27 Eylül 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

27 Eylül 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKŞAM 27 Eylül 1937 — —— AKŞAMDAN AKŞAMA: | aralik mikemmnyığin Evlerimizi yeknasaklıktan | kurtarmalıyız Şu dünya yüzünde bin bir beton şe- hir yapıldı. (Binbir mi?.. Elbette daha fazla... Sözün gelişi «Binbir. diyo- rum...) Fakat bu şehirler biribirine benzemektedir. Hiç birinin adı sanı anılmıyor, Kimse oralara gitmek iste- miyor, Çünkü yeknasaktırlar, Gene o eski Venedik, o hatıralar dolu Paris, o sisli Londra, o basali kubbeler mem- leketi Moskova, şu «Bin kocadan arta kalan bivei Bakir fertuta musahhir» İstanbul insanı cezbeden şehirlerdir. Evlenen gençler balayını geçirmek üze- re buralara gidiyor. Çünkü bunlar da, frenkçe bir tabi rin tercümesile, «mevzii renk., mevzii hususiyet vardır. Ve maalesef, bu mevzii hususiyetler, dünyanın her yerinde azalmaktadır. Avrupayı dönüp dolaşmaktan gelenler hep böyle yanıp yakılıyor! Bir ahba- bım dedi ki: — Ticarette standardizasyon iyi, hoş, faydalı olabilir. Bir sandıktan ayni cins portakalın çıkması makbul bir in-| tizamdır, Fakat, iktisad âlemindeki bu yeknasaklık şehirler de, eğlence yerle- rine de sirayet ederek bütün sokaklar biribirine benzeyince, eğlence namına her yerde bar, her barda ayni cins meş* rub ve ayni ayak marifetleri yapan kızlar zuhur edince elâman.. İnsan ha seyahat etmiş, ha etmemiş!.. .. Şehrin kendi bünyesindeki hususi- yetlerin mevcud bulunmamasından İs- tanbulda şikâyet edilemez. Fakat ma- | alesef, bunlar bizde menfi hususiyet- | lerdir, İstanbul öyle nevi şahsına mün- hasır bir beldedir ki, diğer şehirlerin bütün tekniği burada tatbik edilse bas- ma kalıplaşamaz. Amma yalnız şehrin umumi man- zarası itibarile bu böyle... Teferrüata geçince, maalesef, şehrimiz, evler, dükkânlar bakımından hiç de oriji- nallikler arsetmiyor. Bilâkis, yekne- sak mı yeknasak, can sıkıcı mu can kalktı; yerine «harcı âlem» apartıman geldi. Eski şairlerin: «Gülü tarife ne hacet? Ne çiçektir, biliriz!» dediği gibi, bu apartımanı da tarife ne hacet? Malümdur: Nohud oda, bakla sofa... Cephede geçme bir salonla bir yemek salonu, dar bir ko- ridorla arkadaki yatak odasına buy- run, Hizmeiçinin yatacağı yer, pence- resiz bir indir. Aman, ne küçük, ne kullanışlı mutfak!.. Banyosu da var Bütün evler ayni tarifte... Haydi mi- marisi neyse... Fakat döşeniş tarzı da öyle, Üzeri yastıkla bir divan. Yastık- ları üstünde bir iki bebek... Yarı kübik, yahut çarşı işi kanape, koltuk. Yemek masası üzerine inen bir abajor... Öyle ki komşunun evine karanlıkta girse- niz, kendi evinizde imişsiniz gibi eşya” yı yerli yerince bulabilirsiniz. Bir basma kalıp, bir'yeknasaklık ki, gma veriyor doğrusu... Halbuki, sanat eserleri gibi, ev mi- marisi, ev döşemesi de, dükkân tertip- lemesi de bir milletin sanat seviyesini gösterir. Biraz taklidçilikten vazgeçe- Bim. Kafamızı işletelim. Ve diğerinin- kine benzemiyen ihtiyacımıza, zevki- mize göre yerimizi, yurdumuzu kura- ım. Ferdlerin zevk ve tenevvülerinden hasıl olan çeşid çeşid tertip edilmiş gü- zel evler, pek muhtaç olduğumuz aile sevgisini de yükseltecektir. — Belediyemizin göz önünde bu- Akşamcı Odun ve kömür Belediye stok ve fiat hakkında tedkikat yapıyor İstanbulun en ucuz odun ve kö- mür satılan mevsimi mayıs ve hazi- ran ayları olduğu halde bu sene bu aylarda - geçen senelere nisbet ka- bul etmiyecek derecede - odun, kö- mür flatleri çok yükselmişti. Alâkadar tacirler, fiatlerin bu yük- selişini bu sene ilkbaharda ihtiyacı karşılıyacak mikdarda odun kesilme- | miş olmasına alfetmişlerdi. Fakat aradan bir müddet geçtikten sonra fiatler yeniden düşmüştür. Belediye, kış mevsimi yaklaştığı ve mahrukat ihtiyacı da daha ziyade hissedildiği için şelirimizde odun, kö- kikata başlamıştır. Bu tedkikat neticesinde stokun ihtiyacı karşılıyacağı anlaşı- lırsa ileride fiatleri yükseltmeğe te- şebüs edecekler hakkında kanun! ta- kibat yapacaktır. Hava kursları Zehirli gaz kursları 15 teşrinievvelde açılacak Hava tehlikesine karşı alınacak tedbirler için biri memurlara, diğeri" halka mahsus olmak üzere iki kurs açılacağını yazmıştık. Halka ait kursların açılacağı yer: ler tesbit edilmiştir. Bu kurslarda ders verecek omuallimler, eskiden açılan kurslarda nazari ve ameli ders gö- renler arasından İntihap edilmiş ve lerine tebliğat yapılmıştır. Bu İ tebliğata göre kurslar 15 teşrinieyvel- de açılacaktır. Her aileden biri er- kek, diğeri kadın olmak üzere iki kişi kurslara devam edeceklerdir Üç hırsız suc üzerinde yakalandılar ü nde yakalanmışlardır. Büyükde- rede Fıstık suyunda bay Hakkının evine hırsızlık için İlyas ve Yusuf isimlerinde iki sabıkalı girmişler, bah- çede gizlenerek tam faaliyete geçe- cekleri sırada, ev halkı tarafından alınan tertibatla, çalacakları eşyayı doldurmak için beraberlerinde getir- dikleri boş çuvalla birlikte yakalan» mışlardır. Sabıkalılardan Mustafa da, Beşik- taşta Akarellerde eski polis komiser- lerinden bay Nurinin evine girmiş, mıştır, Her üç hırsız da Emniyet di- rektölüğüne getirilmiş ve haklarında kanuni takibata girişilmiştir. Belediyece cezalandırılanlar Fatih mıntakasında Belediye suçu işleyen 31, Emiönünde de 22 kişi ce- zalandırılmıştır. Bundan başka Fatih mıntakasında 89, Emiönü mıntakasında 48 noksan ekmek müsadere olunmuştur. mür stoku ve fiatleri hakkında ted- mevcut | | Evvelki gece üç sabıkalı hırsız, iş tam öteberi aşıracağı sırada yakalan- | | Haklı şikâyetler Şirketi Hayriyeden bir dilek Vaniköyde — oturan larımız yazıyor: «Sabahları Vaniköyden 6,30 Ja kalkan vapur, Arnavutköy iskele- sine yanaşmak için Kandilliden 6,35 te gelen vapurun kalkmasını beklemektedir. Halbuki, 6,30 da Vaniköyden kalkan ve Arnavul- köyüne uğrıyan vapur, açıkta bek- liyeceğine, Kandilliden gelen. va- ura yanaşsa, İstanbula daha er- ken gitmek istiyen yolcular, buna aktarma olacaklar ve 20 dakika evvel Köprüye varacaklardır. Şirketi Hayriye idaresinin bu üki vapuru Arnavutköyünde biri- biri üzerine yanaştırması kendisi için hiçbir masraf ve külfeti mu- cib değil, bilâkis Vaniköy halkına büyük bir kolaylıktır. İdarenin bu noktaya dikkat nazarını çekme» nizi rica ederiz.» Vaniköy okuyucularımızın bu haklı dileğini Şirketi Hayriye ida- resinin İs'af edeceğini ve teşriniev- vel başından itibaren tatbik mev- kline konulacağı söylenen sonba- har tarifesinde de bunu ihmal et- miyeceğini umarız. Esasen okuyu- cularımızın pek doğru olarak işa- retettikleri veçhile bu, İdare için her hangi bir masraf ve külfeti mücib değildir. okuyucu- Belediye otobüsleri Belediyenin bir firma ile anlaştığı haberi mevsimsizdir İzmirden gelen bir haberde, İz- mir fuarında teşhir edilen otobüs nü- munelerinden birinin İstanbul bele- | diyesi tarafından intihap edildiği ve bu nümuneyi teşhir eden firma ile İ belediye arasında bir anlaşma yapı- lacağı bildiriliyordu. Belediyenin İstanbulda — işleteceği otobüsler hakkında bir çok fir- maların teklifleri henüz belediye fen heyeti tarafından tedkik edilmek- tedir. Bunlardan birinin tercihi için yakinda bir. karar verileceğinden şimdiden şu ve yahut bu firmanın tercih edildiği etrafındaki haber, mev- simsiz görülmektedir. Belediye, otobüslerin gümrük res- minden muafiyeti hakkındaki kanun Millet Meclisince kabul edildikten sonra otobüs getirtecek, o zaman en müsait şartları gösteren firmalardan birinin teklifi kabul edilecektir. Yankesiciliğin önü alınacak Emniyet direktörlüğü ikinci şube- İ sinin yankesicilik ve emsali vukuata bakan memurları bu kabil vukuatın tamamile önüne geçmek için lizımga- len tedbirleri almış bulunmaktadır. Evvelki gün cumartesi ve hafta başı olmasına rağmen şehirde bir tek yan- kesicilik vakası kaydedilmemiştir. Faaliyette bulunan bütün sabıkalı yankesiciler de yakalanmıştır. lirken yolda ölmüştür. Yerebatan sarayı Belediyece satın alınma muame- İesi bitti Yerebatan sarayının belediye ta- rafından satın alma muamelesine başlandığını yazmıştık. Muamelenin resmi formalitesi bitmiştir. Bugün- lerde muamele Lapucu intaç edile cektir. Yerebatan sarayı o ötedenberi sey- yahların rağbet ettikleri, İstanbulun en dikkate şayan “bir. sarnıcı oldu- ğundan belediye yalnız sarayın - iç dehlizlerini değil, sarayın dış kısmı nı da, yani medhalini de düzeltmeği, burada güzel bir bina inşa etmeği ve etrafına da güzel bir park yapma» ğı düşünüyor. Bu hususta imar mü- şaviri - B. Vagner bir proje hazırlıya- caktır. Saray satın alındıktan sonra ha- zırlanacak proje dahilinde saray İç ve dışının tanzimi için Şehir mecli- sinden tahsisat istenecektir. Sırt hamallığı Satıcıların çoğu at ve araba tedarik ettiler Beş gün sonfa, yani 1 teşrinieyvel- den itibaren sırtta, başta ve omuzda yük taşınması tamâmen ve katiyyen menedileceği için belediye alâkadar şubelere tebliğat yapmıştı. Öteden- beri bu şekilde çalışan satıcılardan çoğu, at, araba tedarik ettiklerinden mahalle aralarındaki seyyar satıcıla- rın faaliyeti azalmıyacaktır. Henüz bu vasıtayı tedarik edemi- yen satıcıların pek aza baliğ olaca- İ gı tehmin ediliyor. Hattâ seyyar sa- tıcılar bu vesali tedarik ettikleri için şehrin muhtelif mıntakalarında İ açılan sabah pazarlarından bir kıs- mına pek az seyyar salıcının iştirâk edeceği tahmin ediliyor. Kireç tahtaları tutuşturmuş Yeşildirekte Dostlukyurdu soka- ğında Dilber zadelere ald bir inşaatta tahtalar kızgın kirecin tesirile tutuş- muş, ateş genişlemek istidadı göster- diği sırada itfaiye tarafından söndü- rülmüştür. Bir çocuk motosiklet altında yaralandı 16 yaşlarında Hrant isminde bir ermeni çocuğu, idaresindeki motösik- letle Lângadan geçerken beş yaşında Agop isminde bir çocuğa çarparak | ağır surette yaralamıştır. Polis, Hrantı yakalamış, Agobü te- davi altına aldırmıştır. Hususi bir otomobil 60 yaşında bir ihtiyara çarptı Enver isminde birinin idaresinde bulunan hususi bir otomobil Suadiye ile Erenköy arasında ilerlemekte iken Üsküdarda Tekke kapısında oturan 60 yaşlarında ahçı Ahmede çarparak yaralamış, Ahmed hastaneye kaldırı- ... Hamallarla seyyar satıcılar için Bay Amcaya göre... İSTANBUL HAYATI Derya kuşları Balıkpazarının 10ş, çarpık çurpuk sokaklarında inceli, liyor. Yazın en sıcak günlerinde dört bucak cayır cayır yanarken bile ça- kır çukur taşlarının arasından kay- pak Jüzücetli çamurları hiç eksik olmıyan sokaklarda kadın, erkek bir- birlerine — giriyorlar. Çarpışmadan, İ itişip kakışmadan, her adımda bir İ omuz vuruşu, ayak kaymasile sende- leyip çarpılmadan ilerlemenin imkâ- nı yok. Koca bir kamyonun savurdu- Eu yağlı çamur zifosundan kaçmağa çabalarken sağ koluma vıcık vıcık bir şey yapıştı Yanımdan geçen ada- mın elindeki manda ciğeri bir yanı- mı köpüklü kanlara buladı. Bir hayli didişmeden sonra yan sokağa sap- tum. Yanmış zeytinyağı, keskin ispirto, kokmuş et ve ekşi deniz suyu kokula- rile karışık, ıslak bir hava daha İlk nefeste insanın midesini alt üst eği- yor, sağdan soldan kulakları çmlatan aralarında inzimamile insan her kaynaşıyor. Ben de bir aralığa 89- kulmak isterken omuzuma bir el ya- Pıştı, döndüm. Üzerine kanlı balık parçaları dizilmiş iskaradan savrulan savura savura başka biri haykırıyor: — Hay gözünü sevdiğim deniz kuş- ları hay. Tepsiden yere bıraksam kaldırımların o üstünde bile yürüye Başı beyaz yaşmaklı bir bayan İşportanın önünde ter ter tepiniyor: — Oğlum, heseeey.. Kulağımın dibinde sır zır öteceğine biraz sesini kes te beni dinle. Ben bafura yeti- şeceğim. Söyle bakayım, şu çatal kuyruklu, kınalı balığın ismi nedir?.. mercan... — Ya, şu çarpık ağızlı, patlak göz- lü, acaip şey de ne biçim balıkmış” Kaça veriyorsun onun okkasını?.. — Ona derler kaya balığı valde.. Kilosu dört çeyrek.. gire çıka paçavraya dönmüş balık- lardan bir avuç alarak kadının su- ratıma doğru uzattı: — Böyle mal bayat olur mu teyze” Daha denizden çıkalı beş dakka ol- madı. Senin gözün yok mu? Bak- sana, hayvanın hâlâ yüreği çarpi- — Bir kilo al, yirmi kişiye siyafeğ Pazarlık kızışıyordu, sonunu bek liyemedim. — C. R. Sahife $ ——> i B. A. — Evet, bir şoförün üç kaza birden yaptığına bakılırsa her nakil vasıtasının arkasında bir yaralı Vi» gonu bulunmalı! ... Bizim sokaklara göre de bir oto- mobil... .. Veya otobüs tipi seçilmelil... sıkıcı. İk Eskiden bir ahşap ev tipi vardı. © | “© Yundufması lâzımgelen bir nokta daha var bay Amca... | nasıl bir el arabası tipi seçiliyorsa ..

Bu sayıdan diğer sayfalar: