29 Temmuz 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9

29 Temmuz 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

29 "Temmuz 1987 AKŞAM © Kral Corcun tac giyme merasiminde garib vakalar Bir Lordun başına gelenler - Vapur dolusu Ganj suyu ve omuzunda Papağanla gelen İngiliz kralmın taç giyme merasi- minde şimdi yeni haber alınan birçok vakalar olmuştur. Bu vakalardan ç0- ğu yüksek şahsiyetlerin başına gel- işti. Meşhur İngiliz Jordlarından LEWr- hulmenin merasimi seyredecek yeri yokmuş. Gazetelere bir göz atmış. On beş liraya oturacak yerler satıldığını görmüş, O sıralarda merasimi seyret mek için 100 liraya kadar yer satıldı- ğını bildiğinden bu fırsattan istifade- yi düşünmüş ve otuz llralık bir çek ya- zarük göndermiş. bir hafta sonra pos- taci kendisine bir paket getirmiş. Lord paketi açarax İçwde iki portatif san- dalye görünce, kanı başına sıçramış, parasını kaybe! ine mi, yoksa mera- simi göremiyeceğine mi yansın, Der- hal polise müracaat etmiş. Polis, gön- derilen sanadiyelerin, yapılan ilâna bir tezad leşkil etmediğini ve müdahale- sini icab ettirecek bir nokta görme- diğini lorda bildirmiştir. Amerikalıların garib tabiatleri Bazı Amerikan seyircilerin garib ta- biatleri Londralıları pek eğlendirmiş- tir. Amerikan milyarderlerinden mat- mâzel Loraine Manirle ve dul annesi kadar halkın nazarı dikkatini cel- beden olmamıştır. Matmazel Monirle 72 büyük bavulla amman | Londraya gelmiş, annesi de Amerika- İ dan hemen hemen ayni miktarda eş- ya getirmiştir. Gümrük memurlarının bu eşyayı gözden geçirmeleri dört sa- at sürmüştür. Fakat Londra halkını en ziyade alâkadar eden cihet matma- zel Monirlin saçını yıkamak için bera- berinde Amerikadan iki ton su getir- mesi olmuştur. İngiliz suyu fazla ki- reçli olduğundan milyarder kadın sa» çını bu su ile yıkayamazmış!... Maamafih matmazel Moniri bu hu- susta Keonihar mahracesinin yarında hiç mesabesinde kalır. Keonihar mah- racesi Londraya gelirken beraberinde Hintliler için mukaddes olan bir va- pur dolusu Ganj suyu getirmiştir. Matıhazel Menirl gibi mahrace de bu suyu yıkanmak için kullanmıştır. Çünkü Mahracenin dinine göre, Ganj Matmazel Monirl suyundan başka bir su ile yıkanmak mekruhtur. Mahrace ayni zamanda kendisine hizmet için beraberinde 100 uşak getirmiştir. Ege mıntakasında tütün rekoltesi İzmir *7 (Akşam) — Bu sene Eg9 rin birbirine karışan neşeli şarkıları mıntakasında istihsal edilen tütün- ler, çok nefis ve kalite itibarile fev- kalâdedir. Mahsulün, fazla ekilişine nazaran (40) milyon kiloyu bulacağı tahmin edilmişti. Fakat havaların İazla kurak gitmesi, zamanında yağ- Mür yağmaması yüzünden mahsul Az olmuştur. Bu sene Ege mıntakası tütünleri- nin (30) milyon kiloyu bile bulamıya» cağı şimdiden anlaşılmaktadır. Tü- tün yetişen yerlerde geceli gündüzlü hummalı bir faaliyet devam ediyor. 'Tarlalardan genç kadınlarla erkekle- duyuluyor. Bu seneki tütünlerimizin fazla ne- fiş ve küçük yapraklı olmaları sebebi- le bilhassa Amerikaya fazla ihraç edileceği kuvvetle söylenmektedir. Bu yıl rekoltesi, geçen yıla nazaran yüksek olmamakla beraber mahsulün hastalıksız ve nefis olması sayesinde tamamen satılacağı şimdiden tahmin ediliyor. Yukarıdaki resim, Egenin en mühim tütün istihsal yeri olan Ak- hisar kazasında bir tarlada tütün kıran kadın ve erkekleri çalışırken Mahraceler Keonihar mahracesi Yirmi aitı yaşlarında Daipur mah- Tacesi, beraberinde su getirmemekle beraber içmek için Londra haricinden su getirtmeğe mecbur kalıyordu. Çün- kü dini kanaatine göre mahrace aile- sinden hiç kimse maden borudan ge çen suyu içmez, Mahrace Londrada maden borudari geçmemiş su buls- madığı için içecek suyunu Surrey'de | bir otel kuyusundan getirtiyordu. Bir Hint prensi 21 tane at, dlğer bi- ri dört hususi tayyare getirmişti. Uğurlu papağan 'Taç giyme merasimine gelenlerin en garibi 113 yaşındaki papağandı. Navanagar mahracesi, bütün vaktini omuzunda geçiren bu papağanı ken- dine uğurlu addettiğinden, bir türlü memleketinde bırakmağa razı olma- mış, Londraya kadar getirmiştir. Taç giyme merasiminde Londraya gelen kirk bir Hintli mahrace sudan başka müşküllerie de karşılaşmışlar- dır. İndikleri otellerde ilk yaptıkları iş odalarında ne kadar derili eşya, kol- tuk ve saire varsa, hepsini kaldırtmak olmuştur. Buda dinine nazaran inek mukad- des bir hayvandır. Marokenlerin inek derisinden yapılması ihtimali bulun- duğunu nazarı dikkate alan mahrace- ler, bunların odalarından kaldırılma- sını emretmişlerdir. Merasimi kaçıranlar Merasimden sonra Londra telefon kumpanyası çok şiddetli tenkidlere uğramıştır. Hattâ bazıları şirketi dâva edecek kadar İleri gitmişlerdir. İngil- terede âdetlir. Sabahleyin erken uyanmak mecburiyetinde olan, kendi- ne güvenemezsa, abone olduğu telefon kumpanyasına: «Sabahleyin filân sa- atte beni uyandırınız» diye telefone eder. Ertesi gün o saatte telefon zili durmadan çalmağa başlar, Taç giyme günü 10,000 kişi kum- panyaya müracaatle sabahleyin ken- dilerinin erkenden uyandırılmasını İs“ temişler. Kumpanya bu kadar fazla müracaat karşısında şaşırmış. 'Tabif ertesi gün birçok yanlışlıklar . olmuş, birçokları uyandırılmamış, merasime iştirakten mahrum bırakılmıştır. 'Taç giyme merasimi daha birçok dâvaların açılmasına sebebiyet ver- miştir. Bilhassa tacirlerle fabrikatör- ler arasında dâvalar elân daha devam etmektedir. Merasim hatırası olmak üzere daha merasim tarihinden alti yedi ay evvel birçok mağaza sahipleri sekizinci Edvardın resmini taşıyan fil- canlar, bardaklar, madalyonlar, halı- Jar ısmarlamışlardı. Edvard tahttan feragat edince tabii tacirler bu sipariş- leri kabul etmek istememişlerdir. Çün- kü tacı giyecek olan altıncı Jorjdu. Fakat fabrikatörler itiraz ediyorlar. Yapılan kontratlarda taci giyecek Kralın isminin tasrih edilmediğini ileri sürüyorlardı. Hâkimler neye karar vereceklerini bir türlü kestiremiyorlar, Talihin ga- rip bir cilvesi olarak Amerika bunla- Tm yardımına yetişecek gibi görünü- rına Amerikada taleb gittikçe artmak- tadır, ! Sahife 9 Haftalık piyasa ) Manifatura piyasasında faaliyet-" ihracat maddelerinin vaziyeti Bu sene mahs n bol senedir. Böyle seneler müstahsil köy- lünün kesesine çok para girer. Bu, Türkiye ekonomisinde mesud bir hâ- disedir. Köylünün satın sima kudreti arttığı zaman, memleketin iktisadi hayatında da büyük değişiklikler gö- ze çarpar. Bu sene de köylü para ka- zandığı için, en ziyade köylünün sâ- tan alabileceği, müşteri olabileceği mallar satılmaktadır. Bu hâdise, en ziyade manifatura piyasasında tesirini gösteriyor. Kaç gündenberi Yeni postane arkasındaki manifatura mağazalarda büyük bir kalabalık göze çarpmaktadır. Bunlar Anadoludan mal almak için buraya gelen manifatura tacirleridir, satılan manifatura arasında en ziyade pa&- muklu dokumalar büyük bir yer tut maktadır. Köylünün en çok kullandı- ğı pamuklu dokuma olduğu için fab- rikalar gece ve gündüz köylüye pa- muklu dokuma yetiştirmek için çalış- maktadır. Bu seneki mahsul vaziyeti, yalnız köylüyü memnun etmemiş, ayni za- manda fabrikaları da memnun etmiş- tir. İhracat maddelerimizin vaziyeti Bu hafta içinde ihracat maddeleri- mizin geçirdiği vaziyeti birer birer aşağıya yazıyoruz: İzmir mıntakasında yaş meyvalar Üzerine mühim miktarda ihracat yar pılmaktadır. Son hafta içinde İzmir- den İngiltereye 10 ton yaş üzüm gön- derilmiştir. Gönderilen üzümler, Bul- gar üzümlerine rekabet edecektir. Dİ- ğer taraftan İstanbul mıntakasın- dan da İngiltereye bir kaç parti kar- puz gönderilmiştir. Görülüyor ki, bu seneki ihracat inde yaş n va ihracatı da ehernmiyetli bir mev. ki tutmaktadır. Türkiye - Almanya ticaret anlaşma- sı hakkında henüz piyasayı tatmin eden bir haber alınamamıştır. İhra- cat mevsiminin hararetli devresi baş- layıncıya kadar anlaşmaların kati bir şekle girmesi bekleniyor. Tiftik — Şimdiye kadar tiftik piya- sasından bahsederken, vaziyette dur- gunluk olduğunu anlatırdık. Son haf- ta içinde vaziyet düzelmiştir. Tiftik ihracatçıları, piyasada mühim mik- tarda mal almaktadır. Birinci kalite ince cins oğlak tiftiği en çok aranılan bir maldır. Diğer taraftan Karahisar malları üzerine de satışlar devam et- mektedir. Orta mallâra alıcı pek az- dır. Dış memleketlerden başta İngilte- re, sonra Sovyet Rusya piyasayla alâ- kadar olmaktadır, Her iki memleket mallarımıza yüksek fiat vermek süre- tile biribirlerile rekabet ediyor. Pamuk — 937 senesi mahsulü ge- çen hafta piyasaya arzedilmişti. Mer- sin yolile ihracat başlamıştır. Bu sene Çukurovada mahsul vaziyeti pek İyi- dir. Buğday — Geçen hafta yazdığımız gibi, ihracata büyük bir hararetle de- vam edilmektedir. En ziyade ihracat İngiltere ve Belçikaya yapılmaktadır. Bu sene Tuna memleketlerinde buğ- day mahsulü azdır. Geçen sene de bu memleketlerde az buğday elde edilmiş- lduğu bir | ti. Bu en, buğday ihracatımızda bir fazlalık görülmüştü. Ayni hâdisenin bu sene de tekerrür edeceğine şüphe yoktur. Buna alt alâmetler başgöster- miştir. Bu sene buğday alıcıları arâ- sına, yeni yeni müşterilerin gireceğine şüphe yoktur. Türkiye, buğday ihraç ettiği gibi, ayni zamanda un da ihrac etmekie- dir. Suriyeye un gönderiliyor Tütün — Piyasadaki durgunluk de- vam. etmektedir. Maamafih bu, her sene bu mevsimde görülen bir vaziyet- tir. Bir kaç Hafta sonra tütün piyasa- sı üzerine yeğii işlöre başlanâcağı ümid edilmektedir. Fındık — İhrâcat hararetli bir dev- Teye girmiştir. En ziyade ihracat Fran- saya yapılmaktadır. Evvelce de yazdı» gımız gibi İspanyadaki dahili muha- Tebeler yüzünden, Avrupanın. fındık talepleri, Türkiye ve İtalyaya tevec- cüh etmektedir. Zeytin, Zeytiriyağı — Yeni mahsul henüz piyasâya gelmemiştir. Mahsu- Jün fazla olatağından evvelce de bah- setmiştik. Bü yüzden zeytinyağı fiat- leri düşmektedir. Esasen bu sene pa- muk mahsulü de bol olduğu için zey- tinyağına fazla miktarda karıştırılan pamuk yağırın flati ucuzlıyacaktır. Diğer taraftan vejetalin fabrikaları dışarıdan hindistancevizi getireceği için, vejelalin yağları ucuz olacaktır. Hasılı bu sefle, halk ucuz yağ yiyebi- lecektir. Halbuki geçen sene, tereya- ğını da, zeytinyağını da pahalı ye miştik. Bilhassa tereyağı kış ortasın- da 190 kuruşü kadar fırlamıştı. Bu se- ne tereyağ istihsalâtı da fazla olduğu için, böyle bir pahahlık hâdiselerine şahit olmıyacağız. Peynir — Yalmz bu sene peynir fiatleri pahahdır. Halbuki tereyağ ve sütün pek bol olduğu bir senede, pey- nir fiatlerinin bu derecede pahalı ol masında buşka sebepler aramak lâzım- dır, Yeni mahsul peynir, piyâsaya ilk defa çıktığı zamân, perakende olürak fiat 30 kuruşa kadar inmişti. Aradan bir kaç hafta geçtikten sonra fiat tek- rar 40 kuruşa, son günlerde de gene 50 kuruşa kadar fırlamıştır. Bunun sebebi ne olabilir? Alâkadarlardan öğrendiğimize göre Trakya peynir müstahsilleri bir ara- ya gelerek, fiatleri tanzim etmişlerdir. Trakyada böyle bir fiat anlaşmasının ne dereceye kadar doğru olduğunu öğrenmek kabil olamamıştı. Eğer böy- 16 bir şey varsa, Trakya umum mü- fettişi, general Kâzım Diriğin pek isa- betli tedbirleri sayesinde bu meseleye de nihayet verileceğini ümid ediyoruz. Bu gibi anlaşmalar, netice itibarile, müstehlikeleri mutazarmır ettiği için, her yerde önüne geçilmesi, devlet adamları için bir vazifedir. » Yaş meyva ticareti Yukarıda, dış memleketlere yaş meyva ihrac edildiğinden bahsetmiş. tik. Memleket dahilinde yaş meyva ti- careti, tifo münasebetile durgun bir devreye girmişti. Bu yüzden satışlar azalmıştı. Fakat kavun ve karpuz, ti- fo evhamile slâkası olmadığı için, bol bol satılmaktadır. İstanbul bağların- çen sene, İstanbul bağlarında pek az üzüm yetişmişti. — H.A. İzmir (Akşam) — Verem mücadele cemiyetinin Yamanlar kampı açılmıştır. İlk hafta içinde kampa (166) kişi çıkmış, muntazam bir hayat yaşıyarak istirahate başlamıştır. Cemiyet, kampta bulunanlara ikisi kahvaltı ve ikisi yemek olmak üzere günde dört defa yemek vermektedir. Kampta bulunan zayıf ve istirahate muhtac halk, muntazam bir hayat yaşamakta, öğle yeme- ğinden sonra herhalde uyku uyumaktadır. Akşam üzeri hafif gezintilerden sonra yemek masasına oturulmakta ve ondan sonra uyku zamanma kadar muhtelif eğlenceler tertib edilmektedir. Kampta istirahat edip te kilo almıyan kimse görülmemiştir. Kamp müdürü B. Recai, kamp işlerini iyi idare etmek- tedir. Resmimiz, kampta istirahat öğek'bir grupu gösteriyor.

Bu sayıdan diğer sayfalar: