22 Temmuz 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

22 Temmuz 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

22 Temmuz 1937 vi AKŞAM a Ka 2 ee Sahife 3 "SIYASI İCMAL Karamanda | Telsiz telgraf ve radyo Uzak Şarkta vaziyet heyecanlı güreşler s y Uzak Şarktaki gerginlik sulh için ne kadar tehlikeli bir şekil alsa da At- rupa devletleri kendi aralarında ui laşmış bulunmadıklarından, O kadar, | nazarı dikkati celbetmiyor. Bunun için | Avam kamarasında İngiltrenin harlel politikası üzerinde yapılan münakaşa”. larda Çin-Japon ihtilâfına inkinci de- Tecede yer verilmiştir. Hariciye nazırı B. Eden ne Japonyanın, ne de Çinin her hangi bir tavassutu kabul etmeğe taraftar olmadıklarından vaziyetin vahim olmasına rağmen, İngütere için yapacak bir iş bulunmadığını | söylemiştir. Muhalifler bile İngilterenin yalnız başma Japonyaya söz geçirecek vazi- yette bulunmadığını takdir etmişler- dir. Bunların liderlerinden Dallon, Uzak Şarkta sulhü kurtarmak için ye gâne çare, İngiliz imparatorluğu ie Amerika müttehid devletlerinin bera” derce hareket ve müdahale etmeleri olduğunu söylemiştir. Fakat İngiltere, Amerika ile berâ- ber olsa da kendisinin eski müttefiki Japonyanın 1934 senesinde Asyanın sarkında sulh ve âsayiş vE emniyeti muhafaza etmek hakkı münhasıran kendisine aid olduğunu ilân eylemesi- ne karşı her hangi suretle mildahale- | de bulunmamağa karar vermiştir. | Hattâ şimali Çinde Pekin sejaretha- “nesi yolunu muhajaza eden ingiliz askeri kuvvetlerini şu veya bu hadise- | ye karışmamalarını temin için Tien - Çin'de bir noktaya toplamıştır. Bugün İngilterede muvafık ve mu- halif bütün partiler ve efkâöri umu miye İngiliz imparatorluğunun Akde- nizdeki mevki ve yolunun tehlikede kalmış olduğunu düşünmekle meşgul dür. Adı yukarda geçen muhalif H- der bile Akdenizde İngiliz ve Fransız #mparatorluklarının deniz muvasalâ yolları Almanlar ve Italyanlar tara- | fından tehdid edilmekte olduğunu unutmayalım, diye ihtarda bulun muştur. İtalya, karada arkasının Almanya tarafından korunduğuna ve İtalyaya karşı Fransanın ve müttefiklerinin her hangi hareketine karşı Alman or- dularının Fransızlara ve müttejikle- yürümekte bir an tereddüd ine emin Bunun için İngiltere Hariciye miste- şarı İspanyadaki dahili harbe tavas- sutla bulunmak teşebbüsüne, İngil- terenin yanaşmak istemediğini ve İtalya ie Almanyanın böyle bir te- şebbüse karşı koyacakları muhakkak olduğundan, sulhün tehlikede kalaca- ğını söylemiştir. Avrupanın karışık işleri, Japonyayı siyasi ve askeri ha- rekâtında tamamile serbest bırakmış- Feyzullah Kazan İnsan açıkgöz olursa. inema meraklıları bay Levis V. Selzhiki tanırlar; bu zat sinema öle- neşhur, maruf, tanınmış si- Sinema ( sanaylini ın biri de Levistir. elinde tulanlarda: Bu zat, bugünkü şöhret ni, kurnazlığa, hatt: küstahlığa med- yundur, diyeceğiz. Günlerden bir gün Üniversal stüd- na üstübaşı bejmürde bir adam Ağ göreceğim, diyor. Kapıcı ziyaretçinin kıyafetini pek beğenmemekle beraber soruyor: — Eangisini? — Hangisi olursa olsun. — İş mi arıyorsun sen? — Evet. — Öyleyse “görüşeceğin direktörü ayırd etmelisin, çünkü onlar birbirle- rile dargın, konuşmuyorlar. Yakında birinden biri atılacak... Adamcağız düşüne düşüne stüdyo- nun koridorlarında dolaşmağa başlı- yor. Ne bilsin hangi direktörün ati- lacağını?.. Hangisine başvursun!.. Bir aralık gözüne, pervazında «İda- re müdürüs yazılı bir kapı ilişiyor. Kapı aralık, odada kimseler yok. Hemen > geri dönüyor ve çıkarken kapıcıya: — İşim oldu, yarın görüşürüz, di yor. Hemen bir kat temiz elbise kiral- yor, stüdyoya geliyor, şapkasını ka- Pıcıya bırakıyor, «İdare Müdürü ya- zlli odaya giriyor, masanın başına oturuyor, zili basıyor, gelen memur- lardan o günkü işler hakkında ma- lümat istiyor. Diğer memurlarla gö” rüşüyor... Bir aralık odaya direktör Povers giriyor ve hiddetle soruyor: - Sen kimsin? — Levis V. Selanik. — Seni buraya kim tayin etti? — Direktör Leambe... ve serveti- | Bay Leambe diğer direktördür. Po- vers hiddetle çıkıp gidiyor. E.KALİVRUSİ ve $ o mevsim sonu Satışı Kelepir Taçalar Biraz sonra Leambe geliyor ve O da hiddetle soruyor: — Seni buraya kim tayin etti? — Direktör Povers. Leambe homurdana homurdana gidiyor, bir şey söylemiyor. Selznik kısa: bir zamanda bütün idareyi. eline alıyor, iki direktörün aralarındaki ihtilâf devam. “ettiği müddet işleri yürütüyor, sanatkârla- ra ve sinema sanayicilerine kendini tanıtıyor, sinema sanayii âleminin itimadını kazanıyor. Bir sene sonra stüdyoda Leambs tek direktör kalıyor ve ilk iş olarak Poversin tayin ettiği Selzmiki azledi- raki Selznik başka bir stüdyoda daha yüksek maaşlı bir iş buluyor ve o gün bugün meşhur ve zengin oluyor. Gürültüden kurtulayım derken... Bir İngiliz filim stüdyosunda çalı- san artistler, mütemadiyen üstlerin- de uçan tayyarelerin gürültüsünden bizar oluyorlar, rahat çalışamıyorlar, Bunun üzerine direktörün aklına bir şey geliyor. Hemen kocaman bir yatta yazılıyor: GE «Filim stüdyosu gürültüyü kesme- nizi rica ediyor.» Bu yafta stüdyonun damına ko- nuyor ve ondan sonra tayyarelerin motör gürültüsü... Hayır kesilmiyor, biraz daha artıyor. Pilotlar damda ne yazılı olduğunu okumak için al- çalıyorlarmış!.. Mütehassıs makine Arustralyada sahte para basanlar çokçadır. Bunun için Avstralya hü- kümetinin bir mütehassıs makinesi var. Bu makinenin ihtisası sahte pa- raları tefrik etmektedir. Bu makine- nin bir deliğinden çeşid çeşid para atıyorlar. Sonra bir düğmeye basıyor- lar, makine, başka bir delikten sahte paraları geri veriyor... büyük tenzilât Üzerinde 11 seyirci bulu- İ Dinarlı Mehmed de Karadağlı Dimo- nan bir ağaç kırıldı, 11 seyirci de yaralandı Karaman 19 (Akşam) — Dün İd- manyurdu bahçesinde binlerce seyir- ci önünde Türk ve ecnebi üç çift peh- livan karşılaştı. Güreşlerde Gönenli Hamdi ile Tu- na şampiyonu Yorgi berabere kaldı- lar, Adapazarlı Cemal Bulgar Kiroyu, yu yendi. Fakat Dimo mağlübiyeti kabul etmediğinden Dinarlı ile arala- rında kavga çıktı. Bir aralık halk Dİ- moya hücum etmek istedi ise de poli- sin müdahalesile hadisesiz yatıştırıl di Güreşler çok kalabalıktı. “Bir çok kimseler ağaçların üzerinden seyre- diyordu. Güreşlerin pek kızıştığı bir sırada üzerinde on bir kişi bulunan bir ağaç kökünden kırılmış, düşen- lerden beşi ağır diğerleri hafif yara- Tanmış, bir seyirci de ceviz ağacının üzerinden halkın üzerine düşerek bir kişinin yaralanmasına ve iki kadının bayılmasına sebeb olmuştur. . ”. Kalikratya köyü : . .. ğe bir tehlike geçirdi Bir harman yerindeki ekinler tamamen yandı Dün, Kalikratya köyü tamamen yanma tehlikesi atlatmıştır. Küçük- çekmece civarında bulunan bu köyün eteğinde geniş bir harman yeri bu- Tunmaktadır. Harmandaki ekinler, atı- lan bir sigara ile tutuşuvermiş ve şid- detli esen rüzgârla az zaman içinde bü- tün ekinler yanmış ve alevler köy evle- rine doğru ilerlemeğe başlamıştır. Köylü tarafından haberdat edilen Bakırköy itfaiyesi az sonra yangın ye- rine yetişmiş ve ateş evlere sirayet ede- rek bütün köyü silip süpüreceği sırada söndürülmüştür, Harman yerinde 11 kişiye aid 20 bin | kilo buğday, 50 bin kilo saman, bir harman makinesi yanmıştır, 150 bin kilo buğday bulunan bir harman kur- tarılmıştır. Bakırköy civarında otlar tutuştu Dün Bakırköy civarında bir sahada- ki otlar tutuşmuş, ateş az zamanda ge- nişliyerek bir hayli ot yandıktan son- ra itfaiye tarafından söndürülmüş- tür. Kendi cezasını kendisi verdi Heroin dolu balon midesinde patladı Bundan bir müddet evvel Kadıköy- de Hüsnü isminde bir heroin kaçakçi- sı yakalanmıştı. Hüsnü; memurlar ta- rafından yakalanacağını hisseder et- mez içinde beş gram kadar heroin bu- lunan ağzı iplikle bağlı bir lâstik balo- Hu hemen ağzına atmış ve yutmuştu. Memurlar, kaçakçının heroini yuttu- ğunu görünce yakalamışlar ve kendi- sini derhal tedavi altına aldırmışlar- dır. Kaçakçının yuttuğu küçük balon, midesinde delinmiş, heroinler mideyi parçalamış, az sonra da kendisi ölmüş- Bu suretle kaçakçı, işlediği suçu ca- nile ödemiştir. İzmir sergisi rehberi Yirmi ağustosta açılacak olan İzmir beynelmilel fuarının hazırlıkları sü- nasıl icad edildi ? Alman Heriz. Fransız Branlynin tecrübeleri - ratik şekle sokması Markoninin bunları p Büyük asri icadlar, müşterek çalış- maların mahsulüdür. Biri icad eder, öteki tamamlar, başka birisi mükem- melleştirir. Telsizin icadı da bu ş& kilde olmuştur. Telsiz telgtatın müj- decisi Alman Henri Hertz, tatbikçisi Fransız Edouard Braniy, bunu pratik şekle sokan İtalyan Markoni'dir. Daha 1855 senesindenberi İngiliz fi- zikçisi Maxwell ışığın süratine müsa- vi Electro-Magnetigue dalgalar istih- sal edileceğini haber vermişti, Fakat Alman âlimi Henri Hertz kendisinin icadı olan bir rekkasa ile İngiliz fi- zikçisinin bu sözlerini bilfiil isbat edin- ceye kadar fili bir tecrübe yapılma- mıştı. Henri Hertz Hamburglu bir hâki- min oğludur. 1857 senesinde, bu $e- hirde doğmuştur, 30 yaşında iken <Fezaya elektrik dalgaları yaymanın kabil olduğunu; isbat etmiştir. 1887 senesinde yapılan ve muvaffakıyetle neticelenen bu tecrübeden sonra f©- ahizenin icadı kalmıştı. m Üç sene sonra Fransız profesörlerin- | den Branly bu dalgaları kapacak âleti icad ederek Branly tüpü namını ver- miş ve bu suretle telsiz telgraf pren- sibi tesbit edilmiştir. Fakat Braniy, lâboratuar tecrübelerinden başka bir- şey yapınamışlır. Bu icadı pratik bir şekle koyan İtalyan âlimi Markonidir. Anten kullanılmasını tasavvur etmiş olan ve yavaş yavaş yayıcı merkez ile alıcı merkez arasındaki mesafeyi an- tenlerin boyunu yükseltmek ve kıvık- cımların enerjisini arttırmak suretile Evvelki gün akşam üzeri Sirkecide Bahrısefid otelinde Adem baba adın- da yetmişlik bir adam, Reşad adında birini tabanca ile vurmuş, kendisi de bir polis tarafından tabanca ile baca- ğından yaralandıktan sonra yakalan- muşta. Bu vaka etrafında müddeiümumi muavinlerinden B. Hikmet Sonel dün, tahkikatla meşgul olmuş ve hastane- ye giderek yaralıların sorgularını yap- mıştır, Şimdiye kadar yapılan tahki- kat neticesinde bu vakanın bir alacak meselesinden olduğu tesbit edilmiştir. Vakanın olduğu Bahnsefid oteli bir- kaç hissedar tarafından işletilmekte» dir, Ali Memduh adında bir adam da bu hissedarlar arasında bulunmakta dır. Ali Memduh vaktile yanında çali- şan yetmiş yaşlarında Adem babadan sekiz yüz lira kadar borç para almış ve bu borcunu ödemeden ölmüştür. Diğer taraftan daha bazı alacak meslelerinden dolayı otelin varidatı haciz altına alınmıştır. zaya yayılan bu dalgaları kapacak bir 7 uzatmış olan gene Markonidir. 1890 senesinde Fransız âlimi Braniynin tecrübeleri, 100 metre gibi ufak bir mesafeyi geçmiyordu. Dokuz sene sonra Markoni İngiltere ile Fran- sa arasında telsizle muhabereyi te- min etti. İtalyan âlimi, Fransaya İlk telsizi bir hürmet nişanesi olarak Fransız âlimi Branly'ye çekti. O zamandenberi Markoni, muvaffak kıyetle tecrübelerine devam ederek 1901 senesinde Korsika adasile Cöte d'Azur arasında 175 ve 1906 senesin- de İngiltere ile Amerika arasında tak- riben 4,500 kilometre mesafede telsiz- le muhabereyi temin etti. On senedenberi telsiz muhabereleri için mekân ve mesafe haddi kalma- mıştır. Bütün dünya kıtalarile telsiz- le muhabere ediliyor, elektrik kıvı- cımı, kürei arzi sarmıştır. Radyo ayni icadın tatbiki eseridir. Radyoculuk ile telsiz telğrafçılık arasında esaslı hiç bir fark yoktur. Yayiıci merkezde uzun ve kısa dalgaları doğuran ma- nipulateurlerin yerine ses dalgalarını nakleden bir mikrofon koymak kâfl gelmiştir. İlk radyo tecrübeleri, 1909 senesinde yapılmıştır, Avrupada rad- yo ile ilk konser, İngilterede bayan Melba tarafından 1920 de Londra ci- yarında verilmiş ve Paristen dinlen- miştir. O zamandanberi telsiz telefon muhaberatı umumileşmiştir. Bugün alıcı merkezler, binleri buluyor. Bir asırdanberi dünyanın gördüğü en bü- yük icad telsiz telgrafçılık ve radyo culuktur, “Alacağım vardı vermedi- ler, fena halde kızdım,, Adem baba kendisine ceza vermezler sanmış mıştır. Silâh seslerini duyan Emin- önü merkezi polislerinden Cevad gel- miş, vakayı ve Adem babanın elindeki tabancayı görünce, kendisine; — Elinden tabancayı bırak ve tes- Mim ol, Diye ihtarda bulunmuştur. Adem baba tabancasını bu defa da polise çe- virmiş ve ona da eteş etmek istemiştir, Fakat tabanca patlamamıştır. Bu vâ- ziyet karşısında polis Cevad da taban- casını çekerek Adem babayı korkut- mak maksadile iki defa yere ateş et- miş, ve karşısındakinin hâlâ tabanca atmağa uğraştığını görünce, ücüncü bir kurşunla Adem babayı sağ diz ka- pağındarı yaralamıştır. İhtiyar bU sus retle ancak yaralandıktan sönra ya- kalanmış ve iki yaralı Cerrahpaşa hastanesine kaldırılmışlardır. Dün Adliye doktoru kendilerini has tanede muayene etmiştir. İkisinin de yaralarının tehlikeli olmadığı görül- müştür, Reşadın sırtındaki kurşun Adem baba, Ali Memduhun ölmesi Üzerine otele gelerek alacağını istemiş, bunlardan Reşad da: — Şimdi biz sana para veremiyece- giz. Vaziyetimiz düzelinciye kadar alacağına mukabil biz sana her ay on ratle ilerlemektedir. Sergi komitesi İzmire sergiyi gezmek için gelenlere bir kolaylık olmak üzere sergi ve İz- mir hakkında muhtelif malümatı ih- tiva eden ve trenlerle vapurlarda ya» püacak tenzilâtı gösteren küçük bir rehber bastırmıştır. Bu rehber para- sız dağıtılacaktır. Pırlanta yüzük Çifti tahminen 13 krat fevkalâde te- miz ve kusursuz iki taşlı bir pırlanta yürük bugün saat ? de Sandal bedes- teninde kat'i surette satılacaktır, Kıy- meti muhammenesi 3350 liradır. Mes raklıların teşrifleri rlea olunur. lira faiz verelim, sen de bizi sıkıştır- Demis, Adem baba bu teklifi kabul ederek İzmire gitmiştir. Adem baba, on liranın gönderilmediğini görünce tekrar İstanbula gelerek Reşaddan para istemiş ve bu yüzden ağız kav- gası yapmışlardır. Aradan bir müd- det daha geçtikten sonra evvelki ak- şam üzeri saat beş sıralarında Reşad otelin altındaki kahvenin önünde otu- rurken Adem baba gelmiş ve hiç kim- seye bir şey söylemeden birdenbire ©e- binden bir tabanca çıkararak Reşada çevirmiş ve ateş etmiştir. kan kur şun Reşadın sırtına saplanmış, ikinci kurşunla da boynundan yaralan- derince saplaninışsa da ciğerlere ka- dar gitmediği için yarasında ölüm teh- likesi yoktur. Reşad, ifadesinde alacak meselesind yukarıda yazdığımız şekilde anlat- makta ve evvelki akşam da kahvenin. önünde otururken birdenbire Adem babanın taarruzuna uğrayıp yaralan dığını söylemektedir. İhtiyar Adem baba cürmünü itiraf ederek : — Alacağım vardı. Vermediler. Bes * ni aldattılar, Bunun için fena halde kızmıştım. O hiddetle Reşadı vurdum. Ben ihtiyar bir adam olduğum için Reşadı öldürsem de bana ceza vermeş- ler zannediyordum. Bunun için cina- yeti işlemekten korkmadım.. demiştir. Tahkikat devam ediyor. Adem ba» banın yarası biraz daha iyileştikten ği

Bu sayıdan diğer sayfalar: