30 Kasım 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7

30 Kasım 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

1937 Kalamış - Fe imar plânı hazırlandı "Teşrinisan! : i 0İ FENERBAHÇE mm ya o | mn, İ — MARMARA daraynee hi / — ” . - DENİZİ sin m a B. Proste'un hazırladığı yeni plân Dı Şehircilik mütehassıs B. Proste, | bahçede nihayet bulacaktır. şil görünecektir, a Kalamış - Fenerbahçe semtinin imar Mütehassıs, bu yeni yolun her ikl Kalamış ile Fenerbahçe arasında 4p Vö tanzimi için mevzii bir plân ha. | tarafımda yapılacak olan binaların | açılacak .bu yolun 10 metre ge- az“ Zırlamıştır. Bu da, diğer mevzli plân- | yolun kenarından 50 metre geride | risinde yapılacak olân binaların yük- çi lar gibi, Nafia Vekiletince tasdik edi. | yapılması lâzımgeldiğine karar Ver- | gekiikleri ayrıca bir nizamname İle m lerek kati mahiyet almıştır. miş ve plânı ona göre tesbit etmiştir. | çesbit edilecektir. Mütehassıs, Kalamış ile Fenarbah- | ( Plfinda (AL) harfle işaret edilen | Miaamafın mütehassıs şimdiden bu 5 çe arasındaki sahayı tanzim etmek | ve yolun iki tarafında bulunan kei sahalarda birbirine bitişik binalar m Üzere ilk önce geniş bir yol açınağı | lerde hiç bir bina ala yapılmasını yasak etmiştir. im Döne Ge mozagr eğ ME kine e. Plân afla Vekâletince tasdik edil- yu e meydanın aşlıyacak ol en . a a L, Fe ka, Fener- iğine göre bu sahada pi O am ön me gerin“ | bahçe, num gi den man | an bmc iç br daa yen mi- yolu takip ettikten sonra şirndi mev. | daki sahalarda yeşillik bulunmasını a e Buradaki Ks için e cut olan 20 metre genişliğindeki Pe- | lüzumlu görmüştür. Bu suretle Fe- | ve rühsatiyelerde esaslara “ © herbahçe - Kızıltoprak yollle Fener- | nerbahçe sahilleri denizden yemye- | riayet edilmektedir. R 3 4 il Arnavutlukta - | Sahte vekâletname ile | ŞT e me sı adın askerler bus — va pi dolandırıcılık davasi | mes gam 7 olandırıcılık da sre . . : çen ilkbaharda ii Hayır apartımanını üzerine geçirmekten | Arnavutuk kan i 2 Ahmed Zi > suçlu Rifatın muhakemesine başlandı |, 9. Sahte muamele ve evrakla Şerife — Bu kadın akrabam değildir. Fa- . arasında . Kamer adında bir kadına aid Ağaha- | kat kendisi ötede beride beni yeğeni wat ilânet > mamında Hayır apartımanını kendi | olarak tanıtmış. Ben kendisini tanımı. | miş ve kadınla > üzerine geçirmekten suçlu ve adının, | yorum. demiştir. rn çarşaf giy. " Halidpaşazade Rifat olduğunu söyli- | Davacı vekili, suçlunun birçok sabı. | imelerini yasak Yen biri dün birinci ceza mahkemesin- | kaları bulunduğunu, kendisini Meh. | etmişti. ın de muhakeme edilmiştir. Mahkemede | med, Ahmed Çelebi, Mevlüd, Hüseyin Kral Zogu, Ar- de- dayacı bayan Şerife Kamer davasını | ve saire gibi muhtelif isimlerle tanıta- navutluk devi > anlatarak, işlerini takip edeceğin! 8öY- | rak dolandırıcılıklar yaptığını ileri | tinin 25 inci yıl. > lemek suretile suçlunun, kendisini | görmüştür. Bunun üzerine davacı ve. | dönümü müne m- kandırıp notere götürdüğünü, kendisi | iyi, bu işin hukuki bir mesele olduğu. | sebetile yapıla m okuyup yazmak bilmediği ve muamele- | nu ve davaya ceza mahkemesinin de. | <aK VÜYüK Tes den anlamadığı için tanzim ettiği sah- ğil, hukuk mahk in bak ii mi geçide kadın- rd. te bir senede parmağını bastırmak sü- am geldiğini söylemiştir. lardan omürek- cih retile apartımanını elinden âldığını öt rumen memeli i söylemiştir. sea edecektir, N m Suçlu bu iddiayı reddederek, mun. | Kemesinde devam edilmesine ve şahld- | £ Kadın askerler, askeri elbise, miğ- - melenin doğru ve evrakın noterden taş | Jerin çağrılmalarına karar vererek mu- | fer, çizme, gez maskeleri, silâh ve > dikli olduğunu iddia etmiş, vekili de; | bakemeyi başka güne bırakmıştır. mitralyözler ile mücehhez buluna- N — Tanzim edilen evrak doğrudur. ei e caklardır. Bu kadın taburuna kralın gil Esasen bayan Şerife Kamerle mazmun a tamir | hemşiresi bayan Maksude kumanda Rifat bir müddet beraber yaşamışlar- edecektir. m dır. Bu yüzden dedikodular olmuş, Se. | (İstanbul erkek Tisesi binasının ta- | & Bayan Maksudenin, kralın maliyet ö rife Kamer, Rifatın eve niçin geldiğini mir ve ıslahı için Maarif vekâletinden kıtaatındâ rütbesi teğmendir. p soranlara, yeğeni olduğunu söylemiş- | beş bin liralık tahsisat ayrılmıştır. Bu ii late tir. para Maarif müdürlüğüne gelmiştir. Bir hırsız yakalandı > Demiştir. Reis bunu Şerife Kamere | Binanın, tamirine ve asri ihtiyacı kar- Si sormuş, Şerife Kamer: şılaştıracak derecede tadiline başlana- i — Hayır, bu adam benim bir şeyim | caktır. Mektep tamir edildikten sonra z değildir. İddinlarının ash yoktur. C0- | mektebin iboratuar vesaire gibi hoke vabını vermiştir. Suçlu Rifat da; (o (| sanları tamamlanacaktır. ESRARENGİZ KERVAN — Yazan: Arif C. Denker Tefrika No. 18 Ahmed fısıldıyarak cevap verdi: “Seni burada bekliyeceğim, gecikme!... , Ahmed bunları anlatirken Olga hiç durmadan köpeğile oynuyordu. Türkmen genci susunca köpeği bir- denbire kucağına aldı ve gayri ihti yari etrafına bakındı. Fakat şüphe edebileceği bir kimseyi göremedi. Ahmed sözüfle devamla dedi ki: kulağını yarığa dayıyarak odanın içe- risini dinlemişti. Olganın tüyleri ürperdi; demek ki damda biradam var, dedi. Ondan sonra mindere doğru gitti, oturdu ve yüksek sesle: — Gel Sonya, dedi. Ben yatmak iş- ha var. O kâğıdı da sana vermek iste- rim, ama şimdi değil O Japonyalı ile tanıyamadığım bir Çinli sizin odadan çıktıktan sonra be- nim kapımın önüne geldiler ve kapı- mı da yavaşça açmağa çalıştılar. Ben derhal köpeğin ağzını tutarak havla- masina mâni oldum. Fakat bereket versin kapıyı açamadılar. Ondan son- ra tekrar galerinin parmaklığına git- tiler, orada hazır duran kalın bir ipe ra nereye gittiklerini şimdi büyük bir korku ve endişe için- deyim. Ahmed sustu. Olga köpekle konuşu- yormuş gibi yaparak dedi ki: — Benim cici Melçıkım, beni dinle, Bu gece ay doğmadan evvel ben s&- ninle gene buraya gelip oynıyacağım. O zaman bana her şeyi anlatırsın. Fa- kat kaçma, burada otur, sakın bir ye- re gitme. Bu akşam seni dinlemek için gene buraya geleceğim. larda Moskovaya gitmedikleri gibi bu- Tundukları yerlerde Rüs konsoloslari- le ve ajanlarile temasa gelmemişlerdi. Ne maksatla Türkistanda seyahat et- tiklerini bizzat Rus casusu olan Ah- Singden başka bir kimse bilmiyordu. Bunu söyledikten sonra köpeği sal- Herkes onları artist zannediyordu. ta durdurdu ve tehdid Olga o gün akşama kadar istirahat parmağını kaldırarak: elli. Ortalık karardıktan sonra kalktı. — Anladın mi? diye Odasından çıktı, Velinin odasına gitti, açık duran kapıyı hiç düşünmeden itip hemen odadan içeriye girdi. Veli, daha doğrusu Ahmed Abud kendisini odada bekliyordu. Kız, oda karanlık olduğundan du- vara tutunarak nihayetine kadar ya- vaş yavaş yürüdü. Ahmed de hemen © kapıyı arkasından sürmeledi. Olga her ihtimale karşı kendisini müdafaa et- mek için rovelverini ateş etmeğe hazır bulunduruyordu. Fakat, hakikatte Ahmed Abuddan korkmuyordu. Ken- di müşahedelerile onun ifadeleri ara- sında sıkı bir müşabehet vardı. Ya- nındaki kâğıdlardan dolayı Ahmedin de tehlikede olması lâzım geliyordu. Bu aralık -Ahmed Abud kendisine yaklaştı. Olga ona yavaşça sordu: —— Şimdi doğrusunu söyle bakalım. Evvelâ adın nedir, sen kim sin? Bunla» rı anlat, Dün akşamki sözlerile hiç iananmadım. Ahmed hiç ses çıkarmayınca kız tehdidkâr bir tavır takındı: — Arkandan koşan düşmanlar kâfi Ahmed fısıldıyarak cevap verdi: — Seni burada bekliyeceğim. Gecik- me! Hem ben, hem de siz büyük bir tehlike içindeyiz. Bu akşam gene bü-. rada! “ pısından uzaklaştı. Kendi odasına gir- di ve kapıyı kapadı. Yarı açık duran kapının arkasında kitab okuyan Son- ya, kapının kapanması üzerine odanin karanlık içinde kaldığını görünce: — Kitab okuduğumu görmüyor musun? diye Olgaya çıkıştı. Olga elile bir işaret verdi. Mühim bir meseleden bahsedifeceğine delâlet eden bu işaret Üzerine Sonya oturdu- Zu yerden kalkarak arkadaşının yanı- na gitti. Olgaona Şu sözleri fısıl- dadı: — Sus, dikkat et! Muhakkak taras- sud ediliyoruz. Başım ağrıyormuş gibi davran! Bunu fısıldıyarak söyledikten.sonra yüksek sesle dedi ki: — Çok yorgunum, Sonya, Galiba sıcaktan. Buraların Bavasına da hiç güvenilmiyor, geceleri buz gibi soğuk, ise cehennem gibi sıcak. Kapı kapalı dursun, belki oda biraz serinler, z , Sonya arkadaşının fısıldadığı ihta- rına riayetle:; — Dur biraz, dedi, Başına kompres yapayım. Baş ağrın belki bu sayede geçer. Odanın içerisi yarı karanlıktı. Ka- pınım aralıklarından nüfuz edebilen aydınlık içerisini ancak göz gözü gö- rebilecek kadar tenvir ediyordu. Olga gözlerini tavana dikmişti. Orada da bazı yarıklar bulunması lazımdı. Çün- kü tavanın bir çok yerleri çatlaktı. Kızın gözü yavaş yavaş karanlığa ali- şınca o çatlaklıkları da iyi teşhis et- meğe başladı. Hele bir yarık diğerle- rinden daha büyük olduğundan ora- dan mutlaka ziya girmeliydi. Olga gözlerini o yarığa dikkatle dikerek bir müddet baktıktan sonra hakikaten se mayı ince bir çizgi halinde görmeğe başladı. Bunun üzerine oradan hiç gözünü ayırmadı. Birdenbire o gök çizgisinin bir göl ge İle karardığını gördü. Bir müddet sonra 0 gölge oradan çekildi. Olga gölgenin bir adam başı olduğunu far- ketti, İhtimal ki damda oturan birisi

Bu sayıdan diğer sayfalar: