dünyanın en mü- kemel biyoloji enstitülerinden biridir, 337 bin liraya mal olmuştur. 600 ta- lebe alan son sistem bir konferans salonu, müteaddid lâboratuarları, kü- tüphaneleri, asistanlara ve talebelere mahsus bir çok mesai odaları, mü- kemmel ders levazımı, serleri vardır. bina gezdirildi büfede izaz Soğukhava dolapları Dahiliye vekâleti resim alınmamasını bildirdi Evlerdeki soğuk hava dolapların- Can belediye vergi ve resimleri kanu- nunun 15 inci maddesine göre belediye resmi alınmasına teşebbüs edilmiş ve | bu resim belediye tahakkuk şubele- rince tahakkuk ettirilmişti. Bazı mü- kellefler, böyle bir resim alınmasının kanuna uygun olmadığından bahisle belediyeye müracaat etmişlerdir. Be- lediye bunun üzerine Dahiliye Vekâle- | tinden talimat istemiştir. Dahliye vekâletinden gelen emirde bu gibi soğuk hava dolaplarının hiç bir belediye vergi ve resmine tâbi ola- Kuyacakları bildirilmiştir. Bu emir üze rine belediye reisliği, şubelerine tebli- gat yapmış, bu gibi vesaitten hiç bir vergi ve resim alınmamasını ve tâ- hakkuk ettirilmiş resimler varsa bun- ların kayıdlarının terkin edilmesini bildirmiştir. Bir otomobil bir arabaya çarptı Bir otomobil Altıyol ağzında telefon cadesine doğru giderken önünden git- mekte olan Hüseyin &dında birinin arabasına çarpmıştır. Çarpışma netice- sinde otomobilin ön kısmı kırılmış, arabanın da srka tarafı parçalanmış. | tır, Arabacı Hüseyin de muhtelif yer- lerinden ağır surette yaralanmıştır, Zabıta, yaralı arabacıyı hastaneye rak kaza etrafında tahkikata dan bir gün dükkânda tesadüf edin- ce Asıma tanıttığını söylemiştir. Şa- hidlerin celbi için muhakeme başka güne bırakılmıştır. Radyo ve Gramofon Eskidenberi tanıdığımı bir keman hocasi vardır. Onu yıllarca evvel daima koltuğunda keman kutusu dersten derse giderken görürdüm. Onu çoktanberi görmemiştim, Dün rasgeldim. Üstü başı perişan bir hal- de.. elinden baston gibi hiç eksik et- mediği keman kutusunu görmeyince sordum: — Kemanınız nerede?.. Acı acı gülümsedi; — Sattım. — Sebebi? — Artık ders filan alan yok ki. es- kiden genç kızlar çeyiz hazırladıkları gibi kendileri muhakkak bir musilğ aletini çalmasını öğrenirlerdi. Evlene- cek kız daha küçük yaştan ud talim eder, keman öğrenir, hali vakti yerin. de ise piyano öğrenirdi.. halbuki şim- İ di genç kırlarda bu âdet kalktı... İhtiyar keman mualliminden ayrıl dıktan sonra düşündüm, Hakikaten yeryüzünde medeniyet ileriledikçe 8 sanatler zayıflıyor. Eskiden radyo, gramofon ve saire yokken bir evin bütün musiki ihtiyacını ailenin kadınları, erkekleri temin ederlerdi. Gece eve yorgun çelen koca, ye mekten sonra şöyle rahatça bir köşe ye oturur, kadın ya udunu eline alır, ya kemanını çıkarır, ya piyanosunun başına geçer, artık ne biliyorsa onu çalardı, Bunun için evlenecek genç kız müs- takbel ailenin saadetini temin et- mek, kuracağı yuvaya neşe, musiki götürmek için mutlaka ya keman, ya ud, ya piyano filân öğrenirdi.. şim- di öyle mi ya?.. Gece evde biraz musiki dinlenmek mi istendi? Bundan kolay ne var? Bayanın udunu kılıfından çıkarma- / sına, kemanını eline almasına, piya- nosunun başına geçmesine imkân yoktur, Hemen radyonun düğmesini aç, isteğiğiniz istasyonu dinle. caz mı İstiyorsunuz? Yoksa klâsik musi- ki mi? Ne ararsanız var.. Radyonuz yoksa (gramofonunuzu kurunuz... Muhakkak ki, radyonun ve gramofonun yeryüzünde bu kadar saltanat sürmesi halk arasında güzel sanatların ilerilemesine oldukça sek- te vurdu.. bugün yeryüzünde aileler arasında musiki ihtiyacını İnsanlar. dan ziyade makine temin ediyor, H.F, o. mam sm Dün de tramvaydan atlıyan 29 kişiden ceza alındı Tramvaylar durmadan atlıyan- lar hakkında zabıta sıkı takibata devam etmektedir. Dün Emin- önü mıntakasında tramvaydan atlı yan yirmi dokuz kişi yakalanmıştır. Bunlardan on dokuzu karakolda bireg lira para cezası vermişler, para ver- miyen on kişi haklarında da zabıt tu- tularak kanun! muameleye girişilmiş- tir. Bir usta çatıdan düştü, ağır yaralandı Yıldız civarında Nafıa fen mektebi nin çatısı tamir edilirken orada çalı- | şan Koço adında bir ustanın ayağının âllındaki tahta kırılmıştır, Koço ça- tıdan aşağıya düşerk başından ve vü- cudunun muhtelif yerlerinden tehli- | keli surette yaralanmıştır. Yaralı 4» dam baygın bir halde hastaneye kal. dırılmış, Kaza etrafında tahkikata gi- rişilmiştir. Ne kadar övünse yeridir büy Amca... .« Onu Amerikaya benzetenler fi- | lân oldu amma mühim bir ihtiyacı kaişıladı... Bilet gişeleri, pastahane büfeleri | gibi temiz, şık!... ... Hele bekleme salonları, lüks bir otelin salonlarından farksız!.., ... Bütün iskeleler böyle rahat olsa ne iyi olur dağil mi? B. A. — Bibette, sokaklarda dolaşan bir tek işsiz kalmazi...

Bu sayıdan diğer sayfalar: