13 Temmuz 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

13 Temmuz 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

bi AKŞAM 13 Temmuz 1937 m — SİYASİ İCMAL: Alman - Fransız ticaret anlaşması r Avrupanın şu karışık zamanında Almanya ile #ransa arasında bugün- kül şeraite göre uzun sayılan bir müd- det için bir ticaret muahedesinin &ddedilmiş olması mühim bir salâh eteri olarak karşılandı. İktisadi nokta- amimi bulunan lerle ida taraf &ssir ol, ve hoş bir kat daha artmak- ta Yeni muahede bu münüsebatı devamlı ve sağlam esaslar üzerine kur Hemen hemen bütün devletler arasında cari olup ticari mu- &meleleri çok takyit eden klering ga edilmiş ve bunun yerine anlarda tatbik edilen: . ticari tediye tarzı konulmuştur. Almnayanın Fransaya yapacağı İhracat için büyük bir nisbet konul- muştur. Fransa ile Almanyanın yapa- cağı ihracatın ancak yüzde altmış kadar bu memlekete ihraçat - yapi caktır. Aradaki fark evvelce Alman» man ms 1m iki yüz İri b bir vE Fare yetiştirip para kazanıyorlar Fare derisi mantolar moda olacak İngilterede o Memel oHemstadda Blover adında bir zat var ki, apartı- münına «Fareler yurdu» demek çok doğru olur. Bay Blover farelere üde- ta âşıktır; kedi, köpek, kuş besliyen- ler gibi bay Blover de fare besler. Bu- gün apartımanında 11.000 fare var. Herkesin muzır dediği hu 11.000 fa- reye, şefkat ve ihtimamla bakılıyor. Ancak bay Blover farelerin kara göz- lerine âşık değildir; onların sayesin- de para kazanıyor: Fare ticareti ya- Ppıyor, İngilterede köpek sevdalıları ne ka- dar çoksa, fare meraklıları da bir haylidir. Bay Blover mütemadi bir talep karşısındadır; bunun için fare stokunu çoğaltmak, 11.000 sayısını 250.000 e çıkarmak istiyor. Bir garden parti Ankara boks klübü, Ankaradaki Bomonti bahçesinde bir garden parti verdi. Bahçe hıncahınç doluydu. loğlar söylendi, kotyonlar dağıtıldı, dans edildi. Klüp boksörleri muhtelif Eösterişler yaptılar. Ve zaman zaman ları ringden harice de sira ek altı yedi kavga oldu. Bun- ların en tuhafı masada oturanlardan birinin âni suretle yediği yumruk- larla neye uğradığını şaşırması, -dâ- Yağı niçin yediğini bilmediği gibi kimden yediğini de farketmemiştir. İçtimal bir mevkii olan bu Yüzü gözü patlamış ve kan içinde kal- Mışlır, Zabıtaya, ansızın hücum cde- Bin sporcu fanilâsı giymiş bir boksör olduğunu söylemiştir. Sonradan bu- hun başka bir klübe mensup olan boksörlerden biri olduğu haber veril- di, Ve ring haricindeki maçın kah- Tamanı da savuşmuş olduğundan ad- Tesi alınarak takibata geçildi. Bir tedkik seyahatinden sonra Londra, Keyston ajansı direktörü | Memleketimize geldi... Gelir a... İs- | tanbulda uzun müddet kaldı... Kalır 8... Avdette Parise uğradı... Uğrar 8... Pariste çıkan Presse Publicite Mecmuasına da bize dair bir makale Yazdı. Şimdi siz: Yazar a. Yazmış! diyeceksiniz... Bir kere «Osmanlı gazeteleri di- Yor ve gazetelerin isimlerini de şöy- le tercüme ediyor: Kurun » Akşam; yam - Sabah... Üst yanını sormayın, me yazarsa Yazsın!... Anlıyorsunuz a dünyada Meler oluyor?... Acaba nel zatın | Mono- | Tavukçuluk yapan hükümet İ sent değerinde bir pili yaya verilen muhtelif islikrazların tediyesine tahsis edilecektir. Bu yeni esaslar her iki memleketin harici ti- cüretini genişletecektir. Almanya ile Fransanın yakınlaşmar larının iktisadi ve siyasi bir çok sebeb ve saikleri vardır. Bolşei ik ile milli İ Almanya ile Sovyet Rusyanın. sındaki siyasi münasebala ve dah& ade iktisadi münasebata tesir 6y- lediğinden Almanya Avrupa kıtasında | Sovyet Rusyanın boşluğunu doldura- | ak yeni bir piyasa aramasına mec bur kalmış ve bunu da Frasada bul | muştur. Son zamanlarda Almanya ile an- laşmak ve uzlaşmak traftarları Fran- sada artmıştır. Fransa maliyesini dü zeltmek ve iktisadi cihetten kalkın- mak için otarşı denilen kandi ya ğile kavurulmak usulünü tedricen kaldırmağa son buhrandan sonra büsbütün ihtiyaç ve lüzum hissetmiş» tir. Bu suretle Almanya ile Fransanın anlaşmaları için pratik sahada ük adım alılmış bulunuyor. Feyzullah Kazan Bay Bloverin fareleri otuz iki cins- | ten mürekkeptir. Bu otuz iki cins içinde bir de kızıl cins vardır ki, pek | çabuk ürüyor. En makbul cins fare | de kara ağızlı beyaz farelerdir. Bu | farelerin yavrusu tanesi 10 İngiliz lirası ediyor. Büyüyüp gelişince 30 İngilize kadar değeri artıyor. Bay Bloverin asıl ticareti deriden» dir, Fare derisi kadın tuvaletlerinde çok kullanıldığından fevkalâde revaç- tadır. Fare derisinden bir manto yapmak için 400 fare derisi lâzımdır. Aşağı yukarı âdi fare derisi bir manto 70 İngiliz lirasına mal oluyor. Kara ağızlı beyaz fare derisinden bir man- to ise 4,000 İngilize mal olmaktadır. Ermin ve Lutur kürkler kaç para eder... Çinin Kavânlong eyaleti iflâs et- mek üzere; hükümet bülçesini denk getiremiyor. Bunun için bir çare buldular. Hükümet her aileye 25 verecek, aile bu pilici besliyecek, büyütecek, ta- yuk veya horoz yapacak. 25 sentlik piliç 1 dolarlık tavuk veya horoz olunca hükümete teslim edilecek. Hü- kümet bu tavuklarla horozları sata- cak, bütçe açığını kapstacak... Yirminci asrın bu mall ve iktisadi sistemini beğendiniz mil... Sağır dilsizler takımı Sofyada, sağır ve dilsizlerden mü- rekkep bir futbol takımı yapıldı. Bu takım milli futbol federasyonuna kaydedildi. Ancak sağır ve dilsizler takımı he- nüz maç yapacak formu bulmadı. Bu- nun için bir antrenör aranıyor. Ha kemin yalnız düdük çalması kâfi de- gil, sağır - dilsiz işaretlerile favul, taç, penaltı işaretlerini de vermesi lâzım, Bu hakem ve antrenör bulu- nuncaya kadar, sağır - dilsizler ken- di aralarında oynıyacaklar, Dişçilik Tarihten evvelki zamanlarda dişçi- lik vardı dersek inanır mısınız? İnanı- nız. Ren nehri civarında, Ashaffen- burg'da Halistat devrinden kalma bir taş kaldırıldı. Bu taşın altında yedi kuron bulundu. Bu kuronlar tunçtan- dır. Kimi ufak, kimi büyüktür. Büyk- lerin bir erkeğe, küçüklerin de bir ka- dına aid olduğu anlaşılıyor. Demek ti, tarihten evvelki zaman» | lik Salâhâbâd - B; larda tunçtan diş yapılıyormuş... İran dev adım- larile ileriliyor Yeni şimendifer hatları ve yeni şoseler İran, Şahinşah Rıza Han Pehlevi- nin sevk ve idaresi altında dey adım- Jarile 1935 senesinde inşa- e İranı şimalden ce- k Hazer denizi“ ları işletmeğe Tahran arasında i üçüncü kısmın | da inşası bitmiş ve geçenlerde Şahin- şah tarafından mıştır. Bu kısmın uzunluğu 300 kilomet- redir. Geçtiği yerlerin sarplığı yüzün- den bu kısmın inşası büyük tabi zorluklar gösteriyordu. Şahi mevkiinden 2112 rakımlı Ga- dek vadisine kadar 68 tünel açık mıştır. Yalnız Kadak tünelini uzun- luğu 2,888 metre uzunluğundadır. İran hükümeti, bu muazzam hat- tın inşası için haricin sermaâyesine bü amış, kendi milli gelirile yap- tırmıştır. Binaenaleyh Şahinşah Rı- za Han Pehlevinin bundanon yıl evvel: «Memleketim zengindir. Bu muazzam inşaat için lâzımgelen pa- ra akın akın gelecektir» diye söyledi- ği söz taahakkuk etmiştir. açılış töreni yapıl Şahil - Tahran şimendifer hattı- | nın İranın merkezi olan Tahran şeh- ri şimendiferle Hazer denizine bağ- lanmış oluyor. Maverayi İran hâttı- nı bitirmek için yalnız Tahran- Salâhâbad kısmının inşası kalmıştır. Bu hattın Salâhâbad İle Buruc ara- sında mühim bir kısmı da epice iler- lemiştir. Şimendiferlerle beraber, şoselerin de inşasına süratle devam edilmek- tedir. Benderşah ve Benderşahpur limanlarının inşa ve tevsli ile Mave- rayi İran hattı, dost-ve kardeş mem- leketin iktisadi ve siyasi inkişaf ve terakkisinde büyük ve.hayati bir Tol oynıyacaktır. i Talihliler Bu defaki keşidede büyük ikramiyeyi kazananlar Tayyare piyankosunun bu dafaki çekilişinde 45,000 liralık büyük ikra- miye Sultanahmedde Akbıyık Hamam caddesinde bay Aliye çıkmıştır. B. Ali bileti satın aldığı Tuncay gişesinden 4500 Ilrayı tahsil etmiştir. Büyük Ik- ramiye çikan biletin bir parçası Ka- sımpaşada Kulaksızda bayan Şerife- nin, bir parçası Kurtuluşta Andon ve Manolun, bir parçası Siverek telgraf memuru B. Cevdetin, bir parçasıda Konyada berber Besimle iki arkadaşı- nın elindedir. Dolmabahçe sarayında telgrafçı Senai, Tarlabaşında Kılıç sokağında Yorgo 15 bin, Sıvas telgraf memuru Rifat, Beyoğlu Parmakkapı Kuleli handa Şevket, Uzun numarada Hayri 1200, Üsküdar Türk sokak 54 numarada bayan Mari, Ye- şildirek Mollataş sokak 33 numarada Mehmed, Tahtakalede 23 numarada Jak, Beyoğlunda Kalyoncukullukta tütüncü İsmali, Trabzonda sarraf Osman 10 bin lira kazanmışlardır. ! Bir hukuk mezunu Cenevre Hukuk Fakültesinde hukuk doktorasi yapacak Tribune de Geneve gazetesinde okü- duğumuza göre İstanbul hukuk fa- kültesinden lisansiye B. Hikmet Gün- düz hukuk doktoru olmak üzere Ce- nevre üniversitesi konferans salonun- da tezini izah edecektir, Tez «Türk ta- biiyetis hakkındadır. Adliye memurları arasında terfi Aldığımız malümata nazaran Adli- ye Vekâleti Adliye memurları arasın- da yeniden bir terfi ve tayin lstesi hazırlamaktadır. Bu arada İstanbul Adliye kadrosunda yeni terfi ve nakil- ler yapılması kararlaştırılmıştır, Yeni listenin şu bir kaç gün zarfında İstan- bul müddelumumiliğine tebliği bek- lenmektedir, şı başında 25 | İ purları haddinden fazla doluyor ve İri çiğniyerek, basarak - bir an evvel Bahife 5 Mae West'in ipliği pazara çıktı! Kendisini genç kız diye satan artist 26 senedenberi evli imiş! Sinemacılığın merkezi olan Hollivat şehri büyük bir dedikodu içinde çal- kanıyor: Cinsi cazibenin kraliçesi ad dedi nema yıldızı Mae Westin ip- Miği pazara çıkmıştır Senelerdenberi bekârlığın İyilikle- rini meğdhüsena eden Mae Westin yirmi altı senedenberi evli bulunduğu anlaşılmaktadır. Hem de kiminle bi- lir misiniz? Bir barda oynıyan Frank Valla namında şöhretsiz bir komikle, 1935 senesinde Mas West, şöhreti- nin en yüksek derecesine yükseldiği zaman bir köşede sinmiş olan Frank Vallas, yıldıza kocası olduğunu ve Ame- rika kanunları mucibince servetinin yarısına hakkı olduğunu hatırlatmış» tır. Artist kocasının bu talebini red etmiş, Vallas da karısı aleyhine dava açmıştır. Mae West, bu davadan doğacak re zaletten şöhretinin eksileceğini düşü- nerek kocasına bir köşeye çekilmek ve susmak şartile 30,000 dolar vermeği teklif etmiştir. Fakat kurnaz komik bu parayı az görmüş ve zevcesine ser- vetinin yarısını yani takriben bir bu- çük milyon liralık bir tazminat davası açmıştır. Mesele, şimdi adilyededir. Yalnız bu dava münasebetile iki ha- kikat ortaya çıkmıştır. Biri Mae Ves- tin yirmi altı senedenberi evli bulun- duğu, ötekisi de bugün 44 yaşına bas- mış olduğudur. Bu münasebetle şunu ilâve edelim ki, Mae West, kocasının bu davasını öğrenerek kendisine müracaat eden olmadığını söylemiş ve demişti ki: — Ben mi evliyim. Vallas namında bir herif tanımam. Bu yalancının bi- ridir. Ne kocamdır ve ne de benimle uzaktan, yakından bir alâkası vardır. Wallasın benimle evlenme tarihi ola- rak zikrelliği 1911 senesinde ben an- cak altı yaşında bir kızcağız idim. Mae Westin bu beyanatını alan ga- zeteciler, doğruca komik Wallası bul- muşlar ve yıldızın sözlerini birer birer tekrarlamışlardır. Bunun üzerine ak- tör cebinden nikâh kâğındını cüzdü- Mae West nından çıkararak (gazetecilere gös- termiş ve demiştir ki: — Bu nikâh kâğıdına bakınız ne yazıyor: On sekiz yaşında bulunan Mae West, yirmi yaşında Frank Wal- las ile 1911 tarihinde Brookiyn şeh- rinde evlenmiştir. Sözlerime inan- mazsanız Mil Waukee dairesine uğra» yınız oradaki resmi evlenme defterin» de ayni kaydı bulacaksınız. Yalancı gazetecilere evli bulunduğunun doğru | ben değilim. Gazeteciler, aktörün yanından ikin ci defa Mae Westin köşkünde soluğu almışlar ve aktörün kendilerine gös- termiş olduğu nikâh kâğıdının muh- teviyatını ve sözlerini harfi harfine tekrarlamşılardır. Yıldız, bu defa yek kenleri suya indirmiş ve hakikati itk raf ederek demiştir ki: — Eveti Şimdi aklıma geldi 1911 senesinde Wallas ile evlenmiş idik, O zaman ben on sekiz yaşında idim. Aradan o kadar çok seneler geçmiş kd bu hadiseyi unutmuşum. Vapura hücum! İskelelerde intizamı temin etmek lâzımdır. | Pazar günleri şehir halkının bü- yük bir kısmı biraz temiz hava al mak, bir haflanın yorgunluğunu dinlendirmek için Boğaza, Adalara İ gidiyor. Bu yüzden sabah, akşam va- yolculardan bir kısmı, saatlerce ayak- ta seyahat etmeğe mecbur oluyor. Bu itibarla gezinitler bir dinlenme de- ğil, bir nevi eza ve iztırap vesilesi oluyor! Vapurda şöylece ilişeeek bir yer bulmak için, bilhassa akşam seferle- rinde, iskelelerden kalkan vapurlara halkın hücumu, büyük bir intizam- sızlık içinde cereyan ediyor. Bekleme salonlarile iskeleyi tahdid eden de- mir parmaklıklar açılır açılmaz vâ- pur bekliyen yüzlerce yolcu, birbirini ite kaka, aradaki kadınları, çocukla- vapura binip oturacak bir yer tedari- ki için - çabalayıp duruyor. Bu intizamsızlığın önüne göçmek mümkün ve kabildir. Hemen her va- pur iskelesinde bir veya iki polis me- muru bulunuyor. Bu polisler, iskele memurlarile beraber, bir çok kazalar ra ve sakatlıklara imkân verebilecek bu kabil hücumların önünü alabi- lirler, İki yerde otlar tutuştu Haydapaşada İbrahiağada hat bo- yundaki fundalıklar tutuşmuş, kıs- men yandığı halde itfaiye tarafından söndürülmüştür. Gene Kadıköyünde Paris mahallesi . Mesirede kavga İki kadın biribirini adamakıllı dövdü Evvelki akşam geç vakit Haliç fene- rinde iki kadın arasında bir hâdise ol- muştur. Balatta oturan Kevser Fe- nerde gümrük klübesi önünde halkın mesire ittihaz ettiği yere gelmiş ve ken- dince iyi telâkki ettiği bir mahalle 0- turmuştur. Kevserden az sonra oraya Sahure isminde bir kadın gelmiş, evvelce ken- disi bu yerde oturduğu cihetle Kevseri bulunduğu yerden kaldırmak istemiş- tir. Kevser kalkmadığından kâvga çık- mıştır. İki kâdın saçasaça, başbaşa dö- vüşmüşler ve muhtelif darbelerle biri- birlerini yaralamışlardır. Orada oturan kadınlı erkekli bir ka- file bunları ayırmak istemişse de mu- vaffak olamamış, nihayet her iki ka» dında ağızlarından burunlarından kan aka aka polis merkezine müra- caat etmişlerdir. Memurlar bunların ilk tedavilerini yaptırdıktan sonra biribirlerinden da- vacı oldukları cihetle her ikisini de cür- mümeşhud mahkemesine sevketmiş- lerdir. Gazoz şişesi patladı, bir çocuk yaralandı Şehirde seyyar köftecilik eden Meh- med, evvelki gün ailesi efradile berâ» ber Beykoza gitmiştir. Mehmed ve ai- lesi bir çayırda oturmaktalar iken $ yaşındaki kızı Kadriye gazoz satmak- ta olan Hasan isminde birinin yanma gitmiş ve bir gazoz içmek üzere yüz para uzatmıştır, Çocuk, bir kova içinde bulunan ga- zozlardan soğunu seçmeğe uğraştığı bir sırada, her nasılsa şişelerden birt arkasındaki otlar da tutuşmuş ise de vakinde yetişen itfaiye tarafından et- rafa sirayet ettirilmeden söndürül müştür. e al m mi öy me ŞA Dali fazla tazyikle patlayıvermiş ve darma dağın olan şişe parçaları çocuğun en- tarisini yırtarak vücüdünün muhtelif yerlerinden yaralamıştır,

Bu sayıdan diğer sayfalar: