13 Ağustos 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8

13 Ağustos 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sahife 8 AKŞAM 13 Ağustos 1937 Cerrahlıkta yeni ve çok mühim terakkiler Kopan sinir ve adelenin yerine yenisini ekleme - Kalbde yapılan ameliyatla e Modern bir ameliyat salonunda ameliyat yapılırken Fransız profesörlerinden Gosset | lerine bir şarapnel veya kurşun par- geçende Paris tıp akademisine insan | çası-saplanmış olan yaralılar, ame- vücudünün tamiri için pek mühim bir tebliğde bulunmuştur. Operatör- ler, çoktanberi parçalanan insan eti, kemikleri ve derileri yerine, et, ke- mik ve deri ekliyerek zedelenen veya kırılan bir uzvu eski şekline ifrüğ ediyorlar. Bilhassa bedi cerrahlığın çirkin yüzleri güzelleştirmek sarkık, porsuk memelere, gerdanlara eski elestikiyeti iade etmek, yüz ve göz buruşuk ve kırışıklarını ameliyatla izale etmek hususunda ne büyük mucizeler yarattığı malümdur. Vakız bedii cerrahlık, bizde Henüz taammüm etmemiştir. Fakat Avru pa ve Amerikada bedü cerrshlar, bilhassa kadın müşterilerinin çök- luğu yüzünden diğer sahalardaki doktorlar gibi artınışlardır. Bunların arasında milyoner olanlar da eksik değildir. Şimdiye kadar cerrahlığın temir edemediği ve ekliyemediği bir şey vardı. O da kırılan, kopan ve kesilen bir sinir ve adelenin yerine diğerini koyabilmeleri Halbuki sinirler ve &deleler vücud makanizmasında ha- yali bir gol oynarlar, Vücudde mevcud sinirler iki kısım- dır. Bir Kısmı, duyduğumuz hassa- siyet ve intibm dlmaği ikinci kısmı da dimağm emir ve arzuların! UZUY- lara naklederler, yani motör vazife sini görürler, Profesör Gosset kırılan, kesilen, kopan sinirleri, bel kemiğinden alı- nan ilik ile eklermeği düşünmüş ve bu tecrübesini, bir tavşanın nihaı şev- kisile yapma muvaffak olmuştur. Sıhhati yerinde bir köpeğin arka ayğındaki motör vazifesini gören si- miri kesmiştir. Hayvan yarası iyileş- İikten sonra felce uğramış gibi yer- de sürünüyordu. Dektor Gosset, tav- şandan aldığı nihm şevki parçasını ilk ameliyatla kestiği sinire eklemiş ve bir müddet sonra köpeğin felci geçerek eskisi gibi süratle yürümeğe ve koşmağa başladığı görülmüştür. Bunun üzerine köpeğin arka ayağı neşterle açılmış ve kesik sinire ek- lenmiş olan nihan şevki parçasının adeleye tahavrüil ettiği görülmüştür. Bu ilk tecrübeden tamamile mem- nun kalan profesörler, tecrübelerini insanlar üzerinde de yapmış ve ayni muvaffakıyetli netlceyi almıştır. Profesörün “Paris tıp Iakültesine vaki clan tebliğinden anlaşıldığına göre bir adamın sağ kolunun sinir adelesi, 12 saritimetre uzunluğunda kesilmiş, kol tele uğramış ve hare- ket edemez bir hale » Bunun üzerine bir kedinin nihat şevkisinden bir parça alınarak bir adamin koluna eklenmiş ve iki y sonra kolu eski ha- line avdet etmiş, yani Yöleten “eser bunun gibi parlak neticeler alınmış: tır, Kalp üzerinde ameliyat yapmak pek zor ve nazik bir meseledir, Ufak bir hata, ölümü intaç-edebilir. Umu- pi harpten evvel kalp üzerinde yapı- İan ameliyatlar, ekseriyetle ölümle Getleelenirdi. Harp esnasında, kelp- liyat masalarında can verirlerdi. Kalp üzerinde uzunca süren bir ameliyat muhakkak ölümle neticelenir, Kalp- bir ilâç içirirler, sonra göğüs kemik- lerini keserek kalbi meydana çıkarır- lar. Kalp, bir iple dikilir, ve ipin iki ucunu operatörün asistanı tutar. Cerrah darebanları mümkün merte- be geciktirmek için sol elile kalbi 8- kar, sağ elile neşteri kalbe batırır, ve kalbe saplanmış yabancı cismi pens- le alır. Bir saniye sonra kalp iple ka- pamır, ve doktorların vaktile söyle- dikleri veçhile, Allah isterse hasta kurtulur. Pericardite, Tachyesrdie ve pek tehlikeli olan hünnala sadr, Şimdi ameliyat sayesinde tedavi edilebil- bir uzvu yoktur ki, cerrah neşterinin. girmesi memnu bulunsun. Doktor Martel dimağ üzerinde muvaffakıyet- le ameliyat yapıyor. Lizbonda doktor Moniz alın arkasında zarları almak suretile deliliğin bu nevini iyi eâiyor. Cerrahlığın diğer bir muvaftekıyeti anatomuyu pek iyi bilmeğe mmüte- vakkıf olan ve parmakların tazyiki suretile yapılan kanser ameliyatlarıdır. Eskişehirde AKŞAM neşriyatı Kedilerin karargâhı Bu #stırları size İstanbul keği karargâhindun - “Nişantaşmdan - yazıyo- rum. Belediyemizin bizi kedi ve köpek s- lâsından kurtarınak üzere aldığı pek yo- rinde tedbirlerin tatbiki buradan bağla- malıdır. Bu kararı sizin de vermeniz için Nişantaşmdaki Aile bahçesini bir defacık ziyareiiniz kâfidir. Güzel lavası, bahçe- eti, manzarası ve şirin binalarile nümü- ne bir varında her sokakta yüzlerce kedi görür sünüz. Bu civar halkının bir tek soluk yerleri olan Ane bahçesinde yürlerce kedi ayaklarınız arasnda dolaşır. Bunlar arasında göz- leri akıntılı olanlar, Lüyleri dü hasta kediler dah! vardır. Halkın wi e yakından alâkadar olan belediye memur- Jarımızan İyi tertibat alarak üni bir bas- kınla bu kediler karangâhını ortadan kal- durması mahallemiz halkını pek sevindi- a Mart Çöp istasyonu iteden Bilmem nereden gelen seyşahlar buranm resmini götürdüler. fm çekerken burunlarım ardı. ih in İİİ hil p#aş li İl i a lt il Gerbera R il g* p tipiniz yere bir Tumca saz heyeti gelmiş. Siz de yanlışlıkla oraşa girmişsiniz. İs- tanbula her hangi dilde bir tiyatro ya- hut saz heyeti gelse eşelmes denemez. Bunların macarcası, fransızcası, almanca - m geldiği gibi rumcası da gelip müşteri bülmuş, nitekim bir Türk heyet te atina- da'şarkeı söyliyebilir. Radyoda tekrar tekrar ayni plâklar Kadıköyünde Suha Talayman jalmli ka- srabes söylerin ne Yüzumu İzmir (Akşam) — Üzüm ve palamut ihracatının kontrolüne bu sene baş- lanacaktır. İhracatın kontrolünde çalışacak kontrol memurları için İzmir Ti- caret ve Sanayi odasında açılan kursta standanda yakın üzüm ve palamut tip-| leri talebeye gösterilerek kontrol işinde nasıl çalışacakları öğretilmektedir. Yu-| karıdski resim, ihracat kontrol namzedlerini kursta ders alırken ve üzüm tip- leri üzerinde çalışırken gösteriyor. Ortada kurs öğretmeni İktisad ti istandardizasyon mütehassısı B. Dr. Bade ve arkadaşları görüntüyor. Halkın şikâyet | ve temennileri olan Walfkonağı ve ci- | i Lambalar sönünce.. Yazan: NECDET RÜŞTÜ iti Çarşıya uymuyor evdeki pazar, Şansımız yapılan hesabı bozar!.. Şu felek hayatta bir bir halteder: Bir oyun oynar ki, bizi alt ederi... Misal mi istersin?.. Bitmez yazmakla, Bunca yıl olanlar gelir mi akla!.. Kış biter.. mayısta ilkbahar gelir, Çiçekler açılır, güneş yükselir, Işığa boğulur dağ, deniz, oval... Dersiniz: — Alalım bir parça hava!.. Bakkala, kasaba mekik dokunur, Yapılan yemekler sepete konur!.. Erkenden koyulur yola ev halkı: Su, sepei, salıncak, hasırlar, çalgı... Bu evin bir sürü küçük, büyüğü Götürür kendine uygun bir yükü!.. Ne çıkar, tabanlar yolda aşına; Varılır bir köye, bir su başına!.. Bay mahdum çınara kurar salıncak. Derede soyunur öbür yumurcak.. Küçük kız bağını çözer saçının.. Sepeti açılır arap bacının. Dolmaya aş erer gelin uzaktan. Besleme bir köfte çalar tabaktan... Büyük bay o beyaz «ille» 1 açar... Rakı mı?.. Bayanın neşesi kaçar... Görümce sermiştir otlara halı... Genç damad yakıyor kebaba çalı... Hizmetçi peşkiri takar beline... Kerime almıştır utu eline... Karpuzlar konmuştur buz gibi suya... — İşte tam o zaman - sksilik bu ya - Kör talih bir merkep şakası yapar: Gök birden kapanır, fırtına kopar!.. Hey, 'Tanrımi Boşanır yağmur oluktan, Hiç dinmez.. Hayır yok çoluk çocuktan Bağıran, haykıran, sulara batan, Yemeği fırlatan, tabağı atan. Gelinin yüzünden boyası akar Büyük bay devrilen şişeye bakar Bayan ferynâ eder «dolmalar. tdiye Köfteyi sümürmek düşer gediye Köpekler aşırır koskoca buğu 'Bir rüzgür derede yüzdürür utu Bacının çamurda kayi Çocuklar sucuğa döner bayağı ye değmiştir nazar!.. Deha var: Bütün kış yorulmuşsunuz, Yaz gelmiş, bir köyde köşk bulmuşsunuz Meslâ, geçkindir biraz yaşınız, Süküna muhtaçtır yorgun başınız!. Dersiniz: —— Kalayım Kimsesiz, sakin! Ansizm bozulur bu Köşkte lâkin Sükünet, rahatlık, dirlik, düzenlik: Akrabi göç eder; evlere şenlik Ümidin ievkinde,. ne denir buna; Siz sükün kurarken, kopar curcunal Bir dha: Uzakça bir yolculuk var; Vapur çok rahattır, tren dört duvar. Denizden gidersin binip vapura, Karaya oturur çıkınca boral.. Diyelim, kendini sahile attın, Bu sefer bir başka zorluğa çattın: Trenden bezerken, yaya gidersin, Kötürüm olmak var; buna ne dersin: Taşlarda mahvolur tabanın yanit. Dağların da başında Veysejkarani!.. “ Tersine çıkıyor işte her dilek, Evdeki pazarı bozuyor felek! Fakat bir kişide uydu çarşıya, Geldi emelile karşı karşıya!.. /Bu, yeni evlenen bir genç adamdır, Yazayım... o zaman hikâye tamdıri. İz gel Bu adam evlenmek isterdi gerçi, Fükat bir şüpheyle yanardı içi: Badık kalarak mı karısı ona?.. Kadını kendine uys&âl bulursa?.. Hissine, aşkına ortak olursa?.. O zaman olurdu hayatı zindan; Kıskançlık denilen okun hızından Şüphesiz bir anda delinir kalbi, Ölürdü yaralı bir aslan gibil.. İsterdi kadının sahibi olsun, 'Bu Kadın alınmış mal gibi olsun: Başkası sürmesin ona elinil.. Kalbinde besleyip bu emelini Karakter sahibi bir eş isterdi, «Onunla evlenmek doğrudur...» derdil, Bu hayal nihayet hakikat oldu, Genc adam bu sadık kadını buldu; Bin türlü tecrübe, sorgu, iskandil; muslu... Macera peşinde değil!., Çok hoştu, yüzünü zaten beğendi, Konuştu, sevişti, sonra evlendi!, Hesabı bozmadı felek bu sefer: Dileği olmuştu. En büyük zafer!.. an Altı yıl geçmişti... Onlar mesuddu, Genç adam kadını başında tuttu!.. Bir yazdı, gittiler biraz uzağa, Altıncı seneyi kutlulamağa: En yakın, en güzel bir şehir işte? Elini uzatsan tutulr «Peştes! Genç kadın görünce büyük oteli Ansızın olmuştu sevincden deli: Bu büyük otelde geçti en beş gün, On beş gün yaptılar yeniden düğünl.. Genç adam kalbinden sanki vuruldu: Canı mi sikıldı?. Kederi mi var?.. Halbuki bu olel her derdi savar; Tutulan odanın yalnız balkonu Eğlendirmek için kâfiydi onu; Buradan görünür Peştenin parkı, Olmazdı en güzel filimden farkı! Olelin altında vardı büyük bar, Kadınlar çok süslü, erkekler kibar!.. Bir yanda bakara: Deneniyor şans.. Ötede bir cazhand: Ediliyor dans. Genç adam döküyor her kece para, Karısı bakmıyor fakat bunlara!.. Bu hayat kadını sarsmıştı çünkü Yormuştu dans, gezme, içki her günküt —1— Kocası vermişti dönmeğe karar, Dedi ki: — Fazlası beni de yorar!.. Bir gündü... Son defa çok gezindiler, O gece içmeğe bara indileri.. Genç kadın pek fazla şampanya içti, Viskiden kocası Kendinden geçti!.. Kızmıştı; söylendi kadın ansızın: — Rahatı hep kaçar böyle şanssızın, Gördün mü jartiyer koptu; felket... Ben ne dans ederim ,ne de hareket!.. Az sonra düşecek çorap; biliri Sen otur, ben şimdi dikip'gelirim!.. Genç kadın süzülüp odaya çıktı, Adam da bir dolu viskiyt yıkta!.. Fakat tam o zaman oldu bir kontak, Lâmbalar sönmüştü, şu talihe baki.. Dediler: «Tamiri uzun sürecek...» Kocası düşündü: «Korkmuştur gerçek» Kadını bulmaya yukarı çıktı: Odaya gelmişti, kapı açıktı; Bir parça serhoş ya.. muziplik yaptı, Hiç ses yok... kadının elini kaptı: Karısı bir kuştu, kolları ökse; Her iki dudakta yandı bir buse!.. İki kalb titrerken bu heyecanda, Ampuller parladı fakat bir andal.. Sanırken hesabı çarşıya uydu, Genç adam bir büyük inkisar duydul. Ne yazık!.. Fevkinde bütün ümidin, Kadın boş bulunup, dedi: Sen miydin? Bu akşam işli: Asım, Taksim: Kürkçüyan, Firuzağada Ertuğrul, Kaiyoncukulluk- ta Zafiropulos, Beyoğlu İstiklâl cndde- #inde Galatasaray, Tünelde Matkoviç, Okçumusm caddesinde Weni- dıklda Mustafa Nail, Kasım- , Hasköy: isim Asso, Samatya: Kocamustafapaşada Rıd- van, Alemdar: Cağaloğlunda Abdül- Kadir, memuruna müracaat eylemeleri,

Bu sayıdan diğer sayfalar: