13 Temmuz 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

13 Temmuz 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SA Beğ ii > £ Dondurmalar Buz dolabında kaymaklı, çikolatalı, fıstıklı dondurma nasıl yapılır? Yaz günü gölgede yirmi sekiz otuz derece sıcak olunca herkesin aradığı şey dondurmadır. Evde buz dolabı var- sa yemek üzerine yenilecek yahut ge- len misafirlere ikram edilecek nefis dondurmalar yapmak pek kolaydır. Bunları sütlü, kremalı, çikolatalı, f1s- tıklı, Mmonlu, meyvalı olarak yap- mak mümkündür. Bu dondurmaları yapmak için sütlülere dalma salep koymak icap eder. Sütlü dandurma: Bir kilo sütü ate- ge koymalı. Kaynayıp kabarmasını beklerken dolu bir tatlı kaşığı salebi yarım çay fincanı soğuk su ile ezmeli ve ateşte kaynayıp kabaran sütün içi- me azar azar ve sütü karıştırarak ilâ- ve etmeli. Daima karıştırarak pişir- “meli, beş on dakika sonra 200 gram şeker ilâve etmeli. Şeker tamamile eriyip süt koyulaşınca eteşten Indir- meli soğumağa bırakmalı. Buz yapmağa mahsus kabın içini boşaltmalı, pişirilen sütü doldurma- K ve dolabın içindeki yerine yerleştir- meli. Dolabın soğukluğunu tanzim eden cihazını azami derecenin üzeri- me getirmeli, Dlaba koyduktan kırk beş dakika bir saat sonra kabı dışarı çekmeli, yerine koymlaı, Bir saat sonra ayni Ameliyeyi tekrarlamalı, Üzerinden bir iki saat daha geçince dondurma ol- muştur, Arzu edilirse süt pişerken va- mllya konulabilir, Kremalı — Sütlü dondurmanın ay- midir. Yalnız ateşten Indirilince iki taze yumurlanın yalnız sarısını iyice telle çırptıktan sonra pişen sütten kaşıkla alarak yumurtalara karıştı Tarak ilâve etmeli. Beş altı kaşık süt karıştırdıktan sonra, bu yumurtalı sütü asıl pişen sütün içine karıştırma- nı ve sütlü dondurma gibi dolaba koy- malı. Bu dondurmaya ve diğerlerine mutlaka vanilya, konmalıdır. Beş ku- ruşluk toz vanilya bir kilo süte kâ- #idir. Çikolatalı — Kremalı dondurma gi- bi hazırlamalı. İçerisine pek az suda ezilmiş bir çay kaşığı dolusu kakoo karıştırmalı. Diğerleri gibi buz dola- bina koymalı, Pıstıklı — Kremalı gibi hazırlama- lı, bir iki komposto kaşığı makineden çekilmiş ağırtılmış şam fıstığı karış- tırmalı. Bazı kimseler bu dondurma- ya gül suyu da ilâve ederler, Meyvalı dondurmaların tertibini ge- lecek hafta tarif edeceğiz. Esad Mahmud Karakurd Plâjlarda giyilecek elbise ve pija- maların biçimleri, kadınların boyuna ve şişman yahut zayıf olmalarına bağ- lıdır. Resimde görülen modeller üç kıs- ma ayrılmıştır. | numaralı kısımdaki dört model şişmanca olanlar için- dir. 2 numaralı kısımdaki iki model gok uzun boylu olsinlaya münasiptir. 3 numaralı kısımdaki dört model de zayıf olanlara göre yapılmıştır. Şiş- fmanlar şort giymemelidirler, enine yollu kumaştan ve çok kısa eteklerden #akınmalıdırlar, Zayıf olanlar omuzlarının ve dekol- telerinin kemiklerini örtmek için büz- gülü bluzlar yahut kapalı yakalı ör- me sveter giymelidirler. 1 13 Temmuz 1997 Şişmanlar için: 1 — Lâcivert ketenden etek ve bo- Jero. İçine açık mavi bluz ve mavi Jâcivert çizgili kemer. — Çiçekli tobralkodan yukarıdan aşağıya kadar düğmelidir. İçine ma- yo giyilebilir. 3 — Beyaz kırnuzı yahut beyaz ye- şü kareli ketenden etek, Dikişlerinin aşağıları açıktır. Bluzu kırmızı veya yeşli ketendendir. 4 — Çizgili ketenden elbise. Keme- ri ve düğmeleri çizgilerin renginden- dir, Uzur boylu ve şişmancalar için: 5 — Beyaz fanile veya ketenden el- bise: Etekteki enli şiritler kalçaların enini kapar, ince gösterir. — Lâcivert jerseyden pantalon. İki yanındaki şirit kalçaları inceltir. Bluz renkli jersedendir. Zayıflar için: — Çiçekli pikeden kloş kısa etek, Bluz enseden büzgülü düz renk pike- dendir. 8 — Kalçalar çok dar ve ince ise bol paçalı pantalon yaraşır. Kırmızı pantalonla açık gri jerse bluz. 9 — Çiçekli basmadan belden kal çalara kadar dikili plili elbise. 19 — Koyu renk üzerine beyaz be- nekli kısa pantalon ve bluzu. Kolları büzgülü olarak takılmıştır. Beyaz podösüet ayakkabıları nasıl temizlemeli? Beyaz podösüet ayakkabılar pek ça buk kirlendikleri için sık sık temizle- mek icap eder. Kirlenmiş, yahut le- keli beyaz ayakkabı kadar çirkin bir manzara tasavvur edilemez. Kirlenmiş kunduraları temiz bir fırçayla iyice fırçalamalı, sonra içine gazete kâğıdı doldurarak içinde ayak varmış gibi biçim vermeli, Temiz bir bezi benzine batırarak lekeli yerleri- ni hafifçe silmeli. Ayakkabı daha nemli iken her tarafına talk pudra- sı sürmeli ve tamamile kuruyuncaya kadar açık havada bırakmatı. Kuruduktan sonra fırçalamalı ve te- miz yumuşak bir bezle silinmelidir. Kaynamadan vişne reçeli Geçen hafta yazılan (kaynamadan vişne reçeli) tarifinde şekerin mikta- rı unutulmuştur. Bir kilo yişneye bir buçuk kilo şeker konmalıdır. SON GECEF!L.. — Rumen ordusu şehri işgal etmiş Mariya!. Hemen kaçmalıyım!.. Yoksa esir olurum!.. Sofaya fırlıyor... — Çabuk, sen koş arkadan bahçe kapısını aç!... Mariya, hâlâ kendini toplıyamamış- tır... Yürüyemiyor... Faruk hemen geri dönerek onu bileklerinden yakalıyor ve sofaya doğru sürüklüyor... — Haydi; çabuk diyorum s& na; git kapıyı aç!.. Kendini topla!. Ne- rede ve ani gelip beni tutacaklar bu- Tai ne yapsalar nafile... İş işten geçmiştir... Daha odanın kapısı önüne geldikleri sırada, beş on ayağın bir- den, merdivenleri yıkacak gibi koşa- rak, yukarı çıktıklarını duyuyorlar... Boğuk sesler... Ve bir takım karışık, bu- larık uğultular!.. Yüzbaşı biran mıh- Tefrika No. 95 rİ çekiliyor... Şimdi ikisi de tam oda- Aradan ancak bir dakika geçmiş- tir... Kapı birdenbire büyük bir gürül- $ü ile açılarak, çizmeleri ta dizlerine kadar çamur içinde bir Rumen zabiti ile, dört beş asker hemen içeri dalı- yor... O anda çılgın bir kadın feryadı du- yuyoruz yalnız!.. — Elli! Ağabeyim Polivasl.. Mariya, artık hiç bir şey düşünemi- yor... Korku, heyecan, dehşet onu biran şaşırtıyor ve bu şaşırmanın te- sirile kendini tutup Faruğun kucağı- na atıyor... Şimdi ne bir hareket., ne bir ses.. ne bir kımıldama!.. Herkes olduğu yerde donup kalmıştır... Fakat ne yazık ki bu şaşkınlık ânı uzun sürmüyor... Oda- nin tahta duvarları üzerinde, birden- Gözlerin sıhhati Yazın toz topraktan rahatsızlanan gözleri muhafaza için gece yatarken, gözleri rimelden temizledikten sonra gül suyu ile banyo yapmalıdır. lere Hindyağı sürmeli, göz ka- paklarına parmak ucu ile lanolin sü- rerek yaymalıdır. Sabah kalkınca ılık asit borikli su ile gözleri yıkamalıdır. Bu basit ilâçlerin gözler parlak, kirpikler uzun, göz kapakları kırışık- #ız olur, Pirelere karşı Bireye karşı odada halı, kilim bu- Jundurmamalı, her gün odayı sirkeli veya formollu su ile sildirmelidir. Oda» nın ötesine berisine taze nane yap- rakları serpmelidir. Nane kokusun- dan hoşlanmadıkları için pireler ka- çarlar. Odada vazolar içerisine çiçek yezine taze nane koymalı yatarken eli yüzü nane ruhu damlatılmış su ile yı- kamalı, şının kalbi hizasında duruyor... Gözle- ri yerinden fırlamış, saçı sakalı biribi- rine karışmış, çenesinin iki tarafından köpükler süzülmüştür... Mezarından yeni fırlamış bir ölü korkunçluğu ve heybetile, titriyerek ağır ağır onlara doğru yaklaşıyor... Ayni boğuk sesi bu sefer biraz daha yüksek, biraz daha korkunçlaşmış bir halde tekrar duyuyoruz... — Kollarını yukarı kaldır diyorum sana!.. Adamın öyle soğuk kanlı, öyle deti- şet veren bir hali var ki insan gayriih- tiyari yüzüne baktığı zaman içinde bir ürperme duyuyor... — İşitmiyor musun? Sana söylüyo- rum, kollarını yukarı kaldır!., Tek ve sert bir cevap!.. — Kollarım bir kadını himaye edi- yor, yukarı kalkamaz!.. Rumen zabiti dudaklarını ısirıyor... Çenesinin zangır zangır titrediğini görüyoruz... — Kolların kalkamaz, bir kadını hi- maye ediyor öyle mi?.. Faruk cevap vermiyor artık!.. Es- / Perdeleri açıp kapamak için kolay bir usul Sayfiyeye gidilince pencerelere ta- kılacak perdeler için trengl almak 10- zumsuz bir masraftır. Pencerenin iki tarafına çakılan iki çivi ie kalıri yu- yarlak bir lâstik germeli. Bu lâstiği perdelerin yukansından geçirmeli, Perdeler demir üzerinde imiş gibi iş- ler, her iki tarafa gidip gelir. Yüzün cildi Fazla sıcaklarda yüzün cildine her zamandan fazla itina etmek icap eder. Cildin terütaze kalması için her sabah yüz yıkandıktan sonra herhan- gi bir meyva (şeftali, armut, kayısı, kavun, fzüm) almalı, suyunu yüze sürmelidir. On dakika, bir çeyrek sa- st bırakmalı, bir pamuğu süte batı- tarak yüzü silmeli ve nihayet ılık gül suyu İle silip yıkamalıdır. Sebzelerden hiyar ve tomates de meyva yerine kullanılabilir, Bir 'dakika... Adam, ağır adımlarla | ka onlara doğru yaklaşıyor... Tabanca | elindedir... Tam gelip Faruğun önün- boynuna doğru, şerid halinde beyaz | de duruyor... Gözlerinde, vahşi bir işi- ğın pırıltıları yanmaktadır... Mezarın- dan fırlamış bir ölünün sesile konuşu- yor... — Etleri mumyalandırılmış bir ka- İ davra gibi kollarına asılmış duran şu kahbeyi hele bir köşeye bırak ta bana doğru yaklaş!.. Seninle hemen görül- mesi icab eğen küçük bir hesabımız var!., Faruk, birdenbire gözlerinin içine kadar kızarıyor... — Mösyö Polivas; kardeşiniz hak- kında!., Rumen zabiti hemen Faruğun sö- ünü keserek: — Sus diye bağırıyor!.. Bir daha mak istiyor... — Fakat Mösyö Polivas... İnce kumaştan. yapılan. eli lerin dikişlerini ajurla eklemek modadır. * Koyu renk üzerine açık, açıl renk üzerine koyu renk benekli kumaşlar yazın çok. giyiliyor. İpekli olsun, keten olsun be- yaz renk elbiseler modadır. Bilhas- sa renkli kumaştan yahut deriden yapılan kemer konulursa, Beyaz yün veya pamuk tire- sinden örülen tayör ve elbiseler yağbet buluyor. # İnce danlelden tayör giyili- yor. Açık Tenk tayörler içine si- yah, şarabi ve nefti bluz, koyu renk tayörler içine ise açık renkler ve beyaz bluzlar giyiliyor. Plâjda giymek üzere ince mantardan yapılmış büyük şapka e mantardan kemer ve büyük el çantası çok kullanılıyor. 4 Emprime kumaşlara eskisi kader rağbet yoktur. l MUŞKULLERE CEVAP | Solra örtüsü ve gümüş takımları İ Büyükada, Nilüfer! Sofra 1 en fazla açık mavi, pembe, yeşil v Tenklerde kullanılıyor. 'Tabakla Ferkte, yahut half krem rengi Çiçekli takımlar renkli örtü ile kal maz. 2 — Resmi bir ziyafet için sofra örtüsü beyaz olmalıdır. 3 — Gümüş takımlarının parlak olmasi için ayda bir yarım kilo âdi ispirtoyu bie leğen içine dökünüz ve çalal bi ispirto içerisine balırınız. Temiz muk veya yumuşak bir firça ile her Falını ovalayınız. Sicak sabunlu kadıktan sonra çeşme altında nız. İyice kuruladıktan sonra mavi nut siyah kâğıda veya 1: ne sararak saklayınız. Elbiseleri nasıl temizlemeli ? ! Bakırköy, B. D.: Çöven suyu ile elbise leri temizlemek kolaydır. Aklardan sinan beş on kuruşluk çöveni küçük parçalara taksim etmeli, Tencereye sü doldurarak içine çöyen parçalarını almalı, tencereyi ateşe koymalı ve bir sanb keynatmalı, “Temizlenecek elbise kalın yu renk ve çok kirli ise çövenli s iken içine sokulup çitileyiniz. Te: da çalkalayıp sıkmadan gölgeye asm: Temizlenecek elbiso açık renk İse çöve ni su Je kaynatıp soğumağa bırakmız. On iki saat sonra sürünüz ve yıkanacak elbiseyi ayni surette yıkayınız. Elbisenin renginin solmaması için yıs kandıktan sonra son çalkalanan su içeri- sine elbise yeşil renkle ise beş kaşık amonyak, mavi veya mor renkte ise beğ kaşık sirke, kırmızı ve pembe ise beş ka- gık İlmon suyu karıştırmalıdır. Etbise da- ha nemli iken tersinden ütülenmelidir. kaç k kelime söyliyebilmek için, bütün kudretini düdaklarında topluyor... — Ağabey, diyor ne olur bir dakika beni dinlemeğe tahammül et, sonra is- Mariya ona «ağabey» diye hitab eder etmez, Polivas beynine kurşun yemiş vahşi bir kurt hırsile birdenbire yerinden fırlıyor ve fırlamesile be- raber kızın çenesine bir yumruk İndir- mesi bir oluyor. # — Kaltak; bana hâlâ mı utanma dan ağabey diyorsun?.. d Mariya, kısa boğuk bir feryad kopa“ rarak yere yuvarlanıyor... i Gözümüzü açıp kapamağa vakit yok... Ortalık karışıyermişti hemen!... Kızın çenesi kan içinde kollarından sıyrılıp yere yuvarlanması Faruğu bir anda deli etmeğe kâfi gölmiştir... Hiç bir şey düşünmüyor artık.. Hiç bir korku ve tehlike hatırma gelmiyor... Hemen yumruklarını âıkıyor ve dişi sine dokunulmuş bir kaplan gazabile bir hamlede Polivasın üzerine atılı yor... Çenesine bir, bir daha, bir daha Üç kuvvetli yumruk indiriyor... Rü- men zabiti bu beklenilmiyen, hatıra i lanmış gibi olduğu yerde kalıyor... Gay-| bire boğuk bir sesin yükseldiğini işiti- | mer yüzü, geniş omuzları, uzun ve | (Kiz, hemen yüzbaşıyı yakalıyor. | gelmiyen fini tecavüz karşısında, ken- 5 ri ihtiyari dudaklarının kımıldadığını | yoruz... adaleli vücudü ile, kaidesi mermer- — Yapmayın Faruk bey; evvelâ ara- | dini toparlamağa muvaffak olamıya- ge görüyoruz... — Eller yukanı!.. den yapılmış tunç bir heykel gibi, kı- | muzdan beni yok edin, sonra... rak geri geri gidip duvara yapışıyor... i — Yakalandık Mariya; artık yapı: | Bunu söyliyen Maryoranın ağabey. | muldamadan olduğu yerde öyle duru- | . Mariya; bir hıçkırık kasırgası için- | Tabanca elinden fırlamış, şapka bae vi Jacük İş yok!.. #l Polivastır!.. Elinde büyük birtaban. | yor... Mariya, kollarının arasında hâ- | de sarsılarak bu sefer yüzünü Karde- | şından uçmuş ve çenesi kıpkırmızı vd Derhal Kızı elinden tutarak geri ge- | ca var... Tabancanın ağzı, tam yüzba- | lâl. i şine doğru çeviriyor... Konuşmak, bir | kan içinde kalmıştır.. (Arkası var) | ERKİ 12 " a .

Bu sayıdan diğer sayfalar: