11 Eylül 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

11 Eylül 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Hoş kokulu Sakız zambaği nasıl yetiştirilir? Bahçelerde açıkla, içeride veya saksılarda yetiştirile- € göre, saksı veya bahçe zam- bağı namlle iki grupa ayrılabilir; her #kisi bir olmakla beraber çiçek açma Zan manı, yapılacak itina başka başkadır. Baksı zambakları, evlerimizin içinde ve apartımanlarımızın salon, balkon ve pen- €ere kenarlarında mükemmel bir şekilde yetiştirilebilir ve buraların oldukça iyi bir şekilde N giçek açarlar. , (Zambak mesi noktasından faydalıdır. Soğanlar di- kilirken saksının 2/3 kısmı boş birakil- mah, toprak Tatıp olmalı, tedricen üzeri- ne toprak konmalıdır. Baksılara konacak toprak: 1 kısım kır toprağı, 1 kısım yaprak çürüntüzü, bir kı- sm funda veya kestane toprağı ve bir mikdar da dere kumundan ibaret bir top- Yak halitası olacaktır. Bir büyük zambak soğanı için 10 san- in kutrunda bir saksi kâfidir. Zambak ecel ni va bidayetle | teshin lunmıyan bip veya bodruma koymalı. Kurak giderse az mikdarda sulamalı ve #uyu saksı kenarlarından, azar azar ver- melidir. Büyük bir sakmda soğanlar bir kaç se- pe kalabilirler. Çiçeklerini açmış olan , artk © kadar sulanmaz ve de hiç su verilmez. — sonbahara Zambak paksılarını kışın, evlerde ziya- dar pencere kenarlarına koymah, sak ve verince püskürtülerek, arasıra Sü- Sonbaharda dikilecek zambak soğan- lari: lum longiflorum. Lancifolum Auratum. Bir düzeltme (AKŞAM) ın edebi romani Çilek fideleri tarlalarına ne vakit ve aşı dikilmelidir? İlkbahar sonüh- da, yazın, bol bol ve seve seve ye- diğimiz çilekleri Üç tarda, üret mek kabildir: 1 Tohumla- rile, 2 — Kolları üzerinde meyda- na gelen köklü sörgünleri ile, 3 — bulunan .Köklerinden Demet şeklinde tefrik olunan sürgünleriledi Bunlardan, en tabii olarak üretme şekli kollardan süren köklü bıyıkları iledir. Tohumlarile teksir de; tohumlar ilkbahar- da, iyi hazırlanmış yastıklara ekilerek evvelâ fideler elde edilir. Badehu bu fide- ler başka bir yastığa gaşırtılır ve sonba- harda, şimdi, çıkarılarak çilek tarlasına nakledilirler, Çileklerden sürüp toprağa temas et- mek suretile köklenmiş olan sürgün kol- lar, bu mevsimde çilek tarlasından tefrik olunup tarlasına şimdi dikilirler. Bundan başka iyi yetişmiş çileklerin demet halindeki köklerinin bir kısmı bir- birinden ayrılarak, seyreltilir ve yeni çilek tarlasına bunlar musyyen mesafelerle di- kilirler. Çilek fideleri dikilecek tarla gu sekilde hazırlanmalıdır: Toprak güzelce bellenir, ondan evvel bolca bir tarzda çürümüş gübre verilir ve toprağı okarıştırılarak gömülür, ondan sonra bahçenin vüsatine göre 1 - 15 metre hare çileklere sal- harklarından daba alçak yapılmalıdır. harklardan daha alçak yapılmalıdır. Böylece hazırlanış olan tavalara köklü çilek fideleri 20 - 25 santim mesafelerle ve 30 - 35 santim sıra aralıklarile, fideler açılan yerlere ikişer kök olarak Gikilirler, Dikmeyi müteakip bolca bir su verilir. Her taraya üç sıra çilek fidesi ekmek kabildir. İki sırası tavanın kenerlarına bir sirasi tayaların ortasına isabet eder. Pidelere evvelâ serpme su verilir, bun dan sonra da salma su verilebi Şayet çilekler kökten ür takdirde sonbaharda çilek köl Tek ayrılırlar Her kökten 8 - 10 kök ayır- mak kabildir. Bunlar doğrudan doğruya tarlasına dikilebilirler. İşte yukarda izah ettiğimiz veçhile çi- mesele, gerek kökten ve gerek piçlerinden ve gerek kök- 13 bıyıklardan yapılacak üretmede, çilek- lerin pek ihtiyarlamış olmaması, bir iki yaşında bulunması lâzımdır. Çünkü ihti- Yar bir çilek tarlasından tefrik olunan çi- eklerden bilâhare Iyi ve bol mahsul si- mak kabil olamaz. Esasen çilek tarlala- Pni ber üç dört senede bir tecdif etmek Yzımdır. Çilek tarlalarının gübrelenmesi, tımarı ve diğer hususat hakkında sırası gelince ayrıca izahat verilecektir. AKŞAM'ın Ziraat mütehassısı karilerimizin suallerine cevap veriyo (AKŞAM) w ziraat mütehassısı her nevi ziraat bahislerine dair sorulacak sücllere - cevap verme- ğe hazırdır. Gönderilecek mek- fupların üzerine (Zira&t muhar- riri için) kelimelerinin ilâvesi lâ- amdır. 'Yefrika No. 42 Mektep arkadaşları — Başlıyor. — Profesöre haber verin. Şüvester pansıman odasının küçük kapısından bakarak cevap veriyordu. — Profesör hazır, geliyor. Cevvale heyecanını belli etmemek için önündeki nikel korkuluğa dayan- mış bu hazırlıkları seyrediyor. Ve o anda gözlerinden başka her ta- ralı beyaz görünen profesör içeri giri- yor. Cevvale onu bir kaç kere koridorda poliklinik günleri ikinci hariciye pa- yeşil gözleri ve mat çehresile tipik bir adamdı. Bir çok operatörlerin yaptık- ları yanlışları düzelten ve gene bir çok doktorların beceremeyip başlarından Attıkları vakaları bistürisinin hassas ve mahir hareketlerile kurtaran bu 26- ki ve bilgili adamın nazik bir ameliya- tani seyretmek çok istifadeli olacaktı, Profesör etrafına bir göz gezdirdi. Genç kızı gördü, Onun bir talebe oldu- ğunu anladı. Başile hafif bir selâm verdi ve derhal işe başladı. Doktor Nâzım ameliyatın mide ve safra kese- sl üzerinde olacağını söylemişti. Delik mide dikilecek ve safra kesesi kontrol edilecekti. Cevvale bütün dikkatile masa Üze- rinde başlıyan hareketleri kentrola başlamıştı. Daha profesör işe başla- madan doktor Nâzım hastanın göğsü- nü ve karnını bir kaç defa tentürdi- yotla temizlemiş ve hazırlamıştı. makine gibi işe başladı. Cevvale hay- retle onün ellerini takib ediyordu. Ön- ce bir bistüri darbesi ile mide nasiye- arada bir el girecek oyuk hazırladı. Kauçuk eldivenli elleri elektrikli bir alet gibi işliyordu. İki üç dakika için- de hastanın göğsünden pens fışkırı- yormuş hissi veren bir manzara hasıl oldu. Mide üzerinde serbestçe çalış- mak için bütün damarları penslerle kapıyan profesöre iki asistan mütema- diyen alet yetiştirmeğe çalışıyorlardı. Büyük salonda kirlenip atılan ma- kas, pens ve bistürilerin biribirine çarpmasından gelen madeni şakırtı- dan başka ses yoktu. Profesörün eli Kuşlar: Kanarya beslemek meraklı ve eğlenceli bir iştir hesiz Kanarya ge- lir, Evlerinizde ka- narya beslemek, bunları Üretmek çok eğlenceli bir iş olduğu gibi bunların harekâti- m O seyretmek, ötüşlerini dinle- mek te insana ay- kanaryaların da, iyi, asil cinslerinin ye- tüştürilmesine itina etmek mesainize da- ha fazla bir zerk verir. Cinsi malüm olmiyan Kanaryaları tek- #ire kalkmakta. hiç mâna yoktur. Çünkü, elde edeceğiniz mahsul fena olunca, İn- #an inkisarı hayale uğrar ve netice itiba- rile © İşten vazgeçmeğe kalkar, Binaen- aleyhi m üretme tarzlarından bahselmesden önce kanryaların ufak bir tarihçesini yaparak iyi cins kanaryaların evsafını, nerelerde yetiştiği hakkında okuyucularımıza kısaca malümat vermeği faydalı gördük. Kanaryaların menşei Afrikanın şimal sahilleri, Kanarya adalarıdır. Hattâ bun dan doleyi bu kuşun ismine kanarya den- miğtir, Elyevm orşlarda yabani bir hal- de yaşıyan pek çok kanaryaları tesadüf edilmektedir. Bunların renkler! ekseriyet- Je yeşilimtrak sarı veya gümüşi sart renktedir. İspanyollar, on beşinci asırdan beri ka- narya ticaretile meşgul olmakta ve tut- tukları kanaryaları evvelâ İtalyaya, İs- viçreye, Avusluryaya, Almanyaya götür müşlerdir. Almanlar, uzun zamandanberi kanar- yaların teksir ve ilabile uğraşmaktadır- ntaka- İar. En ziyade Almanyanın Tiroi Almanyanın Harz dağlarında yetişti len beyaz ve sarı kanaryalar pek makbul ve hoş şarkıcı kuşlardandır. Buradaki dağlı Almanlar bu kuşların talim biyesinde, tesalüb suretile cinslerinin Isbında büyük muvaffakiyetler elde et- mişlerdir. Esasen Tirol puntakasının Harz dağlarının iklimi, havası bu kuşların mü- kemmel yetişmesine yardımı olmuştur. Burün, dünyanın en mükemmel kanar- yalarını buralarda bulmak kabildir. Bil hassa, Harz dağlarının en yüksek mınla- kası bulunan Andresberg ehalisi, hatti çifçileri kanarya yetiştirmek, terbiye ve wlahile uğraşmakta çok mabirdirler. Bu- Tanın ebelisi bu güzel, cins, nadide, oku- Yuru kuşları dünyanm her tarafısa gön- dermek suretile vs mikyasta ticaret yapmaktadırlar. Memleketimizde bile, en mekbul kanaryalar, Cermen edilen, Alman kanaryandır. ki, renkleri beyaz ve sarıdır. Almanyanın Harz dağlarında yetişti len kanaryalar Münih - Münsehen civa- rında hüsüsi sergi ve panayırlarda teşhir edilmekte, mükemmel yetiştireniere hü- kümet tarafından, kuşçuluk cemiyetleri taratından, nakdi mükâfatiar verilmek- tedir, Bizde yetiştirilen kanaryalar limoni sa- n renkte olup tepeleri siyah olanlar pek makbuldür. Memleketimizde maalesef iyi cins ka- maryalar bulmak imkânı pek azalmıştır. Buna da sebep, evvelce Almanyadan ve Avrupanın diğer muhlalif şehirlerinden celbedilen cins kanaryalardan yüksek gümrük alınmakta olduğundan bu güzel artık görünmüyordu. O açtığı delik- ten girmiş. İçeride işliyordu. Şimdi sanalkâr bir terzi gibi eline aldığı mi- de üzerinde iğnesini yürüten profesö- Te asistanlar katküt, pansıman yetiş- tirmeğe çalışıyor, hemşireler kullami- mış aletleri topluyor, başhemşire elin- deki pensle profesöre lâzım olan şey- leri veriyordu. Mide üzerinde işini bitiren profesör şimdi safra kesesinde çalışmağa baş- Tamıştı. Dışarı çıkardığı büyük ve si yah. devekuşu yumurtası cesametii deki keseyi asistanlara gösterdi ve Cevvalenin işitemediği bir sesle bir kaç kelime söyledi. Genç kız bir sani- ye içinde bu tabil halinden dört beş misli fazla büyümüş safra kesesini yer- deki küvetlerden birinin içinde gördü. Profesör onu kesip çıkarmıştı, Bir saat geçmişti. Asistanlar arası- ra duvardaki saate bakıyor ve hasta- ya narkoz veren hemşireyi ikaz edi- yorlardı. Şimdi profesör katkütü işletirken doktor Nâzim pensleri birer birer çeki- yor. Hastanın karnında çalışan eller yavaş yavaş meydana çıkıyor, artık nârkozu kesmesi İçin hemşireye işaret ediliyordu. Bu hareketler o kadar muntazam, o kadar da süratli oluyordu ki açılan Meyvacılık: Meyvalar nasıl ve ne şekilde toplanmalıdır? Meyva bahçe de yapılan amı Myaın en zevkli- #, şüphesiz ke- male gelen mey- yalan o toplan- ması işidir. Pek mühim ve zevkli olan bu iş, mem- leketimizde, ma- #lesef pek fena ve dikienisiz bir şekide yapılmaktadır. Bizde, ağaçlardan bir mikdar meyva toplamak için, bütün ağaç zedelenmekte, kıymetli gözleri havi dallar koparılarak, bilâhare meyva verme kabiliyetine, ya- #âma tarsina halel getirilmektedir. Meyva toplamada, çok defa, ağaçlar iki kişi tarafından şiddetle sallanarak sü- kilmekte ve yahni uzun sırıklarin ağaçlar Üzerine, körpe dallara vurularak toplan- maktadır; bu da kâfi gelmiyormuş gibi, ağaçlar üzerine taşlar atılarak meyvalar düşürülmekte ve toplanmaktadır. Bu şekilde, gayri fenni bir tarzda top- lanan meyvaların bir çoğu yere düşerek mühim bir ismi peralanır, ağaçlara vu- Talan sırık darbesile de körpe dal ve mey- va tomurcukları harap edilmiş olur. Bu şekilde toplanan meyvaların hiç bir kıymeti olamaz. Muhafazası müşkül ve bir mahalden diğer bir mahalle nakilleri güçleşir. Avrupada, bu tarzda meyva Kanunen menedilmiştir. Meyvalar ağaçlarda hepsi birden ke- male gelemez. Bu tarzda yapılar toplama ameliyatında kemale gelmemiş bam iey- valar da, koparılmış olur. Meyva toplamada çok itina göstörilme- #i lâzımdır. Aksi takdirde, insan meyva bahçesine, ağaçlara sarfettiği pera ve emeğin mükâfalını göremez. Meytaların ne şekilde ve nasıl toplanacağını diğer bir yazımızla etraflıca, izah edeceğiz. toplamak risine bir de pul leffederek mektup- la cevap istiyen o okuyucularımıza, tahriren cevap vermek imkân hari- sinde olduğu gibi, gazetemiz mari- fetile de sorulacak zirai meselelerin, azami 2-3 den fazla olmamasına dikkot edilmesini rica ederiz. yalar artık memleketimize gelme. başlamışlır, ki, bu yüzden yerli haryalarımıza beriçten saf, temiz kan katılamadığındın mevcut yerli kanaryala- rımız, bugün, tamamile dejenere olmuş ve bu yüzden Mısıra ve diğer komşu dev- etlere kanrya sevki suretile, evvelce yapı- lan kanarya ticareti bugün tamamile de- necek bir şekilde sönmüştür. Avrupanın diğer memleketlerinde ka- naryalar bambaşkadır. Meselâ: İngiltere, Belçika, Norveç kanaryalarının. vücutleri, cüsseleri daha büyük, renkleri daha par- ir, Bu cihete orularda daha ziyade ehemmiyet verilmektedir. Kanaryalardan, şekil itibarile en güzel olan İsveç Norveç kanaryalarıdır. Vücut- leri büyük, tüyleri kırmızımtıraktar. Mançester kanaryaları da pek makbul, renkleri koyu sarı, vücutleri pek iri, kü- çük bir güvercin kadardır. Kanatları ve kuyrukları siyah, vücut- lerinin tüyleri turuncu olan (Londra) ka- Bazyaları da pek makbuldür. Resmimiz düz beyaz, çok güzel, şarkıcı bir Cermen - Alman kanaryasını göster- mektedir. kamı tekrar kat kat dikilip sarıldığı zaman hasta da artık açılmağa başla- miştı. Salonun büyük kapısı açıldı ve iki kuvvetli hademe arabaya geçirdikleri hastayı sürüp götürdüler, Şimdi yan- gömleğini alır almaz ilk işi bir sigara yakmak oldu. Sonra bir gölge gibi on- ları takib eden Cevvaleyi güzlerile ara- yıp bularak sordu: — Nasıl, merakınız var mı? Genç kız heyecan içinde kekeledi: —Çok, pek çok! — Korkmüuyorsunuz ya?. Başını salladı: — Asla! —Ohalde ameliyatlarda sık ak bulununuz. — Teşekkür ederim profesör, Profesör başile hepsini kniyeini Doktor Nâzım ellerini yıkarken ona dönmüş gülüyordu. — Ne yalan söyliyeyim. Fenalık ge- çirirsiniz diye endişe ediyordum. Hat- t4 bizim başherişireye arasıra sizi kon- trol etmesini tenbih ettim. Cevvale hayretle sordu: — Niçin doktor bey? Sebzecilik: Kırmızı turşuluk pancarlar nasıl ıl yetişti ilir? hık pancarların da, sebseler ara- sında mühim denecek kadar bir mevkii vardır. Bu sebcenin, haşlanarak, sirke ve zeytinyağı, sarmısak katılarak yapılan turşusu pek güzel clur. Pancarın turşusu, Iştiha açıcı, oldukça mugaddi olması hasebila, yaz kış sofralar- da bulundurulmasını tavsiye ederiz. Turşuluk pancarlar; aleldmum pancar- lar gibi, kaba, meyil, derin, serin toprak- lardan hoşlanırlar, rütübetli, pek kili toprakları sevmezler. Turşuluk pancarların ekileceği toprağın eski hayvan gübresile gübrelenmesi, bol mahsul almak bakımından faydalıdır. Turşuluk pancarların (tohumları iki mevsimde, ilkbahar ve sonbaharda, şimdi ekilirler. Ağustos, eylülde ekilen pancar tohumlarından bütün Kış, Ukbahara ka- dar mahsul alınabilir. Pancar tohumları iyi hazırlanmış, tes- viye edilmiş toprak parsellerine, serpme olarak ektlirler. Tohumların 2 - 3 santim derinliğinde kapatılması kâfidir. Tohumlar ekildikten sonra toprak bir tahta ile hafifçe tazyik edilir ve üzerine de biraz çürüntü gübre serpilir. Pancar tohumlarını 20 - 25 santim fasi- lalı çizgilere, 4 - 5 satnim aralıklarla ek- mek te kabildir. Tohumlar intaş edip üç dürt yaprak olunca, bir seyretleme yapılır ve toprak Kabartılır. & - 7 yaprak olunca ikinel bir seyreltme ile beraber çapa da vurulur. Her pancar kökü arasmda 12 - 15 santim mesafe bırakılırsa kâfidir. Bittabi bu za- mana kadar sık sık sulanmalıdır. Hasadı — Sonbaharda ekilen pancar to- bumlarından bütün kış pancar elde edilir. Bir ara 50 - 60 gram hesabile tohum ekilirse kâfidir. Turşuluk pancarlar soğuklardan kati- yen müteessir olmu Yuluuz şiddetli s0- Zuk ve donlarda üzerlerine samanlı güb- Te atılırsa fena olmaz. Pancarların koyu kırmızı, yuvarlak olan- Yarı makbuldür. Üzümleri arılardan muhafaza etmek için Erenköy, B. Mehmed Al: Anlar hak- kındaki sorğunuza cevap veriyoruz: Arılar, ekseriyetle, üzümler tamamile kemale geldikten sonra bağlam musallat olurlar. Bu zamanda, bahçeye arıların en fazla hücum ettikleri vakit, püzkürgeç tu- Yumbasile, üzerlerine su serpmek faydalı- dır. Bu suretle, bir kaç defa takip olunan arılar, artık, tekrar gelmezler, Maamafih, bağlara bol kükürt verilirse veya kıymeti salkımlar Kemale gelmek Salkımları, üzümleri kurtarmış olursunuz. Yalnız, ke- selerin salkımlara konulması, salkımların kemale geleceği bir anda yapılmak lâ- zımdır. Ondan evvel konursa salkımlar güneşin ziyasından o kadar istifade ede- raezler. Pek masraflı görülen, bu kese tedariki meselesinin yek nazarda külfetli olacağı tahmin ediliyorsa da hakikatte öyle de- Bildir. Keseler yıkandıktan sonra her bağ bozumu mevsiminde kullanmak bittabi kabildir. Binaenaleyh ber sene yapılacak bir masraf demek değildir. Bu suretle, bağlarda, kiymetli üzümleri anların tasallıtundan kurtarmış olursu- — İlk defa böyle bir amlelyatta bu- Tunuyorsunuz değil mi? — Eveti — Böyle ameliyatlara ilk defa gi- renler arasında başı dönen, midesi bu- ameliyatla uğraşırken bayılıp düşen kaç kişiye tesadüf ettik. Maşallah sig demir gibisiniz. Tebrik ederim. Cevrale bunları hayretle dinliyordu. Doktor Nâzım ellerini kurularken Bâve etti: — Ama profesör artık size müsaa- de etti. Ameliyathaneye istediğiniz za- man girebilirsiniz. — Çok teşekkür ederim efedim. Cevrale sevinçten çılgına dönmüş” tü. Hiç bir arkadaşına nasip olmıyan bü müsaade ona verilmişti. Artık ameliyathane hemşireleri de onu tanımışlardı. Nezaketi ve çekingenliği ile kendi- ni sevdiren genç kız artık mesleğin en zevkli sahneleri içine girmiş bulunu- yordu. Her günlük hayatında karşılaştığı bu teşvik edici hareketler, vakalar Onun arasıra zayıflar gibi görünen ka» rarlarını kuvvetlendiriyor. Cesaretini arttırıyordu, ' (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: