24 Ağustos 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 4

24 Ağustos 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKŞAM Oğlunu öldüren ana Yazan: NECDET RÜŞTÜ ze Savaştan şerefle döndü yüzbaşı. Otuza varmıştı bu sene yaşı, Güzeldi: Lâciverd gözleri koyu, Saçları kıvırcık, uzundu boyu, Kuvveti yamandı. O, erkekti taml.. Göğsünde madalya; bu heykel adam Gövdesi bir metre eksilmiş geldi: Bacaklar kasıktan kesilmiş geldi!.. Şimdilik işliyor her iki yara; Gözleri mıhlanmış karşı duvara, On gündür kimseyle konuşmuyordu!.. Bancılar bir sürü doktoru yordu; Yüzünden belliydi çektiği azap. Sonuna ermedi fakat ıztırap, Ümidin önüne çekildi duvar!.. Fakat bir genç doktor dedi; — «Çare ver! Bu doktor yarayı uğuşturuyor, Acılar yirmi dört saat duruyor, Rahat ediyordu hasta bir parça: Şırınga... Sürmüştü bu haftalarca!.. Bir sabahı, görenler deli oldular: Zabiti yatakta ölü buldular!.. Dolaptan alınmış bir çok ampuller, Şırınga yapılmış, ölmüştü asker!., Bir feryad, bir korku evi inletti: İntihar değildi.. bu, cinayettil.. Adam gidemezdi çünkü dolaba, Öyleyse kim yaptı bunu âcaba?.. Evin kalabalık değildi içi: Anası, karısı, doktor, hizmetçi... Uğrunda kurbandı her zaman ana, Yeter ki ömrünü bahşetsin ona!.. Bu işi yapamaz asla karısı: Zabitti ömrünün çünkü yarısı!.. Doktor mu?.. Bu, eski bir arkadaştı, Bilâkis; yoruldu, fazla uğraştı!.. Hizmetçi?.. Olamaz... Niçin öldürsün, Bir bedbaht kanına elini sürsün?.. Korkulu bir sir var.. bunu yapan kim?. Sabredin.. meydana çıkarır hâkim!.. ğe Mahkeme başladı.. salon doluydu, Senenin en müşkül davası buydu!.. Zabitin anası, bu yaşlı kadın Derdliydi... yaklaşıp sor: «Nedir adın?,» «Iztırap..» diyecek., öyle mahzundu, Herkesin kalbine bu hal dokundu!.. Söz ona düşmüştü. yaşını sildi, Ahali toplandı, sesler kesildi, Başladı vermeğe ifadesini: — Azabım bulmuştur son raddesini, Sanırım çektiğim burada kalır, 'Tanrımız büyüktür: Canımı alır, Ben bütün ömrümü oğluma verdim, Yetimdi; daha çok onu seyerdim. O geldi dünyaya, ben de kaldım dul: Babası ölmüştü. Süründüm yoksul, Fakat ne alçaldım, ne de evlendim, Oğlumu büyüttüm, her zoru yendim!, Bilmezken ben nasıl yapılır ilik Namusla öğrendim, ettim terzilik!.. Aldiğım parayla büyüttüm onu, Oğlum tik mektepten çıktı en sonu!.. Bu sefer sevinçten olmuştum deli: Göğsüne bastırdı onu «Kuleli? Ne şahh, ne güzel esvağlar' giydi, Askeri mektebin talebesiydi!... Yok. Dememek için her isteğine, Durmadan çalıştım elimde iğne!.. Ben neler çekmiştim uğrunda nele:; Sonunda tükendi derdli seneler: Ben ihtiyar oldum, o zabit oldu, Ne sülün, ne güzel bir yiğit oldu!.. Bitmişti yıllardır duyduğum acı: Olmuştum oğlumun başının tacı!.. Gençlik bu... Bir kıza gönlünü verdi, Gün günden büyüdü kalbinin derdi, Bu hasret tükendi evlendiği güni. Bir nisan ayında yapıldı düğün, Beraber tattılar altı baharı; Altı yıl bu aşkın tüttü buharı, Onlarin Haline hayran olundu: Gelinim Leylâdı, oğlum Mecnundu!.. İşittik bir yangın, bir salgın gibi Dünyaya derd olan o büyük harbi!.. Genç oğlum dağ gibi gitti savaşa, Sevgili gelinle kaldık başbaşa! Bir gündü.. neşemin güneşi söndü! Ayaklar kesilmiş, kütürüm döndü. Yavrumdan uzakta kalayım neden, Evime getirdim hastaheneden!.. Doktorlar yaparken ona pansıman, Yaraya ilâçlar konduğu zaman, Acıdan akardı gözünün yaşı!.. Nihayet yetişti bir arkadaşı; Doktordu... Beraber büyümüşlerdi; Yaraya o baktı, çok emek verdi: Şırınga yaptığı müthiş bir zehir Acıyı kesmeğe geldi birebir!.. Fazlası ölümmüş; doktordan duydum, Bir kutu ampulü rafa ben koydum!.. Teselli etmeğe başladım onu: Karanlık görürken o kâinatı, Sevdirmek istedim bense hayatı!.. Masallar söylersem nasıl eskiden, Şimdi de bahsettim ona sevgiden: Aşkını söyledim genç karısının, Böylece nısfını aldım yasının!.. O, artık bu derde alışıyordu, Bahtına uymıya çalışıyordu!.. Hayatı mahvoldu bir akşam fakat, Bu sefer olmuştu kalbi de sakat!.. Demişti: «Odada sıkıldım gerçek, «Pencere yanına karyolamı çek!..» Karyola hafifti, elimle sürdüm, Bahçenin önüne doğru götürdüm, Oturdum oğluma ben de yakınca!.. İkimiz dışarı fakat bakınca Zavallı: «Onlar mı?..» diyerek sordu; Karısı doktorla öpüşüyordu!.. Yok dedim davrandı, camdan görmüştü İnledi. Dermansız yatağa düştü!.. Faca başladı o zaman asıl: Ayaksız, gönülsüz yaşardı nasıl?.. Ömrünce mahrumdu her emelinden; Gövdesi, karısı gitmiş elinden, Bir külçe olmuştu artık varlığı!... Onunla kalmdi bahtiyarlığı: Binlerce kadından onu beğenmiş, Yıllarca sevmişti... Sonra evlenmiş Gönlünün hicranı sükün bulmuştu; Çılgınca âşıktı, köle olmuştu!.. Onu ben doğurdum, kanı kanımdır, Yarı dimağımdır, yarı canımdır, O ne hissederse ben hissederim: Bağlıyız... Kederi olur köderim!.. Onun en yakını, anasıyım ben, Aklındarr geçeni bilirim hemen! Iztırap onu da, beni de yord «Bir kadın bağışlar aşkını dince; «Her iki ayağım böyle gidince, «Elbette usanır bir kötürümden: «Başka hiç çarem yak benim ölümden» Omuzuna çökmüştü derdin yığını, Kaç gece işittim hıçkırdığım!.. Kaç sabah sararmış buldum yüzünü. Besbelli yummamış gece gözünü!.. Düşündüm: Gelmeli azabın sonu... Oğluma acıdım: Öldürdüm onu!.. Şimali (Baş tarafı 1 inci sahifede) Şehrin üzerinde uçan bir Japon tay- yaresi bunlardan birini düşürmüş ve bütün fişeklerini sarfettiği için diğe- rine yüzme tertibatile çarparak onu da düşürmüş sonra salimen üssüne avdet etmiştir. Gangtse cihetinde 3 Japon | tayyaresi 9 Çin tayyaresile harp etmiş, | bunlardan beşini düşürmüştür. Tay- yarelet hasara uğramadan dönmüşler- dir. Nankin civarinda Japonlar Çinlile- rin taarruzlarını tardetmişlerdir. Sed- diçine doğru, arazinin ârızalı olması yüzünden yavaşça ilerliyor. Pekinin cenubunda 3 Çin fırkasının taarruzu tardedilmiş, Çinliler ricata mecbur kalmışlardır. Nankinin bombardımanı Nankin 23 (A.A.) — Japon tayyare- leri Nankine hücum etmeğe devam ederek yalnız askeri istihkâmları ve tayyare meydanlarını değil merkezde bulunan hükümet daireleriyle hususi ikametgâhları da bomardıman et- mişlerdir, Bütün ecnebi sefirlerin Nankinde oturdukları malündür. Şanghay 23 — Nankinde büyük bir binanın önünde 2 bomba patlamıştır. Birçok kimselerin öldüğü zannediliyor. Şekrin her tarafından bu mahalle has- ta nakliye otomobilleri gönderilmiştir. Bunlar ölü ve yaralıları naklediyor. lar, $. Şanghayda bir ticarethaneye gülledüştü Şanghay 23 — Şehrin bombardıma- nı devam ediyor. 7 katlı büyük bir İn- giliz mağazasına gülleler düşmüştür. 250-300 ölü vardır. Bir gülle binanın içinde patlamıştır. İnfilâkın şiddetin- den bütün şehir sarsılmıştır, Bu bina» Çindeki kuvveti 150 bini buldu Yaş üzümden baş- ika kavun, domates da ihraç edilecek (Baş tarafı 1 inci sahifede) Orun için, şimdi razaki üzümü gön- derilmektedir, Bu razakiler, İzmirin en güzel razaki üzümünü yetiştiren Karaburun havalisinden temin edil miştir, İktisad Vekilimiz, üzüm am- | balâjlarını tetkik ederken bir kaç salkımda iki tane çürük üzüm gör- müş ve oradâkilere: — İşçiler, bunlara dikkat etmeli- dir, dikkat etmeyenleri şiddetle ceza- landırmak lâzımdır. Muvaffakıyeti- miz'için kaliteye ve iyi ambalâja çok dikkat etmek lâzımdır. İ o Demiştir. Üzüm kurumu müdürü B. Hakkı Veralın rahâten ve kolay bir şekilde yaş üzüm ihracatı yapabil İ mek için İzmirde çok geniş bir soğuk İ hava deposu inşa ettirilmesi ve soğuk İ hava depoluvapurlar satın alınması hakkındaki izahatı üzerine sayın Ve- kik — Vapur da elacuğız, depo da yap- tıracağız. Bu işi, artık bırakamayız. Her sene, üzümerimizin mühim bir kısmını yaş olarak dış memleketlere sevk ve ihraç edeceğiz. Demiştir. Şimdi yaş üzüm sevkiyatı, müşkül şerait altında yapılmaktadır. Bağda kesilen üzümler, sıcağı sıcağına am- balâjlandıktan sonra İzmir mezbaha- sının soğuk hava deposuna konmak- | ta, orada üç gün durdukten sonra | kamyonlarla Birincikordona getirile- | rek şat üzerine yerleştirilmekte, son- ra vapurun ambarlarina taşınmakta- dır. Sevk esnasında bodulmamaları için ilk soğuk hava depolarından çıkarılan üzümlerin vapurlardaki soğuk hava depolarına kısa bi” -*manda yerleşti- | rilmesi lâzımdır. Gelöcek yıllarda yaş üzüm ve ka- van sevkiyatı meyarında domatis ve karpuz ihracatına dâ ehemmiyet veri- lecktir. Bu sene yaş üzüm ve kavun sevkiyatında kâr temin edilmese bile gelecek seneler bu mühim işe devam oluncaktır. Japon nın önünde bir çok kimse yaralan- miştar. Japon harp gemilerinin vaziyeti 'Tokyo 23 — Şanghaydaki İngiliz | ve Amerika filoları kumandanları bir nota vererek Japon harb gemilerinin Hengken nehrinin mültekasına kadar götürülmesini dostça istemişlerdir. Ja- pon filosu kumandanı bunu: yapmı- yacağını, çünkü müdafaasını deruhte ettikleri mıntakadan. uzaklaşmak lâ- zım geldiğini, maahafih Çinliler tara- fından bir taarruz olursa diğer gemi- leri tehlike haricinde bırakmak için kendiliklerinden bu mmtakadan çeki- leceklerini bildirmişlerdir. Çin sularındaki İngiliz torpidoları Londra 23 (A.A) — Maltadan bil- dirildiğine göre, Çin sularındaki İn- giliz torpido muhribi filosunu Akde- niz filosundan bir torpido muhribi fi- lotillâsı ile takviye plânları tekredil- miştir, Üç İngiliz. torpido muhribi filotil- Jâsı, her zaman olduğu gibi bundan böyle de Maltada kalacaktır. İzmir için satın alının vapur İzmir 23 — İzmir limanında işle- mek üzere Liman işleri umum müdür- lüğü tarafından satın alınan vapuru muayene etmek üzere Londraya giden heyet vapurun teknesini ve muvaze- nesini kusursuz bulmuştur. Vapurun muayenesi iki gün sonra tamam olar caktır, Vapur 18,500 sterline satın alınmış- tır, Fiat hususunda tam bir mutaba- kat hasıl olmuştur. Eğer muayene müsbet bir netice verirse bu-vapur bir ay içinde limanımıza getirilecek- tir. | bekcisi sarhoş Davudu kaldırıp götür- AKŞAMDAN AKŞAMA Vaprun Karşıyaka hattına tahsis İğ edilmesi muhtemeldir, N Şarab dokunmuş Bıçak teşhirinden 3, sar- hoşluktan da 1 gün hapse mahküm oldu Davud adında biri evvelki gece Be- yoğlunda bir-meyhanede şarap içip sarhoş olduktan sonra sokağa çık- mış ve Gümüşsuyu civarında cadde- nin ortasına düşüp sızmışlır. Biraz sonra oradan geçen polisle mahalle mek istemişler, Davud yerden kaldı- rılmca cebinden bir bıçak çıkararak: Hepinizi yakarım! Diye tehdide kalkışmıştır. Elinden bıçağı alındıktan sonra Davud hak- kında evrak tanzim olunarak mahke- meye verilmiştir. Dün asliye dördüncü ceza mahke- mesinde yapılan muhakemede Davud: Ben sarhoştum. Ne yaptığımı bilmiyorum. Fakat böyle işler yaptı- #pmi da zannetmiyorum. Demiştir. Reisin: — Peki amma, kendini bilmiyecek derecede sarhoş oluncaya kadar ni- çin içiyorsun?... Sualine karşı da: — Bay reis, içtiğim dört beş bar- dak şaraptır. Bununla insan sarhoş | olmaz amma, nasılsa bana fazla do- | kunmuş, sokakta kimseye zarar ver- meden yatmışım... Cevabını vermiştir. Dinlenen şahit- ler de Davudun çok sarhoş olduğunu | ve polisle bekçiyi bıçakla tehdid. et- tiğini söylemişlerdir. Sarhoş Davudun bıçak teşhirinden dolayı üç gün, sar- hoşluktan da bir gün “olmak üzere dört gün hapsine karar verilmiştir. . Manevra dönüşü (Baş tarafı 3 üncü sahifede) — Bu karpuz tarlası ezildi. Derhal yüz lira vererek tazmin edilmelidir! - diyordu. Sonradan öğrendim. Eski devirler- | de, harekât sahasındaki tarlalar birer iaşe menbâu sayılıyormuş. Şimdi ise | bataklık gibi telâkki ediliyorm çine katiyen ayak atılmıyacak İyice tebarüz ettirilmiyen başka bir nokta; Manevraların şimdiye kadar ana- nesi şöyle imiş: Ecnebi heyetere ha- Teketler kısmen seyrettirilir, lâkin ten- kit.esnasında, bizde bu sefer olduğu gibi, teferruat dinlettirilmezmiş. Türk ordusu bu ananeyi değiştirmekle hem nekadar kendinden emin, hem de ne derece sulhperver olduğunu bir kere daha isbat etmiş oluyor. Hani, büyük, kuvvetli, sıhhatli in- sanlar vardır. Bu maddi halleri ma- neviyatlarına da tesir eder. Muhitle- rine iyilik yapmak, faydalı olmak is- | terler; güler yüzlü ve neşelidirler, Mürebbi, siyanetci, müdafi ve barışcı olan Türk ordusu da, böyle sevimli ve cana yakın bir mevcudiyettir, Akşramcı İki kişi denize düştü Bursa öğretmenlerinden B, Osman Fevzi, şehrimize gelmek üzere Mudan- yadan Çanakkale vapurile hareket et- miştir. Vapur, Adalar açığına geldiği bir sırada güvertede dolaşmakta olan Osman Fevzi bir aralık muvazenesi- ni kaybetmiş ve denize yuvarlanıver- miştir. Bu düşmeyi görenler, derhal kaptanı haberdar etmişler, vapur dur- durulmuş, kayık indirilmiş ve tayfa- lar tarafından, boğulmak üzere olan Osman Fevzi kurtarılmıştır. 13 yaşlarında Talât isminde bir ço- cuk da Sirkecide araba vapur iskele- sinde dolaşmakta iken bir aralık mü- vazenesini kaybederek denize düşmüş ve imdadına yetişilinceye kadar bir | hayli su yutarak ölüm anları geçirmiş- tir. Talât, biraz sonra kurtarılmışsa da fazla su yuttuğundan Cerrahpaşa hastanesine kaldırılmıştır. Selâmi İzzet TİYATRO KONUŞMALARI Her kitapçıda bulunur. Fiat 50 kuruştur. Bu âkşam Nöbetçi eczaneler Karagümrük İstapan, Sarıyer , Yeniköy, Emirgi - melihisarındaki ecZiheler, Al Cerrahpaşada Şeref, Beşiktaş: , Kadıköy: Söğüllüçeşmede Hulüsi Os- man, İskele caddesinde Saadet, Üs- küdar: Merkez, Fener: Balatta Hüsa moddin, Beyazıd: Asadoryan, Küçük- pazar: Hasan Hulüsi, Samatya; Ye- dikülede Teotllos, Alemdar: Çember- litaşta Sırrı Rasim, Şehremini: Top- kapida Nâzim, Ekmek ve francala narhı inka edildi Belediye narh komisyonu dün top- lanmış ve ekmek, francala fiatlerini on beş gün müddetle ibka etmiştir. TEŞEKKÜR Babamı? Kasap Mehined Parlarıli vefatı İ münasebetle cenazesine gelenlere, mek- tup (ve telgrafin teessürlerimize iştirik Yütfurida bulunan akraba ve”dostlarınlıza ayrı ayrı teşekküre teessürümüz mâni ol- duğundan muhterem gazetenizin tavassu- tunu rica ederiz. Oğulları Kasap Hasan Parlar ve Hüseyin Parlar Terzi Gemal Bürün 24 ağustos salı gününden itibaren, yazlık modellerini ehven flatla elden çıkarttığını müşterilerine bildirir. Bu akşam Beylerbeyi İskele tiyatrosu Zozo Dalmasın “iştirakile HALİME 28 ağustos perşembe ak- şamı Beşiktaş Alle bahçe- sinde Zozo Dalmasın iştirakile Halime Istanbul Harici Askeri kıtaatı ilânları 159 bin kilo arpa kapalı zarfla eksilt- meye konmuştur. Tahmin edilen bedel | 37950 liradır. İlk teminat 2846 lira 75 kuruştur. Eksiltmesi 4/9/937 cumar- İ tesi günü saat 11 de Erzincanda Tü- men karargâhındaki satınalma komis- yonunda yapılacaktır. İstekliler ihale günü Tecim ve Endüstri odasında ka- yıtlı bulunduklarına dair vesika ibraz edeceklerdir. 2490 sayılı kanunun 32, 33 ve 34 maddelerindeki esasata uy- gun olarak isteklilerin verecekleri tek- İ Mf mektupları 4/Eylül/937 günü saat İ 10 a kadar komisyon başkanlığına ve- rilmiş veya posta ile gönderilmiş bulu- nacaktır. Şarinamesini görmek iste- yenler bir adedini 190 kuruş mukabi- linde Erzincanda Tümen karargâhın- daki satınalma komisyonunda ulabi- lirler, (298) (5374) Kiralık konforlu | küçük apartımanlar Taksim tramvay caddesi üzerin- de, güneşli ve havadar, kalorifer, sıcak su ve asansörlü bir binada üç ve dört odalı apartımanlar 1 | eylülden itibaren kiralıktır. Tak- ( sim Topçu caddesi 2 numaralı UYGUN aparlımanı kapıcısına müracaat. 4600, altı aylığı 1000, üç azlığı 1000 kuruştur. Adres tebdili için yirmi beş kuruşluk pul göndermek lâzımdır. Cemaziyelâhir 17 — Kuzhunır VI 4 İnak Güneş Öğle İkindi höşum Yatı E. 0331029 620 98 1200 138 Va. 320 Bi9i2i 1856 2035

Bu sayıdan diğer sayfalar: