30 Kasım 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8

30 Kasım 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sahife 8 AKŞAM Kaybolmuş İspanyadan hatıralar Şiir, zevk ve eğlence diyarı olan eski Ispanya neredesin ? Yirmi sene «evvel İspanyada oturmuş bir ressamın gördükleri - tanıştığı insanlar - İspanyol ruhu, Ispanyol zevki, Ispanyol düşünüşü... Asri İspanya bugün kan ve ateş içinde- dir, Bir buçuk seneye yakın bir zâ- mandanberi devam eden kanlı bo- Euşma hâlâ durmadı. Melün bir elin ikiye ayırdığı insanlar hâlâ biribir- lerini yemekten usanmadılar. Baba Jar oğullarına, karılar kealarına düş- man kesildi, karşı karşıya geçmişler, biribirlerine silâh çekiyorlar, Karde- şin kurşunu kardeşi öldürüyor. Ço- cuklar doğranıyor, anneler feryad ediyorlar yanın güzel şehirleri, İspan- ile göklere savuruldu; cadde- lerden sel gibi kan akıyor, İspanya toprakları İspanyol kanı ile sulanr- yor Bir vakitler zevk ve eğlence, şiir ve güzellik diyarı olan İspanyada bugün ölüm hüküm sürmektedir. Kitara ses- leri yerine top gürültüleri, şarkılar yerine kin ve nefret âvazeleri işitili- yor. Güzel İspanyol kızlarının füsun- kâr gözleri korku ile dolmuş, ruhları | Şiirle, aşkla, musiki ile beslenmiş İs- panyol delikanlıları birkaç İspanyolu daha yoketmek için silâhlarile taşla; rın arkasına, çukurlara gizlenmişler- dir. Kendilerinde bu iç sızlatan vazi- yete tahammül etmek: kudretini bu- lamıyanlar ise doğup büyüdükleri bu toprakları terkederek başka memle- ketlere kaçıyorlar, İspanya artık eski İspanya değil dir. Kaybolmuş, silinip gitmiştir. Yal mz hafizalara nakşolmuş güzel bir hatıradan ibarettir, Bundan yirmi sene kadar evvel İspanyada oturup İspanyolları ya kından tanımış, esrarlı ruhlarına nü“ fuz etmiş bir ressam, Auguste Br&al, kıyafetli ve mili elbiseli İspanyol şimdi yerinde yeller esen bu memle- kette gördüklerini, İspanyolların an- Jaşılmaz haleti ruhiyelerini yazdığı bir kitapta çok güzel tesbit ediyor. Bu kitaptan aşağıya aldığımız parçalar kaybolmuş İspanyadan, şehirlerinden ve insanlarından geri gelmesi imkân- sız birer hatıra olarak kalacaktır. Konuşup görüştüğü, düşüp kalktı- ğı İspanyollar hakkındaki hatıraları- ni ressam şöylece, kısa notlar halin- de kaydediyor; Sevillilerin en büyük zevki: Dans Sevilde herkes danseder. Dansın ne demek olduğunu yalnız onlar bilirler. Bu şehirde kaldığım ilk iki sene zarfın- da bir dans mektebine hemen her akşam devam etmiştim. Burada üç dört ya- şındaki bebeklerden, en yüksek dan- sözlere kadar her nevi insan mev- cuddu. Bu beyaz elbiseli, siyah saçlı insan- ların dansa karşı duydukları meyli, neşe, incelik, zarafet ve letafetlerini, ömrüm oldukça unutamıyacağım. Ba- danalanmış bembeyaz duvarlarla çev- ri bu tertemiz salonun etrafını çevi- Ten gıcır gıcır temiz sıralar üzerine omuzlarındaki şallarile siyah kuşları andıran anneler sıralanır ve ortada mütemadiyen dansedilirdi, Dans eden ihtiyar Bir kış akşamı bir kadın ahbabımın evinin önünden geçerken kitara ses- lerine karışan şarkılar ve el çırpma- ları işittim. Evlerinde bir toplantı ya- pıldığı halde beni çağırmamış olma- larına hayret ederek kapının zilini çaldım, açtılar. İçeri girdiğim zaman karşılaştığım manzara şu oldu: kadınları Ahbabım ev sahibesi bayan odanm bir köşesinde kitara çalarak şarkılar söylüyor, kız kardeşi el çırpı ve altımışlık bir kadın olan anneleri or- tada Sevil danslari yaparak dönü- yordu. gil mi? dedi, nem bugün Sıkıntıdan patlıyordu. Sanki annesi benmişim gibi oturup derd yandı, Ben de sıkırlılarğnın da- Kuması için dansetmesini tavsiye et- tim. Görüyorsunuz ki sözümü tuttu.» Hakikaten ihtiyar gözlerinde çok eski günlerin hayali ve biraz da hü- zün ifâde eden bir tebessümle dan- sediyordu. İki teessür arasındaki neşe Ayni sene bir bahar sonunda Fasa sevkedilen taburların vapurlara bin- dirilişini seyrettim. Sabahleyin saat on bir sularında idi, bütün sahiller la hıncahınç dolmuştu. Anneler, kız- kardeşler, nişanlılar ağlaşıyorlar, genç askerler metin görünmeğe çalı- Şıyorlar, erkekler heyecanlarını güç zaptediyorlardı. Birdenbire askeri bando Sevilin meşhur dans hâvalarmı çalmağa başladı. Anlaşılan kumandan gittik- çe artmak istidadını gösteren umumi teessürü önlemek için bu çareye baş- vurmuştu. Bando çalmağa başlayınca biraz ey- vel rıhtımda yaşlı gözlerle duran halk ve kederli askerler arasında bir kay- naşma oldu. Efrad gemide, teşyiciler rıhtımda dansediyorlardı. Yanımda duran genç bir kız göz yaşlarile karışık bir gülümseme ile ia nüyordu. Bu unutulmaz manzara iin dans havası müddetince devam etti. Nihayet ayrılık zamanı gelmişti, Ge- mi nhtımdan ayrıldı, sallanan men- dillerle beraber tekrar gözlerden yaş- lar boşanmağa başladı. (Ressamin hatıralarına diğön biti iki yazıda devam edeceğim.) Şetket Hıfa Rado Fitremizi bir tek kişiye vermek mi, yoksa milyonların faydası için kullanmak m: daha hayırlıdır? Bursada ( Akşam') ın satış yeri «AKŞAM» gazetesi ve «AKŞAM neş- rijatn Bursada münhâsıran Atatiirk caddesi Okullar Pazarında satılmak» tadır. «AKŞAM; abonelerine husus! tenellât yapılır. Sahibi Bay Esada müraeaai, - Hilkati Ademden beri insanlar ars- 4 sındaki en garip muhavere önü. müzdeki ilkba- harda iki âlim arasında olacak- tar. j Bunlardan biri, havayı nesiminin «hududuna» oka dar yükselecek , diğeri de, arzın merkezine doğru, bir insanın dala- Ahbabım «Hayret ediyorsunuz de- ! bakın anlatayım: An- | | aralarında konuşmağa ' askere gidenleri geçirmeğe gelen halk: | bileceği kadar da- lacaktır, Btratosfer'e doğ- ru yükselecek o- Jan Âlim, profesör Piccard'ın birade- ridir. Yerin dibi- ne inecek olan da profesör Rinstein'- dir. | Profesör Einstein üç senedenberi, | bir tecrid höceresinin plânını hazır- lamakla meşguldü. Arzın merkezine doğru inecek olan | bu höcere, bir tahtelbahirdir. Deni- in derin bir noktasında, şakuli ola- rak dalacaktır. Bu fen tahtelbahiri- ne profesör Einstein de girecektir. Bir burgu halinde bulunan bu âletle yumuşak deniz dibi topraklarının derinlerine girilecektir. Böylelikle de- rinliğin âzamisi elde edilecektir. Tah- telbahir, tirbuşon hareketi yaparak aşağılara dalacaklır, fakat deniz sat- hında kalacak olacak lâboratuar va» purla daimi surette muhaberede bu- Yunacaktır. Dalma teçhizatı yapılmağa başlan- mıştır, Profesör Einstein resimleri, sağda ... Bir solucan haline gelen Şakuli tahtelbahir, kürenin merkezine doğ- Tu seyrede dursun, profesör Plecard'- ın kardeşi olan diğer âlim de, hava- nın seyrekleştiği irlifalara kadar yük- seleceklir. Bu yükseliş henüz kın- mıyan bir rekora, 15000 metreye vas rTacaktır. i İşte bu iki zd noktadaki âlimler, başlıyacak- lardır. Profesör Einstein'in âleti, «Bir âli- min karısı olmak felâketiş unvanlı ki- tabını yazdıktan sonra vefat eden zevcesinin ismini taşıyacaktır. Einstein kazaya uğradığı takdirde kendisini kurtarmak üzere bütün im- dad vesaiti hazırdır. «Solucan tah- telbahir», yukandaki vapura tele- fonla bağlı olacaktır. Telsiz, Einstein'ı İ kaçan küremizin ım söylediklerini telefondan alıp se- maya verecektir. İki-âlim, birbirlerine en zıd mesa- fede bulundukları için, gravitasyon ye rakkamlar üzerinde mukayese ya- pacaklardır, Bu neticeler ilim için çok faydalı olacaktır. Güneşe âid bazı tesirler ve ecram arasındaki ça- Dünyanın en garip muhaveresi | SAllol Ben Piccard'ım Sizi kürrenin 15000 metre uzak bir yerinden dinliyorum! Allo! Ben Einstein'im Sizi, denizin en derin noktasından ıslak topraklara dala” rak kürreiarzın merkezine inen bir yerden dinliyorum! ve zevcesinin Amerikada çekilen bir profesör Piccard'ın kardeşi zibelerdeki tahavvüller tetebbu ede- cekleri mevzular arasında buluna- caktır, Bu tedkikat esnasında, küremizden derinliğine dalan iki âlimin mütevazı selâmlarının rad- yo vasıtasile bütün dünyaya yayı m. da muhtemeldir, olan profesör Piccard bu yükselme işini yapanıyacak dertce- de rahatsızlanırsa, onun yerine Ko- lombiya (Oüniversitesinden odoktor Hengton çıkacaktı Vali ve belediye reisinin teftişleri Vali ve belediye reisi B. Muhiddin Üstündağın sabahları şehirin mühtelif semtlerinde teftişler yaptığını yazmış- tık. B, Muhiddin Üstündağ, hemen her sabah saat yedide evinden çıkarak sa- at ona kadar teftişler yapmaktadır. Bu teftişler, kaymakamların ve diğer aki olan şikâyet ve müs tlar 1 üzerine derhal alınacak ted birlerle alâkadardır. Bu sırada bazı bo- Zuk kaldırımlar tamir edilmiş, bazı tehis Jikeli çkurlar kapatılmış, temizlik ve saire hususunda görülen kusur ve ih- maller düzetilmiştir, Vali, şimdiye kadar Beyoğlu, Beşik- taş, Üsküdar, Kadıköy kazalarını tef« tiş etmiştir. Yakında Fetih ve Emin- önü kazalarını da dolaşacaktır. Bu teftişlerde mahalli kaymakamlar da valiye refakat etmektedir, Vali ve be-, Jediye reisi teftişlerine bir müddet dan Tiz devam edecektir. Yardımcı muallimlerin müddeti daha dört sene uzatıldı Ortamekteplerde muallim noksanını karşılamak üzere üç sene evvel tayin edilen yardımcı muallimlerin müdde- ti bitmiştir. Muallim kadrosu henüz tamamlanmadığından bu müddetin da» ha dört sene uzatılması için Maarif ve- kâletinderi emir gelmiştir. Valdehanında oturulamıyacak İstanbulda eski zamandan kalma büyük bir takım hânlar vardır, Valde« hanı bunlardan biridir. Bu hari adetâ bir mahalle halindedir. Belediye bu bi- nanın çok eski ve tadile elverişli olmadığını görmüş, burada oturanlara bir mühlet vermiştir. Han mesken halinden çıkarılmıştır, Sağlam olmadığı ânlür şılırsa ticarethane vâziyetinden de çıkarılacaktır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: