29 Temmuz 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7

29 Temmuz 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

' | 29 Temmuz 1937 Yeşil Bursada bir dolaşma Iki kişi Bursada bir haftada kaç para sarfeder? Hususi otomobilini alıp giden nerelerde rahat rahat gezebilir ? Bursada bir tek tifo vakası oldu - Bursalılar pek güzel bir ırkın evlâdlarıdır, pek sevimli, pek terbiyeli. ve pek namuskârdırlar - Dışardan ve içerden gelecek her seyyaha karşı yüzümüzü ağartabilirler Bursa valisi B. Şefik Süer'e de dim ki — B. Falih Rıfkı Atay İstanbul gör zetecilerine tariz etti: «İstanbulda tie fö çoktur! Diye yazıp duruyorsunuz. Ecnebileri kaçıracaksırız!> Dedi, TO vaziyeti Bursuda nasıldır? — Bu ay zarfında bir tek tifo vaka- sr oldu. Ona yakalanan da İstanbul darı geldi. — Öyleyse ecnebiler İstanbuldan Kaçarlarsa dışarıya gitmesinler, Bur #aya gelsinler, — Geliyortar zaten... Hakikaten de; Bursada, bilhassa Çe- kirge taraflarında, bir sabık Büyük“ ada kozmopelitiliği dikkate çarpıyor- du: Sefarst otomobilleri, Ankara oto- mmobülleri, kol kola girip te Almanca, Rumca, Arapça, İspanyolca Konuşan gruplar, asfult üzerinde dolaşıp dürü- vor. ” Bunlardan bazarile görüştüm: lar fevkalâde nazik, ter- ri KİZ, Alış veriş esnasinda k Ardırlar; İnsamı aldatma- ğa kalkmıyorlar! - Dediler. Benim de müşahedem böyle oldu; Bursalılar, hem Konuşurken gayet gü- er yüzlü insanlar; hem de ahlâkları cidden bozulmamış. Ananevi Türke mahsus bütün kasletler onlardadır. Köylüleri de ayni vaziyette. Üstelik somurtkan değillerdir. Otomobil, oto- büs geçerken, çocuklar, taşkın bir nes şeyle haykırıyor, ellerini sallayıp selâ- metliyor. Köylüler, atları, katırları, merkepleri üzerinde şarki söyleyip Giçenlerde; eenebi muhabirle bir Yunan mebusu fun üzerinde Bursanm nasıl bir hüs- Bursalilarm ötedenberi bu şirinlik ve temiz giyinme meziyetleri varmış; Pirimiz Evliya Çelebi, bakınız nasl Anlatıyor: . Nice bin samur Kürklü, muhteşem tacirleri, üleması vardir. Bir Kısmı dayan #ümresidir Ki, at, bant ve Hans dan sahipleri olup ehli hizmetlerdir. Bir kısmı çarşı ve pazarda ehli sanaf- Ür. İmkânları dahilinde türlü türlü W- bast fahir giyerler... Lisanları; Burası Anadolu toprağı olduğu için lehçeleri Aral Tehçesine yakındır. Meselâ; «Ah- med Çelebi» yerine «Ahmet Çebile, «Mehmed Çelebi» yerine «Memet Çe- büs, «İsmoiis yerin «İsmils, «Cafer» yerine «Cajfâr» derler. Daha nice bi- Tinmedik sözleri vardir. Amma bazı ş€- Kir oğlanları vardır ki hoşsohbet, rindi cihan, ârif, nüktedan çelebilerdir. Cümle halkı garibi dost, ehli teferrüe, Bursaya ecnebileri ve zenginleri celbeden Çelikpalas oteli Bursanın bu şirin köylü çocukları ırk güzelliğini gösteren canlı bir vesika deği midirler? rüzgür: tarafını Keşişdağı kapadığı için o rüzgâr estiği zaman havası sa“ ildir. Lâkin mahbub ve mahbubesi gayet çoktur ki mümtaz ve dilârâ cis vanlarını şura methedip şöhretli et- mişlerdir. Kadınları hüsün ve cemal | de; lütfü itidalde ileride olup kelime- leri boyları gibi mevzun ve mukaffa- dir. Saçlarını kendilerine has bir tarz- da güzel güzel örüp şairlerin akılla- | rını çelerler. Bt, başka diyar kadin- | larına malisus değildir. Buradaki in- sanlar o kadar çok yaşarlar ki kuvveti gider, heyeti gider, musahabet ve belâr İsa bi, e i oağliemmi Bursada Çekirge asfalt yolu AKŞAM gatten kalir, yine yaşarlar. Halkı na- zik endam, simin beden, mahbubül- | kulüptürler. Konuşurken lakırdının çıkacağı yeri ihtiyatla düşnüp fesa- * hatle söz söylerler. Konuşmaları in- sana inşirah verir. ... İşte Bursalıların eskiden de, şimdi de ne adam olduklarını görüyorsunuz. Memlöketleri gibi şirin, mükemmel, çelebi, zarif insanlar... Valiye sordüm: — Zatı ülinizce, iki kişilik mütevazı bir aile burada bir hafta geçirmek Üze- re gelse, yol, gezme, otel ve yemek pâr Taları da dahli olmak üzere ne kadar harcetmeleri lâzımdır? — Fazla israfa gitmemek şartile iki kişiye bir haftada elli Iria mükemme- len kâfdir! - Diye hesab etti. — Efendim, burasmın mükemmel bir otomobil gezinti yeri olduğunu da görüyorum. Hususi otomobili olanlar bu tarafa göçseler Kaç kilometre üze- rinde ve nerelere doğru gezebilirler? Muhterem Şefik Süer şu izahatı da Tütfetti: Bursa - Mudanya; 33 Km, Bursa - Uludağ 3 > Bursa - İnegöl 45 >» İnegöl - Çitli 15 » Bursa - Apolyond. 4 » Bursa Yalova 88 >» Ve ilâve etti: — Bunlar hep iyi yollardır. Şimdi beş kilometreye yakın asfaltımız var. İki sene sonra, Bursa - Mudanya yolu. tamamile asfaltlanmış olacaktır, ... Kendi şirin, halkı şirin, ucuzluk, sıhhatli, neşeli, yolları güzel, otelleri Türkiyenin hiçbir yerinde bulnmuıya- cak kadar iyi olan Bursaya, fakir de, zengin de gezmeğe gitmelidir. Bursa, herkesi memnun edecektir. Yürük Çelebi !Bir sandal devrildi içindekiler kurtarıldılar Hasköyde oturan mühendis B. Hak- kı, yanına arkadaşlarında Davudu alarak, şahsına mahsus olan sandala binmiş ve gezmeğe çıkmıştır. Bir aralık sertlenen rüzgârın tesirile sanda! devrilmiş iki arkadaş denize düşmüştür. Etraftan yetişen. sandal- cılar tarafında rtarılınışlardır. Bir haydud takip ediliyor İnmir (Akşam) — Bergamada bir köyde baskın vakası olmuş, Hasan | adında birinin evine gece silâhlı ola- rak giren Katil suçundan aranan Hamza, tehdid suretile ev sahibinin kiymetli bazı eşyasını alârak kaçmıs- tır: Jandarmalarımız, bu cüretkâr haydudun peşindedir. Ödemişter Hüseyin oğlu Melimed, Sepetci. köyüne giderken pusudan ati- lan tabanca kurşunile göğsünden ağır surette yaralanmıştır. Vaka fall, za» bıtaca aranıyor. Tefrika No. 163, - Kttihad ve Terakki, nin son devirlerinde Suikasdlar ve entrikalar Sahife 7 Yözan: Müstafi Ragıb Es-atli Mondros mütarekesi imzalanıyor İzzet paşa hükümeti siyasi teşebbüslerde bulunuyordu İstarbuldaki Avusturya askeri mu- rahhası general Pomyankofski, İzzet paşa kabinesinin bu müracaatını ma- kul görmüş, İsmail Hakkı paşanın Ma» car ihtiyat zabili M. Baver'in yardi- mile kaçtığını itiraf etmekle beraber, O sıralarda, Brest Litovsk muahede- sile teşekkül eden Ukranya hükümeti, Odesayı idaresi altına almıştı. İzzet paşa kabinesi, Avusturya askeri mâ- kamların İsmail Hakkı paşayı, Odesa- ya gönderilen ganbota teslim edecekle- Tin! şüpheli gördüğünden; Henüz İs- tanbula gelen yeni Ukranya sefirine de müracaat etmiş, en mâruf harp mesullerinden - telâkki . edilen- İsmail Hakkı paşanın Türk hükümetine tes- limini bütün (efkârı- umumiye)nin. büyük bir heyecan ve hassasiyetle is- tediğini anlatmış ve sefirden sabık le- vazım relsinin Odesaya gönderilen ganbota teslim edilgnesini rica etmiş- ti. Yeni Ukranya sefiri de bu hususta icap eden yardımda bulunmağı vadet- işti. Artık”İzzet paşa hükümeti bir ta- raftan yaptığı bu müteaddid müra- caatlar üzerine sabık levazım reisinin birkaç gün sonra İstanbula iade edi- leceğini ümid ediyor, diger taraftan da artık (efkârı umumiye)yi tatmin ettiğini tahmin ediyordu. Fakat İsmati Hakkı paşanın İstan- bula iadesi için yapılan bu teşebbüs- lerden hiç bir fayda temin edileme- mişti. Çünkü bir taraftan o sirada Odesada bazı karışıklıklar olmuş, İs- mail Hakkı paşa bundan İstifade ederek izini kaybettirmişti. Odesaya gönderilen ganbot bu. yüzden geriye dönmüş, diğer taraftan az bir zaman sonra Talât, Enver, Cemal paşalar da firar etmeğe muvaffak oldukları gibi, bu sırada mütarekede imza edil- diği için İzzet paşa hükümeti müta- reke şartlarının tatbiki gibi mühim bir mesele karşısında kalmıştı. Bu su- retle İsmali Hakkı paşa da 1927 se- nesine kadar bir daha İstanbula dön- memişti. Artık mütareke de imza edilmişti Sabık levazım relsinin kaçtığı gün, Türkiye: ile itilâf devletleri arasında dört senedenberi devam eden harbe nihayet veren mütareke de imza edil- mişti. İzzet paşa hükümeti iktidar mevkiine gelir gelmez, Kütülemme- rede esirdüşen ingiliz generali Tavs- heridin tavassutundan istifade ederek mütareke yapmağa teşebbüs etmiş- ti. İngiliz generâlı, İstanbulda esir olarak bulunduğu müddet içinde Bü- yükadada oturmuş ve Türk resmi makamları tarafından hüsnü mua- mele gördüğünden Türklere karşı bir muhabbet beslemeğe başlamıştı. General, harbe nihayet (verilmek üzere kendi hükümeti metbuası nez- dinde teşebbüste bulunması için İz zet paşa kabinesinin ricasını derhal kabul etmiş, refakatine verilen bah- riye yüzbaşısı Tevfik beyie beraber Bandırma! yolile İzmire gitmiş, bura- dan da Midilliye geçmişti. General Midilliden bir İngiliz torpito muhri- bile Mondros limanına geçmiş ve bu- radâ İngiliz Akdeniz filosu kuman- danı Amiral Galtorpa misafir olmuş, Türk Hükümetinin mütarekeye talip olduğunu, kendisinin böyle bir tavas- sut vazifesile geldiğini-amirala anlat- mıştı, Amiral, Londra iledört gün mu. habere ettikten sonra mütareke şart- larını İtilâf devletleri namına hazırlı- yarak Türk murahhaslarile imza et- mek salâhiyetini almıştı, Bunun üzerine Bahriye nazırı Ras uf (sabık başvekli), Hariciye nezareti müsteşarı Reşad Hikmet (bilâhare Boğazların açılmasriçin hazırlık başlıyor meclisi mebusan reisi olmuş biraz son- zada vefat etmişti) erkâmı harb mirala- yı Sadullah (şimdi İktisad Vekâleti boğa: torpiller toplanacak. ve İtnâr ması Boğazdan. içeriye girecekti. (1) Mütarekenin imza edilmesile artık İlllüf kuvvetlerinin. İstanbula. gire ceklerinde ve-her şeyden evvel «İttihad ve Terakki> ricalini tevkif ve takip edeceklerinde:şüphe yoktu. Gerçi mü» tareke şartlarında, Türkiyeyi | harbe sokanların ve harp senelerinde mesuj- mevkilerde bulunanların o mesuliyet ve tecziyeleri için hiç bir kayıd mev- İtilâf donanması İstanbul limanında; demirleyince, ittihatçılara hasım olan unsurlar, derhal harekete geçecekler; Talât, Enver; Cemal paşalaria diğer gözönünde bulunan ittihatçıların har yatlarını tehdide kalkışacaklardı. Bu- nu, yukarıda da bilmünasebe kay- dettiğim gibi, bizzat Enver ve Cemal paşalarda bazı tanıdıklarına söyle mişlerdi. Divaniye mebusu bir kanun Lâyihası vermişti ve... Bundan başka Divâniye mebusu Fuad bey (kısa bir zaman sonra bir- denbire vefat etmişti) yalnız «İttihad ve Terakkiz erkânını değil, mesuliyet, mevkiinde bulunan birçok zevatın da şiddetle mesul edilmesini intaç eden bir kanun lâyihası hazırlıyarak Mec- Jisi mebusan idam emrini verenler ve yahud bu hükümlerde âmil ve müessir olanlar hakkında, şahsi dava açılabileceğini ve bu şahsi davalar açılınca müddel- umumilerin de hukuku mumüiye da» vası tahrik edebilmeğe kanunen sa- lâhiyetleri olacağını zikrediyordu. Bu kanun lâyihası (efkârı umumiye)de mühim bir tesir hasıl etmiş, memle- kette kin ve husumet ateşinin tutuş” masında büyük bir âmil olacağı anla» ricali hakkında yeni bir itham ileri sürülüyor, yeni bir propaganda ile hal- kın husumeti sabık kabine ve (Merke- zi umumi) ağası aleyhine tahrik edi- liyordu. İzzet paşa hükümeti endişe ediyordu İzzet paşa hükümetinin bütün en- dişesi, yalnız Istanbulda değil, taşra» da başlıyan husumet hislerinin gün- de ngüne çoğularak «İttihad ve Te- rakki; erkânı aleyhine -birer vesile bulunarak. şahsi intikam davalarının açılması etrafında toplanıyordu: Bu takdirde hükümet, sabık ricalden hiç birini kurtaracak resmi ve fili bir müdahalede bulunamazdı. Halbuki Talât, Enver, Cemal paşaların bu su- retle tevkifleri, memlekette öyle bir cereyan meydana. getirecekti ki, za- ten müterekenin imzasile çok nazik ve hayati bir safhaya giren. memle» kette yeniden kinler, garazlar, başlı yacak, halk biribrine girecek şiddete li ihtilâflara vesile verecekti. Böyle bir vaziyeti ihdas, hattâ körükliye- cek âmiller ve unsurlar dâ mebzul- du. (Arkası var) (1) (Möndros mütarekenamesi) nin hü- kümleri ile bu hükümlerin tevlid ettikleri siyasi, askeri, iktismdi vaziyet ve tesirleri uzun uzadıya yazıp izah etmek intihap et- tiğim mevzu ile alâkadar olmadığı için be. bahse temas etmiyorum,

Bu sayıdan diğer sayfalar: